Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/267 Esas
KARAR NO :2023/792
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/04/2022
KARAR TARİHİ:15/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile şahıs firması olan davalı arasında, mal satım faturalarından kaynaklı ticari ilişkinin bulunduğunu, bu kapsamda, tedarikçi olan müvekkili tarafından, davalı tarafa ait büro mobilyaları imalathanesine ham madde (demir boru profil) satımı yapıldığını, buna ilişkin faturaların Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) e-fatura ve e-arşiv sistemi üzerinden davalı tarafa tebliğ edildiğini, faturaların herhangi bir itiraza uğramadığını, davalı tarafın banka transferi yoluyla iş bu faturalara mahsuben kısmi ödeme yaptığını, mezkur ödemelerin müvekkili şirket tarafından mahsup edildiğini, nizami olarak ticari defterlere kaydedilen tüm bu borç-alacak hareketlerinin neticesinde, davalı tarafın müvekkiline takip tutarı kadar borçlu kaldığını, arabulucu son görüşme tutanağından görüleceği üzere, borçlu – vekili meslektaşının iyi niyetli çabasına da rağmen, borçlu asilin “ticari ilişkiyi kabul etmemesi nedeni ile” külliyen inkâr yolunu seçtiğini, müvekkilinin davalıya öz veriyle hizmet verdiğini, ödenmeyen borç bakiyesinin kaynağını oluşturan ham madde fiyatının, son dönemde küresel emtia fiyatlarındaki artış nedeniyle üç katına çıktığını, ödenmeyen borçtan başka müvekkilinin ciddi bir zararının da oluştuğunu, bu nedenle davalıya ayrıca munzam zarar davasının açılacağını, Esasen salt GİB veri tabanı ve banka kayıtlarına bakıldığında, ortada inkâr veya itiraz edilecek bir durum bulunmadığı, ilişkiyi inkâr eden davalı borçlunun açıkça kötü niyetli olduğunun görüleceğini, bununla birlikte fatura ve ticari defterlerden kaynaklanan alacağın likit olduğunu belirterek, munzam zarara ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ….İcra Müdürlüğü’nün, … dosyasından yapılan takibe vaki itirazın iptaline, davalı borçlunun 9o 20’den aşağı olmamak üzere İcra inkâr tazminatına mahküm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde ifade edilen beyanların gerçeği, ortada bir borcun bulunmadığını, davacı tarafın faturaları öne sürdü; içinde itiraz edilmediğini belirtmişse de Yargıtay kararları ışığında görüleceği üzere, itiraz edilmemesinin fatura verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğunun kabul edildiği şeklinde bir karine oluşturmadığını, zira bir sözleşmeye dayanmayan faturanın soyut olarak muhatabına gönderilmesi ve muhatabın faturaya itiraz etmemiş olmasının onun kesinleştiği sonucunu doğurmadığını, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu Madde 21’de faturanın tanımı verilmiş olup, faturanın tebliğinden itibaren 8 günlük itiraz süresi ve süresinde itiraz edilmediği takdirde ilgili fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının hüküm altına alındığını, fatura içeriğine 8 gün içerisinde itrazda bulunulmadığı takdirde sadece faturada belirtilen verilerin doğru olduğu anlamının doğmakta olduğunu, faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabulü anlamını gelmediğini, Uyuşmazlık halinde, işin yapılmış olduğunun, eğer fatura konusu mal ise teslim edilmiş olduğunun kanıtlanmasının gerektiğini, müvekkiline takibe konu faturada belirtilen 20*40*1.00 PROFİL BORU (OVAL) cinsindeki malların teslim edilmediğini ve müvekkilinin de fatura karşılığını, mal teslimi gerçekleşmediği için ödeme gerçekleştirmediğini ve haklı olarak kötü niyetli icra takibine itiraz ettiğini, satış sözleşmelerinde malın teslim edildiğinin, teslim makbuzu, sevk irsaliyesi, irsaliyeli fatura ile ispat edileceğini, kuşkusuz, bu belgelerin imzalı ve imzaların, alıcıya veya alıcının çalışanına ait olmasının gerektiğini, imzanın alıcı veya çalışanı yanında, başka biçimde teslim almaya yetkili sayılabilecek kişiye ait olup olmadığının da değerlendirilmesinin gerektiğini, diğer taraftan, alıcı tarafından Vergi Dairesi’ne bildirilen BA-BS formlarının da fatura kapsamındaki malın teslim edildiğini gösterdiğini, ancak her fatura ve her tarafın BA-BS bildirim yükümlülüğüne sahip olmadığını, BA-BS bildirim yükümlülüğündeki limit KDV hariç 5.000 TL iken; e-arşivde mükellefler arasında limitin vergiler dâhil toplamı 5.000 TL’yi geçen faturalar olduğunu, bu sebeple yine alacaklı olduğunu iddia eden tarafın BA-BS bildirim yükümlülüğüne girmeyen malı teslim ettiğini yazılı belge ile ispat etmek zorunda olduğunu,belirtilen Yargıtay kararları doğrultusunda, davacının öncelikle müvekkili şirket ile ticari ilişkisini, mevcut sözleşme şartlarını, mevcut sözleşme şartlarına uygun ifayı/ faturanın verilmesine neden olan işin yapılmış olduğunu, fatura bedeli kadar iş yapıldığını, yapılan işi eksiksiz ve tam olarak müvekkili şirkete teslim ettiğini, yükümlülüklerini yerine getirdiğini ispatlaması, faturayı dayanaklandırması gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine, müvekkili lehine % 20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin …, İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 201.731,28-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının faturalardan kaynaklanan bakiye alacak ve cari hesap ekstresi olduğu, 03/03/2022 tarihli ödeme emrinin 25/03/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 25/03/2022 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Mali Müşavir Bilirkişi …29/03/2023 tarihli raporunda özetle; Bilirkişi görev tanımı ve uzmanlık alanı ile sınırlı olarak yapılan incelemeler sonucunda; Usulüne uygun davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre; 01.09.2021 tarihi itibariye davalı borcunun 203.731,65 TL olduğu, anılan tutarın takibe konu edildiği, Davalı borcunun, 2021 yılında düzenlenmiş olan davacı fatura bedellerine karşılık davalı tarafça yapılmış kısmi ödemelerden kaynaklandığı, Davalının, faturaların tebliğ edilmediği yönünde itirazının bulunmadığı, ürünlerin taraflarına teslim edilmediğini iddia ettiği, Faturalara dayanak olarak sunulan sevk irsaliyelerinin tarih, cins ve miktar olarak faturalarla uyumlu olduğu, fatura içeriği ürünlerin; … … ve … … plakalı araçlarla davalı adresine sevk edildiği, ancak, araç şoförlerince düzenlenmiş “Taşıma İrsaliyeleri” nin bulunmadığı, Taşıma irsaliyelerinin sunulması halinde; ürünlerin davalı firmaya teslim edilip edilmediği hususunun açıklığa kavuşacağı tespit ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir Bilirkişi …29/03/2023 tarihli raporunda özetle; Bilirkişi görev tanımı ve uzmanlık alanı ile sınırlı olarak yapılan ek incelemeler sonucunda; usulüne uygun davacı şirket ticari defter kayıtlarına göre; 01.09.2021 tarihi itibariye davalı borcunun 201.731,65 TL olduğu, anılan tutarın takibe konu edildiği, davalı borcunun, 2021 yılında düzenlenmiş olan davacı fatura bedellerine karşılık davalı tarafça yapılmış kısmi ödemelerden kaynaklandığı, Davalı tarafça ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, Davacı faturalarına dayanak sevk irsaliyelerinin tarih, cins ve miktar olarak faturalarla uyumlu olduğu, fatura içeriği ürünlerin; … … ve … … plakalı araçlarla davalı adresine sevk edildiği, ancak, araç sahiplerince düzenlenmiş olması gereken “Taşıma İrsaliyeleri” nin bulunmadığı, Taşıma irsaliyesinin, nakliye sektöründe, ide veya sonrasında çıkabilecek her problem için kanıt niteliği taşıdığı, irsaliye içeriği malların imza karşılığı alıcıya teslim edildiği, uygulamada ise, araç sahiplerince taşıma irsaliyesi düzenlenmemesi yönünde teamülün de olduğu, davalının, faturaların tebliğ edilmediği yönünde itirazının bulunmadığı, bir kısım ürünlerin taraflarına teslim edilmediğini iddia ettiği, ancak; Davalının faturalara itiraz ettiğini gösterir herhangi bir belgenin bulunmadığı, Davalı tarafça düzenlenmiş iade faturasının da bulunmadığı, Teslim edilmediği iddia edilen malların hangi irsaliye içeriği mallar olduğu ve miktarını açıklığa kavuşturulacak belge ve bilginin de sunulmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
… İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … olduğu, takibin 201.731,28-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının faturalardan kaynaklanan bakiye alacak ve cari hesap ekstresi olduğu, 03/03/2022 tarihli ödeme emrinin 25/03/2022 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 25/03/2022 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 19/04/2022 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan deliller, takip dosyası ve incelenen ticari defter ve dayanağı belgeler kapsamında düzenlenen bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacının incelenen kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında son işlem tarihinin 01/09/2021 olduğu, anılan bu tarihin takip başlangıç tarihinden evvel olduğu ve taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalı adına düzenlediği faturaların davacı defterlerine kayıtlı olduğu, davalı taraf her ne kadar faturaya konu ürünlerin teslim edilmediğini iddia etmişse de davalının faturaların tebliğ edilmediğine dair bir itirazı bulunmadığı gibi fatura içeriklerine süresi içerisinde itiraz edildiğine yahut fatura içeriği ürünlerin teslim edilmediğine ve bu hususta davacıya bildirimde bulunulduğuna dair dosya kapsamında sunulan herhangi bir delil veya belge bulunmadığı belirlenmiş, ayrıca taşıma irsaliyelerinin bulunmadığı belirlenmişse de ek raporda bilirkişi tarafından da uygulamada araç sahiplerince düzenlenmemesi yönünde teamül olduğu ifade edilmiş ve taşıma irsaliyesinin düzenlenmemesinin başlı başına malların teslim edilmediği iddiasını ispata yaramadığı değerlendirilmiş, ayrıca bilirkişi kök raporunda davacının son işlem tarihi olan 01/09/2021 tarihi itibariyle davalıdan 203.731,65-TL cari hesap bakiye alacağı bulunduğu, ek raporda ise bu tutarın 201.731,65-TL olduğu, kök ve ek raporlar arasındaki tutar farklılığının sebebinin ise ek raporun 4. Sayfasında belirtildiği üzere 2020 yılından devreden davalı borç bakiyesinin sehven 2.000,00-TL fazla yazılmasından kaynaklandığı ve devreden doğru bakiye olan 12.656,45-TL esas alındığında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 201.731,65-TL alacaklı olduğu ancak takip talebinde daha az olarak 201.731,28-TL alacak talebinde bulunduğu, davalının itirazının haksız olduğu değerlendirildiğinden davalının takibe itirazının iptaline ve takibin aynı koşullarla devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturalar ile cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacak likit olduğundan, hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin aynı koşullarla devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 40.346,26-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 13.780,26-TL harçtan peşin alınan 2.436,68-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.343,58-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 2.436,68-TL peşin harç, 11,50-TL vekalet harcı, 276,00-TL tebligat/ posta gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.804,88-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 31.024,24-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır