Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/517 E. 2023/347 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/517 Esas
KARAR NO:2023/347

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :01/08/2022
KARAR TARİHİ:03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin otomotiv sektöründe araçların satışı ve satılan araçlara ilişkin servis ve onarım hizmeti işi ile iştigal ettiği, davalı …Ş’nin mülkiyetinde bulunan … Plakalı, … şase numaralı, 2016 model … … … marka / model aracın servis bakım ve onarım işlemi için müvekkili şirket … Oto Servis ve Ticaret A.Ş. … şubesine 08.02.2021-14.12.2021 tarihlerinde teslim edildiği, Müvekkili şirketçe araca ilişkin onarım faaliyetlerini eksiksiz olarak yerine getirdiği ve davalıya 40.244,60-TL tutarından oluşan fatura kesildiği, davalının söz konusu faturayı kısmi
ödeme yaparak bakiye 14.501,89-TL’lik kısmı ödemediğinden aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2022/… E sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yaptığını, davalının süresi içerisinde borca itiraz ederek, takibin durduğunu ifade ederek, İtirazın iptali ile takibin devamını, Davalının %20’tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, Yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava edilmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Araç servise ilk kez o da 18/01/2021 tarihinde girmiş ve daha sonra mayıs-haziran gibi araç müvekkilce teslim alınmıştır. Eylül ayında ise aracın güncellemesi yapılması için servis tarafından araç istenmiş ve araç servise bu kez 23/11/2021 tarihinde 10 dakikalık bir
güncelleme için gönderilmiş ve araç servisten 16/12/2021 tarihine kadar bir daha çıkmamıştır. Ancak; Araç ikinci kez 23/11/2021 tarihinde servise girmiş ve davacı tarafından aracın dosyası yıl sonu gelmesi nedeniyle kapatılmış ve araç müvekkile teslim gibi gösterilmiş olup ancak araç servisten hiç çıkmamıştır. a.)Müvekkilin davaya konu arabası ile ilgili olarak müvekkil şirket adına … tarafından davacı şirketten 15.01.2021 tarihinde 18.01.2021 tarihi için randevu alınmış olup davacı şirketten gelen mesajda davacı şirket adına servis danışmanı olarak davacı şirket çalışanı ve servis yetkilisi …’ın atandığı bildirilmiştir. 18.01.2021 tarihinde randevumuza binaen … oto … yetkili servisine aracınperiyodik bakımının yapılması ve araç saatinin yanlış göstermesi sebebi ile (aracın herşeyiçalışır vaziyette) … plakalı … marka xj 1 model araçla başvuruda bulunulmuş ve
Arabanın bırakılması gerektiği müvekkile bildirilmiş ve araç davacının Servisine bırakılmıştır. b.) Akabinde 21.01.2021 tarihinde bilgi almak için atanan servis yetkilisi …, müvekkil şirket çalışanı …tarafından aranmış ancak ulaşılamamıştır. Bir gün sonra, 22.01.2021 tarihinde atanan servis yetkilisi …, telefonuna cevap vermiş ve aracın saat güncellemesi esnasında hata yaptıklarını ve araç sisteminin çöktüğünü, aracın multimedyasının çalışmadığını, ekranın gittiğini, bildirmiş ve Konu ile ilgili bütün aksiyonları aldıklarını, yurt dışı parça temini yüzünden bir süre daha beklenmesi
gerektiğini, durumu düzelteceklerini beyan etmiştir. Bu durum ayrıca davacının atanan servis yetkilisi …’a mail ile de bildirilmiş olup işbu bildirim yine ayıp ihbarı niteliğindedir. c.) Yine 22.02.2021 tarihinde geçen bir aylık sürede müvekkile herhangi bir geri dönüş olmadığı için atanan servis yetkilisi …’a müvekkil şirket adına hareket eden … tarafından whatsapp üzerinden ulaşılmış olup Bundan sonraki süreçte gerçekleşen whatsapp yazışmalarının ekran görüntüsü olarak paylaşıyoruz. d.) İşbu Ek-3’te yer alan whatsapp yazışmalarına bakıldığında; Müvekkil şirket adına hareket eden çalışanı …, 26/11/2021 tarihinde ” Selam Patron” ve yine aynı tarihte ” Ne durumda bizim araç” yazdığı ve Davacının atanan servis yetkilisi … (… nolu telefon île) 14/12/2021 tarihinde “Abi selam” ve aynı tarihte ” Aracın işleri bitmek üzere” yazdığı sabit olup aracın 2. Kez servise 14/12/2021 tarihinde girmediği açıkça ortadadır. ııı.) servis işlemleri ve faturalarla ilgili whatsapp yazışmaları;
a.)Davacının atanan servis yetkilisi … (… nolu telefon ile) 11/08/2021 tarihinde “Abi selam nasılsın” ve aynı tarihte ” ödeme yapıldı mı” yazdığı sabit olup , Müvekkil şirket adına hareket eden çalışanı …, bu yazışmaya cevap olarak aynı tarihte yani 11/08/2021 tarihinde ” fatura kesilmedi, kesin yaparız, Faturaya göre” cevabını vermiştir.
b.) Davacının atanan servis yetkilisi … (… nolu telefon ile) 19/10/2021 tarihinde “Tamam ağbi, kur artıyor hemde garanti zamanı geçiyor, Senden haber bekliyorum” yazdığı sabit olup Sonraki yazışmalarında da örneğinde 16/12/2021 tarihli yazışmasında “o zaman kur;10,83TL’ymiş” Ve yine “ondan önce konuştuk bunu ve kur daha düşüktü” kur’dan kaynaklı farklılığın olduğunu ikrar etmiş olup yapılan İş ve işlemlerle ilgili bir alacaktan bahsetmemiştir. Yine yasaya göre İşbu mail ve whatsapp yazışmalarının da delil olarak kabul edildiğini dikkatlerine sunarız. IV.) servis işlemleri ve faturalarla ilgili mail yazışmaları;
a.) Davacı şirket tarafından gönderilen 23/03/2021 tarihli mail ve mail ekindeki Proforma faturaya (Ek-7) bakıldığında; müvekkile kesilecek olan fatura bedelinin 21.255.-TL olduğu ikrar edilmiştir. b.) Daha sonra, davacı şirket 27/07/2021 tarihli mail (Ek-8) ve mail ekindeki Proforma faturaya bakıldığında; müvekkile kesilecek olan fatura bedelinin bu kez de 25.742,71.-TL olduğu ikrar edilmiştir.
Müvekkil şirket çalışanı tarafından da cevap olarak yollanan mailde bu bedel Kabul edilerek ağustos ayında ödeneceği bildirilmiştir.
Mail ve proforma faturadan sonra yine, Ek-8 ve Ek-9’daki mail ve proforma fatura ile bedelleri farklı proforma fatura düzenlendiğinden, kesin faturanın düzenlenmesi beklenmiştir.
d.) Kesin yani proforma olmayan fatura beklenirken bu kere, 07/01/2022 tarihinde atanan servis yetkilisi … mail ile 07/01/2022 tarihli proforma fatura
göndermiş ve işbu proforma fatura ile bu kez de 40.244,60.-TL ödeme talep etmiştir. Taraflarca 25.742,71 TL bedelin ödenmesi konusunda kesin anlaşmaya varılmış olan bedel ile ilgili kendisine fatura kesilmesini bekleyen müvekkil bu kez yani 3. Kez değişen proforma fatura neticesinde, anlaşma yapılan 25.742,71.-TL bedeli 30/12/2021 tarihinde ödemiştir.
e-) Davacı taraf, 14/12/2021 tarihli fatura ile 40.244,60.-TL bedeli müvekkiİden talep etmesine karşın Davacının atanan servis yetkilisi … (… nolu telefon ile) 20/12/2021 tarihinde “Abi sizin ödeme tutarı 32.186.-TL görünüyor” şeklinde başka bir ikrar yazdığı görülmekle birlikte;
Davacının;
Yapılan işlemlerinin bedelinin; önce 21.255.-TL olduğunu, Sonra 25.742,71.-TL olduğunu, Daha Sonra 40.244,60.-TL olduğunu, En Sonunda ise 32.186.-TL olduğunu, beyan ve ikrar etmesi, müvekkilin 25.742,71.-TL ödemeyi Kabul edip kendisine gerçek fatura kesilmesini beklerken, sürekli farklı bedeller talep edilmesi karşında müvekkil; Taraflarca kesin anlaşmaya varılan bedeli ödeyerek borcundan kurtulmuştur.
Akabinde davacı tarafından 14.501,89.-TL bedelli bir fatura daha kesilmiş ancak müvekkil bu faturayı iade ederek kabul etmemiştir.
c.) Müvekkilce 29.12.2021 tarihinde aracın arka medyası kullanılmak için açıldığında; saatin hala güncel olmadığı, dil seçeneğinin değiştirilemediği, ön medya İle bağlantı problemi olduğunun farkına varılmıştır, (onardıklarını söyledikleri işlemlere dahil ayrıca montaj esnasında medya ekranın çerçevesine zarar geldiğinin fark edilmiştir. Buna ilişkin görsellerde ekte sunuyoruz. Sayın Mahkemenizce de görüleceği üzere; Davacı ile davalı arasında varılan anlaşmaya göre 25.742,71.-TL olan bedel karşılıklı Kabul edilmiş ve müvekkilce de bu bedel ödenmiştir. Yine davacı tarafından sürekli ve farklı tarihlerde aynı işlemler için farklı farklı proforma faturalar kesilmiş ve ayıplı ifa da söz konusu olmuştur. Davacı, konuyu, olayları, bedelleri saptırmış ve gerçek durumu farklı yansıtmıştır. Davacı tarafa müvekkilin borcu da olmadığından, davacı ifayı ayıplı yaptığından ve ayıplı ifa
kendilerine süresi içinde bildirildiğinden, alacak da likit olmadığından, işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın; davalıya ait … plakalı aracın davacı nezdinde onarımı neticesinde davacının davalı adına düzenlediği fatura bedelinin bakiye 14.501,89-TL alacağının ödenmediğinden bahisle bakiye bedelinin tahsili için …. İcra Dairesinin 2022/… esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Müdürlüğü 2022/… esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … , borçlunun … olduğu, takibin 14.501,87-TL asıl alacak, 300,37-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.802,24-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının bakiye fatura alacağı olduğu, 12/05/2022 tarihli ödeme emrinin 18/05/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 13/05/2022 tarihinde, ödeme emri tebliğ edilmeden evvel borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali müşavir … ve … Mak. Fk Oto.Anabilim Dalı Em. Öğr.Üyesi Prof. Dr. … tarafından müşterek imzalı 12.04.2023
tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; 1. Davalı şirket aracının 08.02.2021 tarihinde davacıya ait serviste bakım yapıldığı ve
yapılan bakımların davalıya 27.07.2021 tarihli proforma fatura ve/veya servis fişi ile
25.742,71 TL olarak bildirildiği,
Davacının, davalıya proforma ve/veya servis fişi ile araca yapılan işlerin aynısı ancak
fiyatların farklı olduğu 14.12.2021 tarihli 40.244,60 TL bedelli fatura tanzim edilerek
tebliğ edildiği, davalı tarafından, davacıya proforma faturada belirtilen 25.742,71 TL
ödeme yapıldığı, bakiye 14.501,89 TL’nin ise iade faturası ile davacıya iade edildiği,
2. Yukarıdaki tabloda görüldüğü şekilde 14.501,89 TL’nin 27.07.2021 tarihli, 25.742,71
TL bedelli servis fişi/proforma ile 40.244,60 TL bedelli fatura arasındaki fark
olduğunun tespit edildiği,
3. Sayın mahkemenin servis fişi-fatura arasındaki farkın davalı tarafından ödenmesi
gerektiği hakkında karar ittihazı halinde; Davacının, davalı Aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2022/… Esas Sayılı Dosyası
ile başlattığı takipte;
4.501,87 TL asıl alacak, 300,37 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.802,24 TL alacak talep ettiği,
yapılan incelemede davacının 14.5010,87 TL talep edebileceği, davacının 300,37 TL işlemiş
faiz talebinin fazla ve yersiz talep olduğu, davacının 14:501,87 TL alacağına takip tarihinden
itibaren değişen oranda avans faiz uygulanması gerekeceği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Müdürlüğü 2022/… esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının … , borçlunun … olduğu, takibin 14.501,87-TL asıl alacak, 300,37-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.802,24-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının bakiye fatura alacağı olduğu, 12/05/2022 tarihli ödeme emrinin 18/05/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 13/05/2022 tarihinde, ödeme emri tebliğ edilmeden evvel borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, her ne kadar ödeme emri tebligatı yapılmadan itiraz edilmişse de, İstanbul BAM 22.HD 04/05/2017 tarih 2017/561 esas 2017/699 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere borçluya ödeme emri tebliğ edilmese de borçlunun itiraz hakkı doğduğundan ve ödeme emrinin tebliği halinde bu tebliğ ile İstanbul BAM 21.HD 19/02/2019 tarih 2018/2749 esas 2019/256 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliği ile başkaca itiraz ve şikayet sebepleri sunma imkanı doğduğundan, ödeme emrinin tebliğinden önce itiraz edilmesinde ve bu itiraz kapsamında değerlendirme yapılmasında engel bulunmadığı anlaşıldığından itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 01/08/2022 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamındaki tüm iddia ve savunmalar ile toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarından belirlendiği üzere davacı tarafça davalı adına aynı hasara ilişkin olarak iki farklı fatura düzenlendiği, davacının düzenlediği bu iki farklı fatura tutarlarının da farklı olmasının sebebinin kur farkı olduğu kanaatine varıldığı, ancak davacı tarafça davalı adına düzenlenen ilk faturanın davalıya bildirildiği ve taraflar arasında kur farkı için talepte bulunulabileceğine dair akdedilen bir sözleşme olmadığı, davacının davalıdan ikinci fatura nedeniyle bakiye alacak şeklinde kur farkı alacağının talip edemeyeceği kanaatine varılmakla takipti haksız olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş, ayrıca 03/05/2023 tarihli celse verilen kısa kararda istinaf kanun yolunun açık olduğu belirtilmişse de dava değerinin 14.802,24-TL olduğu ve karar yılı itibariyle dava değerinin istinaf kesinlik sınırının altında kaldığı ve kararın miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından 6100 Sayılı HMK’nın 304. Maddesi uyarınca kısa kararın “Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” kısmının “Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.” şeklinde tashihine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;

1-Davanın reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 252,79-TL harçtan mahsubu ile bakiye 72,89-TL harcın davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”