Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/751 E. 2023/211 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/751 Esas
KARAR NO:2023/211

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/11/2013
KARAR TARİHİ:14/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Davalı … vekili 111/04/2022 tarihli yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesi ile; Mahkememizin …. sayılı ve 08.12.2020 tarihli kararı ile 38.292,97-TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının kabulüne karar verildiğini, taraflarınca ilama karşı istinaf yoluna başvurulduğunu, sonrasında yapılan haricen sulh görüşmelerinde, mağdur davacının esasında ilk derece mahkemesinin kararından önce 26.03.2019 tarihinde 63 yaşında vefat ettiği öğrenildiğini, ancak ilk derece mahkemesi kararına dayanak mahkeme hesap raporunda davacının 73 yaşına yaşayacağı varsayılarak hesaplama yapılmış, mahkemeye davacının vefatı bildirilmediğinden ek hesap bilirkişi raporu da tanzim edilmediğini, ardından mahkeme dosyasına ek istinaf beyanları sunularak; yaşam süresinin belirlenmesinde mağdurun vefat ettiği tarihin esas alınmamasının hatalı olduğundan bahisle kararın kaldırılmasının talep edildiğini, ayrıca bu beyanlardan sonra uyap üzerinden dosyaya davacının nüfus kayıt örneği çekildiğini, ancak İstanbul BAM 9. HD. 2021/2401 E. 2022/335 K. sayılı ilamında yaşam süresine  ilişkin ek itirazları değerlendirilmemiş ve istinaf başvurularının esastan reddedildiğini, buna göre, davacının yargılama esnasında vefat ettiği anlaşılmakla birlikte, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda yaşam süresinin belirlenmesinde davacının vefat ettiği tarihin dikkate alınmaması son derece hatalı olduğunu, davacının vefat ettiği hususu hüküm kurulduktan sonra taraflarınca haricen öğrenilmiş olup bu husus yargılamanın iadesini gerektirdiğini, dosyada tanzim edilen hesap bilirkişi raporlarında davacı muris …’ın 73 yaşına kadar yaşayacağı kabul edilerek sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, oysaki muris … yargılama esnasında vefat etmiş olup davaya mirasçıları tarafından devam edildiğini, bu sebeple, hesap bilirkişi raporlarında muris …’ın 73 yaşına kadar yaşayacağı kabulü son derece hatalı olduğunu, somut veriler bulunmakta iken soyut varsayımlara dayanılamayacağını, davacının vefat ettiğine ilişkin belgenin hükümden sonra öğrenilmesi ve bu hususun tazminat miktarını etkileyeceğinin tespiti ile yargılamanın iadesinin talep edilmesinin hasıl olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle, yargılamanın iadesi taleplerinin kabulüne, kesinleşen kararın icrasının durdurulmasına karar verilmesine, kabul edilmemesi halinde uygun bir teminatın takdir edilmesine talep etmiştir.
CEVAP:
Davacı vekili yargılamanın iadesi talebine karşı cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin yargılamanın iadesi talepleri hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, 05/07/2019 tarihli beyan dilekçesiyle davacı …’ın vefat ettiği taraflarınca mahkemeye bildirilmiş ve mirasçıların dava dahil edilmesi talep edildiğini, dolayısıyla davalının sonradan elde edilen delil gerekçesiyle yargılamanın iadesini talep etmesinin haksız olduğunu, yargılamanın iadesi sebepleri kanunda tahdidi olarak sayılmış olup yorum yoluyla genişletilemeyeceğini, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve İcra İflas Kanunu’nda kesinleşen kararın icrasının durdurulmasına yada tehirine yönelik bir usul bulunmadığını, bu sebepten mesnetsiz tedbir talebinin reddi gerektiğini, arz ve izah olunan sebeplerden dolayı; davalı … A.Ş.’nin yargılamanın iadesi ve icranın durdurulması talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Talep; Mahkememizin 2019/220 Esas – 2020/591 Karar sayılı, 08.12.2020 tarihli davasının HMK’nın 375. maddesi gereğince yargılamanın iadesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin …. sayılı ve 08.12.2020 tarihli kararı ile davanın kısmen kabulüne ; 38.292,97-TL sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatının 6.000,00 TL manevi tazminatın kabulüne karar verildiği , ilgili kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2021/2401-2022/335 Esas-Karar sayılı kararıyla davalı sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine 24/02/2022 tarihinde kesin olarak karar verildiği ; davalı … A.Ş. vekili tarafından mahkememize sunulan 11.04.2022 tarihli dilekçede “dosyada tanzim edilen hesap bilirkişi raporlarında davacı muris …’ın 73 yaşına kadar yaşayacağı kabul edilerek sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatı hesaplandığını, oysaki muris …’ın yargılama esnasında vefat etmiş olup davaya mirasçıları tarafından devam edildiğini, bu sebeple, hesap bilirkişi raporlarında muris …’ın 73 yaşına kadar yaşayacağı kabulü son derece hatalı olduğunu, somut veriler bulunmakta iken soyut varsayımlara dayanılamayacağını, davacının vefat ettiğine ilişkin belgenin hükümden sonra öğrenilmesi ve bu hususun tazminat miktarını etkileyeceğinin tespiti ile yargılamanın iadesini”nin talep edildiği görülmekle, ilgili dilekçenin davacı tarafa tebliğe çıkarıldığı, mahkememizin 18/04/2022 tarihli tensip zaptı yapıldığı, iş bu tensip zaptının taraflara tebliğe çıkarıldığı, davacılar vekilinin yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçeye yönelik beyan/itiraz dilekçesi sunulduğu , yargılamanın iadesi davası ilk davadan ayrı bir dava olup, dava değeri üzerinden tıpkı yeni açılan davalar gibi yargılama harçlarına tabi olduğu, nitekim Harçlar Kanunu’nun 10.maddesi gereğince yargılamanın iadesi davalarında yeni davalar gibi harç alınacağının hükme bağlandığı, ayrıca davalı vekilinin yargılamanın yenilenmesine dair talep dilekçesi ayrı bir esas üzerinden ve ayrı bir dosya üzerinden yürütülmesi gerektiği anlaşılmakla; yargılamanın iadesi talebinin yeni bir esas üzerinden incelenmesine karar verilerek davalı vekilinin yargılamanın yenilenmesi talebinin değerlendirilmesine yönelik iş bu esas numarasını aldığı ,
Yargılamanın iadesi sebepleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde sınırlı olarak sayılmış olup yasal düzenlemede belirtilen sebepler dışındaki bir sebep ileri sürülerek yargılamanın iadesi yoluna gidilemez. Bir başka anlatımla, maddede sayılan yargılamanın iadesi sebepleri kıyas yolu ile genişletilemez
6100 sayılı HMK’nın 375. maddesinde yargılamanın iadesi sebepleri; “(1) Aşağıdaki sebeplere dayanılarak yargılamanın iadesi talep edilebilir:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Davaya bakması yasak olan yahut hakkındaki ret talebi, merciince kesin olarak kabul edilen hakimin karar vermiş veya karara katılmış bulunması.
c) Vekil veya temsilci olmayan kimselerin huzuruyla davanın görülmüş ve karara bağlanmış olması.
ç) Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.
d) Karara esas alınan senedin sahteliğine karar verilmiş veya senedin sahte olduğunun mahkeme veya resmi makam önünde ikrar edilmiş olması.
e) İfadesi karara esas alınan tanığın, karardan sonra yalan tanıklık yaptığının sabit olması.
f) Bilirkişi veya tercümanın, hükme esas alınan husus hakkında kasten gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun sabit olması.
g) Lehine karar verilen tarafın, karara esas alınan yemini yalan yere ettiğinin, ikrar veya yazılı delille sabit olması.
ğ) Karara esas alınan bir hükmün, kesinleşmiş başka bir hükümle ortadan kalkmış olması.
h) Lehine karar verilen tarafın, karara tesir eden hileli bir davranışta bulunmuş olması.
ı) Bir dava sonunda verilen hükmün kesinleşmesinden sonra tarafları, konusu ve sebebi aynı olan ikinci davada, öncekine aykırı bir hüküm verilmiş ve bu hükmün de kesinleşmiş olması.
i) Kararın, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Eklenmiş ibare RGT: 31.07.2018 RG No: 30495 Kanun No: 7145/19) veya karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi…” şeklinde sayılmıştır.
Somut olayımızda, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulanan tarafın dayandığı belgelerin, HMK’nun 375.maddesinin ç maddesinde, yazılı olan yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması anlamında bir belge olmadığı, söz konusu belgelerin yani davacı …’IN yargılama sırasında vefat ettiği , davacı vekilinin 05/07/2019 tarihli dilekçesi ile … 26.03.2019 tarihinde vefat etmiş olup, 02.04.2019 tarihli Mirasçılık Belgesini sunduklarını, mirasçılarının davaya dahil edilmesini talep ettiği ; 09/07/2019 tarihli celsede davacı vekilince talebin yenilendiği ve mahkememizce davacının mirasçılarının davaya dahil edilmesine karar verilerek akabinde dosyanın kusur ve aktüer bilirkişisine tevdi edildiği, mahkememizce davacının mirasçıları davaya dahil edilerek davanın devam ettiği, 31.08.2020 tarihli aktüerya bilirkişi raporu tanzim edildiği rapor taraflara tebliğ edildiği, davalı sigorta şirketinin alınan rapora herhangi bir beyan/itiraz dilekçesi sunmadığı , akabinde mahkememizce verilen kararın davalı vekilince istinaf edildiği , istinaf dilekçesinde de yargılamanın iadesi talebinde belirttiği hususlara değinilmediği, İstanbul BAM 9. HD. 2021/2401 E. 2022/335 K. sayılı ilamında da davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği , davalı vekilince aktüer bilirkişisinden alınan rapora beyan/itiraz dilekçesi sunulmadığı, bu durumun davacı tarafça usuli kazanılmış hak teşkil ettiği yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan vekilince ileri sürülen sebeplerin HMK’nın 375. Maddesinde sınırlı olarak sayılan yargılamanın iadesi sebepleri arasında bulunmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 379/1-ç ve 379/2 maddesi uyarınca yargılamanın iadesi isteminin esasa girilmeksizin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-)Davalı … A.Ş.’nin yargılamanın yenilenmesi talebinin REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 179,90 TL harcın, davalı … A.Ş. tarafından peşin olarak alınan 256,16 TL’den mahsubu ile bakiye 76,26 TL’nin karar kesinleştiğinde davalı … A.Ş.’ye iadesine,
3-)Davalı … A.Ş. Tarafından sarfedilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı … A.Ş.’den tahsili ile davacıya verilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı … A.Ş. vekilinin yüzünde, diğer davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/03/2023

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)