Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/807 E. 2023/294 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/807 Esas
KARAR NO :2023/294

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:30/09/2009

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. SAYILI DOSYASI

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:30/09/2009
KARAR TARİHİ:06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalı şirkette vekiledenleri …’in yaklaşık %18 hisse, … …’in ise % 42 hisse sahibi olduğunu, vekiledeni …’in aynı zamanda davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu, davalı şirketin ortağı olmayan şahıslar tarafından gerçeğe aykırı belgelerle 14.09.2009 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısı davalı şirkete organ eksikliğini gidermek üzere atanmış kayyım varken onu haberdar etmeden ve TTK’nun 370. maddesine göre ilansız yapıldığını, usulsüz davet sonucunda vekiledeninin toplantıya katılamadığını, yetkisiz bir kişinin çağrısı ile toplanan sahte olarak düzenlenmiş pay defteri ve gerçeğe aykırı belgelerle yapılan genel kurulun yoklukla malul olduğunu beyanla, davalı şirketin 14.09.2009 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ve tüm kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Hernekadar dava dilekçesinde davacı …’in %18 … …’in ise %42 hissedar olduğu ileri sürülmüş ise de, vekiledeni şirketin gerçek hissedarları arasında ve 13.12.2006 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinde ortak olmadıklarını, bilahare yapılan 13.12.2007 günlü olağanüstü genel kurul toplantısının davacı … tarafından sahte düzenlenen pay defteri ile yapıldığını, davacılardan …’in bu toplantıda hissesinin 1.000 adet olduğu, diğer davacı … …’in ise vekiledeni şirket ortağı olmaması nedeniyle dava açma hakkının olamayacağını, sahte pay defterine istinaden şirket ortaklarıyla yapılan 13.12.2007 günlü genel kurulun iptali için o tarihte ortak olup, genel kurula davet edilmeyen şirket ortaklarından … (…) tarafından İstanbul 13. ATM’nin… Esas sayılı dava dosyasında açılan davada, … (…)’nın şirkette mevcut %80 hissesini … … isimli bir şahsa devrettiğini beyan ve kabul ettiğini, gerçek olmayan pay defteri tanzim edilerek hissedar yapıldıklarını, davacılar şirket hissedarı olmadıklarından açtıkları davanın aktif dava ehliyeti yönünden reddi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Müdahale talebinde bulunan … vekili, Davalı şirketin ortağı, olmayan … …, … tarafından gerçeğe aykırı olarak sonradan tanzim edilmiş pay defteri kullanılarak 14.09.2009 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, yetkisiz olan bu kişilerin yaptıkları tüm işlemler ve aldıkları kararların yoklukla malul olduğunu, yönetim kurulu tarafından TTK 326 maddesi uyarınca tutulması gereken zorunlu defterler arasında pay defteri de bulunduğundan, davacılar tarafından ibraz edilmiş olan pay defteri olağanüstü genel kurul hazirun cetveli doğrultusunda tutulduğunu, kaldı ki, 03.11.2006 tarihli olağanüstü genel kurul toplantı tutanağında hissedar olarak gözüken Muhterem …’nın şirketteki tüm hisselerini … …’e devrettiğini, halihazırda davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olarak gözüken … …’in … Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/12204 soruşturma sayılı dosyası kapsamında vermiş olduğu ifadesinde davalı şirkette herhangi bir hissedarlığı olmadığını açıkça kabul ettiğini, hernekadar vekiledeninin hissedarlığına ilişkin evraklar zayi edilmişse de, … …’in davalı şirkette hissesinin olmadığını beyanla, vekiledenlerinin hissedarlığını açıkça kabul ettiğini, tüm bu nedenle davacılar tarafından açılmış davaya müdahale etmekte hukuki yararı bulunduğunu, davaya müdahale talebinin kabulü ile, davalı şirketin 14.09.2009 tarihli olağanüstü genel kurul kararlarının yoklukla malul olduğunun tespitine ve tüm kararların iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.

BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E. SAYILI DOSYASINDA;

Mahkememizde açılan işbu dava ile aynı gün açılan ve …. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilen ancak bozmadan sonra 20.02.2015 tarihli karar ile Mahkememizin işbu dava dosyası ile birleştirilen dosyada;
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni …’in %18, … …’in %42 hisse payı ile davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin ortağı olmayan … …, … isimli şahıslar tarafından gerçeğe aykırı belgelerle 14.09.2009 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapıldığını, dava konusu olağanüstü genel kurul toplantısında davalı şirkete organ eksikliğini gidermek üzere hali hazırda atanmış bir kayyım varken onu haberdar etmeden yapıldığını, vekiledeni … ile babası … … arasında değerli gayrimenkulü ve yüksek miktarda kira geliri olan şirketin işleyişi ve işleri ile ilgili ihtilaf mevcut olduğunu ve … …’in haksız olarak davalı şirketten menfaat elde etme çabası içinde olduğunu, … …’in sırf oğlunu ve yönettiği şirketi zora sokmak adına gizlice izinsiz edindiği şirket kaşesini kullanmak suretiyle geçmişe dönük senet tanzim ettiğini, yetkisiz bir kişinin çağrısı üzerine toplanan sahte olarak düzenlenmiş pay defteri ve gerçeğe aykırı belgelerle yapılan ve sebeple yoklukla malul olan 14.09.2009 tarihli genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; TTK. 381. Madde uyarınca , genel kurul kararlarının iptali davasına ancak şirket ortakları veya denetçilerin açabileceğini, şirketin gerçek hissedarları arasında ve 13.12.2006 tarihinde yapılan genel kurul toplantısına ait hazirun cetvelinde ortak olmadıklarını, bilahare yapılan 13.12.2007 günlü genel kurul toplantısının davacı … tarafından düzenlenen sahte pay defteri ile yapıldığını, davacılardan …’in de bu toplantıda hissesinin 1.000 adet olduğunu, diğer davacı … …’in ise davalı şirket ortağı olmadığı nedeniyle dava açma hakkının olmadığını, 13.12.2007 günlü genel kurulun iptali için … tarafından İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dava dosyasında, …’ın şirkette %80 hissesini … … isimli bir şahsa devrettiğini kabul ve beyan ettiğini, 13.12.2006 tarihli hazirun cetveli ile 21.12.2006 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde de görüleceği üzere davacıların vekiledeni şirketin ortağı olmadıklarını, kayyıma haber verilmeden genel kurul toplantısının yapıldığı yönündeki iptal talebinin … 3 . Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından verilen karar karşısında yerinde olmadığını beyanla, davanın aktif husumet yönünden reddine, aksi halde davacıların ortaklığın tespiti davası açmaları yönünden süre verilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Asıl ve birleşen dava, farklı davalı şirketler yönünden 14.09.2009 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı kararlarının yoklukla malul olduğunun tespiti ve anılan genel kurulda alınan tüm kararların iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2014/30 -2017/992 E. K. sayılı, 21/12/2017 tarihli karar ile :”… dava dışı … ve müdahil …’nin taraflarca sunulan her iki defterde de pay sahibi oldukları hususunun sabit olduğu, …’nin 31/12/2006-31/12/2007 tarihleri arasına denk gelen bir tarihte hissesini davacı …’e sattığı, 31/12/2007 tarihli genel kurul toplantısında bu sebeple diğer davacı … …’in hissedar olarak gözükmediği, …’nin %33 hissesini 19/08/2008 tarihinde davacı …’a devrettiği, davacılar Mete ve …’un bu tarihten sonra hisselerinin tamamını bir başkasına devrettikleri hususunda delil bulunmadığından yoklukla malul olduğu istenen genel kurulların yapıldığı tarihte davalı şirketlerde ortak oldukları, son bilirkişi ve bozmadan evvel alınan bilirkişi raporlarında, davacıların ortak olduklarının ispata muhtaç olduğu belirtilmişse de, bu somut durum karşısında davacıların davalı şirketlerde ortaklıklarını ispat ettiği anlaşılmış, davacıların davalı şirketlere ortaklığı konusunda birleşen davada rapor düzenleyen bilirkişiler heyetinin 18/06/2014 tarihli bilirkişi raporundaki saptamaları uygun, yasal ve yerinde görüldüğünden asıl ve birleşen davanın kabulüne, … Gıda Pazarlama Tic. A.Ş.’nin (Birleşme ve devir ile … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin) 14.09.2009 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline, birleşen davada … ve Gıda Tic. A.Ş.’nin (Birleşme ve devir ile … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin) 14.09.2009 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespiti ve iptaline..” karar verilmiş,
Asıl ve birleşen davada davalı şirket vekillinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/6024 – 2021/6654 E. K. Sayılı, 29/11/2021 tarihli ilamı ile :”…Asıl ve birleşen dava, anonim şirket çağrısız genel kurulu kararlarının yokluğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl ve birleşen davada davacıların alacağın temliki niteliğindeki adi yazılı sözleşme ile davalı şirketlerin hisselerini ayrı ayrı devraldığından davalı şirketlerin genel kurul tarihlerinde şirket ortağı oldukları kabul edilerek hüküm korulmuştur. Ancak, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 416. maddesinin 2. fıkrasında ”Devir ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olur. Şu kadar ki; devir, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.” hükmü bulunmakta olup, 417. maddenin son fıkrasında ise ”Şirkete karşı ancak pay defterinde kayıtlı bulunan kimse ortak sıfatını haizdir.” denilmektedir. Bu durumda, 6762 sayılı Kanunun zikredilen maddeleri uyarınca nama yazılı pay senetleri ciro ve teslim ile devredilir, devir şirkete karşı pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.
Somut olayda, 17.10.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, davacılar tarafından 18.10.2010 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde davalı şirketin nama yazılı pay senedi çıkarmadığı, bu nedenle eBK’nın 162 ve devamı madddelerine uygun olarak alacağın temlikini içeren sözleşmeler ile şirkette pay sahibi olduklarına dair bir takım yazılı sözleşmeleri dosyaya ibraz etmiş oldukları, davacı … tarafından sunulan 05.09.2008 tarihli pay defterinde şirkette ortakları arasında davacıların hisse satın aldığını iddia ettikleri İsmail Karakılıç’a ait bir kayıt bulunmadığı, yine …’nin ise 16.000.- TL ile hissedar olduğu, ortaklıktan çıkış tarihinin 05.09.2008 tarihi olduğu yönünde meşruhat bulunduğu, fakat pay defterinde üyenin imzasının bulunmadığı, … hisselerinin bir kısmını 15.11.2007’de davacı …’e, bir kısmını da 19.08.2008 tarihinde … …’e satmış ise, artık şirketle bir payı kalmadığından neden …’nin pay defterinde üyelikten çıkış tarihinin 05.09.2008 tarihi olarak gösterildiğinin davacılar tarafından izah edilmesi gerektiği, davacıların bir an için hisse devir sözleşmeleriyle hissedar olduklarının kabul edilmesi durumunda dahi, bu husus şirkete bildirilip pay defterine işlenmediğinden, yapılan hisse devirlerinin şirkete karşı hüküm ifade edecek duruma gelmediği, dolayısıyla yapılan genel kurulda davacıların çağrılmamış olmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı mütalaa edilmiş, davacılar vekili tarafından sunulan bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı … tarafından sunulan davalı şirketlere ait pay defterlerindeki çelişkiler giderilmediğinden, asıl ve birleşen davada davacıların davalı şirketlere ait senede bağlanmamış nama yazılı payları adi yazılı sözleşme ile devralmakla birlikte hisse devirlerinin pay defterlerine işlenmesi için davalı şirketlere bildirim yaptıklarını ispat edemedikleri göz önüne alınarak mahkemece asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, bu nedenle mahkeme kararın asıl ve birleşen davada davalı şirket yararına bozulması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri ile mahkememizce uyulmasına karar verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2020/6024 – 2021/6654 E./K. Sayılı, 29/11/2021 tarihli ilamındaki gerektirici nedenlere göre asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Asıl ve birleşen davanın REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 15,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 164,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı yanca yapılan 376,80-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde davacının/davalının gider/delil avansından artan bakiyesinin halinde iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
7-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 15,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 164,30-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
10-)Karar kesinleştiğinde davacının/davalının gider/delil avansından artan bakiyesinin halinde iadesine,
İlişkin davacılar ve davalılar vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
06/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Üye …
¸e-imzalıdır.
Katip …
¸e-imzalıdır.