Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/367 E. 2022/582 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/367 Esas
KARAR NO:2022/582

DAVA:Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ:31/05/2022
KARAR TARİHİ:07/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasında;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin … sicil numarası ve 22/09/1992 tarihli tescil ile kurulduğunu, şirket faaliyet konusu tekstil olup, 30 yıldır faaliyet gösterdiğini, bu tarihten beri faaliyetine devam ettiğini, 3102 sayılı TTK 580.maddesi uyarınca limited şirketlerde asgari sermaye oranı 10.000-TL olarak belirlendiğini, 01/07/2015 tarihine kadar sermayelerini anılan kanunun 580.maddesinde öngörülen tutarlara yükseltme zorunda olduğunu, aksi halde mezkür sürenin sonunda münfesih edileceğinin düzenlendiğini, nitekim şirket tarafından 20/05/2014 tarihli ortaklar kararı ile 13/06/2014 tarihli noter tasdiği ile şirket asgari sermayesinini 30.000-TL çıkarılmasına karar verildiğini fakat işbu karar tescil edilemediğini, Ticaret Sicil Müdürlüğü, müvekkil şirket hakkında 16/07/2014 tarihli ilanı ile TTK geçici 7.madde uyarınca asgari sermaye tutarının artırılmadığından bahisle müvekkil şirketin kaydını sicilden sildiğini, fakat müvekkil şirkete yapılmış herhangi bir ihtar bulunmadığını, 23/03/2022 tarihli ve 2022/01 sayılı karar ve … 25. Noterliğinin 06/04/2022 tarihli tasdikli kararına ilişkin tescil başvurusunda bulunulduğunu, işbu karar ile sermayenin 30.000-TL ye artırılmasına ve pay devrine ilişkin tescil talebinde bulunulduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü … sayılı tahakkuk ile “…Münfesih olan şirketin tekrar ihyası mümkün değildir” diyerek 23/05/2022 tarihinde ret kararı verdiğini, Ticaret Sicil Müdürlüğünün vermiş olduğu bu karar hem yasaya hem de usule ve ayrıca …. ATM’den alınan ihya kararına aykırı olduğunu, ayrıca sermaye artırımı talebinin yanında şirket ortaklarından …’ün 4.900-TL sermaye hissesinin tamamının …’e devrine ilişkin pay devrinin tescil edilmesi de talep edilmiş olup, Ticaret Sicil Müdürlüğü bu hususta karar vermediğini, aslen şirket ortakları tarafından 0.05.2014 tarihli ortaklar kararı ile 13/06/2014 tarihli noter tasdiği ile şirket asgari sermayesini 30.000-TL çıkarılmasına karar verdiğini, açıklanan işbu sebeplerle davanın kabulü ile Ticaret Sicil Müdürlüğünün 15/05/2022 tarihli … tarihli başvuruya ilişkin vermiş olduğu 23/05/2022 tarihli red kararının kaldırılması ile başvurunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşıldı.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ticaret Sicili Müdürlüğü TTK 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, 6102 sayılı Kanun gereğince sermayeden dolayı münfesih olan şirketlerin kaydının tamamen açılarak ticari faaliyetlerine dönecek şekilde Mahkemeler tarafından karar verilmesi halinde ilgili Mahkeme hükmünde sermaye artırımına izin veren açık bir karar bulunmadığı haldi şirketlerin kaydı açılsa dahi mühfesih olmaktan kurtulmayacağını, zira şirketlerin kanuni olarak sermaye artırımı yapmaları için öngörülen süre dolduğunu, gerçekten de anonim şirketlerin zorunlu asgari sermayesi 50.000-TL olarak ve yine limited şirketlerin asgari sermayesi de 10.000-TL olarak belirlenmiş olup; 6103 sayılı TTK Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunu m.20 gereğince sermayesini Kanunda öngörülen zorunlu asgari sermayeye yüksetmeyen şirketlerin münfesih sayılacağı düzenlendiğini, sermayesi ile ilgili zorunlu değişikliği yapmayan, dava konusu şirketin aralarında bulunduğu şirketler 6102 sayılı Kanun geçici m.7/f.1 gereğince re’sen terk edildiğini, hal böyle olmakla; dava konusu şirketin kaydı ek tasfiye olmak üzere veyahut da sınırlı şekilde açılmasa dahi mezkur Kanun hükümleri gereğince münfesih olacak ve yine, dava konusu şirketin sermaye artırımı yapması bakımından Kanunda öngörülen süreler dolduğu içinde sermaye artırımı kararı alarak tescil ettirmesi ve böylece münfesihlik sebebinin ortadan kalkması mümkün olmayacağını, çünkü şirketlerin zorunlu sermaye artırımlarını yapmaları bakımından öngörülen kanuni süreler dolduğu halde müvekkil mezkur Kanun Hükümlerinin açık ve emredici hükmünden farklı bir uygulama benimsemek anlamına gelecek şekilde dava konusu şirketin sermaye artımı yapmasına müsaade edemez veyahut da bu şekilde hareket edemeyeceğini, şirketlerin sermayelerini zorunlu yasal asgari sermayeye çıkarmaları bakımından öngörülen kanuni süreler dolduğu için ihya davası ile kaydı açılan dava konusu şirket kanun gereği münfesih olup, bu menfesihlik halini ortadan kaldırması bakımından kanunda öngörülen hak düşürücü süreler de geçtiğinden sermaye artırımı yapması mümkün değildir, bunun sonucu olarak da müvekkilin sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iadesine ilişkin işlem hukuka aykırı olup, mevzuata uygun olarak işlem yapan ve davanın açılmasına neden olmayan müvekkilin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini, açıklanan işbu sebeplerle huzurda görülen davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşıldı.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Ticaret Sicil Kayıtları, Ticaret Sicil Ret Yazısı, bilirkişi, tanık ve her türlü yasal delile dayanmışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Ticaret Sicil Memurunun kararının itirazen kaldırılması talebine ilişkindir.
Davacı yan, müvekkil şirketin 07/07/2014 tarihinde, TTK geçici 7.maddesi uyarınca asgari sermaye tutarının artırılmadığından bahisle davalı müdürlük tarafından resen terkin edildiğini, 23/03/2022 tarihinde sermayenin 30.000-TL’ye çıkarılmasına ve pay devrine ilişkin tescil talebinde bulunulduğunu, Ticaret Sicil Müdürlüğü … sayılı tahakkuk ile “…Münfesih olan şirketin tekrar ihyası mümkün değildir” diyerek 23/05/2022 tarihinde talebin reddedildiğinden bahisle iş bu ret kararının kaldırılması ile başvurunun kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı yan ise; 6103 sayılı …nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 20. maddesi gereğince sermayesini Kanunda öngörülen zorunlu asgari sermayeye yüksetmeyen şirketlerin münfesih sayılacağının düzenlendiğini, sermayesi ile ilgili zorunlu değişikliği yapmayan, dava konusu şirketin aralarında bulunduğu şirketlerin 6102 sayılı Kanun geçici m.7/f.1 gereğince re’sen terk edildiğini, dava konusu şirket kanun gereği münfesih olup, bu menfesihlik halini ortadan kaldırması bakımından kanunda öngörülen hak düşürücü süreler de geçtiğinden sermaye artırımı yapmasının mümkün olmadığını savunmuştur.
TTK. m.34; “(1) İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.
(2) Bu itiraz mahkemece dosya üzerinden incelenerek karara bağlanır. Ancak, sicil müdürünün kararı, üçüncü kişilerin sicilde kayıtlı bulunan hususlara ilişkin menfaatlerine aykırı olduğu takdirde, itiraz edenle üçüncü kişi de dinlenir. Bunlar mahkemeye gelmezlerse dosya üzerinden karar verilir.” hükmünü içermekte olup, bu bağlamda yapılan incelemede davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmış olup, dosya üzerinde inceleme yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 332 ve 580’nci maddelerinde asgari sermaye tutarının anonim şirketlerde 50.000,00-TL., limited şirketlerde ise 10.000,00-TL. olarak düzenlenmiş ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 20.maddesinde de, sermayesini 50.000,00-TL.’ye yükseltmeyen anonim şirketler ile sermayesini 10.000,00-TL.’ye yükseltmeyen limited şirketlerin 14.02.2014 tarihi itibariyle infisah etmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 10.maddesinde, “14.02.2014 tarihine kadar söz konusu Kanun hükümlerine göre yapılması gereken sermaye arttırımlarnı, herhangi bir nedenle yapmamış olan şirketler hakkında asgari sermaye şartını bu maddenin yayımı tarihinden itibaren üç ay içinde yapmaları hâlinde fesih işlemi uygulanmaz. Sermaye artırımında bulunulmaması nedeniyle Ticaret Sicili kaydı silinenlerin de bu süre içinde sermaye artırımı için başvurmaları hâlinde kayıtları resen yeniden oluşturulur.” denilmek suretiyle, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girdikten sonra münfesih olan şirketlerin, anılan geçici maddenin yayım tarihi olan 11.09.2014’ten itibaren üç ay içinde, yani 11.12.2014’e kadar sermaye artırımı yapmasına ve infisah sebebini ortadan kaldırmasına imkan tanınmıştır.
Yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; dava konusu şirketin kaydı, gerekli sermaye artırımının yapılmaması nedeniyle yasada belirlenen üç aylık sürenin sonunda resen terkin edilmiş olup, kanunda öngörülen süreler dolduktan sonra sermaye artırımı kararı alınarak bunun tescil ettirmesi ve böylece, münfesihlik sebebinin ortadan kaldırılması emredici yasa hükmünün dolanılması anlamına geleçeğinden davalının sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iadesine ilişkin işlem, hukuka uygun olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacı ve davalı vekillerinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 12/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır