Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/441 E. 2023/265 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/128 Esas
KARAR NO:2023/243

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/12/2022
KARAR TARİHİ:24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının iş yeri asansörünün bozulması sebebiyle … Asanör Sistemleri adlı işletme sahibi … isimli kişi ile iletişime geçerek asansörün bakımı için 21.000 TL karşılığında taraflar arasında anlaşma sağlandığını, davalı …’ın davacının iş yerine gelerek asansörü kontrol ettikten sonra en kısa zamanda gelip asansörün bakımını yapacağını ve arızayı gidereceğini ancak ücretini peşin aldıktan sonra faaliyeti yürüteceğini beyan etmesi üzerine, davacının 04.06.2022 tarihinde makbuz karşılığında 11.000-TL, 07.06.2022 tarihinde aynı şekilde makbuz karşılığı 5.000-TL elden teslim ettiğini, 09.06.2022 tarihinde ise 3000-TL banka havalesiyle davalı tarafa gönderildiğini, kalan 2000-TL’nin ise tanıkların huzurunda elden verildiğini, ancak söz konusu alacak muaccel olduğu halde borcun ifa edilmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı- borçlunun başlatılan icra takibi kapsamında kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemeyip borca itiraz ettiğini, söz konusu itirazların hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle; davalının /borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptalini ve takibin devamını, takibe haksız itiraz eden borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Görev itirazları olduğunu, huzurdaki davanın ne mutlak ticari dava ne nisbi ticari dava, ne de TTK’da düzenlenen bir hususa ilişkin olmadığı, uyuşmazlığı gidermekle asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, davalı adına kayıtlı ticari işletmesinin de mevcut olmadığı, davacı tarafından iddia edildiği üzere müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığı, davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu makbuzlar ile davacının beyanlarının çeliştiği, dava dilekçesi ekinde sunulu makbuzlar incelendiğinde 11.000 TL bedelli makbuz müvekkili tarafından verilmiş olarak görüldüğü, bu makbuzun varlığını kabul etmenin mümkün olmadığı, müvekkili tarafından böyle bir makbuzun davacıya verilmediği, makbuzdaki imzalar ve yazıların müvekkiline ait olmadığı, davacı tarafın dava dilekçesi ekinde sunduğu 5.000 TL’lik 2. Makbuz ise müvekkil adına kesilmemiş olup davacının bu makbuza dayalı olarak müvekkilden alacak talep etme hakkı bulunmadığı, bu makbuzun … isimli kişiye verilmiş olup verildiği iddia edilen para müvekkilinin uhdesine geçmediği, kaldı ki 5.000 TL bedelli makbuzun da yukarıda izah edildiği üzere gerçekleri yansıtmadığı, davacının sunduğu para makbuzları incelendiğinde müvekkili tarafından verildiği iddia edilen para makbuzları bir an olsun gerçek olsa dahi ilgili makbuzun … isimli kişiye verildiği, davacının ismi de … olmadığına göre bu makbuzun davacıya verildiğine dair herhangi bir delil bulunmadığı, tüm bunların yanında aynı kişi olduğu düşünülse dahi … isimli kişinin soy ismi dahi bulunmamakta olup ülkemizde … isimli bir kişinin makbuzu ele geçirip icra takibi başlatabilmesi de mümkün olduğu, makbuzun müvekkili tarafından verildiğini kabul etmemekle birlikte parayı alan kişi dünya üzerindeki bir çok …’tan birisi olabileceği, davacı tarafından sunulan banka dekontu incelendiğinde yine davacının alacaklı olmadığı, ilgili dekontta 3.000 TL bedeli gönderen tarafın … isimli bir şahıs olduğu, davacının isminin … olmadığı da açıkça görüldüğüne göre davacı bu dekonta dayalı olarak da alacak isteminde bulunamayacağı, dekont açıklamasında herhangi bir açıklama yer almamakta olup Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları gereğince bu şekildeki açıklamasız dekontlar borç ödemesi olarak kabul edildiği, … isimli şahıs ile müvekkilinin başka bir hukuki ilişkisi olduğu da göz önüne alındığında davacının bu dekonta dayalı alacak talep etme hakkı bulunmadığı, 2.000 TL bedelin elden verildiği ve bu hususun tanıkla ispatlamasının, alacağın bir bölümünün bölünerek bölünen kısmının senetle ispat zorunluluğu altında bırakılıp tanıkla ispatlanması mümkün olmayıp kanunu dolanmak anlamına geldiği, davacı tarafından bu tutarda bir para müvekkile verilmediği, …. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyasından görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine mahkememize gönderildiği, …. Asliye Hukuk Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında gerekçeli karar 06/02/2023 tarihinde müvekkiline tebliğ edilmiş olup 07/02/2023 tarihinde kararı istinaf etmek üzere dosyaya vekaletname sunulduğu, davalı vekilinin 06/02/2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olan 10 ilimizi etkileyen deprem sonucunda ailesinin ve akrabalarının … ve … ilinde olması sebebiyle depremin 2. Günü bölgeye intikal etmesi ve ailesinin ve akrabalarının yanında olması gerektiği, bu sebeple öncelikle … iline daha sonra … iline geçmesi dolayısıyla dosyayı istinaf edemediği, 11/02/2023 tarihli 32101 sayılı Cumhurbaşkanı kararnamesi gereğince 2. Maddesinin (5) ve (6) fıkrası gereğince diğer barolara kayıtlı olup da bu illerde bulunan avukatlar açısından ve bu illerde kan ve kayın hısmının bulunmasından ötürü ilgili süre durduğu, bu kapsamda tarafının istinaf süresi dolmadığından ötürü dosyanın kesinleşmesinin de mümkün olmadığı iş bu sebeple dosyanın geldiği …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişkiden kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/12/2022 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve işbu esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile; “…06/02/2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli olan 10 ilimizi etkileyen deprem sonucunda ailesinin ve akrabalarının … ve … ilinde olması sebebiyle depremin 2. Günü bölgeye intikal etmesi ve ailesinin ve akrabalarının yanında olması gerektiği, bu sebeple öncelikle … iline daha sonra … iline geçmesi dolayısıyla dosyayı istinaf edemediği, 11/02/2023 tarihli 32101 sayılı Cumhurbaşkanı kararnamesi gereğince 2. Maddesinin (5) ve (6) fıkrası gereğince diğer barolara kayıtlı olup da bu illerde bulunan avukatlar açısından ve bu illerde kan ve kayın hısmının bulunmasından ötürü ilgili süre durduğu, bu kapsamda tarafının istinaf süresi dolmadığından ötürü dosyanın kesinleşmesinin de mümkün olmadığı iş bu sebeple dosyanın geldiği …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini..” talep etmesi üzerine;
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; 11/02/2023 tarihli 32101 sayılı Cumhurbaşkanı kararnamesi gereğince 2. Maddesinin (5) ve (6) fıkrası gereğince diğer barolara kayıtlı olup da bu illerde bulunan avukatlar açısından ve bu illerde kan ve kayın hısmının bulunmasından ötürü ilgili sürelerin durması üzerine, dosyanın kesinleştirme işlemleri yapılmak üzere görevsizlik kararı verilmek üzere …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-İş bu davanın ikesinleştirme işlemleri yapılmak üzere görevsizlik kararı verilmek üzere …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere tevzii için İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının gönderme kararı uyarınca kapatılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda karar verildi. 24/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır