Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/279 E. 2023/451 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/93 Esas
KARAR NO:2023/456

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/02/2023
KARAR TARİHİ:07/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…Müvekkil adına kayıtlı … plakalı araç ile davalı şirket tarafından … numaralı poliçe ile kasko poliçesi tanzim edilen dava dışı … adına kayıtlı … plakalı araç arasında 07.05.2021 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Meydana gelen işbu trafik kazasında dava dışı sigortalının kasko sigortacısı olan davalı … Sigorta AŞ. tarafından … plakalı aracın onarımı yapılmış ve müvekkilin kazada %100 kusurlu olduğu gerekçesi ile rücu talepli olarak müvekkil aleyhine …. İcra Müdürlüğü 2022/… Esas sayılı icra dosyası üzerinden başlattığı takip ile, aslen hakkı olmadığı bir alacağı, kötü niyetle ve müvekkili zarara uğratmak kastıyla tahsil etmiştir. Müvekkil tarafından 07.11.2022 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün banka hesabına 19.467,26-TL tutarında ödeme yapılmıştır. Davalı alacaklının kötü niyetli olarak başlattığı ve haksız biçimde tahsil etmeye çalıştığı sözleşmeye konu borcun bulunmadığının tespit edilmesi ve devamında tahsil edilen miktarın istirdadı için iş bu davayı açmak gerekmiştir. Kaza tespit tutanağı ve tramer kayıtlarında tespit edilen kusur oranları gerçeği yansıtmamakta yargılama aşamasında uzman bilirkişiler vasıtasıyla hazırlanacak rapora göre kusur tespitinin yapılmasını talep etmekteyiz. Davaya konu maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle müvekkile ait araç SBM kayıtlarında %100 kusurlu bulunmuştur. Ancak kaza sonrası kusur oranlarının tespiti amacıyla … Limited Şirketi’ne yapılan müracaat üzerine düzenlenen Ekspertiz Raporunda; … plakalı araç sürücüsünün KTK m.57/c-2 84/h plakalı araç sürücüsünün KTK 52-a maddesini ihlal ederek (%25) kusurlu, … plakalı araç sürücüsünün ise 57/c-2 84-h 52/1-a maddesini ihlal ederek %100 oranında kusurlu, … plakalı araç sürücüsünün ise %0 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu sebeple de dosyanın alanında uzman bilirkişiye tevdi ile kusur yönünden inceleme yapılması talebimiz bulunmaktadır. Herkesin bildiği gibi tramer raporları sadece belirli oranlarda kusuru göstermekte, bu kusur oranları da tespit edilirken detaylı araştırma yapılmamaktadır. İşbu sebeple de kusur incelemesinin bilirkişi nezdinde yapılması, asla kabul anlamına gelmemekle birlikte daha sonra davacının talep etmiş olduğu tazminat bedelinden müvekkilin kusuru oranındaki sorumluluğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Aynı kazaya ilişkin olarak müvekkilin aracında meydana gelen hasar ve değer kaybı tazminatlarının tahsili ile kusur tespiti için sigorta tahkim komisyonuna başvuru yapılmış ve müvekkile isnat edilen kusur oranı değişmiştir. 07.05.2021 tarihli trafik kazası sonucunda müvekkilin aracında meydana gelen hasar bedelinin tahsili amacıyla tarafımızca 29.06.2021 tarihinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na 2021.E… sayılı başvuruda bulunulmuştur. İşbu tahkim yargılamasında Adli Bilirkişi …i tarafından tanzim edilen 30/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre müvekkilin kazadaki kusurunun bulunmadığı; … Plakalı Otomobil Sürücüsü …; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun; 57/c)Kavşak kollarının trafik yoğunluğu bakımından farklı oldukları işaretlerle belirlenmemiş ise; Motorlu araçlardan soldaki, sağdan gelen araca ilk geçiş hakkını vermek zorundadır kuralını ihlal ettiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun sürücü asli kusurlarından 84/h maddesindeki “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama.” Kuralını ihlal ettiği; dolayısıyla kazanın oluşumunda (%100) oranında kusurlu olduğu; görüş ve kanaatine varılmıştır. Bilirkişi raporu dikkate alınarak Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 30.11.2021 tarihli K-2021/181458 sayılı kararı ile müvekkilin kusurunun bulunmadığı kesinleşmiş bir tahkim kararı ile sabittir. Asla kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilin bir an için davalının rücu taleplerinin haklı olduğu düşünülse dahi kesinleşmiş mahkeme kararı ile müvekkilin kusursuz olduğu tespit edilmiş olduğundan dava dışı sürücünün uğramış olduğu zarardan müvekkilin sorumluluğu bulunmamaktadır. Mahkeme dosyasına tanzim edilecek bilirkişi raporu doğrultusunda kusur değişikliği ihtimali olmasına binaen ve sebepsiz zenginleşmeye yol açılmaması adına müvekkilin zmms kapsamında … poliçe numarası ile trafik sigortacısı olan … Sigorta anonim şirketine davanın ihbar edilmesini talep ederiz. Dilekçemiz ekinde sunacağımız belgeler ile belirttiğimiz üzere icra dosyasına konu borç, unsurlarını taşımadığından borç niteliği kazanmamıştır. Bu sözde borcun tahsili yasaya ve usule aykırıdır. Var olduğu iddia edilen borç haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu gibi, hem asıl alacağın hem de işletilen sözde faiz ve faiz oranı hukukuna, borç ilişkilerine aykırıdır. Neticeten, yukarıda izah ettiğimiz üzere, müvekkilin bahsi geçen şekilde bir borcu bulunmadığı halde ödemiş olduğu miktar ile davalı alacaklının haksız kazanç elde ettiği açık olup, bu durumun tespit edilerek müvekkilin haksız yere uğradığı zararın giderilebilmesi için Mahkemenizde, iş bu istirdat davasının ikame edilmesi zorunluluğu tarafımıza hasıl olmuştur.
Yukarda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle davamızın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla;
davamızın kabulü ile müvekkilin davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra takibinin iptaline ve icra takibi baskısı ile dosya borcunu ödeyen müvekkilimizin ödemiş olduğu 19.467,26-TL’nin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydı ile HMK Madde 109 gereği şimdilik 10-TL’sinin istirdadı ödeme tarihi olan 07.11.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına,
Davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile toplam takip miktarının en az %20’si üzerinden kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine,
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini…” talep ve dava edilmiştir.
İhbar olunan … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle: “…Davacı tarafça … Sigorta A.Ş. aleyhine açılan dava tarafımıza ZMSS poliçesi kapsamında ihbar edilmiştir. Sigorta şirketinin sorumluluğu … nolu ZMSS poliçede belirtilen hususlarla ve teminat limitleriyle sınırlıdır. Ancak aşağıda açıklanacak hususlar davacının talepleri dolayısıyla müvekkil şirkete başvurulamayacağını göstermektedir; hasar onarım bedeli ve değer kaybı ödenmiş olup, teminat limiti dolmuştur. Dava dışı … plakalı araç kaza tarihinde … Sigorta A.Ş tarafından kasko sigortalı olup, hasar onarım bedeli … Sigorta tarafından karşılanmış ve tarafımıza … plakalı aracın ZMMS poliçesi kapsamında 19.047,77 TL rücu edilmiş ve ödenmiştir. Daha sonra … plakalı araç sahibinin vekili tarafımıza değer kaybı başvurusu yapmış ve kalan teminat limitlerimiz uyarınca 23.952,23 TL vekile ödenmiştir. İlgili kaza tarihinde poliçe teminat limitleri 43.000,00 TL olup, tarafımızca teminat limitlerimizin tamamı uyarınca ödeme yapılmış olduğundan Müvekkil Şirketin işbu davada herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan sebepler müvekkil … Sigorta A.Ş.’nin dava konusu kazaya ilişkin herhangi bir sorumluluğu olmadığını göstermektedir. Bu hususun dikkate alınmasını…” talep etmiştir.
Davanın; 07/05/2021 tarihinde gerçekleşen trafik kazası neticesinde davalıya sigortalı … plakalı araç için dava dışı sigortalıya ödenen bedelin rücuen davacıdan tahsili için davacı tarafça yapılan …. İcra Dairesinin 2022/… esas sayılı dosyasında davacı borçludan haksız olarak tahsil edilen 19.467,26-TL’nin HMK 109.madde uyarınca şimdilik 10,00-TL’sinin ödeme tarihi olan 07/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadı talebine ilişkin olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı vekilinin 24/05/2023 tarihli beyan dilekçesi sunduğu, tarafların Mahkeme dışı sulh olduğu ve anlaşma doğrultusunda tüm alacaklarının davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği ve davalı yargılama giderleri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği görüldü.
Davalı vekilinin 02/06/2023 tarihli beyan dilekçesi sunduğu ve tarafların sulh olarak sulh bedelinin tamamının davacıya ödediklerini ve davacıdan yargılama ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği görüldü.
Taraf vekillerinin dilekçelerinden ve 07/06/2023 tarihli celse sırasındaki beyanlarından anlaşıldığı üzere tarafların dava konusu uyuşmazlık hakkında Mahkeme dışında anlaşarak davalının ödeme yapması ile eldeki davanın konusuz kaldığı anlaşılmış, yine taraf vekillerinin beyanlarından ve davalının ödeme yaptığı hususu da göz önünde bulundurulduğunda davacının dava açmakta haklı olduğu anlaşılmış, davacı taraf dava açmakta haklı olduğundan davanın konusuz kalması nedeniyle yargılama giderlerinden davalı taraf sorumlu olacak ise de her iki taraf vekili de karşılıklı olarak birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiğinden yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına ve davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraf vekilleri açıkça vekalet ücreti talepleri bulunmadığını buldurduğundan davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır