Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/822 E. 2023/746 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/822 Esas
KARAR NO :2023/746

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/12/2022
KARAR TARİHİ:07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı Vekili 07.12.2022 Tarihli Dilekçesinde Özetle; “..Müvekkil şirket; … Şirketi; 6111 sayılı kanun ve 4447 kanunun geçici 10 ve 17. maddeleri gereği, işverene sağlanan teşvikleri ve işverenin sigorta primi çerçevesinde her neviden benzer teşviklerle ilgili danışmanlık hizmeti vermekte olup, bu kapsamda davalı … Şirketi ile 13.04.2021 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalanmıştır. Müvekkil şirketin sözleşme gereği vermiş olduğu hizmetlere ilişkin kesilen faturalar davalıya gönderilmiş, davalı şirket bu faturalara ilişkin bir kısım ödeme yapmış ise de; fatura ve cari hesap alacaklarının tamamını ödememiştir. Davalının hizmet faturalarına ilişkin oluşturulan cari hesap borcunun tamamının ödenmediği tarafların ticari defter ve kayıtları, banka hesap dökümleri ile sabittir. Hizmet sözleşmesi gereği ödemelerin yapılması için müvekkil şirket yetkilileri tarafından, davalı şirket yetkilileri defalarca aranmasına rağmen, davalı borçlu şirket, müvekkil şirket yetkililerini oyalamaya başlamış ve bakiye cari hesap alacağının tahsilini sürüncemede bırakmıştır. Davalının borcu vardır, borç ödenmemiştir. takip konusu alacağımız, hizmet sözleşmesi gereği yapılan hizmete dayalı fatura alacaklarıdır. Davalının mesnetsiz ve çelişkili itirazları yerinde değildir. Bize göre borçlunun itirazındaki tek amacı, cebri icra sürecini uzatmak ve alacağın tahsilini geciktirmektir. Dava dilekçemiz ekinde sunmuş olduğumuz sözleşme, fatura ve cari hesap dökümlerinden de, davalının borçlu olduğu alacağımızın hesaplanabilir nitelikte kesin, net ve likit olduğu açıktır, bu nedenlerle; deliller toplandığında da sübut bulacağı üzere; borçlunun itirazının iptaline, alacağımıza “sözleşme gereği” fatura tarihinden itibaren akdi-ticari avans faizi uygulanmasına, haksız ve kötü niyetle yapılan itiraz nedeni ile lehimize % 20’ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine, arabuluculuk dahil tüm masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini…” şeklinde iddia ve talepte bulunmuştur.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Dava konusunun …. İcra Müdürlüğü … e. sayılı dosyası incelendiği 19/11/2021 tarihli faturadan kaynaklandığı görülmektedir. Söz konusu takibe ilişkin ödeme emri müvekkil şirkete tebliğinden hemen sonra yasal süre içerisinde haksız ve dayanaksız icra takibine tarafımızdan itiraz edilmiştir. Dosya itirazımız üzere durmuş akabinde arabuluculuk görüşmelerinin tamamlanmasından sonra huzurda ki dava açılmıştır. …. İcra Müdürlüğü … e. sayılı dosyasına dayanak olarak gösterilen 19/11/2021 tarihli fatura davacıya usulüne uygun bir şekilde iletilmiş değildir. Hal böyle olunca ortada likit olmayan bir borç iddiası söz konusudur. Müvekkil şirket faturaya, hizmet almadığı bir döneme ait olduğu gerekçesi ile itiraz etmiştir. Bilindiği üzere TTK’da itiraz için özel bir şekil ve usul şartı aranmamaktadır. Ekte sunmuş olduğumuz ihtarnameden de anlaşılacağı üzere davacı taraf müvekkil şirket ile aralarında yapılan sözleşmenin fesihinden sonra bir fatura düzenlemiştir. Müvekkil şirket ise fatura ve içeriğine kayıtsız şartsız itiraz etmiştir. İhtarname ve mail çıktısından da anlaşılacağı üzere müvekkil şirket haklı nedene dayanarak 02/11/2022 tarihinde, faturaya dayanak olan sözleşmeyi fesih ettiğini ve danışmanlık hizmet alımının bu ihtardan sonra fesih edilmesi sebebi ile bundan böyle fatura kesilmemesi ve borç çıkarılmaması gerektiği belirtilmiştir. Ancak davacı yan fesih bildirimi tarafına ulaşmasına rağmen takibe dayanak olan 19/11/2021 tarihli faturayı kesmiş ve müvekkili bu faturaya dayanarak icraya vermiştir. Fatura tek başına alacağın varlığını gösteren bir belge değildir. Bir faturanın gerçekliğinden bahsetmek için öncelikle taraflar arasında geçerli bir ilişkinin varlığının ispatı zorunludur. Ve yanı sıra faturanın ilgilisine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilip edilmemiş olması, ilgilinin fatura içeriğine itiraz edip etmemiş olması ve bu faturaların tarafların ticari defterlerine kaydedilmiş olup olmaması bir alacağın varlığının tespitinde değerlendirilmesi gereken diğer kriterlerdir. Müvekkil şirket , faturaya dayanak olan sözleşmeyi 02/11/2021 tarihinde fesih ettiğini , davacı tarafa bildirmiştir. Davacı yan fesih bildiriminin kendisine ulaşmasından sonra herhangi bir yazılı cevap ya da feshin geçersizliğini ileri süren bir itiraz ileri sürmüş değildir. Taraflar arasında akdedilen 13/04/2021 tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin feshini düzenleyen 15.madde 2 fıkrasında müşterinin yazılı bildirimde bulunması ve bu yazıya 6 işgünü içerisinde yazılı cevap verilmemesi veya verdiği yazılı cevaptaki gerekçenin geçersizliği şartıyla , sözleşmeyi herhangi bir ihtar ve önele gerek olmaksızın tek taraflı olarak fesih edebileceği düzenlenmiştir. Müvekkil şirket bu maddenin kendisine tanıdığı fesih hakkını kullamış olup, davacı şirketin bu hususta bir itirazı da olmamıştır. Bu durumda taraflar arasında geçerli bir iş ilişki veya sözleşme yok iken böyle bir faturanın düzenlenmesi mümkün değildir. Dolayısı ile hiçbir hukuki ilişkiye ve geçerli bir hizmet sözleşmesine dayanmadan takibe dayanak gösterilen fatura yok hükmündedir. İtiraz ettiğimiz takip dosyası incelendiğinde takibe dayanak ve borcun sebebini gösteren belgelerin takip dosyasına eklenmediği görülmektedir. İtiraz ettiğimiz takip dosyası bu bakımdan da hukuka aykırı olup , alacağın ispatı mümkün değildir. Davacı yanın takip dosyasına dayanak olarak sunmadığı bir takım belge ve bilgileri iş bu davada delil olarak sunmasına muvafakatimiz yoktur. Bu durumda faturanın içeriğinin gerçek olduğu ve taraflar arasında geçerliliği devam eden bir akdin varlığının ispatı söz konusu olamayacağı için iş bu davanın reddi gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle açılan davayı kabul etmiyor, itirazın iptali ve likit olmayan alacak bakımından talep edilen icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini..” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi, cari hesap alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Talimat yolu ile aldırılan 04/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda; “Raporun 4- İnceleme bölümünde de görüldüğü üzere; tarafıma tevdi edilen Mahkemenizin 2022/882 Esas Nolu Dosyasının incelenmesi neticesinde; aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir;
– Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; 2021 yılı ticari defterlerin kanuna uygun tutulduğu,
– Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; 2021 yılı ticari defterlerde açılış tasdikinin zamanında usulüne uygun yapıldığı,
– Davalının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde; 2021 yılı yevmiye defterlerinde kapanış tasdikinin zamanında usulüne uygun yapıldığı görülmüştür.
– Ticari defter kayıtlarına göre; Davalının ticari defter kayıtlarında davacı ile ticari bir ilişkiyi tespite yönelik olarak, 2021 yılında, davalı taraf ve davacı taraf arasında imzalanan hizmet sözleşmesine ait 01/08/2021 tarih ve … nolu 1.102,79 TL tutarlı faturayı, davalının ticari defterlerine kaydının yapıldığı görülmüştür. Davalının davacı tarafı takip ettiği muavin defter kayıtlarına göre, 31/12/2021 tarihinde “… Mükellef Beyanına Dayanan” açıklama ile hesabın bakiyesinin kapatıldığı görülmüştür.
-Davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunmuş olduğu 14/06/2021, 02/07/2021, 01/09/2021 ve 19/11/2021 tarihli faturaların ise davalının ticari defter kayıtlarında yer almadığı” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi …’in 12/10/2023 tarihli raporunda özetle;”…7.1 İncelenen davacı şirkete ait 2021 yılı Ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu ve davacı şirketin 2021 yılı ticari defterlerini TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tutmasından dolayı davacı şirketin 2021 yılı ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
7.2 Davacı şirketin 13.04.2021 tarihli Teşvik Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesine istinaden düzenlediği faturadan kaynaklı olarak icra takip tarihi olan 27.09.2022 tarihi itibariyle davalı yandan 764,09 TL alacağının bulunduğu,
7.3 Davacı şirketin ihtilafa neden olan 19.11.2021 tarihli … numaralı 764,09 TL tutarlı fatura alacağı için faturanın düzenlendiği tarih olan 19.11.2021 tarihi ile icra takip tarihi olan 27.09.2022 tarihi aralaığında talep edebileceği işlemiş faiz miktarının 103,79 TL olarak hesaplandığı, Davacı şirketin icra takip tarihi olan 27.09.2022 tarihi itibariyle davalı yandan 764,09 TL asıl alacak, 103,79 işlemiş faiz olmak üzere toplam 867,88 TL alacağının bulunduğu, Ancak; Davacı yanın icra takibinde 764,09 TL asıl alacak, 102,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 866,21 TL alacak talep etmesinden dolayı davacı yanın talebe bağlılık ilkesi gereğince davalı yandan 764,09 TL asıl alacak, 102,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 866,21 TL alacak talep edebileceği,
7.4 Tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin değerlendirilmesinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davada taraflar arasındaki hukuki ihtilaf, davacı yanın 27.09.2022 tarihinde borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 764,09 TL fatura alacağı, 102,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 866,21 TL tutarındaki alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine, davalı yanın borca itirazı ile icra takibinin durdurulması sonucunda; davacı şirketin düzenlediği faturadan kaynaklı alacağını davalı yandan tahsil edemedikleri iddiası üzerine çıkmış bulunduğu ;
İncelenen davacı ve davalı şirkete ait 2021 yılı ticari defterlerinin açılış tasdikleri ile yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin yasal süresinde TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, sahibi lehine/aleyhine delil teşkil edeceği alınan bilirkişi raporlarıyla anlaşıldığı , talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda: “Davalı taraf ve davacı taraf arasında 13/04/2021 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesine dayanan 01/08/2021 tarih ve … nolu 1.102,79 TL tutarlı faturayı ticari defterlerinde kayıt altına aldığı, davalının davacı tarafı takip ettiği muavin defter kayıtlarına göre, 31/12/2021 tarihinde “… Mükellef Beyanına Dayanan” açıklama ile hesabın bakiyesi kapatıldığı , davalı şirket ticari defterlerinde kayıt altına almadığı dört adet faturadan üçünün ödemesini banka aracılıyla davacı şirkete ödediği tespit edildiği , davalı şirketin ihtilafa neden olan fatura bedelini davacıya ödemediği ,
mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda davacı şirketin icra takip tarihi olan 27.09.2022 tarihi itibariyle davalı yandan 764,09 TL asıl alacak, 103,79 işlemiş faiz olmak üzere toplam 867,88 TL alacağının bulunduğu, ancak; davacı yanın icra takibinde 764,09 TL asıl alacak, 102,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 866,21 TL alacak talep etmesinden dolayı davacı yanın talebe bağlılık ilkesi gereğince davalı yandan 764,09 TL asıl alacak, 102,12 TL işlemiş faiz olmak toplam 866,21 TL alacak talep edebileceği tespit edildiği ,
Tarafların iddia ve savunmaları , aldırılan bilirkişi raporları , mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede ; dosya incelemelerimiz neticesinde; davacı şirketin TTK. Hükümleri uyarınca tuttuğu ve kayıt altına almış olduğu ticari defterlerinde, 13.04.2021 tarihli Teşvik Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesine istinaden düzenlediği faturadan kaynaklı olarak 31.12.2021 tarihi itibariyle davalı yandan 764,09 TL alacağının bulunduğu , davalı şirketin ihtilafa neden olan fatura bedelini davacıya ödemediği anlaşılmakla , taraflar arası sözleşmede dikkate alındığında , asıl alacağa fatura tarihinden (19/11/2021) itibaren avans faiz işletilmek suretiyle devamına, sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve alacak faturadan kaynaklı olup likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-) …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 764,09 – TL asıl alacağa fatura tarihinden (19/11/2021) itibaren avans faiz işletilmek suretiyle DEVAMINA,
2-)Alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı 152,81-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 -TL başvurma harcı, 269,85 -TL peşin harç, 11,50 -TL vekalet harcı, 376,00 -TL tebligat/ posta gideri, 4.300,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.848,90 -TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 764,09-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 6100 sayılı HMK nın 341/2 maddesi gereği karar tarihi dikkate alınarak miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır