Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/593 E. 2023/514 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/593 Esas
KARAR NO:2023/514

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :09/09/2022
KARAR TARİHİ:05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: içinde dava konusu … … Bankasına ait, … seri nolu, 31/08/2022 keşide tarihli, 300.000,00 TL bedelli çekin de bulunduğu bir kısım çek yaprakları kaybolmak suretiyle müvekkilin elinden rızası hilafına çıktığını, dava konusu çekin de davalı … Bankası tarafından işleme konulduğunu, çekteki keşideci imzasının müvekkili …’ a ait olmadığını, müvekkiline ait imza örneklerinin; … … … şubesinde, … … şubesinde, … … şubesinde ve Yüksek Seçim Kurulunda bulunduğunu, imza incelemesine esas olmak üzere müvekkiline ait imza örneklerinin ilgili kurumlardan celp edilmesini, çekteki keşideci imzası müvekkiline ait olmadığı gibi; müvekkilinin, çekin lehtarıyla ticari bir ilişkisi veya bir tanışıklığı da bulunmadığını, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkan diğer çeklerin de başka bankalar tarafından işleme konulmuş olup ne şekilde davalı bankanın eline geçtiğinin taraflarınca bilinmediğini, ancak bununla ilgili sorumlular hakkında şikayette bulunulacağını, İİK’nun 72/3 maddesinde; ‘”İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” şeklinde hüküm yer aldığını, müvekkilinin, kendisine ait olmayan bir borçtan icra ve haciz tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, dava konusu çekle birlikte kaybolan başka bir çekin farklı bir banka tarafından icra takibine konu edildiğini ve ihtiyati haciz kararı alınarak müvekkilinin üzerinde başka hiçbir haciz şerhi bulunmayan araçlarına ihtiyati haciz ve yakalama şerhi konularak trafikten men edildiğini, bununla da yetinilmeyerek ve müvekkilinin ailesiyle ikamet ettiği adrese fiili hacze dahi gelindiğini belirterek, İİK 72/2 maddesi gereğince dava konusu çekin icra takibine konu edilmesinin ve ihtiyati haciz kararı alınmasının önlenmesi için tedbir kararı verilmesini, kötüniyetli hareket eden davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın dava dilekçesi bugüne kadar müvekkili bankaya tebliğe çıkartılmadığını, dava konusu 31.08.2022 tarihli, 300.000,00-TL bedelli, … Bankası/… Şubesine ait çek müvekkil Bankanın … … Şubesi müşterilerinden … … …. San. ve Tic. A.Ş’nin bankalarından kullanmış olduğu kredilerin geri ödenmesinin sağlanması amacı ile tahsilinde kredi borcuna tahsil edilmek üzere verilmiş olan çeklerden olduğunu, bu çek ile alakalı olarak müvekkili banka tarafından bu zamana kadar başlatılmış herhangi bir icra takibi bulunmadığını, davacı tarafından iddia edildiğinin tam aksine müvekkili banka bahse konu çekin vade tarihinde çek üzerindeki imzanın keşideci imzası tutmadığından bahisle çekte herhangi bir işlem yapmamış ve karşılıksız şerhi dahi işletmediğini, söz konusu çekin metninden ve ciro silsilesinden anlaşılan; çekin keşideci/davacı tarafından davacı … şirketi lehine tanzim edildiği ve bu şahıs tarafından dava dışı/kredi borçlusu … … …. San. ve Tic. A.Ş’ne ve son olarak müvekkili … Bankası A.Ş. … … Şubesine ciro edildiğini, davaya konu çekin davacı tarafından dava/dışı … firmasına ordan da dava dışı /kredi borçlusu … … firmasına teslim edildiğinin anlaşıldığını, işbu sebeple keşideci … Mühendislik firması tarafından çekin dava dışı/kredi borçlusu … … firmasına teslim edilmediğini ve firmanın tanınmadığı beyanlarının bu anlamda bir anlamı olmadığının izahtan vares olduğunu, müvekkili bankanın davacı ile dava dışı şirket arasındaki temel borç ilişkisinin muhatabı olmadığını, ilgili kişiler arasında ticari ilişki olup olmadığını, borçlu bulunup bulunmadığını, aralarında bir sözleşmenin mevcudiyetini, varsa sözleşmenin geçerliliğini bilebilmesinin mümkün olmadığı gibi tüm bu hususları araştırmak gibi bir yükümlülüğünün de olmadığını, müvekkili bankanın davaya konu çekin iyi niyetli son meşru hamili olduğunu belirterek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; … e ait … seri nolu 31/08/2022 tarihli 300.000-TL bedelli çekin davacının rızası hilaflı elinden çıktığı ve çekteki keşidece imzasının davacıya ait olmadığı iddiasıyla davacının davalıya borçlu olmadığına ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde; çek aslı, banka kayıtları, imza örneklerinin bulunduğu kurumlar, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlar, tanık, yemin ve yasal her türlü delillere dayanmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Dava konusu çek sureti ve davalı bankaya yazılan müzekkere cevabından çekin ödeme için davalı bankaya ibraz edildiği, davalı bankanın çeki ibraz eden hamile iade ettiği belirlenmiştir. Keşideci imzasının inkarı nedeniyle çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti için açılan davada husumet çek hamili ve cirantalara karşı açılabilir ve davalı bankanın çeki ciro yoluyla almadığı, çek üzerindeki kaşesinden ve banka yazı cevabından davalının çek bedelinin tahsili için yalnızca ibraz edilen banka durumunda olduğu, hamil veya ciranta sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından davalıya husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 5.123,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.943,35-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır