Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/27 E. 2022/740 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/27 Esas
KARAR NO:2022/740

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:12/01/2022
KARAR TARİHİ:26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait, listede belirtilen muhtelif plakalı araçlar ile gerçekleştirilen ihlalli geçişler nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emri, davalıya tebliğ edildiğini, Borçlu, “müvekkile hiç bir borcu bulunmadığı” gerekçesi ile müvekkil şirkete borcu olmadığını öne sürmek suretiyle borcun tamamına itiraz ettiğini, İtiraz konusu alacak hakkında takibin devamıamacıyla işbu dava ikame edilerek, Yapılan itirazın haksız ve yersiz olup itirazın iptali
gerektiğini, davalı takipte, müvekkil şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı iddiası ile asıl alacağa ve ferileri bakımından takibe itiraz ettiğini beyan etmiş ve takibi durdurduğunu, Bu
doğrultuda ihlalli geçiş vakıasına itiraz etmemiş olduğunun açık olduğunu, İİK’nın 50. Maddesi uyarınca para veya teminat borçu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanır. Bilindiği üzere tüm davalar için uygulanan yetki kuralı, genel yetki kuralı olup; buna göre genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir. Fakat; İşbu davada da olduğu gibi bazı davalarda ise genel yetkili mahkeme yanında başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır ki, bu da özel yetki kuralıdır. Bu noktada davacının genel yetki ile özel yetki kuralı arasından seçimlik hakkı vardır. HMK’nın 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için özel yetki kuralı öngörülmüş ve sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Somut olayda, müvekkil şirket tarafından işletilen otoyolun, geçiş bedeli karşılığında kullanması hususunda, taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10. maddesi uyarınca takipte akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğü de yetkilidir. Sözleşmeye göre akdin ifa yer yani hizmetin yapıldığı yer İstanbul olduğundan, takipte İstanbul İcra Daireleri ve İstanbul mahkemeleri yetkili olduğunu, ihlalli geçiş, Müvekkil Şirket tarafından yapımı ve işletmesi üstlenilen otoyolun geçiş ücreti ödenmeksizin kullanılması ve tahakkuk eden ücretin geçişi takip eden 15 (on beş) günlük kanuni ödeme süresi içinde de ödenmemiş olması anlamına geldiğini, Kullanıcılar bu 15 (on beş) günlük süre içerisinde sadece geçiş ücretini ödemekle yükümlü olduğunu, İlk 15 (on beş) günlük cezasız sürenin dolmasını müteakip ihlalli geçiş anında tahakkuk eden geçiş ücretinin 4 (dört) katı tutarında ceza muaccel hale geldiğini, Cezanın muaccel hale gelmesiyle birlikte Müvekkil Şirket tarafından Karayolları Genel Müdürlüğü’nden, otoyoldan ihlalli geçiş yapan ve 15 (on beş) günlük yasal süre içerisinde geçiş ücretlerini ödemeyerek cezaya düşen araçların sahiplik bilgileri talep edildiğini, Bu nedenle, Müvekkil Şirket yasal olarak araç sahiplik bilgilerine ceza muaccel hale gelmeden erişememekte ve dolayısıyla bu süre içerisinde borçlulara herhangi bir bildirim yapamamakta olduğunu, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 30.maddesinin 5. Fıkrasında (25/05/2018 tarihli ve 30431 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 18. Maddesinde tadil edildiği haliyle) “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir” düzenlemesi getirilerek Müvekkil Şirkete işletici şirket sıfatıyla geçiş tutarının 4 katı tutarındaki ceza tutarını genel hükümlere göre tahsil etme hak ve yetkisi verilmiştir. Otoyoldan ihlalli geçiş yapan aracın sahibinden, geçiş ücreti ile bu ücretin dört katı tutarında ceza, Müvekkil Şirket tarafından genel hükümlere göre yani özel alacak olarak tahsil edileceğini,Müvekkil Şirket kurması gereken ücret toplama sistemini Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından işletilen otoyollarda kullanılan OGS ve HGS sistemlerine ait etiketlerin etiket değişikliğine ihtiyaç duyulmadan kendi kuracağı ücret sisteminde de kullanılabilecek şekilde uyumlu tesis etmekle yükümlü olduğunu, Müvekkil Şirketin bu kapsamdaki sorumluluğu sadece geçiş esnasında, geçiş yapan araçlarda bulunan yeterli
bakiyeye sahip, sağlam ve çalışır durumdaki OGS ve HGS etiketlerinden etiket değişikliği gerektirmeyecek şekilde geçiş ücretinin tahsil edilmesi olduğunu, 6001 sayılı Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrası aşağıdaki şekilde mevcut halini almıştır: “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir” uygulandığını, 6001 sayılı Kanun’a Torba Kanun’un 19. maddesi ile eklenen “Geçici Madde 3” ise aşağıdaki gibidir: “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” Kısaca 7144 sayılı Torba Kanun ile Torba Kanun’un yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile ve sadece tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere, geçiş ücretinin geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki ceza; 4 katı olarak değiştirilmiş ve hazine payı uygulaması ortadan kaldırılmıştır. Bu doğrultuda, işbu davaya konu ihlalli geçişe/geçişlere ilişkin geçişe ait geçiş ücreti ve ceza tutarı Torba Kanun’un yürürlük tarihinden önce tahsil edilmediğinden uyuşmazlık konusuna ilişkin tutarlar 4 (dört) katı üzerinden takibe konu edildiğini, yukarıda arz ve izah olunan sebepler ve mahkemece resen dikkate alınacak nedenlerle her türlü delil sunma hakkımızı saklı tutarak; davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına ve borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin Davalı üzerinde bırakılmasına ve lehimize vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … Mobilya aleyhine başlatılan …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itiraz dilekçesinin tarafımızın vekilliği ile yapıldığını,
Dolayısıyla icra dosyasında vekaletinin olması sebebiyle, icra dosyasına konu işlerde (arabuluculuk, dava dilekçesi tebliği v.s.) vekil sıfatıyla kendilerine yapılması gerektiğini,
Zira “7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına dair yönetmeliğin 18. Maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılması zorunludur.” Denildiğinden, Bu sebeplerle de gerek usul ekonomisi açısından gerekse yasanın ilgili hükümlerinin uygulanması açısından davalı asile yapılan
tebligatların davalı vekili olarak tarafımıza çıkarılması gerektiği ve bundan önce yapılan arabuluculuk başvurusu ve dava şartı arabuluculuk son tutanağı ile dava dilekçesi tebliğinin tarafımıza yapılması gerektiğini, Zira dava şartı arabuluculuk son tutanağının tarafımıza tebliğ edilmemesi ve tarafımızın vekil olarak kaydedilmemesi ile geçersiz sayılmasına ve
dava şartı olması sebebiyle de davanın reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazlarında ilk olarak yetkiye itiraz edildiğini, Zira müvekkil şirketin adresi gerek yapılan tebligat, gerekse icra ve mahkeme dosyası ile davacı tarafın dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere Zonguldak ili Devrek ilçesidir. Fakat davacı tarafça icra dosyası yetkili icra müdürlüğüne gönderilmemiş, yeniden tebliğ edilmemiş ve direk itirazın iptali talep edilerek usul hatası yapılmış olduğunu, Dolayısıyla açılan itirazın iptali davası da yetkisiz bir mahkeme olan Sayın mahkemenizde açılmış olup davanın yetkisizlik ve görevsizlik kararı verilerek reddedilmesini talep edip , yetkiye itiraz ettiklerini, davacı tarafından yapılan icra takibi (…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası) ve açılan davada dilekçesi ve ekleri ile takibin ve davanın konusu
olarak plakaları belirtilen araçlara ilişkin hiçbir belge,tutanak, fotoğraf veya evrak bulunmadığını, Geçiş ihlalinin hangi tarihte yapıldığı, hangi araç ile yapıldığı, aracın plakası takipte belirtilmediğini, Sadece araçların müvekkil şirket tarafından işletilen otoyoldan ihlalli geçişleri sebebiyle tahakkuk eden geçiş ücreti ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin dört katı tutarındaki cezadır açıklamasına dayandığını, Müvekkil şirkete ait bir çok araç olup aynı zamanda da müvekkil şirkete ait araçlardan hiçbirinin de kaçak geçiş yapması veya ihlali mümkün olmadığını, Zira araçların tamamında HGS bulunduğunu, Kaçak geçiş veya ihlal yapılması onanaksız olduğunu, Bu sebeplerle de davacı taraf haksız ve kötü niyetle icra takibi yapmış ve dava açtığını, davacının kötü niyetli olduğundan hiçbir şüphe olmayıp, Bu sebeple icra dosya alacağının %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep ettiklerini, Yukarıda açıklanan nedenlerle; Fazlaya dair her türlü yasal haklarının saklı kalması kaydıyla; Öncelikle Mahkemenizin yetkisiz mahkeme olması sebebiyle yetkisizlik kararı verilmesi ile dosyanın yetkili mahkeme olan Devrek Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini; Davalı asile yapılan usulsüz tebligat ve arabuluculuk son tutanağının iptali ile vekil sıfatıyla 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 11 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına dair yönetmeliğin 18. Maddeleri gereğince tebligatların taraflarına yapılmasını, bu sebeple de usulsüz olan arabuluculuk son tutanağının iptali ve zorunlu dava şartı olması sebebiyle, davanın reddine karar verilmesini, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası alacağının %20’ sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davanın; İhlalli geçişten kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … Limited Şirketi olduğu, takibin 507,25-TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının ihlalli geçişten kaynaklanan geçiş ücreti para cezasına ilişkin olduğu, 14/11/2020 tarihli ödeme emrinin 07/12/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 09/12/2020 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Uğur Karadavut tarafından imzalı 30/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya muhteviyatının tamamı analiz edilp, incelenip ve yapılan değerlendirmeler neticesinde aşağıda ayrıntılı olarak açıklaması ve tabloda belirtildi; Anapara Kaçak Geçiş Bedeli-101,45 TL, Kaçak Geçiş Bedeli 4 Katı Ceza Tutarı-405,80 TL, Anapara + 4 Katı Ceza Tutar Toplamı-507,25 TL, 3095 Sayılı Faiz Yasası Dönemlik Yığılmış Avans Faiz Tutar-133,22 TL, Kaçak Geçiş + 4 Katı Ceza + Faiz Toplamı-640.27 TL, Kdv 9618-23.98-TL, Takiple İstenebilir toplam alacak bedeli-664,45 TL olarak hesaplandığından Davalı … Limited Şirketi’nden takiple istenebilir güncel toplam alacağın 664,45 TL olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … Limited Şirketi olduğu, takibin 507,25-TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının ihlalli geçişten kaynaklanan geçiş ücreti para cezasına ilişkin olduğu, 14/11/2020 tarihli ödeme emrinin 07/12/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 09/12/2020 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 12/01/2022 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan CD içeriğine göre hazırlanan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davalıya ait…plakalı aracın toplam 9, … plakalı aracın toplam 1 ihlalli geçiş yaptığı ve bu ihlalli geçişler nedeniyle geçiş ücretleri toplamı 101,45-TL, gecikme cezası toplamı 405,80-TL olmak üzere toplam 507,25-TL olduğu belirlenmiş, bilirkişi raporunda her ne kadar işlemiş faiz hesabı yapılmışsa da takip talebinde işlemiş faiz talebinin bulunmadığı anlaşıldığından bu husustaki hesaplamaya itibar edilmeyerek, davalıya ait araçların ihlalli geçiş ücretlerinin ödendiğine dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi belgenin bulunmadığı dikkate alındığında davacının davalıdan talep edebileceği tutarın 507,25-TL ihlalli geçiş ücreti olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile toplam 507,25-TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının 507,25-TL asıl alacak üzerinden iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa talep gibi yıllık %9 ve değişen oranlarda faiz işletilmek suretiyle takibin devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 101,45-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Peşin alınan harç, karar tarihi itibariyle alınması gereken harcı karşıladığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 80,70-TL peşin harç, 11,50-TL vekalet harcı, 61,00-TL tebligat/ posta gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.233,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 507,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır