Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/529 E. 2022/906 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/529 Esas
KARAR NO : 2022/906
DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davacı Kooperatif yönetimi tarafından Genel kurul kararlarında hiçbir şekilde yer almayan ödemeleri içeren miktraların ödenmesi ve ihraç ihtarı istemi ile davalı üyelere , ….Noterliğinden 1/3/2022 tarih 2153-… arası tüm yevmiye numaraları ile ihtarlar ile 1. İhtarlar gönderildiğini, davacılara gönderilen ilk ihtara itiraz edildiğini, sonuç başlıklı kısımda koop.kan. md. 44 gereği tebliğden itibaren 1 ay içinde genel kurulun toplantıya çağrılması , çağrılmaz ise aynı yasanın 44/3 bendince mahkeme marifeti ile talepte bulunulacağı talep ve ihtar edildiğini, bu iadeli taahhütlü taleplerinin 9.3.2022 tarihinde kooperatife teslim edildiğini, açıkça ihtarı keşide eden yöneticiler, hiçbir üyenin bu meblağlarda para ödemediğini ,böyle bir borcun olmadığını ellerinde bulunan genel kurul karar defteri ,bilanço ve sair defterler ile net bir şekilde bildiklerini, kooperatif yöneticileri salt müvekkilleri ve şahsını ihraç edebilmek için bu bedelleri talep ettiğini, Çevre şehircilik Bakanlığı kooperatif bilgilendirme sayfasında da yeraldığı üzere … Koop. Örnek anasözleşmesinin 23. maddesi ile “genel kurul kararı olmaksızın yönetim kurulu kararı ile ortaklardan herhangi bir ödeme istenmesi mümkün bulunmamaktadır” arzedildiği üzere tüm genel kurul tutanakları incelendiğinde bu yönde alınmış tek bir karar dahi olmadığını, ancak tebliğ tarihi olan 9.3.2022 tarihli genel kurul talepleri üzere verilen 1 ay sürede genel kurul çağrısı yapılmadığı gibi kanun tanımaz yönetim yeni bir ihraç girişimine başladığını, borç ihtarı içeriğine yaptıkları cevap ve itirazlara rağmen …. Noterliğinin 29 Mart 2022 Tarih … Y.nolu 2.Borç ihtarlarının keşide edildiğini, kooperatifin haksız talep edilen bedel dışındaki gerçek genel kurul kararlarında belirli aidatların ödenmemesinin nedeni de bizatihi davalı olup ,müvekkillerin aidat ödenmemesinde hiçbir kusuru olmadığını, zira davalı ,yine benzer metodla haksız olarak müvekkilleri 2004 yılında ihraç ettiğini, davalı ise ihraç kararına itiraz ve kararlar kesinleşmemiş olmasına ve hatta dava süresinde açılmış olmasına rağmen ,yolsuz olarak kanun tanımaz şekilde üye kayıtları silmiş ,yerlerine üye aldığını, bu şekilde müvekkiller genel kurul tolantılarına çağrılmadığı gibi üye kayıtlarıda silindiğinden aidat ödemeleri mümkün olmadığını, zira kaydı olmayan üyenin aidat ödemesi kabul edilmediğini, üye kaydı olmayan ortağın aidat ödemeside düşünülemeyeceğini, müvekkiller açılan ihraç iptaline dair … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/… E sayılı dosyası ile dava açılmış ,işbu dava … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/… e sayılı dosyası ile birleşmiş ve bu dosyadan da 2013/… k sayısı ile “ihraç kararlarının iptaline” hükmün 2. fıkrası ile karar verildiğini, bu karar Yargıtay aşamalarından geçerek kesinleştiğini, bu karara rağmen dahi üye kaydını tesis etmeyen yöneticiler suç işleme iradesinden vazgeçmediğinden bu defa kararın icrası için … İcra Müdürlüğünden 2022/…-… E sayılı dosyaları ile icra takibi başlatılınca kooperatif yönetimi üye kaydı ile bu defa şimdiki dava konusu ihtarları keşide ettiğini, gerçek borç içeriğini yansıtmayan bu nedenle usule aykırı ihtarnamelere taraflarınca daha ilk ihtarda itiraz edildiğini, bedele itiraz edildiği gibi ayrıca … Asliye Ticaret Mahkemesinde 2022/… E sayılı dosyası ile tedbir talepli ,hakim müdahalesi ,genel kurul çağrısı ,borç tespitinin istendiğini, borca itiraz ve açılı dava var iken çıkarma yapılamayacak iken bu defa kötüniyetli kanun tanımaz yöneticiler müvekkillere ….Noterliğinden 2022/… Y.nolu ihtarlar ile yönetim kurulunun 24/05/2022 tarih 3 nolu kararı ile üyelikten çıkarma ihtarını gönderdiklerini, müvekkiller ve tarafınca ihtarname içeriğinde istenen bedellerin niteliğinin belirsiz olduğu ,istenilen miktarların dayanağının ve hesap yönteminin gösterilmediği ,kayıtlarının haksız silindiği süre boyunca aidat miktarının bilinmediği ,gerçek aidat borcunun hesabının bu hali ile yargılamayı gerektirdiği ,gerçek bedel belirlendiğinde ödeneceği ifade edildiğini, açılan dava ilede bu yönde genel kurul özellikle istendiğini, izah edildiği üzere ilk çıkarma kararına karşı dava açmış iken ,ihraç kararı kesinleşmeden davalı kooperatif yönetimi üye kayıtlarını sildiklerini ,hiçbir genel kurula çağırmadıklarını ve aidat kabul etmediklerini, oysa Kooperatif üyelik haklarının yasal olarak devam ettiği halde kayıtlarının silinerek taraflarına genel kurul ve diğer tebliğleri yapmayan Kooperatifin tebliğ yapmaksızın gıyaplarında aldığı hiçbir karar da davacıları bağlamayacağını, bununla birlikte davalı Kooperatif genel kurul kararı ile karara bağlanmamış hiçbir alacak talebinde bulunamayacağını, üyeler arasında gelirde adaletsizlik yapıp diğer üyelerden almadığını davacılardan isteyemeyeceğini, kaldı ki yönetim kurulunun yetkisini aşan borçlanması şahsi kusur olup ,tüm bu hususlar ihraç iptalinden sonra yönetim kurulunun zarar verici eylemleri olarak dava konusu edileceğini, genel kurul kararları tek tek incelendiğinde 2005 yılından 2016 yılı dahil 2017’ye kadar aidatların 150-TL olduğu 2017 den sonra 300-TL ye çıkarıldığı ,üyelerden aidat dışında bir ödeme tahsili yönünde hiçbir karar bulunmadığı, 2009,2010,2011,2012 de aidatların durdurularak alınmadığının görüleceğini, bu bedeller nazara alındığında talep edilen bedelin haksız ,fahiş ve üyeyi haksız çıkarmaya matuf görevin kötüye kullanımının sonucu olduğunun görüleceğini, ihraç kesinleşmemekle koop.kan. 15-16. md ile genel kurula katılma ve üyelik haklarının devam ettiğinden , üyelik kaydının silinmemesi ve yeni üye alınmaması , taraflarına genel kurula üye olarak katılması için tedbir kararı verilmesini, akabinde davalı kooperatifin 24/05/2022 Tarih 3 Nolu ve devamı yönetim kurulu kararlarının ve Üyelikten çıkarma kararlarının iptaline ,üyelerin borç yükümlülükleri , yasa ,yönetmelik ve … anasözleşmesinin 23. maddesi ile ancak ve ancak Genel Kurul kararı ile artırılabileceğinden, genel kurul kararları ve ödemeler nazara alınarak gerçek üye borçlarının ilk borç ihtarnameleri tarihi itibari ile tespitine, kooperatifler kanunu Md.16 gereği ihraç kesinleşmeden üye kaydı silinemeyeceği ve yerine yeni üye alınamayacağından ,davalı kooperatifçe yasaya aykırı olarak üye kaydının silinmiş olması veya silinmesi halinde kaydın tesisi ile ticaret bakanlığına bildirilmesini, ihraç kesinleşmeden ihraç edilen üyeler yerine yeni üye kaydının alınması halinde yeni üye kayıtlarının terkinine karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşıldı.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;müvekkil kooperatif, üyelerine konut sağlamak amacıyla kurulduğunu, davacılarında müvekkil kooperatifin üyesi oldukları 2001 yılında … Belediyesi ile bir arsa tahsis sözleşmesi yaptıklarını, söz konusu sözleşmeye göre ilgili belediye tarafından 20000 m2 bir taşınmaz müvekkil kooperatife devredilecek ve bu alanda kooperatif üyeleri için konut yapılacağını, müvekkil kooperatif işbu sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerin getiripte sözleşme konusu taşınmazların tapuda kendisine devredilmesini beklerken 2004 yılında … Belediyesi tarafından bahsi geçen tahsis sözleşmesinin hukuka aykırı olarak feshedildiğini öğrendiklerini, davacılar müvekkil kooperatife yapılmış olan arsa tahsisin hukuksuz ve haksız bir şekilde feshedilmesi için muhatap taşoluk belediyesine dilekçeler verdiklerini, davacılar, üyesi oldukları kooperatifin ve diğer hak sahibi olan üyelerin yasal haklarını hiçe sayarak müvekkil kooperatifin varlık amacını ve devamlılığını ortadan kaldırmak amacıyla açıkça kötü niyetli davranmış ve söz konusu arsa tahsisini feshettirdiklerini, davacılar bunu yaparken de sırf muhatap belediye ve yetkililerine yaranmak için kooperatifin diğer üyeleri ve yöneticileri hakkında gerçek dışı beyanlarda bulunarak açıkça iftira suçu da işlediklerini, bunun üzerine müvekkil kooperatif tarafından davacılara karşı davalar açıldığını, müvekkil kooperatif, belediyenin yapmış olduğu bu haksız feshe karşı dava açtığını ve kazandığını, ancak belediye yetkilileri ve işbirlikçileri tarafından bu taşınmazlar, … isimli başka bir kooperatife 2006 yılında satıldığını ve tapu devirlerini yaptıklarını, müvekkil kooperatif bu kez de kesinleşmiş yargı kararlarına göre de kendi hakkı olan taşınmazları geri almak adına muhatap belediye ve taşınmazları kötü niyetli olarak devralan … Kooperatifi’ne karşı 2006 yılında tapu iptal ve tescil davası açtığını, söz konusu dava şu an itibariyle de yargıtay aşamasında olduğunu, yine aynı kişiler ( davacılar ) bu sefer de müvekkil kooperatife olan aidat ödeme yükümlülüklerini yerine getirmedikleri için müvekkil kooperatiften haklı olarak ihraç edildiklerini, davacıların bu şekilde hareket etmesinin tek gerekçesi de ekonomik olarak da müvekkili zor durumda bırakıp müvekkil tarafından muhatap belediye ve işbirlikçilerine karşı açılacak davaların da önüne geçtiğini, davacıların sebep oldukları tüm bu davalar birden fazla sayıda avukatla çalışıldığını, ki sadece bu avukatlara ödenmesi gereken vekalet ücretleri milyonlarca TL’ye tekabül ettiğini, kooperatifin borçlarını ödeyebilmesinin tek yolu da üyelerinin yaptığı ve yapacağı ödemelerle mümkün olacağını, davacıların, ihraç kararının iptali talepli açmış olduğu davaya bakan yerel mahkeme ise hukuka aykırı olarak davacıların üyelikten ihraç kararını iptal ettiğini, söz konusu iptal kararı esasa ilişkin olmayıp usulü birkaç eksiğe dayandırıldığını, mezkur karar hukuka aykırı olmasına rağmen müvekkil kooperatifin elinde olmayan nedenlerle özellikle kendisini temsil eden vekillerin ağır kusur ve ihmalleri sebebiyle Yargıtay denetiminden geçmeksizin kesinleştiğini, aradan geçen 10 yıllık süre boyunca davacılarca herhangi bir işlem yapılmamış, söz konusu karar icraya dahi konulmadığını, davacılar, müvekkil kooperatifin verdiği hukuk mücadelesinin boşa gideceğini düşünerek ve hatta umarak tüm bu süre boyunca sessizce müvekkil kooperatifin verdiği çabayı izlediklerini, tüm bu davalar için harcanan yüklü harçların, masrafların, vekalet ücretlerinin ve sair ödemelerin hiçbirine ortak olmayarak müvekkil kooperatifin tüm bu davaları kaybederek varlığının sonlanmasını, yine bu davalar ve giderler için borçlanmasını dışarıdan izlemekle yetindiklerini, tesadüftür ki tam da söz konusu tapu iptal ve tescil davasını kısmen de olsa kazandıkları yılın ayında davacılar kendilerinin de kooperatif üyesi olduklarını hatırlamış ve ellerindeki ilamı icraya koyduklarını, açıkça gördüğü üzere huzurdaki davacıların hak ve hukuk tanımazlığının bir sınırı olmadığını, davacılar ilk olarak müvekkil kooperatifin hakkı olan taşınmazların müvekkilden alınarak başkalarına peşkeş çekilmesine sebep olduklarını, daha sonra bu haksızlığa karşı açılacak davaların önüne geçmek adına müvekkil kooperatife olan aidat borçlarını ödememiş ve müvekkilin çaresiz kalarak tasfiye edilmesini umduklarını, ancak gelinen aşamada umdukları hiçbir şeyin gerçekleşmediğini, müvekkilin 17 süren hukuk mücadelesi neticesinde kısmen de olsa bazı davalarını kazandığını gördüklerinde birden ortaya çıkıp hak iddia etmeye başladıklarını, bunun üzerine de müvekkil kooperatife ödemekle yükümlü oldukları birikmiş aidat borçlarını ve sair ana giderlerin ödenmesi için kendilerine gönderilen haklı ihtarnamelere rağmen halen bir ödeme yapmadıklarını, kaldı ki bu aşamada davacılardan talep edilen aidat ve ödemeler, bahsi geçen davaların takibi için müvekkil kooperatifin şimdiye kadar ödediği ve daha da ödeyeceği her türlü masrafın sadece bir kısmını oluşturduğunu, davacılar, ödemekle yükümlü oldukları aidat borçlarını ve bizzat sebep oldukları kooperatif giderleri ve zararlarını ödememekte ısrarcı davranmış kendilerine yapılan noter ihtarnamelerini hiçe saymış ve devamında da huzurdaki haksız hukuksuz davayı açtıklarını, açıklanan işbu sebeplerle öncelikle huzurdaki davanın zamanaşımı ve hak düşürücü süreler aşılarak ve sair usulü şartlar gözetilmeden açıldığından usulden reddine, Kooperatif Kanunu 27. ve devamı maddeleri ile yasanın ilgili hükümlerinde belirtilen yasal ve usulü şartlara aykırı olarak açılan huzurdaki davanın dava şartlarının yokluğu ve sair eksiklikleri nedeniyle davacıların tüm talepleri yönünden ve esastan reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.
GEREKÇE:
Dava; davacıların kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin kararın iptali, ihraç kesinleşmeden yapılan üye kayıtlarının silinmesi ve genel kurulun Mahkeme eli ile toplanması için izin istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
UYAP üzerinden getirtilip incelenen … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyası kapsamına göre; davacılar … tarafından davalı Sınırlı Sorumlu … Kooperatifi aleyhine “Davacıların kooperatif üyeliğine ihracına yönelik istemin tedbiren durdurulması, hakimin müdahalesi, mahkeme eli ile genel kurul çağrısı, usulsüz kaydı yapılan üyelerin kayıtlarının silinmesi” talepli davayı ikame ettiği, söz konusu dava dosyasının derdest olduğu görülmüştür.
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince; “Aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.”
Yargılama dosyamız ile incelenen … Asliye Ticaret Mahkemesine ait 2022/… Esas sayılı dosyasında tarafların aynı olduğu, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dosyası davacıların üyelikten ihracından evvel açıldığı için bu talep dışındaki tüm talep sonuçlarının aynı olduğu, buna bağlı olarak davalar arasında bağlantı olup, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte olduğu, yargılamanın birlikte yürütülmesinin yargılamaya hakim olan ilkelerden “usul ekonomisi” açısından da gerekli olduğu anlaşılmaktadır.
HMK.nun 166.maddesi uyarınca davanın her aşamasında, talep üzerine ya da kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirme kararı verilebileceğinden; her iki dosya arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle, ayrıca davaların safahatı da gözönüne alınarak, Mahkememizde açılan iş bu davanın HMK. 166 ve devamı maddeleri uyarınca … . Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Mahkememiz dosyasının …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamaya ilgili Mahkemece devam edilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-) HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirine asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Davacı vekilinin (e-duruşma) ve davalı kooperatif vekili ve davalı kooperatifi temsile yetkili olduğunu beyan eden … yüzüne karşı, esas kararı ile birlikte İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır