Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/352 E. 2023/535 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/481 Esas
KARAR NO:2023/533

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:28/07/2021
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babası olan müteveffa …, 05/04/2014 tarihinde … İli … İlçesi … mahallesi D-100 karayolu üzerinde plakası ve dolayısıyla sigortalısı tespit edilemeyen bir aracın çarpması sonucunda yaralandığını, müteveffa …, kaza sonrasında … Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını, … Devlet Hastanesinden sırasıyla … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesine ve … … hastanesine sevk edildiğini, … … Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi görürken 22/06/2014 tarihinde trafik kazasına bağlı yaralanma sonucu vefat ettiğini, anılı trafik kazası ile ilgili olarak soruşturma dosyası açılmış olup halen daha … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2014/… Soruşturma numarası ile dosya yürütüldüğünü, müteveffa … ölmeden önce Almanya’dan emekli olup … Bankasından Euro üzerinden emekli maaşını aldığını, müteveffanın … Bankası hesabı incelendiğinde de geliri ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle; davalarının kabulünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 TL destekten yoksun kalmaktan kaynaklanan maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihi yönünden başvuru şartı yerine getirilmediğini, bakiye tutar talebi için kuruma başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmiş olması sebebi ile davanın esasına girilmeksizin ön inceleme aşamasında reddi gerektiğini, davacı tarafından talep edilen maluliyete konu tazminat tutarı müvekkili kurum tarafından ödendiğini, bu halde müvekkili kurum tarafından ödeme işlemi yerine getirilmiş olduğundan başkaca bir sorumluluğu kalmamış olup, mahkeme huzurunda açılmış olan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, söz konusu kazanın meydana gelmesinde plakası tespit edilemeyen aracın varlığı ve bu araca poliçe düzenlenmesi yükümlülüğünün bulunduğu somut delillerle ispatı gerektiğini, olayla ilgili kaza tutanağı düzenlenmediğini, olayın nasıl meydana geldiğini gören tanık olmadığını, kaza tarihi itibarı ile 01/06/2015 tarihinden sonra gerçekleşmiş kazalar için açılmış olan davalarda karayolları zorunlu mali sorumluluk sigortası yeni genel şartlarının uygulanması gerektiğini, müvekkili kurum başvuru sahibine ibraname mukabilinde ödemede bulunarak kazadan kaynaklanan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş olup, başkaca bir sorumluluğu bulunmadığını, söz konusu kaza neticesinde vefat eden başvurucunun murislerine müvekkili şirket tarafından yapılan sakatlık ödemesinin eksik olması nedeniyle başvuru yapıldığını, haksız ve mesnetsiz şekilde yapılan başvurunun reddi gerektiğini, aktüer tarafından tespit edilen işbu 1.556,00-TL tazminat tutarı 01.10.2020 tarihinde ödenmiş olup, yapılan ödeme mukabilinde müvekkili şirket başvuru sahiplerince/davacılarca ibra edildiğini, açıklanan nedenlerle; usuli itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verimesini, haksız açılan davanın tümden reddini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, davacı tarafa vefat sebebiyle SGK tarafından bağlanmış olan gelirlerin tespitini, dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesini, dosyanın Hazine Bakanlığı aktüer siciline kayıtlı bilirkişiye gönderilmesini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmilini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Davanın; 05.04.2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı talebinden ibaret olduğu görüldü.
Bilirkişi tarafından alınan 10/02/2023 tarihli raporda; yaya …’ün bulunduğu yere 30 metre mesafede yaya alt geçidi, 111 metre mesafede ışıklı kavşak olmasına, yola girişin bariyerlerle engellendiğini görerek başta kendisi olmak üzere yolu kullanan diğer kişilerin can ve mal güvenliğini düşünerek yaya alt geçidini kullanarak karşıya geçmesi gerekirken D100 karayolu üzerinden karşıya geçmeye çalıştığı anlaşıldığını, plakası tespit edilemeyen aracın ise yakın mesafede ışıklı kavşak olmasına ve kavşaklara yaklaşırken trafik güvenliği açısından yavaşlaması ve aracını her an güvenli bir şekilde durdurabileceği bir hıza düşürmesi gerekirken düşürmediği tespit edildiğini, buna göre bu kazanın oluşumunda; yaya …’ün 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile düzenlenen “Yayaların uyacakları kurallar” başlıklı “57.” Maddenin “b) Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayaların taşıt yolunu, yaya ve okul geçidi ile kavşak giriş ve çıkışları dışında herhangi bir yerden geçmeleri yasaktır. Yayalar, bu yerlerden geçerken; yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde, geçitte yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, zorundadırlar. Ancak, yüz metre kadar mesafede yaya geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir engel teşkil etmemek şartı ile ve yolu kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler.” hükmünü ve Karayolları trafik yönetmeliğinin “Yayalar” başlıklı “138.” Maddesinin “b) Karşıdan karşıya geçişler;Taşıt yolunun karşı tarafına geçmek isteyen yayalar, taşıt yolunu yaya ve okul geçidiyle kavşak giriş ve çıkışlarından geçmek zorundadırlar. 1) Yaya ve okul geçitlerinin bulunduğu yerlerde yayalar için ışıklı işaret varsa bu işaretlere uymak, 2) Geçitte yayalar için ışıklı işaret yoksa ve geçit sadece taşıt trafiği ışıklı işareti veya yetkili kişi tarafından yönetiliyorsa, geçecekleri doğrultu açıldıktan sonra taşıt yoluna girmek, 3) Işıklı işaret veya yetkili kişilerin bulunmadığı geçitlerde veya kavşaklarda güvenlikleri açısından yaklaşan araçların uzaklık ve hızını göz önüne alarak uygun zamanda geçmek, Zorundadırlar. Ancak, 100 metre kadar mesafede yaya geçidi, okul geçidi veya kavşak bulunmayan yerlerde yayalar, taşıt trafiği için bir zorluk veya engel yaratmamak şartıyla ve yoldan gelen taşıtların uzaklık ve hızını kontrol ederek kendi güvenliklerini sağladıktan sonra en kısa doğrultuda ve en kısa zamanda taşıt yolunu geçebilirler. Yollarda güvenli geçiş, önce sola sonra sağa bakılarak sakınca yoksa taşıt yoluna girmek, geçiş sırasında sola ve sağa bakılarak yürüyüşe devam etmek, taşıt yoluna girmeden güvenle duramayacak kadar yaklaşmış taşıtlar varsa ilk geçiş hakkını onlara verip geçişlerini beklemek suretiyle yapılır. Yayalar için özel olarak yapılmış alt veya üst geçit, yaya köprüsü veya yaya tüneli gibi tesisler varsa yayalar buralardan yararlanmak zorundadırlar.” bendini ihlal ettiğinden %75 kusurlu olduğunu, plakası tepit edilemeyen aracın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile düzenlenen “Kavşaklarda Geçiş Hakkı” başlıklı 57. Maddenin (a) (Kavşağa yaklaşan sürücüler, kavşaktaki şartlara uyacak şekilde yavaşlamak, dikkatli olmak, geçiş hakkı olan araçların önce geçmesine imkan vermek zorundadırlar.) bendi ile yine aynı kanunla düzenlenen “Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlamak” başlıklı 52. maddenin (b) (Sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar) bendini ihlal ettiğinden %25 kusurlu olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından alınan 05/06/2023 tarihli rapora göre; sürücüsü ve plakası tespit edilememiş araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, müteveffa yaya …’ün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi ve ATK raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde ; 05.04.2014 günü saat 03:20 sıralarında sürücüsü ve plakası tespit edilememiş araç sürücüsü sevk ve idaresindeki araç ile İstanbul istikametinden … istikametine doğru 2 şeritli bölünmüş yolun sağ şeridinde seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde seyir istikametine göre solundaki orta refüj tarafından yolun karşısına geçmek isteyen müteveffa yaya …’e çarpması sonucu dava konusu trafik kazası meydana geldiği ,
Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre; davanın 5.4.2014 tarihinde meydana gelen ölümlü trafik kazasından kaynaklı destekten yoksun kalma tazminatı talebinden ibaret olduğu , mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden oluşturulan heyetten alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli kusur raporunda dava konusu olayda sürücüsü ve plakası tespit edilememiş araç sürücüsü idaresindeki araç ile gece vakti seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde yaya alt geçidini kullanmayıp taşıt yolundan karşıya geçmek isteyen müteveffa yayaya çarptığı olayda, olayın oluş şekli ve mahal özellikleri dikkate alındığında atfı kabil kusuru bulunmadığı , müteveffa yaya … olay mahallinde karşıdan karşıya geçmeden önce kendi can güvenliğini sağlaması açısından yakınında bulunan yaya alt geçidini kullanması gerekirken bunu yapmadığı, karşıdan karşıya geçmeden önce de yol içerisinde her iki yönden yaklaşan araçların seyir durumlarını dikkate almadan, öncelikli geçiş hakkını taşıt yolunda seyir halinde olan araçlara vermeden ve yeterli kontrolleri sağlamaksızın girdiği yerde bariyer olmamasına rağmen geçiş istikameti yaya geçişini engellemek amacıyla bariyerle kapalı olan yolda karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada karşıya geçiş istikametine göre sağ tarafından yaklaşmakta olan aracın çarpması sonucu meydana gelen kazada, dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu ; başkaca kusurlu kişi, kurum ya da kuruluşa kusur atfi kabil olmadığı tespit edildiği ve yapılan değerlendirmelerin dosya kapsamında toplanan delillere uygun olarak yapıldığı , bu nedenle trafik bilirkişisinin kusur raporuna itibar edilmediği , trafik kazasının meydana gelmesinde davacının müteveffası dışında kimseye kusur atfi kabil yapılmadığından davalının da sorumlu olmayacağı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli maktu 269,80-TL red karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı tarafından yapılan toplam 1.578,00-TL ATK masrafı davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Davacının/davalının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya-davalıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının / vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır