Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/503 E. 2023/513 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/503 Esas
KARAR NO:2023/513

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:26/07/2022
KARAR TARİHİ:05/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin … plakalı traktör tipli aracın maliki olduğunu, bahse konu traktör 01/10/2014 tarihinde müteveffa sürücü … idaresindeyken …-…(…) karayolunda seyir halinde olduğu sırada kaza geçirdiğini, kaza, sürücünün KTK m. 52/b maddesini ihlali sonucu gerçekleştiğini, kaza sonucu sürücü … hayatını kaybettiğini, bununla beraber araçta ve römorkta maddi hasar meydana geldiğini, sürücü … … mirasçıları vefat nedeniyle davalı sigorta şirketine karşı … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı davasını ikame edildiğini, dava 268.000,00 – TL üzerinden kabul edildiğini, mirasçılar da ilamlı takip başlattığını, davalı şirket de …. İcra müdürüğünün … E. Sayılı dosyası ile yapılan ilamlı takipteki tüm borcu 10.11.2016 tarihinde ödediğini, dolayısıyla halefiyetin başladığı ve rücu zamanaşımının başladığı tarih 10.11.2016 olduğunu, 2 yıllık zamanaşımının dolduğu tarih ise 10.11.2018 tarihi olduğunu, zira KTK md.109 uyarınca 2 yıl olduğunu, ancak davaya konu takip 12.05.2022 tarihli olduğunu, davalı şirket ise halef sıfatıyla istiap haddi aşımını gerekçe göstererek 2 yıllık zamanaşımı dolduktan sonra 12.05.2022 tarihinde …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile müvekkile rücu ettiğini, müvekkilin takipten geç haberdar olması neticesinde takip kesinleştiğini, halihazırda müvekkil haciz baskısı altına alınmış, menkul ve gayrimenkul malvarlığına haciz konulduğunu, öncelikle davalı şirket halef sıfatıyla istiap haddi aşımı yaptığı rücuda zamanaşımı süresini kaçırdığından davanın açıkça hukuka aykırı olduğunun ortada olduğunu, haksız takibin ivedilikle durdurulması gerektiğini, öte yandan davalı sigorta şirketi her ne kadar rücu gerekçesini istiap haddi aşımı olarak gösterdiyse de bu dayanak geçersiz olduğunu, zira kaza tespit tutanağı ve KYOK kararından anlaşılacağı üzere kaza sebebi fazla yük olmayıp sürücünün kontrolü kaybederek aracın yoldan çıkmasına ve devrilmesine sebebiyet vermesi olduğunu, kazada istiap haddi aşımına dair herhangi bir kayıt bulunmadığını, nitekim bahse konu araç esasen ağır yükler taşıyan traktör sınıfında bir araç olup araçla birkaç insanın taşınmasının kazaya sebebiyet vermesi de niteliği gereği mümkün olmadığını, kaldı ki istiap haddi aşımı olsa dahi yargıtayın ekte sunulan ve istikrar kazanan içtihatlarından anlaşılacağı üzere istiap haddi aşımının kazaya sebebiyet veren bir başka deyişle illiyet bağı bulunan durumda olması gerektiğini, bu nedenle rücu gerekçesi de yerinde olmadığını, müvekkil köyünde çiftçilikle uğraşan bir kimse olup halihazırda menkul ve gayrimenkul malvarlığına haciz konulduğunu, dolayısıyla ağır haciz tazyiki altında olduğunu, diğer taraftan yukarıda açıklandığı üzere rücu takibinin zamanaşımı süresinde yapılmadığı ve kaza tespit tutanağında istiap haddi aşımına dair hiçbir kayıt olmadığı da açık olup dava sonunda müvekkilin borçlu olunmayacağına karar verileceği kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenle haksız tazyikin durdurulması adına icra takibinin tedbiren durdurulmasını gerektiğini, açıklanan işbu sebeplerle …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında icra takibinin durdurulmasını ve iptalini, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan icra takibi nedeniyle İİK m. 72/5 gereği davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya konu olan icra takibi, müvekkil sigorta şirketinin davalı sigortalısına karşı karayolları motorlu araçlar zmss poliçesi kapsamında ödemiş olduğu tazminatın zmss genel şartlar uyarınca rücu edilmesi maksadıyla zmss sigortalı araç maliki/işleteni …’e karşı başlatıldığını, davacı …’e ait … plakalı Zirai Traktör tipi araç müvekkil şirket tarafından … numaralı 27.03.2014 – 27.03.2015 başlangıç ve bitiş tarihli karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, teminat altına alınan … plakalı araç, 01.10.2014 tarihinde dava dışı müteveffa … sevk ve idaresinde iken … Köyünden … Köyü istikametine seyri sırasında aracın dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu kontrolünü kaybederek aracın arkasında bağlı römorkta bulunan kişilerle şarampole yuvarlandığını, ne zirai Traktör’ün ne de bağlı römorkun yolcu taşıma amacıyla kullanılamayacağı izahtan vareste olmakla beraber, araç ve römorkta sürücü dahil 7 kişi kaza sonucu zarar gördüğünü, kaza mahallinde intikal eden kolluk kuvvetleri tarafından kaza yerinde gerçekleştirilen incelemeler doğrultusunda kaza sonucu vefat eden …’nın KTK Madde 52/1-b da düzenlenen kurala aykırı hareket ederek kazaya %100 kusuruyla sebebiyet verdiği tespit edildiğini, söz konusu trafik kazası sonucunda kazada sakat kalan … tarafından müvekkil sigorta şirketinin … plakalı aracın ZMSS sigortacısı olması nedeniyle müvekkil sigorta şirketine maluliyetine ilişkin tazminat talebinde bulunduğunu, başvuruya ve … vekilleri tarafından sunulan Adli Tıp Kurumu raporlarına istinaden hazırlanan aktüerya raporuna göre …’nın %6,3 sürekli iş göremezlik oranına ve 2 ay süreyle geçici iş göremez olacağı sigortalı araç sürücüsünün %100 kusuru oranınca 79.988,85 TL maluliyet tazminatı hesaplandığını, müvekkil sigorta şirketi tarafından ise … için ZMSS poliçesi kapsamında bu verilere istinaden 63.991,08 TL 27.12.2021 tarihinde ödendiğini, kaza tespit tutanağında tespit edildiği üzere sigortalı araç sürücüsü … kazaya %100 kusuruyla sebebiyet vermiş, yolcu taşımaya uygun olmayan Zirai Traktöre bağlı römorkla yolcu taşıyarak ZMSS Genel Şartlar’a aykırı hareket ettiğini, yolcu taşımaya ruhsatı olmayan araçta yolcu taşınması, ayrıca istiap haddinin 4 kişi ile aşılmış olması nedeniyle müvekkil şirketin meydana gelen zarardan dolayı ödediği tazminatı Trafik Sigortası Poliçesi ve Poliçe Genel Şartları uyarınca sigortalısına (araç işleteni/malikine) rücu etme hakkı bulunduğunu, işbu ödemenin rücu edilmesi için davacı aleyhine …. İcra Dairesi … Esas sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını, açıklanan işbu nedenlerle haksız davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı Dosyasının 01/12/2022 tarihli kararı ile Mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı Dosyasında davanın miktarı itibariyle dosyanın heyet olarak görülmesi gerektiğinden ve asıl ve birleşen davanın yargılaması birlikte yapılacağından Mahkememizce 21/12/2022 tarihli celse 1 nolu ara kararı gereği birleşen davanın miktarı itibariyle asıl ve birleşen davanın heyete tevdine karar verilmiştir. Sonrasında heyet olarak görülen davanın 27/04/2023 tarihli celse 1 nolu ara kararında birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı Dosyasının Mahkememizin 2022/503 esas sayılı dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine ve asıl dava olan 2022/503 esas sayılı davanın miktarı itibariyle üye hakime tevdine karar verilmiştir.
Davanın, ZMMS poliçesine dayalı olarak davalı sigorta şirketince ödenen bedelin poliçeye aykırılık teşkil eden istiap haddi aşımı nedeniyle davacıdan rücuen tahsili için davacı hakkında …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takibe konu alacak için rücu alacağının zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespiti ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası uyap sistemi üzerinden incelendiğinde; alacaklının … Sigorta AŞ, borçluların … ve ödeme …’nın mirasçıları olduğu, takibin 11/05/2022 tarihinde başlatıldığı, takip dayanağının 01/10/2014 tarihinde gerçekleşen kaza nedeniyle zarar gören üçüncü şahıslara ödenen tazminatın istiap haddi sebebiyle poliçe umumi şartlarını ihlal edildiğinden rücuen tahsili talebi olarak gösterildiği görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Emsal niteliğindeki …. HD 17/03/2022 tarih … sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesi ile ZMSS Genel Şartlarının zamanaşımı başlığını taşıyan C.8 maddesinde, “motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir.
KTK’nın 109/3.maddesinde düzenlenen ceza (uzamış) zamanaşımı, sadece KTK’nın 109/2. maddesi gereğince motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların haksız fiil sorumlularından tazmini talebi ile açılan davalar için öngörülmüştür. Oysa eldeki dava, haksız fiil faili aleyhine açılan bir tazminat davası olmayıp ZMSS poliçesine dayalı olarak işleten tarafından sigorta şirketi aleyhine açılmış olduğundan KTK’nın 109/3. maddesindeki zamanaşımı hükmünün olaya uygulanması olanağı bulunmamaktadır.
2918 sayılı KTK’nın 109/4 maddesine göre, davacı sigortacı yönünden rücu hakkı kendi yükümlülüğünü tam olarak yerine getirdiği (hak sahiplerine ödemenin yapıldığı) tarihte doğmakta olup zamanaşımı da bu tarihte işlemeye başlayacaktır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde açıkça takiple rücuen tahsilini talep ettiği alacak için söz konusu trafik kazası sonucunda vefat eden …’nın desteğinden yoksun kalan mirasçılarının tazminat talebiyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararı üzerine mirasçıların başlattığı ilama dayalı olan …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında borcun tamamının davalı müvekkili tarafından ödendiğini ve kaza tespit tutanağındaki tespit üzerine istiap haddinin aşılması nedeniyle rücu hakkının bulunduğunu belirtmiş, bu durumda öncelikle borcun tamamının ödendiği belirtilen ve uyap sistemi üzerinden gönderilen takip dosyası incelendiğinde tahsilat makbuzundan anlaşıldığı üzere borcun 10/11/2016 tarihinde davalı alacaklı tarafından ödendiği, ödeme tarihi olan 10/11/2016 tarihinden itibaren 2 yıl olan zamanaşımı süresi geçtikten sonra 11/05/2022 tarihinde ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatılmış olmasına göre davalı alacaklının rücuen tahsil için zamanaşımı süresini geçirdiği ve davacı borçlunun rücuen tahsili istenen alacağın zamanaşımına uğradığına ilişkin itirazı yerinde görüldüğünden takip dosyasında davacı borçlunun davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı takip borçlusu olup zamanaşımına uğrayan alacak talebine ilişkin takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ve dava dilekçesinde davacının haciz bakısı altında olduğunu belirterek icra veznesine girecek paranın alacaklıya verilmemesine ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizce 29/07/2022 tarihli ara kararla teminat karşılığı paranın alacaklıya verilmemesine dair tedbir kararı verilmiş, takip dosyası uyaptan incelendiğinde davacı borçlu …’den 03/08/2022 tarihinde tahsilat yapıldığı ve tahsilat makbuzunda paranın alacaklıya ödenmemesi kararı olduğu yazmış ve alacaklıya ödeme yapıldığına dair reddiyat makbuzu olmadığı belirlenmiş olup tahsilat alacaklıya ödenmediğinden dava istirdat davasına dönüşmemiş ve harç ikmali gerekmeden sadece davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davalının davacı tarafa rücusu için gerekli şartların oluşup oluşmadığının saptanması, yargılama yapılmasını gerektirmekte olup takipte alacaklı olan davalının yargılama neticesinde (alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu da dahil) rücu şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlendiğinden davalının takip başlatmakta kötü niyetinin bulunduğu ifade edilemez. bu nedenle, davacının davalı alacaklı hakkında koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davacının …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.515,66-TL harçtan peşin alınan 1.128,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.386,74-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 1.128,92-TL peşin harç, 11,50-TL vekalet harcı, 85,00-TL tebligat/ posta gideri olmak üzere toplam 1.306,12-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 10.576,87-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır