Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/325 E. 2023/695 K. 18.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/325 Esas
KARAR NO:2023/695

DAVA:İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:16/05/2022
KARAR TARİHİ:18/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. İcra dairesindeki … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine 1.721,57 TL tutarındaki icra takibi başlattıklarını, davalının alacağa itiraz ettiğini, davalı/borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında kargo sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme unsurları gereği taşıyıcının taşıma taahhüdünde bulunduğunu, gönderenin ise taşıma ücretini vermeyi borçlandığını, bu sözleşme içerisinde mesafelere ulaştırma saatleri, davalı ve müvekkili şirketin yükümlülükleri, ücret tarifesi ve ödeme şekli, uyuşmazlık durumunda yetkili mahkemelerin belirlendiğini, müvekkili şirketin davalı ile aralarındaki kargo sözleşmesindeki taşıma taahhüdünü özen ve ivedilikle yerine getirdiğini, taşıma işlemleri neticesinde faturalar kesildiğini, buna karşılık davalının taşıma hizmetine karşılık olarak ödenmesi gereken 1.721,57-TL ücreti ödemediğini, e-arşiv fatura kapsamında elektronik belge biçiminde oluşturulan faturaların davalı tarafa hem elektronik ortamda hem de fiziken teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından alacağın tahsili amacıyla davalı ile defalarca iletişime geçilmiş olsa da borcu ödemekten kaçındıklarını, bunun üzerine davalı aleyhine …. İcra dairesindeki … E. Numaralı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olup borçlu tarafından bu takibe kötü niyetli olarak itiraz edildiğini belirterek, davanın kabulüne, borçclunun …. İcra dairesindeki … E. Sayılı takibine yaptığı itirazının iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli olarak takibe itiraz eden borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin müvekkili … A.Ş aleyhine başlatıldığını, davanın ise müvekkili … Uluslararası Taş. Dep. Dağ. Tic. A.Ş aleyhine ikame edildiğini, her iki şirketin farklı tüzel kişiler olduğunu, muhasebelerinin ayrı ayrı tutulduğunu, bu nedenle davacı tarafın taraf sıfatını net bir şekilde ortaya koyarak kimden alacaklı olduğunu bildirmesi gerektiğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK 6/1 maddesi gereğince davanın genel yetkili mahkeme olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gerektiğini, dava konusu uyuşmazlığın hangi faturalara ilişkin olduğunun ortaya konulamadığını, şayet ödenmesi gereken bir borç var ise belirtilen faturaların kontrollerinin sağlanıp ödenmiş olacağını, kabule konu bir faturanın söz konusu olmadığını, icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydı ile talebe konu alacağın hangi faturalara dayandığının davacı tarafça net bir şekilde ortaya konulamadığını belirterek, davanın öncelikle husumetten, aksi halde yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini, esasa girilmesi durumunda davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen kargo sözleşmesi kapsamında gerçekleştirildiği iddia edilen taşıma hizmetinden kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Uyap sistemi üzerinden gönderilen …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası sureti incelendiğinde; borçlu vekilinin 18/12/2020 tarihli süresi içinde sunduğu itiraz dilekçesinde de müvekkilinin adresinin Bakırköy adli sınırları içinde kaldığını belirterek borca ve yetkiye itiraz ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davalı vekili cevap dilekçesinde usule uygun yetki ilk itirazında bulunmuş, dava dilekçesinde taraflar arasında akdedilen sözleşmede yetki kararlaştırıldığı belirtildiğinden ve dava dilekçesi ekinde sözleşme bulunmadığından sözleşmenin sunulması için davacı vekiline 26/10/2022 tarihli celse 2 nolu ara kararı ile süre verilmiş, verilen süre içerisinde sunulan taşıma hizmet sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin 5. Ve 8. Sayfalarının bulunmadığı, sunulan sayfalarda da yetkiye ilişkin düzenleme görülmediğinden 15/02/2023 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline sözleşmenin eksiksiz sunulması için yeniden süre verilmiş ancak davacı vekilinin beyan dilekçesi eminde sunduğu sözleşme sureti incelendiğinde 5. Sayfasının yine eksik olduğu ve sunulan diğer sayfalarında da yine yetkiye ilişkin düzenleme görülmediğinden 14/06/2023 tarihli celse 1 nolu ara kararı ile davacı vekiline sözleşme aslının tamamının sunulması için kesin süre verilmiş ve verilen kesin süre içerisinde sözleşme aslının eksiksiz sunulmaması halinde mevcut deliller kapsamında değerlendirme yapılacağı ve davalının yetki itirazının karara bağlanacağı şeklinde kesin sürenin sonuçları duruşmada hazır bulunan davacı vekiline ihtar edilmiş ancak davacı vekili verilen kesin süre içerisinde herhangi bir belge (sözleşme aslı veya tamamının suretini) sunmadığı gibi herhangi bir beyanda da bulunmamıştır.
Bu durumda tarafların iddia ve savunmaları ile dosyada mevcut belgeler kapsamında davalı vekilinin süresinde sunduğu cevap dilekçesinde ileri sürdüğü usule uygun yetki itirazı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davanın taraflar arasında akdedilen kargo sözleşmesi kapsamında gerçekleştirildiği iddia edilen taşıma hizmetinden kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu, uyuşmazlık kapsamında özel yetki kurallarından herhangi birinin uygulama alanı bulunmadığı, davalı borçlunun hem takibe itirazında icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, hem de Mahkememizde açılan itirazın iptali davasında Mahkememizin yetkisine itiraz ettiği görülmüş ve takip dosyasındaki borca itiraz dilekçesinde İcra dairesinin yetkisine ilişkin yapılan itiraza ilişkin icra dairesince işlem yapılmadığı anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davasında yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesi o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali davası yönünden yetkili hale getirmez (Yargıtay 19 HD’nin 16/04/2001, 2001/2193E, 2001/2927 K). Ancak İcra Dairesinin yetkisine itiraz varsa; öncelikle icra dairesinin yetkisi incelenmeli, icra dairesi yetkili değilse, Mahkeme yetkisi incelenmeden davanın usulden reddine karar verilmelidir.
İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde yetkili icra dairesinin belirlenmesinde davalı borçlunun takip dosyasına yapmış olduğu itiraz dilekçesinde akdi ilişkiyi inkar edip etmediğine bakılır.
Akdi ilişkinin inkar edilmemesi halinde; takip bir miktar para alacağına ilişkin olduğunda, itirazın iptali davasında yetkili mahkeme, HMK’nın 6.maddesi uyarınca davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu gibi ayrıca akdi ilişki inkar edilmediğinde akdi ilişki çekişmesiz olduğundan TBK’nın 89/1.maddesi uyarınca para borçları götürülecek borç olması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri Mahkemesi de yetkili olacaktır.
Akdi ilişkinin inkar edilmesi halinde ise; akdi ilişkinin varlığı, çekişmeli olduğundan, alacaklı kendi yerleşim yeri Mahkemesinde dava açtığında yetki itirazı ile karşılaşabilir ve TBK’nın 89.maddesinin bu kapsamda uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Borçlunun itirazında akdi ilişkiyi inkar edip etmediğine açıkça değinilmemişse ve sadece borcu olmadığı belirtilmişse demişse akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemez ve TBK 89.maddesi uygulanamaz.
Borçlunun vekili aracılığıyla takip dosyasına yaptığı itirazı incelendiğinde, takip dosyasının alacaklısına müvekkilinin borcu bulunmadığını ve bu nedenle ödeme emrinize, takip konusu borca, tüm ferilerine itiraz ettiklerini bildirmiştir. Netice olarak davalı borçlu, takip dosyasındaki borca itirazında yalnız borcu olmadığını belirterek itiraz ettiğinden akdi ilişkinin çekişmesiz olduğu kabul edilemediğinden ve TBK 89.maddenin de uygulanma imkanı bulunmadığından yetkinin HMK 6. Maddeye göre belirlenmesi gerekmektedir. Bu durumda davalı borçlunun adresi Bağcılar/ İstanbul olduğundan yetkili icra daireleri ve yetkili Mahkemeler Bakırköy İcra Daireleri ve Bakırköy Mahkemeleri olmaktadır ve davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı yerinde olduğundan ve itirazın iptali davasının görülmesi için yetkili icra dairesinde yapılan takibe ilişkin dava şartının yerine getirilmediği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-İcra dairesinin yetkisizliği nedeniyle dava şartı gerçekleşmediğinden, HMK 115/2.maddesi uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 269,85-TL harçtan peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 1.721,57-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır