Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/710 E. 2023/844 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/710 Esas
KARAR NO:2023/844

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/10/2022
KARAR TARİHİ:05/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “… Müvekkili şirketin altın ticareti ile iştigal etmekte olup davalı ile bu kapsamda işbu davaya konu altın ticareti gerçekleştirildiği, Müvekkili şirketin yetkililerine kendisini … … şirketinin sahibi ve temsilcisi olarak tanıtan davalının, altın ticaretine aracılık yaptığını, müvekkili şirkete de altın ticaretinde aracılık yaparak yardımda bulunabileceğini söylediği, Müvekkili şirket yetkililerinin davalıyla önceden iş yapmamış olmaları nedeniyle ilk aşamada güvenmeseler de davalının eşinin Türkiye’de yaşıyor olması, eşinin kendisinin tüm işlemlerine kefil olduğunu söylemesi karşısında birlikte iş yapma noktasında mutabakata vardıkları, bu anlaşma çerçevesinde müvekkili şirketin yurt dışından ithal edeceği 629.063,09 USD (dolar) değerindeki altının davalı aracılığıyla …’de bulunan altın rafinerisinde işlenmesi konusunda tarafların anlaşmaya vardıkları, buna göre müvekkili şirketin yurt dışından ithal ettiği ham altınları davalı …’e teslim edecek davalı ise bu altınları …’de bulunan altın rafinerisinde eriterek elde edilen karşılığı müvekkili şirkete teslim edeceği, anlaşma uyarınca 01.11.2011 günü müvekkil şirket yurt dışından … …’den 629.063,09 USD (dolar) değerinde altın ithal ederek söz konusu altınları … hava limanından teslim aldığı, devam eden süreçte ise 13.11.2011 günü söz konusu altınlar Birleşik Arap Emirliklerinde bulunan … şehrine davalının sahibi olduğunu söylediği … … şirketine … …. ait … nolu uçağıyla gönderildiği, davalının altınları teslim alır almaz rafineride eriterek paraya çevireceğini ve elde edilen karşılığı müvekkil şirkete göndereceğini vaat etmesine rağmen söz konusu bedeli göndermediği, Müvekkili şirketin alacağını istemesine rağmen davalı tarafça sürekli olarak oyalandığı ve bir ödeme yapılmadığı, devam eden süreçte davalının müvekkili şirketin alacağına karşılık olmak üzere … … …’e ait 18 Haziran 2012 tarihli 1.750.000-AED’lik çek verdiği, söz konusu çekin ödenmesi beklenirken o tarih itibariyle müvekkili şirketin müdürü olan işbu davaya konu altın ticaretini organize eden …’nun bizzat …’ye giderek davalı ile anlaştığı; şirketin alacağı nedeniyle davalı tarafça müvekkili şirket adına verilen çeki davalıya iade ettiği, şirket yerine kendisini alacaklı hale getiren 15 haziran 2013 tarihli 1.800.000-AED’lik çeki davalıdan aldığı, ilerleyen süreçte …’nun 17.04.2014 tarihinde müvekkil şirketten ayrıldığı halde 18.10.2015 tarihinde şirket alacağı kapsamında aldığı çeki, başka bir ifadeyle şirket alacağını kendi alacağı haline getirdiği çeki davalıdan tahsil etmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapmadığı, müvekkili şirket sahibi …’nın gelinen son aşamada davalı, davalının eşi ve şirket müdürü olan … tarafından dolandırıldığı, şirketinin zarara uğratıldığını anlaması üzerine ilgiler hakkında suç duyurusunda bulunduğu, suç duyurusu öncesinde …’ye giderek yaptığı görüşmeler ve araştırmalar neticesinde davalının birçok sahte isim ve sahte pasportlarla birçok firmayı dolandırdığını, sahte şirketler üzerinden birçok firmayı zarara uğrattığını, davalı tarafından kendisine gönderilen Barclays bankasına ait olduğu söylenen tranfser evraklarının sahte olduğunu, davalı ile şirket müdürü …’nun ortak hareket ettiğini anladığı, müvekkili şirket sahibi tarafından ilgililer hakkında dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulunulması üzerine soruşturma başlatılmış olup söz konusu soruşturma dosyasında davalının, eşinin ve şirket müdürünün ifadelerine başvurulduğu,… Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/ … Esas sayılı dosyası kapsamında davalı … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan soruşturma dosyası kapsamında davalının 21.12.2015 tarihinde Asayiş Şube Müdürlüğünde ifadesi alındığı ve davalının bu ifadesinde müvekkili şirkete borçlu olduğunu ikrar ettiği, bu ikrarın mahkeme dışı ikrar olduğu ve davalının bu ikrar uyarınca söz konusu borçtan sorumlu olduğu,
davalı tarafça işbu davaya konu borç kapsamında davalı şirket yetkilisi … lehine çek verdiğini ileri sürülebilirse de davalının müvekkil şirkete borçlu olduğu, müvekkil şirket yerine şirket müdürü lehine düzenlenen bir çekin verilmesinin davalıyı müvekkil şirkete olan borcundan kurtarmayacağı, davalı ile şirket müdürünün ortak hareket ederek müvekkili şirketi zarar uğratmak kastıyla hareket ettikleri, şirket müdürünün 17.04.2014 tarihinde şirketten ayrıldığı, davalının borcunun muaccel olmasından itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığı, zamanaşımının kesildiği, belirtilen nedenlerle ve fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile,
Davanın kabulü ile, müvekkili şirketin davalıya teslim ettiği ham altınların işlenmesinden sonra elde edilen bedelin ödenmemesi sebebiyle şimdilik 50,00 USD (Dolar) alacağın 13.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete verilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…davacının iddia ve taleplerinin, husumetinin müvekkiline yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğ, davacının söz konusu altın teslimini müvekkilinin şahsına değil, … menşeili … … adlı şirkete yaptığı, şirketten bir alacak iddiasının ise müvekkili gerçek kişiden tahsilinin talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığı, kaldı ki tüzel kişilik … … ile …’de yapıldığı iddia olunan ticaret kaynaklı ihtilafın çözümünün Türk Yargısından talep edilmesi hukuken de mümkün olmadığı, bu nedenlerle mahkemenin yetkisiz olduğunu ayrıca müvekkili yönünden husumet itirazında da bulunduklarını, alacağın zaman aşımına uğradığı, müvekkilinin şahsi olarak … A.Ş. Şirketine bir borcu bulunmadığı, ticaretin dava dışı … ile dava dışı … … şirketi arasında gerçekleştiği, müvekkiline böyle bir alacak atfetmenin hukuken mümkün olmadığı, öte yandan savcılık dosyası kapsamında müvekkili yönünden KYOK kararı verildiği, müvekkili hakkında aynı konuda hakkında … ülkesinde de şikayette bulunulduğu ve hakkında tutuklama kararı çıkarıldığı, nakdi kefaletle serbest kaldığı, anılan sebeplerle ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle, müvekkili aleyhine ikame edilen davanın öncelikle husumet yokluğu, yetki ve zamanaşımı sebepleriyle, esasa ilişkin yapılacak inceleme sonucu ise esastan reddini yargılama gideri ve ücret-i vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Mahkememize açılan davanın, davacı şirketin yurt dışından ithal edeceği 629.063,09 USD (dolar) değerindeki altının davalı aracılığıyla …’de bulunan altın rafinerisinde işlenmesi ve altın rafinerisinde eriterek elde edilen karşılığı davacı şirkete teslim edilmesi hususunda yapıldığı iddia edilen anlaşmaya ayrılıktan kaynaklı alacak davası olduğu ,
Öte yandan sıfat, dava konusu subjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davaya takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Dava dilekçesinde taraf olarak gösterilen kişiler, şeklen o davanın taraflarıdır. Ancak mahkemenin bu taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verilemez. Dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, savcılık dosyası ile yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davacının aşamalarda alınan beyanları ve dava dilekçesinde de kabulde olduğu üzere , söz konusu altın teslimini davacının şahsına değil, … menşeili … … adlı şirkete yapıldığı , davalı vekili tarafından sunulan söz konusu altınların yurt dışına gönderimine ilişkin konişmentonun ve ilgili evrakların dosyaya sunulduğu , ilgili evraklar incelendiğinde ,davaya konu altınların davacı şirket tarafından dava dışı … … adlı şirkete gönderildiği , … … adına … tarafından teslim alındığı anlaşılmış olmakla, davaya konu ticaretin dava dışı … … … ve davacı şirket arasında gerçekleştiği , davacı tarafın bu yöndeki taleplerini dava dışı şirkete yöneltmesi gerektiği, davalıya husumet yöneltilmesi mümkün olmayıp, davalının eldeki davada pasif husumeti bulunmadığından davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:
1-)Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 80,70 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 189,15 -TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır