Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/664 E. 2022/780 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/664 Esas
KARAR NO :2022/780

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:24/04/2017
KARAR TARİHİ:04/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili Şirket tarafından …-2 nolu, 08/01/2015-2016 tarihli Yangın konut sigorta poliçesi sigortalanan …’e ait, … Mahallesi … Cad. Kat: 1 No:ll …/İstanbul adresindeki konutun 07/01/2016 tarihinde … Sokak 91 ada 434 parsel sayılı konutunun bulunduğu sokakta, …’ye ait ana su borusunun patlayarak üzerinden hafif bir şekilde sızması ve …’nin ihbar üzerine geç gelmesi nedeniyle sızan suyun daha da şiddetlenerek akması nedeniyle toprağa su dolması sonucu gevşeyen toprağın konutun çevresinde 3 adet 10 metrelik istinat duvarının çökmesi ve yer kayması sonucu sigortalı binada, bahçe duvarlarında, merdivenlerde hasar meydana gelmiş olduğunu, hadise mahallinde tutulan … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü 07.01.2016 tarihli Fen işleri Md., İnşaat Müh. ve zabıta memurunca tutulan tespit tutanağına göre ve sigortalılarının beyanına göre, yine … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü ‘nün kat maliklerine yazdığı ve bu tutanağı ilgi tuttuğu 14.01.2016 tarihli cevabi yazıya göre ; … temiz su hattı patlağı sonucu su kayışı ile arazinin ve istinat duvarının özelliğini yitirmesi nedeniyle çökmüş olduğu, mevcut istinat yapısının su tahliye sistemi bulunmadığı, daha önce su patlaması meydana gelme olasılığı ile suyun tahliyesini yapamayan duvarın arazi koşulları sebebiyle bu suyun duvarın altını oyduğu ve ani göçmeye sebebiyet verdiğinin belirlendiğini, buna göre davalı … su ve kanalizasyon şebekesinin yapım ,onarımı ve bakımı sorumluluğuna sahip olduğundan kusurlu bulunduğunu, nitekim kanallar, şebeke boru hatları ile ilgili her türlü sorumluluk 2560 sayılı yasanın 2. maddesinin (b) ve (d) bentlerinde açıkça belirtildiği üzere … Genel Müdürlüğüne ait olduğu, … ‘nin görev ve yetkilerini belirten 2. maddesinde; ” a) İçme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için; kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, bu projelere göre tesisleri kurmak veya kurdurmak, kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak, yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek, olarak görevlerinin belirlenmiş olduğu yine … Genel Müdürlüğü Kuruluş Ve Yönetimine Dair Teşkilat Yönetmeliğine göre, Kanalizasyon ve yağmursuyu şebekesinin bakımı, onarımı ve temizliğini yapmak, ve yaptırmak,” davalının görevleri arasında olduğu, su şebekesinin patlamasına ve su sızıntısına davalının geç müdahalesi hasara ve çökmeye sebep olduğu ve zararı arttırdığını, söz konusu hasar nedeniyle yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucunda ve hasar restorasyon teklifleri çerçevesinde, sigortalı konutunda 67.780,00 TL lık hasar tespit edilmiş olup, bu tazminat bedelinin 07/03/2016 tarihinde ödendiğini, ödenmiş olan tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … Sigorta şirketi tarafından açılan dava da sigortalısına ait olan “ … Mah. … Cad. Kat: 1/11 … / İST adresinde ki dairenin müvekkili idareye ait temiz su borusunun patlayarak hasara uğrattığının iddia edildiği, müvekkili idare birimlerinden … Abone İşleri Dairesi Başkanlığının konu ile ilgili yapmış olduğu araştırma neticesinde: ev içinde ki eşyalarda iddia edildiği boyutta bir hasar meydana gelmediği. hasar tarihinde toprak kayması olduğu ve elektrik direklerinin yıkıldığı. idaremize ait boru hattının toprak kayması sonucu açığa çıkarak kırıldığı. istinat duvarının bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi şartnamelere uygun şekilde yapılmadığı, üzerinde daha önceden oluşmuş çatlakların bulunduğu, yol ile evler arasında kot farkı olduğu ve evlerin düşük kotta kaldığının tespit edildiğini, davaya konu hasarın doğal afet sonucu meydana geldiği , istinat duvarında ki çökmenin toprak kayması sonucu meydana gelmiş olmakla istinat duvarında ki hasardan İdare değil şartnamelere uygun yapı imal etmeyen yapı malikinin kusursuz sorumluluğunun bulunmakta olduğu dışarıdan gelebilecek su sızıntılarına karşı betonarme tecrit duvarının yapılması ve muhtemel su baskınlarına karşı tahliye pompasının bulundurulması gerektiği, Mevzuattaki ilgili hükümlerde, gerekli fenni tedbirlerin alınmaması halinde idarenin sorumlu olmayacağı belirtildiğinden, hasara maruz kalan binanın, gerek … Deşarj Yönetmeliğine, gerek ilgili diğer mevzuat hükümlerine ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması sebebiyle, doğacak hasar ve zararlardan idarelerinin sorumlu tutabilmenin mümkün olmadığını, Borçlar Kanunu’nun 41.maddesine göre tazminat sorumluluğunun doğması için, tazminat talep edilenin, zarara neden olayda kasıt, ihmal, teseyyüp ya da kusurunun olması; tazminat talep edilen hasar ile arasında bir illiyet bağının bulunması gerektiği, haksız davanın, usul ve esastan reddine, yargılama masrafının ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava ; Tazminat (Rücuen Tazminat) davasıdır.
Mahkememizin 05/07/2019 tarih 2017/392 E – 2019/614 K sayılı ilamı ile, davacının davasının kısmen kabulüne karar verildiği, işbu kararın davacı ve davalı vekillerinin istinafı üzerine İstanbul BAM 45. HD ne gönderildiği, BAM 45. HD nin 21/09/2022 tarih 2020/1249 E – 2022/949 K sayılı ilamı ile; “…Somut olayda; sigortalı konutta, …’ye ait tesisatta meydana gelen patlama sonucu hasar oluştuğu iddia edilmiştir. Buna göre, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki, davalı yapı malikinin haksız fiil hükümleri ile TBK’nın 69. maddesi uyarınca sorumluluğuna dayanmaktadır. O halde, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı gibi davacı şirket sigortalısı tacir sıfatı taşımadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte bulunmadığı, dolayısıyla 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/1.c, 115/2. maddesi uyarınca davanın, mahkemenin görevine ilişkin dava şartı yokluğundan, usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1.a.3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına…” karar verilip, mahkememizin yeni esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında somut olayda; sigortalı konutta, …’ye ait tesisatta meydana gelen patlama sonucu hasar oluştuğu iddia edildiği, buna göre, davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişki, davalı yapı malikinin haksız fiil hükümleri ile TBK’nın 69. maddesi uyarınca sorumluluğuna dayandığı, o halde, sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı gibi davacı şirket sigortalısı tacir sıfatı taşımadığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte bulunmadığı, dolayısıyla 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerektiği hususu göz önüne alındığında, Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla, davanın görevsizlik nedeni ile usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır