Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/475 E. 2023/339 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/475 Esas
KARAR NO :2023/339

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:18/09/2014

BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
… E.K. SAYILI DOSYASINDA

DAVA:Alacak( Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/05/2013
KARAR TARİHİ:02/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeni şirketin “…” marka ürünlerin ve tüm ekipmanlarının Türkiye’de satışı için münhasıran yetkili olarak yaklaşık yirmi beş yılı aşkındır davalılardan … (…) firmasına tek satıcı konumu ile distribütörlük yaptığını, o tarihten bu yana … marka ürünlerin Türkiye’de sadece reklam, pazarlama ve satışının salt vekiledeni tarafından gerçekleştirildiğini, vekiledeni bu uzun süre içinde … marka ürünlerin Türkiye’de satışı için emek ve mesai harcayarak, söz konusu marka altındaki ürünlerin Türkiye’de tanınır ve bilinir hale gelmesini, güvenilir marka olarak tanınmasını sağladığını, bu anlamda vekiledeninin Türkiye’de … markasını liderliğe taşıdığını; vekiledeninin kendi çabaları sonucu yöneticilerinin de sektör derneklerinde başkanlık görevleri üstlenmiş olduğunu, neticede tek satıcılık durumunun söz konusu olduğu ve davada tanımlı markaya dahil ürünler için tüm Türkiye çapında büyük bir müşteri ve bayi çevresi oluşturulduğunu, hal böyle iken davalılardan …’nin 2009 yılı içinde vekiledeni ile şirketi satın alma amaçlı görüşmelere başladığını ve vekiledeni şirketi satın alma niyetiyle toplantılar organize ederek pazarlıklar yaptığını ve bu vesile ile …’nın vekiledeni şirketin tüm ticari sırlarına, müşteri portföyü, bayi çevresi vb. bilgilerine de ulaştığını, lâkin daha sonra davalı tarafından vekiledeninin yazılarına cevap verilmediğini, Türkiye’de mer’i haksız rekabeti engelleyici kurallara aykırı ve kötü niyetli şekilde 05.01.2012 tarihinde %99,5 pay ile kurucu ortağı olduğu ve Türkiye’de … marka ürünlerin satışını yapmak üzere diğer davalı … … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ni kurduğunu, işbu şirkette şirket müdürü olarak da daha evvel vekiledeni şirkette uzun yıllar boyunca müdürlük görevinde bulunan dava dışı …’yu atadığını, …’nun vekiledeninin tüm ticari sırlarına ve bilgilerine sahip olduğunun tartışmasız olduğunu, davalılardan … ‘nin tamamen iyi niyet kurallarına aykırı şekilde davranarak planlı bir şekilde vekiledeni şirketi oyaladığını, ticari sırlarını öğrendikten sonra vekiledeni şirketi aradan çıkartarak Türkiye’de … marka ürünlerin satışını kendisi yapmaya başladığını, henüz daha taraflarına fesih iradesi daha ulaşmadan evvel de anılan davalı şirketin, vekiledeni yerine distribütörlük faaliyetlerini yürütmeye başladığını, somut durumda davalı yanın işlem ve eylemlerinin düpedüz TTK.’da öngörülen haksız rekabeti engelleyici kurallara aykırılık oluşturduğunu ve bu döneme ait davacı yanın maddi ve manevi zararları doğduğunu, davalılardan … ‘nin, diğer davalı şirketi kurduktan bir ay sonra bu kez fesih öneline uymaksızın 17/02/2012 tarihli e-mail göndererek haksız şekilde ve tek taraflı olarak vekiledeni ile arasındaki sözleşmeyi (sözlü) feshettiğini bildirdiğini, vekiledeninin; fesihten sonra ilişkinin bidayette kararlaştırılan gerçekte sona ermesi gereken süre arasında kar mahrumiyetinin olacağı da aşikar olduğunu, bunun yanısıra … marka ürün ve ekipmanların yirmi beş seneden bu yana tek satıcı özelliği ile distribütörü olan vekiledeni şirketin, yedek parça ve bakım hizmetleri de sunması nedeniyle, ilgili davalının davada anılan işleminin ardından, stoklarında, önemli ölçüde … marka ürün kaldığını, ancak iyi niyet kurallarına ve haksız rekabeti engelleyici hükümlerine aykırı şekilde piyasada satışa başlayan davalı şirketlerin bu işlem ve eylemlerinin ayrıca vekiledeni şirketin stoklarındaki o malları neredeyse yok pahasına sayılacak şekilde elden çıkarmasına sebep olduğunu, ayrıca davalı yanın vekiledeni ile arasındaki ilişkiyi haksız yere feshederek, vekiledeni şirketin seneler boyunca uzun uğraşlar vermek suretiyle meydana getirmiş olduğu müşteri ve bayi çevresinden, … marka ürünlerin Türkiye’de davacı yanca oluşturulmuş portföyünden ve tanınmışlığından yararlanarak, bunu oluşturan yana hiçbir ücret ödemeden onlara sahip olmak istediğinin göstergesi olduğunu, halbuki evvelce hakkaniyet gereği, diğer bütün talepleri yanında davalıların yararlanacağı bu portföy için davacı yana bedel ödemesi gerektiğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalıların haksız rekabet ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları sebebiyle haksız rekabete konu dönemde vekiledeni şirketin stoklarındaki … markalı malları zararına satmak zorunda kalması ve vekiledeni şirketin uğramış olduğu diğer zararlardan dolayı 5.000-TL maddi ve 5.000-TL manevi tazminatın her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile distribütörlük sözleşmesinin haksız olarak feshedilmesi sebebiyle vekiledeni şirketin uğramış olduğu kar kaybı nedeniyle 5.000-TL’nin ve hakkaniyet gereği Mahkeme tarafından belirlenecek portföy tazminatından şimdilik 10.000-TL nin 1 numaralı davalı … ‘den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; öncelikle usulen vekiledenleri aleyhine açılan işbu davanın, vekiledeni şirketlerden … tarafından davacıya karşı açılan, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesi gerektiğini, davacının yazışmalarında talep ettiği zarar miktarını 305.000 EURO olarak belirlemiş olup, zarar tutarını belirleyebildiğinden işbu davanın kısmi dava olarak açılamayacağını, işbu davanın vekiledeni şirketlerden … (…San. ve Tic. LTD. ŞTİ.) bakımından husumet yokluğundan reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarakta vekiledeni şirketlerden … ile davacı arasında Alman hukukuna tabi bir alım – satım ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle davacının distribütörlük sözleşmesinin feshi nedeniyle Türk hukukuna dayanarak portföy tazminatı, kar kaybı, maddi ve manevi tazminat talep etmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin Alman hukukuna tabi olduğunu ve bu hususun … tarafından vekiledeni …’ye gönderilen 05/04/2012 tarihli e-mail ile de davacı tarafından ortaya konulduğunu, o halde davacı yanca talep edilebilecek tüm tazminat miktarları ve bunların talep edilebilirliğinin Alman hukuku kurallarına göre belirlenmesi gerektiğini, taraflar arasında bir alım-satım ilişkisi mevcut olup, somut olayda münhasır bir distribütörlük sözleşmesi bulunmadığından portföy tazminatı talep edilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında tek satıcılık ilişkisinin varlığından bahsedebilmek için satıcı olduğunu iddia eden tarafın başka firmaların aynı ürün grubuna dahil ürünlerini satmaması gerektiğini, davacı şirket ise … ürünler ile aynı ürün grubuna dahil başkaca ürünleri de satmakta olduğunu, davacının …. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan … E. Sayılı dosya kapsamında ” 7 yıldan bu yana aynı ürün gamına dahil başka marka ürünlerin de satışının yapıldığını” belirterek … ürünlerinin tek satıcısı olmadığını ikrar ettiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, Türk hukukunda tek satıcının portföy tazminatı talep edilebilmesinin önemli bir diğer şartı, sözleşmenin feshine kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olmaması olduğunu, davacının portföy tazminatı talebinin bu bakımdan da kabul edilemeyeceğini, sözleşme haklı nedenle derhal sona erdirildiğinden, davacının ihbar süresi verilmediğini öne sürerek kar kaybı talep etmesinin de mümkün olmadığını, davacı tarafından iddia edilenin aksine bizatihi kendi davranışlarının haksız rekabet teşkil ettiğini, vekiledeni şirketlerin, davacının haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ve önlenmesi için …. Asliye Tic. Mahkemesi’nin … E. No ile görülmekte olan davayı açtığını, davacının …’nun davacı şirketin tüm ticari sırlarına ve bilgilere vakıf olması sebebiyle işe alındığı ve bunun haksız rekabet teşkil ettiği iddiasınında dayanaksız olduğunu, davacı tarafın bir yandan müşteri çevresini korumak için haksız rekabet davası açmakta, diğer taraftan ise bu müşterilerin vekiledeni şirketlere geçmiş olması nedeniyle portföy tazminatı talebinde bulunmasının birbiriyle çelişen talepler olduğunu, neticeten; haksız ve hukuki temelden yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … E.K. SAYILI DOSYASINDA
DAVA:
Davacı … vekili dava dilekçesinde; vekiledeni şirket tarafından davalı şirkete 2011 ve 2012 yılında toplam 120.101,94 Euro değerinde çeşitli ürünler satıldığını, bu ürünlere ait düzenlenen faturaların davalıya tebliğ edildiği gibi, faturalı ürünlerin de davalıya teslim edildiğini, ancak ürün bedellerinin ödenmediğini, davalı tarafından bazı ürünlere ilişkin ayıp iddiasında bulunulduğunu, vekiledeni şirketin 19.03.2012 tarihinde e-posta ile ayıp ürünlerin hangisinin ayıplı olduğu ve teslimat tarihinin bildirilmesini istediklerini, davalının bu bilgileri kendisine vermediğini, sadece ürünlerin ayıplı olduğunu bildirmekle yetindiğini, vekiledeni tarafından davalıya ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde ayıplı malların teslim edilmesi ve/veya aynı süre içerisinde fatura bedellerinin ödenmesinin talep edildiğini, davalının süresi içinde ödeme yapmadığını, temerrüde düştüğünü, taraflar arasında faize ilişkin herhangi bir anlaşma da bulunmadığını, vekiledeni şirket Almanya da kain olduğundan 04.06.1930 sayılı Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren Türkiye ile Federal Almanya arasındaki Hukuki ve Ticari Mevaddı Adliyeye Müteallik Münasebat-ı Mütekabiliyeye Dair Muvafakatname uyarınca yabancılık teminatından muaf olduğunu beyanla, faturalardan kaynaklı 120.101,94 Euro alacağın 27.02.2013 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari işlerde uygulanan avans faizi üzerinden hesaplanacak temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, eğer davalı dilekçe ekinde yer alan faturalara konu ürünlerin bedelini ödemek yerine bu ürünleri iade etmek istiyorsa herhangi bir ayıp iddiasını kabul etmemekle birlikte dilekçelerine ekli Ek-1 de yer alan faturalara konu malların vekiledeni şirkete iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … Makina … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; davacının taleplerinin yanlar arasında geçmişteki hukuki ilişki gözönüne alınarak ve davacının haksız ve kötü niyetli eylemleri ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacı aleyhine vekiledeninin uğramış olduğu zararların tazmini için …. Asliye Ticaret mahkemesinin … E sayılı (Mahkememizin işbu dava dosyası) dosyasında dava açıldığını, davacının ihtilaf konusu yaptığı malların davacı tarafından vekiledenine ayıplı olarak tedarik edildiğini, öncelikle halen vekiledeninin stokunda bulunan ayıplı malların mahkemece tespiti gerektiğini, haksız ve kötü niyetli şekilde hareket eden davacının taleplerinin hakkaniyetle bağdaşmadığını, vekiledeninin temerrüde düşmediğini, davacının faiz talebinin yerinde olmadığını beyanla, öncelikle …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görülmekle olan davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını, mahkemece keşif yapılmak sureti ile bilirkişi marifetiyle ürünler üzerinde ayıp tespitinin yapılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Asıl dava yanlar arasındaki sözleşmenin haksız feshi sebebiyle tazminat ve birleşen dava satılan mal bedellerinin tahsili talebinden ibarettir.
Davacı vekili 28/04/2023 tarihli dilekçesi ile; yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmaksızın davadan feragat ettiğini beyan etmişlerdir.
Davalı vekili 29/04/2023 tarihli dilekçesi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmaksızın karşı dava yönünden davadan feragat ettiğini beyan etmişlerdir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Açıklandığı Üzere;
1-)Asıl davanın feragat sebebiyle HMK 307 ve devamı maddeleri uyarınca REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 179,90-TL ilam harcının başlangıçta peşin alınan 371,25-TL harçtan mahsubu ile bakiye 191,35-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı yana iadesine,
3-)HMK.m.331/3 uyarınca davacı yanca yapılan tüm giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı yanca yatırılan gider/ avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/ vekiline iadesine,
BİRLEŞEN DAVADA
5-)Birleşen davanın feragat sebebiyle HMK 307 ve devamı maddeleri uyarınca REDDİNE,
6-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 179,90-TL ilam harcının başlangıçta peşin alınan 4.825,70-TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.645,80-TL harcın karar kesinleştiğinde asıl davada davalı / birleşen davada davacı yana iadesine,
7-)HMK.m.331/3 uyarınca asıl davada davalı / birleşen davada davacı yanca yapılan tüm giderlerin üzerinde bırakılmasına,
8-)Asıl davada davalı / birleşen davada davacı yanca yatırılan gider/ avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl davada davalı / birleşen davada davacı yana / vekiline iadesine,
Davacı vekili ve davalılar vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.02/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır