Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/7 E. 2023/186 K. 03.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/7 Esas
KARAR NO :2023/186

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/03/2017
KARAR TARİHİ:03/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil …davalı şirket ile sürekli alışveriş içerisinde bulunduğu, ticari güvene dayalı olarak İleride yazılı sözleşme haline getirmek şartıyla davalı şirketten satmak üzere parfüm siparişinde bulunduğu, talebe istinaden davalı şirkete, duyulan güvene dayalı olarak keşidecisi / davacı … İthalat İhracat ve Tic. Ltd. Şti, muhatabı … Bankası …Ş. …/İstanbul Şubesi ve Hesap No.su: … olan … emrine yazılı … çek nolu 25,000.00 TL … çek no. 125,000,00 TL meblağlı, … çek nolu, 30.000,00 TL meblağlı 0 … çek nolu, 30.000,00 TL meblağlı toplam 4 adet çeki tarihi ve keşide yeri yazılmamış olarak davalı şirkete verdiği, müvekkili davalı şirketin mal teslimlerinde çeklerin tarihlerinin taraflarca belirleneceğinin kararlaştırıldığı, ancak davalı şirket tarafından verilen sipariş konusu malların teslim edilmediği gibi tarihleri yazılı olmayan güvene dayalı teslim edilen çeklerin keşide tarihleri müvekkilin rızası hilafına düzenlendiği, … çek nolu,25.000,00 TL meblağlı çekin keşide yeri İstanbul ve tarihi:01/04/2017, … çek no lu,25.000,00 TL meblağlı çekin keşide yeri İstanbul ve tarihi: 15/04/2017, … çek no lu,30.000,00 TL meblağlı çekin keşide yen İstanbul ve tarihi ;20/03/2017, … çek no.lu,30.000,00 TL meblağlı çekin keşide yeri İstanbul ve tarihi:20/04/2017 olarak doldurulduğunu, davalı siparişini verilen parfümlerin müvekkile teslim edilmediğinden çekleri gen iade istediği, ancak geri çekler iade edilmediği, taraflar arasında belirtilen alım satım ilişkisi haricinde borç doğurabilecek hiçbir hukuku ve ticari ilişkisi olmadığı çeklerin her an bankaya ibrazı ile tahsili ihtimali olduğundan; müvekkilinin olmayan bi borcu ödemesi ve mağduruyeti ortaya çıkacağı, tüm nedenlerle yukarıda belirtilen çeklerin iptalini, borcunun olmadığının tespitini ve dava sonuna kadar çekin ödenmemesi için çek üzerine İcra ve İflas kanununun 72/2, maddesi gereğince ihtiyati tedbir konulmasını talep etmek zarureti hâsıl olduğunu, açıklanan nedenlerden dolayı, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya verdiği çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitini, çeklerin icra takibine konulması olasılığı karşısında dava sonuna kadar çeklerin ödenmemesi için dava konusu çeklerin icraya konulmaması için İİK’nın 72/2. maddesi gereğince takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve çeklerin müvekkili şirkete iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı taraf, dava dilekçesinde müvekkil şirkete karşı kötü niyetli, gerçeği yansıtmayan iddialarda bulunarak iş bu davayı açtığı, davacı taraf dava dilekçesinde, müvekkil şirket İle sürekli alışveriş içerisinde bulunduğunu, ticari ilişkilerinin kuvvetti olduğunu ve bu ticari güvene dayanarak müvekkil şirketten parfüm siparişinde bulunduğunu ve bu siparişe istinaden dört adet çeki verdiğini belirttiği, davacı tarafın bu iddiası tamamen asılsız olduğunu şöyle ki; müvekkilinin, davacı taraf ile ticari bir ilişkisi olmadığı ancak aynı sektörde çalıştıkları için şirket yetkilisi ile davacı şirket ortağının tanışıkları, tanışıklıklarına istinaden elden para yardımı yapmış ve karşılığında bahse konu çekleri aldığı her iki şirketin ticari defterleri incelendiğinde de ticari bir ilişkilerinin olmadığının görüleceği, müvekkil şirketin verdiği borcun istenmiş ise de davacı taraf sıkışık olduğunu ve elinde yüklü mal olduğunu, bunları paraya çevirdikten sonra ödeme yapabileceğini belirttiği, müvekkil şirket yetkilisi vermiş olduğu borcu ısrarla isterken keşidecisi davacı olan şirkete ait dört adet çeki keşide tarihlerini de belirleyerek teslim ettiğini, ayrıca davacı taraf parfüm siparişinde bulunduğunu iddia ettiğini, davacının elinde herhangi bir sipariş fişinin veya siparişi kanıtlar bir belgenin olup olmadığını, söz konusu siparişin kaç adet olduğunu, hangi markalar olduğu gibi hiç bir bilgiye yer vermediği ve sadece parfüm siparişi verilildiği iddiasında bulunulduğunu, müvekkilinin söz konusu çekleri başka bîr ticari ilişkisinde kullandığı, söz konusu çeklerin ödeme tarihlerinde davacı taraf müvekkil şirketten süre istemiş olup ancak müvekkil şirket yetkilisi bu çekleri kullanmış olduğundan çeklerden bir tanesi yazdırılarak yasal işlem başlatıldığını, aynca çekleri tahsil eden hamilden aldığımız bilgiye göre dört adet çekten birincisi icra takibi aracılığı ile diğer üç tanesi ise zamanında ödenmiş olup hiç bir itirazı kayıt düşülmediğini, davacı taraf kötü niyetli olarak bu davayı açarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkil şirket yetkilisi davacı tarafa borç verdiği, verilen borcun şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı taraf ilgili çeklerin keşide tarihlerini rızası hilafına gıyabında yapıldığını iddia ettiğini açıklandığı üzere çek keşide tarihlerinin davacı tarafça anlaşılarak belirlendiğini, diğer bir hususun ise çek, yazılı bir belge niteliği taşıyan üstelik sebepten mücerret bir varaka olan ve ispat yükünü karşı tarafa geçiren önemli bir unsur olduğunu müvekkili şirket söz konusu bu duruma inanarak ve güvenerek ış bu çekleri almış olup ticari ilişkisinde kullandığınu beyanla davanın reddi ile tüm yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davacı yanın kendi üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı açılan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davaya konu … Bankası’na ait 01/04/2017 keşide tarihli … çek nolu 25.000,00-TL bedelli, 15/04/2017 keşide tarihli … çek nolu 25.000,00-TL bedelli, 20/03/2017 keşide tarihli … çek nolu, 30.000,00-TL bedelli, 20/04/2017 keşide tarihli, … çek nolu 30.000,00-TL bedelli çeklerden dolayı davacının menfi tespit davası açtığı, davacının dava dışı … ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ne çek bedelinin yargılama esnasında ödendiği, dolayısıyla her ne kadar dava menfi tesbit istemli olarak açılmış ise de, davanın yasal olarak kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmakla davaya istirdat davası olarak devam edilmiştir.
Davaya dayanak ….İcra Müdürlüğü’nün … İcra Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … ve Dış Ticaret Limited Şirkete tarafından, borçlu … İthalat İhracat ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine; 30.000,00-TL Çek bedeli, 90,00-TL Çek komisyonu, 3.000,00-TL Çek tazminatı, 440,00-TL İhtiyati haciz tutarı olmak üzere toplam 33.530,00-TL alacağın tahsili için 27/03/2017 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiği, 29/03/2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 07/02/2020 tarih … sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen bu karar davalı tarafından istinaf edilmekle dosya İstanbul BAM’a gönderilmiş,
İstanbul BAM 14. HD nin 2020/1008 E 2021/1449 K sayılı ilamı ile; “…Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu davacı tarafından iddia edilmiştir. Davacı, satım sözleşmesi kapsamında davalının teslim edeceği parfümler karşılığı peşin olarak avans çekleri verdiğini, ancak davalının parfümleri teslim etmediğini, avans olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dosya kapsamındaki belgelerden, taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenmiş bir satım sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Çek bir ödeme aracı olup, kural olarak çekin mevcut bir borcun tediyesi için verildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davacı çeklerin avans olarak verildiğini iddia etmiş olmasına karşın davalı çekin davacının borcuna karşılık verildiğini savunduğuna göre, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) söz konusudur. Başka bir ifadeyle, davalı, dava konusu çeklerin kendisine verildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak bunun davacı tarafından ileri sürülen nedenle ( gelecekte teslim alınacak mal karşılığı) değil, başka bir hukuki nedenle (borç ödemesi için) verildiğini savunmak suretiyle vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir. Davalının, ikrar ettiği maddi vakıanın hukuki vasfının ileri sürülünden farklı bulunduğunu bildirmesi karşısında, somut olayda, basit (adi) veya bileşik ikrarın söz konusu olamayacağı çok açıktır.
O halde, somut olayda davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Bu durumda, vasıflı ikrarda ispat yükü ikrar eden davalı tarafta değil, çekin avans olarak verildiğini ileri süren davacı taraftadır. Çek kıymetli evrak olup sebepten mücerret bir ödeme aracıdır. Buna göre çeklerin, aradaki ticari ilişki (alım satım) nedeniyle avans olarak verildiğinin davacı yanca usule uygun delillerle kanıtlanması gerekir. Buna göre mahkemece ispat yükü doğru tayin edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, ispat yükünde hata edildiği gibi, davacının açıkça yemin deliline dayandığı gözetilerek, yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hatırlatılmadan sonuca gidilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında, öncelikle ispat yükünün davacıda olduğu dikkate alınarak delillerin buna göre değerlendirilmesi, davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulması, delillerin ispat yüküne göre toplanıp sonuca gidilmesi gerekirken, tarafların ispat yüküyle uyuşmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan bu gerekçeyle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyadrınca dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına….” karar verilerek dosyayı mahkememize göndermiş ve işbu esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
İstanbul BAM kaldırma kararı doğrultusunda; davacı tarafa yemin teklif hakkını kullanmak isteyip istemediğinin sorulduğu, mahkememize verilen yemin metninin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ olunduğu, 03.03.2023 tarihli duruşmada davalı şirket yetkilisinin yemine hazır olduğunu ve ifadesinin alındığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında satım sözleşmesi ilişkisi bulunduğu davacı tarafından iddia edilmiştir. Davacı, satım sözleşmesi kapsamında davalının teslim edeceği parfümler karşılığı peşin olarak avans çekleri verdiğini, ancak davalının parfümleri teslim etmediğini, avans olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek, çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Dosya kapsamındaki belgelerden, taraflar arasında yazılı şekilde düzenlenmiş bir satım sözleşmesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Çek bir ödeme aracı olup, kural olarak çekin mevcut bir borcun tediyesi için verildiğinin kabulü gerekir. Somut olayda, davacı çeklerin avans olarak verildiğini iddia etmiş olmasına karşın davalı çekin davacının borcuna karşılık verildiğini savunduğuna göre, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) söz konusudur. Başka bir ifadeyle, davalı, dava konusu çeklerin kendisine verildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak bunun davacı tarafından ileri sürülen nedenle ( gelecekte teslim alınacak mal karşılığı) değil, başka bir hukuki nedenle (borç ödemesi için) verildiğini savunmak suretiyle vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir. Davalının, ikrar ettiği maddi vakıanın hukuki vasfının ileri sürülünden farklı bulunduğunu bildirmesi karşısında, somut olayda, basit (adi) veya bileşik ikrarın söz konusu olamayacağı çok açıktır.
O halde, somut olayda davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Bu durumda, vasıflı ikrarda ispat yükü ikrar eden davalı tarafta değil, çekin avans olarak verildiğini ileri süren davacı taraftadır. Davacının yemin metninin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği, davalının yemini eda ettiği anlaşılmakla, davacının davasının ispat edemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Açılan davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 179,90-TL harcın başlangıçta peşin alınan 1.878,53 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.698,63 -TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.500,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen taraflara/vekiline iadesine,
Dair, davacı şirket yetkilisi, davacı şirket ortağı, davacı vekili, davalı şirket yetkilisi, davalı şirket vekillerinin ayrı ayrı yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır