Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/378 E. 2022/779 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/378 Esas
KARAR NO:2022/779

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/03/2021
KARAR TARİHİ:04/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu adına müvekkili şirket tarafından 23.01.2019 tarihinde … … … Şubesi aracılığıyla toplam 18.299,01 TL bedelli … nolu 3 adet Devlet Destekli Bitkisel Ürün (…) Poliçesi yapıldığını, müvekkili şirketin kestiği poliçelerin … tarafından kabul edilerek … nolu poliçe için …, … nolu poliçe için… nolu poliçe için … nolu poliçe numaraları verildiğini, devlet desteği kapsamında bu poliçe bedellerinin yarısının devlet tarafından ödendiğini, davalı borçlunnu kendi payına düşen 7.448,12 TL bakiye kısmı ödemediğini, borçluya bakiye borcunu ödemesi gerektiğinin defalarca bildirildiğini, davalı borçlunun tüm uyarılara karşın borcunu ödememesi nedeniyle …. İcra Müdürlüğü … E. dosya ile icra takibine başlandığını, borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, takibe konu poliçelerin, davalı borçlunun Tarım Sigortaları Havuzuna üye müvekkili şirketin acentesi konumunda olan … Bankası … … Şubesine müracaat etmesi ile birlikte oluşturulan poliçeler olduğunu, takibe konu poliçeler davalı borçlu …’nün talimatı ve onayı ile yapıldığını, davalının borcu inkar etmesi kabul edilemeyeceğini beyanla davalı borçlunun müvekkili şirkete poliçeden kaynaklı borcu için yapılan nedeniyle …. İcra Müdürlüğü … E. icra dosyasına yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini, davalı borçlu aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, … Bankası … … Şubesi’nden tarımsal kredi kullandığını, tarımsal kredilerde kredi kullanan şahsın ürünlerini sigortalattırması şeklinde bir zorunluluk bulunmadığını, müvekkilinin davaya konu sigortalardan haberdar dahi olmadığını, sigorta evrakları incelendiğinde davacı yanın acentesi konumunda bulunan, … Bankası … … Şubesi tarafından sigorta işlemlerinin yapıldığını, işbu sigorta evraklarında müvekkilinin imzası dahi bulunmadığını, müvekkilinin, sadece anılan bankadan kredi kullandığını, kendisi adına bu şekilde bir sigorta yapıldığından davacı yanın ödemeler için kendisini araması neticesinde haberdar olduğunu, davacının, müvekkilinin anılan sigortaların yapılması konusunda herhangi bir şekilde emir ve talimatta bulunmadığını, anılan sigortanın yapıldığı hususunda aydınlatılmadığını, kendisine bilgi verilmediğini, müvekkilinin anılan sigortada imzasının bulunmaması da davacı yan ve davacı yan adına hareket eden acentesinin aydınlatma yükümlülüğüne aykırı davrandığını açıkça gösterdiğini savunarak dava şartı noksanlığı nedeni ile davanın usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; … devlet destekli bitkisel ürün sigortası poliçesinden kaynaklanan ödenmeyen prim tutarlarının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davada; Devlet Destekli Bitkisel Sigorta Poliçeleri, … poliçeleri, …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası, bilirkişi, her türlü delile dayanmıştır.
…. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/10/2021 tarih … Esas … Karar sayılı kararı ile davanın husumet yokluğundan reddine kararı verilmiş, verilen bu karar davacı vekili tarafından istinaf edilerek, dosya İstanbul BAM’a gönderilmiş,
İstanbul BAM 43. HD nin 28/04/2022 tarih 2022/497 E. 2022/562 K sayılı ilamı ile; “TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Bu durumda, uyuşmazlık, Devlet Destekli Bitkisel Sigorta Poliçesinden kaynaklanmakta olup, sigorta hukuku TTK’nın 6. Kitabında 1401 ve devamı maddelerinde düzenlendiğine göre, TTK’da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle, eldeki dava mutlak ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğundan, ilk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girşilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a..3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına” karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiş ve işbu esasa kaydedilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının tetkikinde; alacaklısının davacı, borçlusunun davalı olduğu, takibin genel haciz yoluyla ilamsız takip olduğu, takibin …,… ve 19147648 numaralı poliçe borcu açıklaması ile 7.448,12 TL asıl alacak ve 51,42 TL işlemiş faiz olmak üzere takip çıkış miktarının 7.499,54 TL olduğu, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçluya 11/08/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlunun da 11/08/2020 havale tarihli dilekçesi ile borca, faize, yetkiye itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
…. Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan 16/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda; “Davacı tarafından düzenlenen … sayılı Devlet Destekli Bitkisel Ürün Poliçelerinde ve aydınlatma metninde sigortalı olarak gözüken davalının imzalarının mevcut bulunmadığı, Poliçelerin davacı sigorta şirketi tarafından davalı tarafa teslim olduğuna dair bir belge mevcut bulunmadığı, TTK madde 1424/3 maddesi kapsamında poliçenin verilmediği hallerde sözleşmenin ispatının genel hükümlere tabi olduğunu ve TBK 14. Maddesi Genel Hüküm gereğince sözleşmede borç altına girenin imzasının bulunmasının zorunlu belirlediği, TTK 1434/2 maddesi gereğince ilk priminin ödenmesi gereken vade tarihinden itibaren üç ay içinde, davacı sigorta şirketi tarafından primin dava veya takip yoluyla istenmemiş olduğu ve sigorta şirketinin bu durumda sözleşmeden caymış olduğu, Poliçelerin davalı tarafa teslim edildiğine ve poliçelerin davalının bilgisi dahilinde yapıldığına ilişkin belge mevcut olmadığından, davalının davacıya karşı sorumluluğunun doğmadığı kanaatine varıldığı” belirtilmektedir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, 11/08/2020 tarihinde davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası 7.499,54 TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanların takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu
Davacı tarafından düzenlenen … sayılı …Ürün Poliçelerinde ve aydınlatma metninde sigortalı olarak gözüken davalının imzalarının mevcut bulunmadığı, Poliçelerin davacı sigorta şirketi tarafından davalı tarafa teslim olduğuna dair bir belge mevcut bulunmadığı, TTK madde 1424/3 maddesi kapsamında poliçenin verilmediği hallerde sözleşmenin ispatının genel hükümlere tabi olduğunu ve TBK 14. Maddesi Genel Hüküm gereğince sözleşmede borç altına girenin imzasının bulunmasının zorunlu belirlediği, TTK 1434/2 maddesi gereğince ilk priminin ödenmesi gereken vade tarihinden itibaren üç ay içinde, davacı sigorta şirketi tarafından primin dava veya takip yoluyla istenmemiş olduğu ve sigorta şirketinin bu durumda sözleşmeden caymış olduğu, Poliçelerin davalı tarafa teslim edildiğine ve poliçelerin davalının bilgisi dahilinde yapıldığına ilişkin belge mevcut olmadığından, davalının davacıya karşı sorumluluğunun doğmadığı hususu tespit ve rapor edilmiş olmakla denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70 -TL harcın başlangıçta peşin alınan 89,70 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 9,70 -TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.448,12 -TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, , gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 04/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır