Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/371 E. 2023/748 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/371 Esas
KARAR NO :2023/748

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:01/06/2022
KARAR TARİHİ:07/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; “… … San. Tic. Ltd. Şti. (“Müvekkil Şirket”) güvenlik sektöründe hizmet göstermekte olup gerek üretimleri gerekse tamamladığı projelerle sektörün en önde gelen firmalarından biri olarak güvenlik bariyer sistemleri ile yaşam alanlarını daha güvenilir hale getirdiği, Taraflar arasında seyreden ticari ilişkinin bir sonucu olarak müvekkil şirket tarafından davalı borçluya yapılan satışlara ilişkin olarak; 25.07.2019 tarihli, … numaralı, 6.736,97-TL tutarlı fatura, 05.08.2019 tarihli, … numaralı, 5.591,00-TL tutarlı fatura,17.03.2020 tarihli, … numaralı, 83.254,65-TL tutarlı fatura, düzenlendiği, Davalı/borçlu tarafından müvekkil şirkete kısmi bir ödeme yapılmış fakat bakiye borç ödenmediği, Bunun üzerine müvekkil şirket tarafından 12.01.2022 tarihinde davalı/borçluya aylık %5 oranında vade farkı faturası düzenlendiği, Ne var ki davalı/borçlu haksız yere söz konusu faturayı müvekkil şirkete iade ettiği, Davalı/borçlu müvekkil şirkete olan borcunu ödememeye devam etmiş ve müvekkil şirket tarafından bu sefer 08.02.2022 tarihinde 18 aylık gecikme faizi üzerinden 92.963,00-TL tutarlı vade farkı faturası düzenlendiği,(EK-3 08.02.2022 tarihli 92.963,00-TL tutarlı vade farkı faturası). Söz konusu fatura davalı/borçlu tarafından yine haksız ve dayanaksız bir şekilde müvekkil şirkete iade edildiği, Davalı/borçlunun yukarıda sözü edilen eylemleri neticesinde müvekkil şirket tarafından alacağının tahsili amacıyla davalı/borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, Davalı/borçlu tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası tahtında borca ve borcun tüm ferilerine itiraz edilmiş ve bu itibarla icra takibi durdurulduğu, İcra takibine karşı davalı/borçlu tarafından borca ve borcun tüm ferilerine yapılan itiraz kötü niyetli olup, müvekkil şirketin alacağını geciktirmeye yönelik olduğu, Taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlık; müvekkil şirketin düzenlediği 25.07.2019, 05.08.2019 ve 17.03.2020 tarihli faturalara ilişkin bakiye fatura alacağının ve 12.01.2022, 13.01.2022 ve 08.02.2022 tarihli vade farkı faturalarına ilişkin alacağın tahsili amacına yönelik ticari alacaktan kaynaklanmış olup ticari dava şartı olması sebebiyle arabulucuya başvurulduğu, Ancak sunulmakta olan Arabuluculuk Son Tutanağı’ndan da anlaşılacağı üzere arabuluculuk dava şartı tamamlanmış olup taraflar arasında anlaşma sağlanamamış ve işbu huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğu, Müvekkil şirket yukarıda zikredilen fatura alacağını davalı/borçludan talep etmişse de müvekkil şirketin alacağına kavuşmak için sarfettiği tüm çabalar faydasız kaldığı, Akabinde müvekkil şirket tarafından haklı olarak icra takibi başlatıldığı, Başlatılmış olan icra takibine davalı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olup işbu itirazın iptali davasının açılması zorunluluğu doğduğu, Taraflar arasındaki ticari ilişkiye bağlı olarak düzenlenen faturalardan anlaşılacağı üzere borç kesin ve muaccel durumda olduğu, Taraflar arasındaki ticari ilişkiye bağlı olarak düzenlenen 25.07.2019, 05.08.2019 ve 17.03.2020 tarihli faturalardan ve 12.01.2022, 13.01.2022 ve 08.02.2022 tarihli vade farkı faturalarından net bir şekilde anlaşılacağı üzere davalı/borçlunun borcu kesin ve muaccel durumdadır. Bu nedenle itirazın haksız olduğu açıkça anlaşıldığı, Bu çerçevede alacağın varlığı ve muaccel hale gelmiş olduğu tereddütsüz ortaya konulduğu, Müvekkil şirket tarafından yapılan tüm iyi niyetli yaklaşımlara rağmen davalı/borçlu sürekli zaman kazanmak için uğraştığı, Bu kapsamda alınan duyuma göre davalı açık bir şekilde mal kaçırma gayesi içerisine girdiği, Bu kapsamda müvekkilin alacağına kavuşma ihtimali her geçen gün azalmakta ve davalının planlı olarak süre kazanma taktiğinin altında yatan gerçek ortaya çıktığı, Bu nedenle Sayın Mahkemenizden ihtiyati haciz talebinde bulunma zorunluluğu hasıl olduğu, Davalı/borçlunun menkul ve gayrimenkul tüm varlığını elinden çıkarmakta olduğu müvekkil şirketin ticari irtibatta olduğu kişilerden öğrenildiği, Davalı/borçlunun müvekkil şirketin alacağına kavuşmasını engelleyici tüm kötü niyetli hareketleri ile icra takibine yapmış olduğu haksız itiraz ve sonrasında arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması, bu esnada davalı/şirket tarafından aktiflerinin boşaltıldığı öğrenildiği, yukarıda arz ve izah edilen nedenler tahtında davalı tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itiraz nedeniyle ilamsız takip durmuş olduğundan, müvekkil şirket ile davalı/borçlu arasında seyreden ticari ilişki, 25.07.2019, 05.08.2019 ve 17.03.2020 tarihli faturalar, 12.01.2022, 13.01.2022 ve 08.02.2022 tarihli vade farkı faturaları, cari hesap ekstresi, ticari defter kayıtları ile müvekkil şirketin alacağı ispatlanmış olup, öncelikle müvekkil şirketin ileride telafisi imkânsız zararlarına sebebiyet vermemek adına borçlu şirketin menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, davalının itirazlarının iptali ile takibin devamına ve davalının haksız itirazı nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini Sayın Mahkemeden talep ettiği, Sonuç itibariyle; Yukarıda arz ve izah edilen nedenler çerçevesinde, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile, Öncelikle davalı/borçlu hakkında, asıl alacak miktarınca, menkul ve gayrimenkullerin ve 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi için ihtiyati haciz kararı verilmesini, Davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz itirazin iptali ile takibin devamına, Davalı/borçlunun haksız itirazları nedeniyle İİK 67. maddesi çerçevesinde % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirketin cevap dilekçesinde özetle; “…Mahkemeniz dava dosyasına sunulu dava dilekçesi, müvekkil şirkete 02.06.2022 tarihinde tebliğ edilmiş olmakla kanuni süresi içerisinde cevaplarımızı ve itirazlarımızı işbu dilekçemiz ile sunduğu, taraflar arasında seyreden ticari ilişkinin bir sonucu olarak davacı şirket tarafından müvekkil şirkete yapılan satışlara ilişkin olarak 25.07.2019 tarihli 6.736,97-TL bedelli, 05.08.2019 tarihli 5.591,00-TL bedelli ve 17.03.2020 tarihli 83.254,65-TL bedelli fatura düzenlendiği, müvekkil şirketin bu faturalara istinaden kısmi ödeme yaptığı fakat bakiye borcun ödenmediği, bunun üzerine davacı şirket tarafından 12.01.2022 tarihli, 43.819,01-TL bedelli aylık %5 oranında vade farkı faturası düzenlendiği, bu faturanın müvekkil şirket tarafından davacı şirkete haksız olarak iade edildiği, bu sefer davacı şirketçe 08.02.2022 tarihli 18 aylık gecikme faizi üzerinden 92.963,00-TL bedelli vade farkı faturası düzenlendiği ve bu faturanın da müvekkil şirketçe iade edildiği, davacı şirket tarafından söz konusu alacağın tahsili amacıyla müvekkil şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, işbu icra takibine müvekkil şirket tarafından haksız olarak itiraz edildiği, taraflar arasındaki ticari ilişki, 25.07.2019, 05.08.2019 ve 17.03.2020 tarihli faturalar ile 12.01.2022, 13.01.2022 ve 08.02.2022 tarihli vade farkı faturaları, cari hesap hareketleri ve defterler ile alacağın ispatlandığı,” iddia edilerek huzurdaki itirazın iptali davası açıldığı, Söz konusu iddiaların tamamı gerçeğe aykırı olup tarafımızca da kabulü mümkün değildir. Şöyle ki, Davacı ile müvekkil şirket arasında müvekkil şirkete ait … Otellerine otopark kamera geçiş sistemi işi yapılması amacıyla anlaşma yapıldığı, Bu anlaşmanın karşılığı olan bedeller müvekkil şirketçe davacı yana eksiksiz ödendiği, Davacının eksik ödeme yapıldığı iddiaları haksız ve gerçeğe aykırı olduğu, Söz konusu ödemeler müvekkil şirkete ait ticari defter ve kayıtlar ve ödeme belgeleri incelendiğinde de ortaya çıkacağı, Nitekim davacı tarafından dava dilekçesine yer alan ve müvekkil şirkete kesilen 25.07.2019 tarihli 6.736,97-TL bedelli, 05.08.2019 tarihli 5.591,00-TL bedelli ve 17.03.2020 tarihli 83.254,65-TL bedelli faturalar şirket kayıtlarına işlenmiş ve eksiksiz olarak ödendiği, Hatta müvekkil şirket tarafından yapılan ödemeler, mahkemenizce incelendiğinde davacı yana eksik ödemenin aksine fazla ödeme yapıldığı, esasında davacının müvekkil şirkete borçlu olduğu görüleceği, Ayrıca davacı taraf, 24.11.2020 tarihli ibraname ve feragatname ile otopark kamera geçiş sistemi işi yönünden müvekkil şirkette hiçbir hak ve alacağı kalmadığını ve bu şekilde müvekkil şirketi ibra ettiğini, müvekkil şirkete karşı doğmuş ve doğabilecek her türlü hak ve alacaklarından feragat ettiğini kabul etmiş ve imzaladığı, İşbu ibraname ve feragatname dilekçemiz ekinde sunulduğu, Davacı taraf, ibraname ve feragatname imzalayarak müvekkil şirket ile arasında düzenlenen iş anlaşmasına ilişkin herhangi bir hak ve alacağı olmadığını beyan etmiş olup tarafların basiretli tacir oldukları dikkate alındığında talep ve dava hakkı sona erdiği, Müvekkil şirket tarafından davacı yana; taraflar arasındaki anlaşma ve yapılan iş kapsamında; … Bankası Taksim Şubesine ait 22.02.2020 tarihli, 8533957 çek nolu, 3.000,00-USD bedelli çek, … Ticari Şubesine ait 31.03.2020 tarihli, … çek nolu, 5.590,00-TL bedelli çek ve … Ticari Şubesine ait 24.11.2020 tarihli, … çek nolu, 220.000,00-TL bedelli çek ile ödeme yapıldığı, Bu çeklere ilişkin 22.02.2020 tarihli çek çıkış bordrosu ile 24.11.2020 tarihli çek çıkış bordrosu, davacı … Kontrol satış müdürü …’e teslim edildiği, Bahse konu çekler ile çeklerin davacı şirkete teslim edildiğine dair …’in imzasının yer aldığı her iki çek çıkış bordrosu işbu dilekçemiz ekinde sunulduğu, Söz konusu çeklere bakıldığında dahi müvekkil şirketin davacı tarafa faturaya ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığı aksine fazla ödeme yaptığı anlaşıldığı, Bu sebeple huzurdaki haksız davanın reddine ve müvekkil aleyhine haksız şekilde başlatılmış olan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının iptaline karar verilmesi gerektiği, Davacı taraf, müvekkil şirket adına 12.01.2022 tarihli 43.819,01-TL bedelli, 13.01.2022 tarihli 43.819,01-TL bedelli ve 08.02.2022 tarihli 92.963,00-TL bedelli vade farkı faturaları düzenlemiş ve müvekkil şirket tarafından işbu faturalara haklı olarak itiraz edildiği, Müvekkil şirketçe 12.01.2022 tarihli 43.819,01-TL bedelli ticari fatura için aynı gün … nolu 43.819,01-TL’lik iade faturası kesildiği, fatura davacı tarafın 13.01.2022 tarihli 43.819,01-TL bedelli faturası için ise 31.01.2022 tarihli … nolu 43.819,01-TL’lik iade faturası kesilmek suretiyle itiraz edildiği, Son olarak 08.02.2022 tarihli 92.963,00-TL bedelli vade farkı faturaları düzenlemiş fatura ise … 23. Noterliği’nin 09.02.2022 tarih ve … Yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade edildiği, Nitekim müvekkil şirketle davacı arasında -davaya konu fatura bedellerinin vadesinde ödenmediği iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte- vade farkına ilişkin herhangi bir anlaşma yapılmadığı, Vade farkı, sözleşme ilişkisi ile ya da tarafların ortak iradeleri ile kararlaştırıldığı durumlarda talep edilebilecek olup davacı tarafından vade farkı talebinin herhangi bir hukuki dayanağı olmadığı,Nitekim Yargıtayın yerleşik uygulamaları da, vade farkının talep edilebilmesi için yazılı bir sözleşmede kayıtlı olması veya taraflar arasındaki bu doğrultuda oluşmuş bir teamülün bulunması gerektiği yönünde olduğu, Bu iki durum dışında ise vade farkının talep edilebilmesi mümkün değildir. Ayrıca davacı tarafından delil olarak sunulan 25.07.2019 tarihli 6.736,97-TL bedelli, 05.08.2019 tarihli 5.591,00-TL bedelli ve 17.03.2020 tarihli 83.254,65-TL bedelli faturalara bakıldığında da herhangi bir vade kaydı konulmadığı görülmekte olduğu, Kaldı ki vade farkı, faturaya ilişkin bedellerin vadesinde ödenmediği durumlarda istenebilecek olup müvekkil şirket tarafından vadesinde ödenmeyen bir borç da mevcut olmadığı, Davacı tarafça düzenlenen vade farkı faturalarında yer alan “Fatura bedeli vadesinde ödenmeyen faturalara %5 vade farkı uygulanır.” ibaresinin ise hukuki olarak herhangi bir geçerliliği yoktur. Kaldı ki TTK 21. maddesinin son fıkrası; “Telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır” düzenlemesini içermekte olduğundan vade farkının istenemeyeceği bir durumda, vade farkı faturasını veya ödenmediği takdirde vade farkı ödenmesi gerektiğine ilişkin bir şerh bulunan faturayı tebliğ alan kişinin bu faturaya sekiz gün içerisinde itiraz etmemesi durumunda dahi Yargıtay kararları gereği vade farkının kabul edildiği anlamı çıkmamaktayken müvekkil şirketçe vade farkı faturalarına itiraz edildiği göz önünde bulundurulmalı ve müvekkil şirketin davacı yana herhangi bir borcu bulunmadığı yönünde karar verilmelidir. Davacı taraf dilekçesinde “Davalı şirket tarafından yapılan haksız itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının müvekkil şirketten tahsilini” talep ettiği, Öncelikle müvekkilin davacıya herhangi bir borcu olmadığı bilindiği halde huzurdaki haksız dava açıldığı, Bu sebeple müvekkilin aksine kötü niyetli olan taraf davacı yandır. Bu sebeple davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği, Ayrıca müvekkil şirket tarafından davacı yana fazladan yapılan ödemeye ilişkin dava açma hakkımızı saklı tuttuğunu bildirdiği, Davacı dava dilekçesinde; “Müvekkil şirketin açık bir şekilde mal kaçırma gayesi içerisine girdiğini, menkul ve gayrimenkul tüm mal varlığını elinden çıkarmakta olduğunu, bu sebeple ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini” iddia ederek talepte bulunmuş ve mahkemenizce ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemenizce verilen ret kararı hukuka uygun olup davacı tarafından ileri sürülen iddialar gerçeği yansıtmadığı, Zira müvekkil şirket turizm ve otelcilik sektöründe faaliyet göstermekte olup kurumsal bir şirket olduğu, Müvekkil şirkete ait İstanbul içinde 4 adet otel mevcut olup Kartepe, Ankara, Gaziantep Diyarbakır, Sivas, Sinop gibi birçok ilde de oteller zinciri mevcut olduğu, Müvekkil şirketin herhangi bir şekilde mal varlığını elinden çıkarması gibi bir durum söz konusu olmayıp bu iddialar davacı tarafından mahkemeyi yanıltma amacı taşımakta olduğu, İşbu sebeplerle mahkemenizce verilen ret kararı hukuka uygun olduğu, Yukarıda arz ve izah edilmeye çalışıldığı üzere, davacının iddialarının aksine müvekkilin davacıya herhangi borcu bulunmadığı, Bu bağlamda …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına tarafımızca yapılan itiraz haklı olup davacı tarafından haksız şekilde açılmış olan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, Sonuç itibariyle; Yukarıda arz ve izah edilmeye çalışıldığı üzere; Müvekkilin davacıya herhangi bir borcu bulunmamasına rağmen haksız ve kötü niyetle açılan dayanaktan yoksun, haksız davanın reddine, davacı tarafından haksız ve kötü niyetle dava açılmış olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2 hükmü uyarınca alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davacı aleyhine başlatılmış olan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının iptaline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini…” talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; vade/bakiye farkı faturası alacağı tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Sanayi Ticaret Limited Şirketi borçlu Yeşilyurt İnşaat Ve Turizm Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olduğu, 63.195,00 TL açık hesap alacağı, 829,43 TL İşlemiş faiz, olamak üzere toplam 64.024,43 TL alacak için 10.02.2022 tarihinde takibe girişildiği, davalı/ borçluya usulüne uygun tebligatın yapıldığı borçlunun süresi içerisinde borca, ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişinin 02/01/2023 tarihli raporunda; “…Dosya mevcudu, davacı ve davalı şirketin 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defterleri, dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporumun içinde açıklanan nedenlerle;
5.1 İncelenen davacı şirkete ait 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
5.2 İncelenen davalı şirkete ait 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davalı şirketin 2019, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
5.3 Tarafların İcra Takip Tarihi Olan 10/02/2022 Tarihi İtibariyle Borç/Alacak Miktarının Tespiti;
 Davacı şirketin icra takip tarihi olan 10.02.2022 tarihi itibariyle davalı şirketten 157.740,73 TL alacağının bulunduğu,
 Davalı şirketin icra takip tarihi olan 10.02.2022 tarihi itibariyle davacı şirketten 155.222,24 TL alacağının bulunduğu,
Taraflar arasındaki cari hesap farklılığının nedenleri;
 Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer alan, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almayan muhasebe kayıtlarının cari hesap farklılığına neden olduğu tespit edilmiş olup, cari hesap farklılığın nedenleri aşağıda açıklanmıştır.
1- Davacı şirket tarafından düzenlenen 08.02.2022 tarihli … numaralı 92.963,00 TL tutarlı “Vade Farkı” açıklamalı faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmediği ve davalı yanın 09.02.2022 tarihinde … 23. Noterliğinin 03639 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturayı kabul etmeyerek davacı şirkete kanuni süre içerisinde iade ettiği, davalı şirketin ticari defterlerine kayıt etmediği faturanın taraflar arasında cari hesap farklılığına neden olduğu,
Davacı şirket tarafından düzenlenen vade farkı faturasının taraflar arasında ihtilafa neden olduğu,
 Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer alan, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer almayan muhasebe kayıtlarının cari hesap farklılığına neden olduğu tespit edilmiş olup, cari hesap farklılığın nedenleri aşağıda açıklanmıştır.
2- Davalı şirket tarafından düzenlenen 24.11.2020 Çek Çıkış Bordrosu incelendiğinde; Davalı şirket tarafından 24.11.2020 vade tarihli 220.000,00 TL tutarlı … Ticari Şubesine ait çekin davacı şirket ünvanına düzenlenmiş olduğu ve davalı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alındığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin verilen çeki ticari defterlerinde kayıt altına almaması taraflar arasında cari hesap farklılığına neden olduğu tespit edilmiştir. Çek Bordrosu üzerinde çekin … imzasıyla teslim alındığı görüldüğünden; …’in davacı çalışanı olduğunun tespit edilmesi ile davacı yanın işbu çeki ticari defterlerinde kayıt altına alması gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
5.4 Tarafların icra inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Sayın Mahkemenizin takdirinde olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişinin 07/09/2023 tarihli ek raporunda; “…Dosya mevcudu, kök rapor, gelen yazılar ve taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyan dilekçeleri ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporumun içinde açıklanan nedenlerle;
4.1 Kök raporda cari hesap farklılığına neden olduğu tespit edilen ve davacı şirketin kayıtlarında yer almayan 24.11.2020 vade tarihli 220.000,00 TL tutarlı … Ticari Şubesine ait çekin 25.11.2020 tarihinde …’a ödendiği, İş bu çekin arkasındaki ciro sinsilesi incelendiğinde; … tarafından 24.11.2020 vade tarihli 220.000,00 TL tutarlı … Ticari Şubesine ait çekin …’a ciro edildiği,
4.2 …, … San. Tic. Ltd. Şti.’nin çalışanı olduğu tespit edildiğinden cari hesap farklılığına neden olan 24.11.2020 vade tarihli 220.000,00 TL tutarlı … Ticari Şubesine ait çekin davacı şirketin ticari defterlerinde kayıt altına alması gerektiği ve 220.000,00 TL kadar davalı şirketten olan alacağından mahsup etmesi gerektiğine dair görüş ve kanaatine varıldığı,
4.3 Tarafların 17.03.2020 tarihinde ticari defter kayıtlarının birbiriyle örtüştüğü tespit edilmiş olup, davacı şirketin 17.03.2020 tarihinde davalı şirketten 64.777,75 TL tutarında alacağının bulunduğu, davalı şirketin de 17.03.2020 tarihinde davacı şirkete 64.777,75 TL borcunun bulunduğu, Davacı yanın 24.11.2020 vade tarihli 220.000,00 TL tutarlı … Ticari Şubesine ait çeki ticari defterlerinde kayıt altına alması gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, davacı şirketin 24.11.2020 tarihi itibariyle davalı şirkete 155.222,25 TL (220.000,00 TL-64.777,75 TL) borcunun bulunacağının hesaplandığı,
4.4 Davacı şirket tarafından düzenlenen 08.02.2022 tarihli … numaralı 92.963,00 TL tutarlı “Vade Farkı” açıklamalı faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmediği ve davalı yanın 09.02.2022 tarihinde … 23. Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturayı kabul etmeyerek davacı şirkete kanuni süre içerisinde iade ettiği, davalı şirketin ticari defterlerine kayıt etmediği faturanın taraflar arasında cari hesap farklılığına neden olduğu, Davacı şirket tarafından düzenlenen vade farkı faturasının taraflar arasında ihtilafa neden olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davada taraflar arasındaki hukuki ihtilaf, davacı yanın 10.02.2022 tarihinde davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 63.195,00 TL açık hesap alacağı, 829,43 TL İşlemiş faiz, olamak üzere toplam 64.024,43 TL tutarındaki alacağının tahsili amacıyla başlatmış olduğu icra takibine, davalı yanın borca itirazı ile icra takibinin durdurulması sonucunda; davacı şirketin düzenlediği faturalardan kaynaklı alacağını davalı yandan tahsil edemedikleri iddiası üzerine çıkmış bulunduğu;
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda aldırılan bilirkişi raporunda incelenen davacı ve davalı şirkete ait 2019, 2020, 2021 ve 2022 yılı Ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter Defterlerinin yasal süresinde onaylandığı , davacı ve davalı şirketin ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun yaptırılmış olduğu , davacı şirket tarafından düzenlenen 08.02.2022 tarihli … numaralı 92.963,00 TL tutarlı “Vade Farkı” açıklamalı faturanın davalı şirket tarafından kabul edilmediği ve davalı yanın 09.02.2022 tarihinde … 23. Noterliğinin 03639 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturayı kabul etmeyerek davacı şirkete kanuni süre içerisinde iade ettiği, davalı şirketin ticari defterlerine kayıt etmediği faturanın taraflar arasında cari hesap farklılığına neden olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen vade farkı faturasının taraflar arasında ihtilafa neden olduğunun alınan hükme dayanak dosya kapsamına uygun bilirkişi raporuyla da tespit edilmiş olduğu ;
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının vade farkı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmakla;
Bilindiği üzere vade farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında bu konuda bir sözleşme bulunması veya taraflar arasında vade farkına ilişkin uygulamanın benimsenmiş olması gerekeceği, taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara ” bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir ” ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebligi ve karşı tarafça TTK.nun 23/2. maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durum sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceği 27.06.2003 tarihli ve E:2001/1-K: 2003/1 sayılı İctihadı Birleştirme Kararı ile karara bağlanmıştır.
Dava konusu davacının davalıya düzenlemiş olduğu vade farkına faturasına dayanak sözleşme ve mutabakat bulunmadığı gibi ,taraflara ait ticari defterlerde vade farkı uygulamasına ilişkin teamül kaydı bulunmadığından davacının talebinin yerinde olmadığı ,yukarıda sözü edilen İBK gereğince davacının vade farkı talep edemeyeceği sonucuna varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının başlatılan takip , davaya konu olayda kötüniyetli olduğu dosya kapsamında mevcut delillerle ispat edilemediğinden davalının kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harcın peşin alınan 773,26-TL harçtan mahsubu ile bakiye 503,41 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır