Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/55 E. 2022/860 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/55 Esas
KARAR NO : 2022/860

DAVA : Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 09/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının …Borsası kanalı ile edindiği paylar vasıtasıyla, Sermaye Piyasası Kanununa tabi halka açık bir şirket olan…A.Ş, ‘nin pay sahiplerinden biridir. Şirket’in icracı yönetim kurulu üyelerinin yaptığı, emsallerine, piyasa teamüllerine, ticari hayatın gerektirdiği basiret ve dürüstlük ilkelerine, aynı zamanda da kanunlara aykırı işlemler vasıtasıyla, şirket mal varlığı kasıtlı olarak yok edilirken; örtülü kazanç aktarımı yöntemleri ile davalı yönetim kurulu üyeleri ve ilişkili taraflara menfaatler sağlanmıştır. Sonrasında SPK denetleme raporlarına ve beraberinde ceza davalarına konu olan söz konusu işlemler aynı zamanda …A.Ş ‘nin fiilen konusuz bırakılmasına sebep olduğu, icracı yönetim kurulu üyelerinin Türk Ticaret Kanunu’ndan kaynaklanan şahsi sorumlulukları da göz önünde bulundurulduğunda, SPK raporlarında ve savcılık iddianamesinde ayrıntılı biçimde açıklanan suç konusu bu fiiller ile şirket paydaşlarının, sahip olduğu hisselerin değerlerinin yok edilmesi arasında açıkça illiyet bağı mevcut olduğu, bu nedenler; Davalı yönetim kurulu üyelerinin suç teşkil eden fiilleri sonucu borsa dışı birakılması ve şirketin fiilen konusuz bırakılması sonucu Müvekkilimin elinde bulundurduğu 1.260.700 lot …hissesine ilişkin zararının tespiti için bilirkişi görevlendirilmesini, bilirkişi tarafından tespit edilen bu bedelin, suç konusu kanuna aykırı işlemlerin yapıldığı tarihten itibaren işlemiş yasal ticari faizi ile birlikte hesaplanarak davalılardan tahsiline ve davacı müvekkilime verilmesine , fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına, dava sonuçlanıncaya kadar davalı yönetim kurulu eski üyelerinin taşınır-taşınmaz mallarına, …Bankası A.Ş nezdinde adlarına kayıtlı hesaplarındaki hisse ve hakları üzerine ve ayrıca bankalarda bulunan hesaplarına tedbir konulmasını ve satışlarının engellenmesini” talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’a herhangi bir arabuluculuk daveti gelmediği, arabuluculuk tutanağı incelendiğinde; müvekkiline arabuluculuk davet yazısının kargo ile gönderildiği, muhattap tebligat gönderilen adreste ikamet etmediğinden davet yazısının ulaşmadığı, bu husus, arabuluculuk sonuç tutanağına yazılarak arabuluculuk sürecinin tamamlandığı, oysaki; müvekkilin adresinin Bornova/İzmir olduğu, ikamet etmediği bir adrese tebligat yapılarak, müvekkilinin yokluğunda, bilgisi ve dahli olmadan arabuluculuk sürecinin tamamlandığı, dava şartı olan zorunlu arabuluculuğun müvekkili açısından yerine getirilmediği, davanın usulden reddi gerektiğini, dava şartlarının yerine getirilmediğini,
davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını,
davalı … …’ın 20.3.2015 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini ve bu husus …’ta yayınlandığını, davalı elinde 2.402.000 TL’lik hisse kaldığını,
zararının davacıdan daha fazla olduğunu,
davacının, dava dilekçesinde ödemelerin diğer şirketler üzerinden…’a aktarıldığını tespit ve iddia ettiğini, bu durumda davacı iddiasının sorumlusunu bulduğunu, davayı sadece o davalıya yöneltmesi gerektiğini, …’ın… A.Ş.’ye şahsi hiçbir borcu bulunmadığını,
…’nın …Grubuna karşı hazırladığı raporu müteakip başlattığı suç duyurusu süreci
neticesinde davalının 2.402.000 şirket hissesi nedeniyle şahsi zararının oluştuğunu, davacının iddia ettiği gibi örtülü kazanç aktarımının söz konusu olmadığını, şirket kayıt ve defterlerinin … A.Ş. ve …’dan istenmesini talep ettiklerini, SPK’nın ..Holding’e ilişkin hukuka aykırı olduğu mahkemece ortaya konan raporu ve suç duyurusu neticesinde tüm şirketlerin ağır biçimde itibar ve müşteri kaybettiğini,
hisse sahiplerinin de bu nedenle zarar gördüklerini, yukarıda arz edilen nedenlerle davanın usulden reddine, zamanaşımı nedeniyle reddine, mahkemece esasa girmesi durumunda haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davacı …’ın …. A.Ş. Pay sahibi birinin olduğu davalıların yapmış olduğu örtülü kazanç aktarımdan kaynaklı zarara ilişkin iş bu alacak davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin … esas sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacı … tarafından davalıların …, … ve … aleyhine 09/03/2021 tarihinde Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davası açıldığı, söz konusu dava dosyasının derdest olduğu görülmüştür.
18/A maddesinde Dava şartı olarak arabuluculuk düzenlenmiş olup, 18/A maddesinin 8. kısmında arabuluculuk bürosunun yetkisine itiraz edilebileceği ve yetki itirazının ilgili sulh hukuk mahkemesi tarafından dosya üzerinden yapılacak inceleme sonunda kesin olarak yetkili büroyu karara bağlayacağı hususları ile yetki itirazı neticesinde yapılacaklar yer almaktadır. Anılan husus dışında Kanunda, gerek arabuluculuk sürecine ilişkin gerekse anlaşamama halinde yapılacaklara ilişkin itiraz veya kanun yoluna başvuru usulüne dair bir düzenleme bulunmamaktadır. 18/A maddesinin 20.fıkrasında ise bu bölümde hüküm bulunmayan hâllerde niteliğine uygun düştüğü ölçüde bu Kanunun diğer hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davalı … yönünden arabuluculuğun usulüne uygun tamamlanmadığı hususu, davalının iddia ve beyanları ile dosya kapsamına göre değerlendirme yapmak gerekmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde belirttiği, … yönünden arabuluculuğun usulüne uygun tamamlanmaması hususlarındaki itirazlarının sonuca etkili olmadığı değerlendirilmiştir.
Cevap dilekçesinde, arabuluculuk son tutanağının usulüne uygun tamamlanmadığı iddia edilmişse de alıntılanan emsal Yargıtay ilamlarında bu doğrultuda bir ifade veya karar bulunmadığı görülmüş, ayrıca 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununda da yukarıda anıldığı üzere iptaline dair bir düzenleme bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davacının anlaşmaya yönelik iradesi bulunmadığı gibi dava şartı olarak arabuluculuk sürecinde ve davanın ön inceleme aşamasında sulh olunmasa dahi yargılamanın devamı sırasında da iradi olarak arabuluculuk yoluna gidilebilecektir.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
İncelenen dosyalarda; Mahkememizin … esas sayılı dosyası ile işbu dosya arasında bağlantı mevcut olup, her iki davanın da aynı hukuki ilişkiden kaynaklandığı, biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyecek mahiyette olduğu anlaşılmaktadır.
HMK.nun 166.maddesi uyarınca davanın her aşamasında, talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebileceğinden; her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, ayrıca davaların safahatı da gözönüne alınarak, Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166.madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememizin 2021/168 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Mahkememizin işbu dava dosyasının HMK 166.madde uyarınca doğrudan doğruya hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememizin 2021/168 esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Dosyaların mahkememizin 2021/168 esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
3-Esasın bu şekilde kapatılmasına,
4-HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirine asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 25/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır