Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/33 E. 2022/617 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/697 Esas
KARAR NO:2022/597

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/07/2018
KARAR TARİHİ:14/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın …. Şubesi ile davalı kredi borçlusu/lehtarı … …. Oto.Lastik ve Pet.Ür. San. Tİc. A.Ş. Arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, işbu sözleşmeyi diğer davalıların da müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğunu, davalı şirkete borçlu cari hesap kredisi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmesinde zorluk yaşanması üzerine genel Kredi Sözleşmesinin verdiği yetkiye istinaden … 2. Noterliğinin 15.01.2018 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği, ihtarname ile 267.259,57 TL ödenmesinin talep edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine bu kez …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası İle ilamsız icra takibine geçildiğini, davalıların borcun tamamına ve İcra dalresinin yetkisine itirazları üzerine takibin durduğu, müvekkil bankanın sözleşmenin 8. M. altında temerrüt faizinin düzenlendiğini, kefilin sorumluluğu sözleşmenin 21 m. altında düzenlendiği ve 37 m. bankanın defter ve kayıtlarının delil olacağının düzenlendiğini belirtilerek, nakdi 283.098,99 TL alacak üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20′ den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığını, 6098 sayılı kanun ve 6502 sayılı kanunda da belirtildiği gibi davacının alacağını tamamının muaccel olabilmesi için müvekkilinin kalan borcun en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksit veya kalan borcun en az dörtte birini oluşturan bir taksiti ödemede temerrüde düşmesi gerektiğini, müvekkilinin ödemede temerrüde düştüğünü gösteren 3. ve 4. taksitin toplamının kalani borcun onda birini oluşturması gerektiğini, belirtilen taksitler dikkate alındığında toplamı kalan borcun onda birini oluşturmadığı gibi dörtte birini de oluşturmamakta olduğunu, müvekkilinin olduğu iddia edilen borcu muaccel hale gelmediğini, bir banka, müşterisinden önceden aksini ifade eden bir imzalı yetkilendirme beyanı almadıkça, müşteri adına tuttuğu ve işlettiği her hesap için aylık hesap özetleri çıkartmalı ve bu hesap özetlerini müşterisine ücretsiz gönderme mecburiyetinde olduğunu, müvekkiline davalı banka tarafından ihtarname ile hesap özetleri ve bilgilendirme belgeleri gönderilmediğini, kredi sözleşmelerinde banka tarafından öncelikle hesap kat edilmesi daha sonrasında noter kanalı ile ihtarname göndererek bu hususun bilgilendirilmesi gerektiğini, fakat davalı tarafından bu prosedürler atlanarak (borcu kabul etmemekle beraber) icra takibi başlatıldığını, yine icra takibinde takibe dayanak belgelere yer verilmediğini, ayrıca, alacaklının takibe koyduğu alacağa uygulanan yüksek oranlı faize itiraz ettiklerini, aynı zamanda söz konusu dava zamanaşımı/hakdüşürücü süresinde açılmamış olduğundan davanın reddi gerekmekte olduğunu, bu nedenlerle hem esas hem usul bakımından yasaya aykırı bir şekilde açılmış, hukuki temeli bulunmayan davanın reddini talep etmişlerdir.
Davanın; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Bank Anonim Şirketi, borçluların …, …, (iflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … Limited Şirketi ve … Ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olduğu, takibin 283.098,99-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 14/02/2018 tarihli ödeme emrine ilişkin … AŞ adına çıkarılan tebligatların iade döndüğü ve adı geçen borçlunun borca itiraz dilekçesinin bulunmadığı tespit edilmiş, diğer borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği ve diğer borçluların süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizce alınan 15/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı banka ile davalı kredi borçlusu/kredi lehtarı … …. Oto. Lastik ve Pet.Ür. San. Tİc. A.Ş. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, bahse konu işbu sözleşmeyi davalı kefillerinde müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğu, anılan sözleşme kapsamında kullandırılan nakdi kredilerin öngörülen süre içinde ödenmemesi nedeniyle, davacı bankanın davalılar hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, kefalet Limiti ve Davalı Kefillerin Sorumluluğu: Davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 3.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 267.259,57 TL’sının kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin borcun tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının düşünülebileceği, davacı bankanın takip tarihi itibariyle alacakları (Davalıların müteselsilen sorumlu oldukları borç), nakdi kredi yönünden Sayın Mahkemece Taporun benimsenmesi halinde; fazlaya ilişkin 8.850,06 TL (283 098,99-274 248 93=) reddi durumunda, takip tarihinden itibaren asıl alacak tutarı 267.259,57 TL’sı tamamen ödeninceye kadar yıllık %28,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve %5 gider vergisi (BSMV ile birlikte istenilebileceği, gayrinakdi çek taahhüt bedelinin depo edilmesi yönünden mevcut delil durumuna göre davacı banka gayrinakdi çek taahhüt bedeli riskinin varlığını ve miktarını açıkça ispatlayamamıştır. dava tarihinden sonra yapılan kısmi ödeme tahsilat tutarı 18.243,39 TL’nın (06.09.2018 tarihinde 9.784,06 TL ile 11.12.2018 tarihinde 8.459,33 TL -) dosyanın kesin infazı sırasında nazara alınması gerektiği, 18/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı vekili yeni bir somut delil sunmamış olduğu için mevcut delil durumuna göre kök raporda herhangi bir revizyon yapılamadığını, takdir sayın mahkemenize ait olmak üzere, 15/10/2019 tarihli kök raporumuzun aynen geçerli olduğunu, 15/10/2019 tarihli kök raporumuzun aynen geçerli olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının … Bank Anonim Şirketi, borçluların …, …, (iflas Nedeniyle) Tasfiye Halinde … Limited Şirketi ve … Ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi olduğu, takibin 283.098,99-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, 14/02/2018 tarihli ödeme emrine ilişkin … AŞ adına çıkarılan tebligatların iade döndüğü ve adı geçen borçlunun borca itiraz dilekçesinin bulunmadığı tespit edilmiş, diğer borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği ve diğer borçluların süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 26/07/2018 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, davacı banka ile davalı asıl borçlu … Tic AŞ arasında akdedilen ve diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediden kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın harca esas değer olarak gösterilen nakdi alacak olan 283.098,99-TL yönünden iptali talep edilmiş olup, davalılar vekilince borcun muaccel hale gelmediği, hesabın kat edilmediği, faiz oranlarının fahiş olduğu gerekçeleriyle davanın reddi talep edilmiştir.
Takip talebi incelendiğinde;
267.259,57-TL asıl alacak (%60 temerrüt faizi)
13.808,41-TL işlemiş faiz
690,42-TL BSMV
1.340,52-TL masraf
283.098,99-TL (takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %60 temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV işletilmesi) nakdi alacak talep edilmiş olup,
Dava dilekçesi incelediğinde harca esas değerin 283.098,99-TL olarak gösterildiği, davalıların nakdi alacağa ilişkin itirazlarının iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Takip dosyası gerek fizikin gerekse uyap sistemi üzerinden incelendiğinde; davalı borçlulardan … AŞ adına borcu itiraz dilekçesine rastlanmadığından bu hususta icra dairesine müzekkere yazılarak borçlu … AŞ’nin ödeme emri tebliğ mazbatası ile varsa borca itiraz dilekçesinin gönderilmesi istenmiş, 20/05/2019 tarihli ve 19/11/2021 tarihli müzekkere cevaplarından ve takip dosyasının fiziki ve uyap sistemi üzerinden incelenmesinde … AŞ adına çıkarılan ödeme emrine ilişkin tebligatların iade döndüğü ve borca itiraz dilekçesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için İİK’nın 61/1, 62/1 ve 66/1 maddeleri uyarınca, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde ve usulüne uygun bir itirazının bulunması ve bu itiraz üzerine takibin durmuş olması şarttır. Ancak ödeme emrinin davalı borçlu … AŞ’ye tebliğ edilmediği, bu nedenle icra takibinin durmadığı ve adı geçen davalı borçlu tarafından vaki bir itirazın da bulunmadığı anlaşıldığından, bu durumda, davalı borçlu … AŞ yönünden itirazın iptali davasının görülme şartları oluşmadığından konusu bulunmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraflar yönünden yapılan incelemede bilirkişi kök ve ek raporlarında belirlendiği üzere, davacı banka ile davalı asıl borçlu … AŞ arasında 03/04/2015 tarihli 3.000.000,00-TL tutarlı ve 06/01/2016 tarihli 3.000.000,00-TL tutarlı toplam 6.000.000,00-TL tutarında genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, davalılardan … ve …’in her iki sözleşmeyi de toplam 6.000.000,00-TL kefalet limiti kapsamında müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, davalı … Ltd Şti’nin ise 06/01/2016 tarihli sözleşmeyi 3.000.000,00-TL kefalet limiti kapsamında müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, … ve … şirket ortağı/yöneticisi olduklarının geçerli bir kefaletin bulunduğu, davacı banka tarafından kredi lehtarı asıl borçluya Kredili Mevduat Hesabı Kredisi kullandırdığı, ancak alacağın ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından davalı asıl borçlu ve kefiller adına … 2. Noterliğinin 15/01/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edildiği ve ihtarnamede 267.259,57-TL nakdi borcun ödenmesinin belirtildiği, davalı kredi lehtarına çıkarılan ihtarname tebligatının iade döndüğü ancak İİK 68/b maddesi gereği tebligatın yapılmış sayıldığı, kefillere çıkarılan ihtarnamenin 16/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin bitimini izleyen 18/01/2018 tarihi itibariyle davalıların temerrüte düştüğü, incelenen banka kayıtlarına göre hesap kat tarihi itibariyle davacı bankanın davalılardan talep edebileceği alacağının 267.611,33-TL olduğunun belirlendiği ancak bu tutarın takiple istenen tutardan fazla olması nedeniyle taleple bağlı kalınarak talep edilebilecek asıl alacağın 267.259,57-TL olduğu, takiple istenen %60 temerrüt faizi oranının somut dayanaktan yoksun olduğu, TCMB’nin yayınladığı 2013/8 sayılı tebliğ hükümlerine göre KMH kredilerine de kredi kartları için uygulanan akdi ve gecikme faiz oranlarının uygulanacağına dair hükümlerine göre 01/01/2018 tarihinde kredi kartlarına uygulanan akdi faizin %22,08, temerrüt faizinin ise %28,08 oranında olduğu, belirlenen %22,08 akdi faiz ve %28,08 temerrüt faizi oranlarına göre yapılan hesaplamada davacı bankanın davalılardan takip tarihine kadar talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 6.656,53-TL, BSMV tutarının ise 332,83-TL olduğu ve masrafa dair somut delil sunulmadığı belirlendiğinden davanın kısmen kabulü ile davalılar … Ltd Şti yönünden davanın kısmen kabulü ile 267.259,57-TL asıl alacak, 6.656,53-TL işlemiş faiz ve 332,83-TL BSMV olmak üzere toplam 274.248,93-TL alacak üzerinden itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren 267.259,57-TL asıl alacağı yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i BSMV işletilmek suretiyle takibin devamına, fazlaya dair 8.850,06-TL talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlular … Ltd Şti’nin itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında borçlular … Ltd Şti’nin itirazının 274.248,93-TL alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren 267.259,57-TL asıl alacağa yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve faizin %5’i oranında BSMV işletilmek suretiyle takibin devamına,
Fazlaya dair talebin reddine,
Davalı borçlu … AŞ yönünden itirazın iptali davasının görülme şartları oluşmadığından konusu bulunmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Alacağın %20’si oranında 54.849,79-TL icra inkar tazminatının davalılar … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 18.733,94-TL harçtan, peşin alınan 3.419,14-TL’inn mahsubu ile bakiye 15.314,80-TL harcın davalılar … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 277,50-TL tebligat/ posta gideri, 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 977,50-TL’nin haklılık durumuna göre 946,90-TL tutarındaki kısmı ile 35,90-TL başvurma harcı, 3.419,14-TL peşin harç, 43,80-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 4.445,74-TL yargılama giderinin davalılar … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 41.394,85-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı … AŞ lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine,
7-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır