Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/24 E. 2023/101 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/24 Esas
KARAR NO 2023/101

DAVA:Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ:11/01/2022
KARAR TARİHİ:10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davanın esasına girilmeden önce usule ilişkin beyanların sunulduğu, müvekkilinin şirketinin Almanya’da faaliyet gösteren … … isimli şahıs şirketi olduğunu, davacı müvekkil tarafından 08.06.2021 tarihinde Almanya’da restaurant olarak faaliyet gösterecek işletmede kullanılmak üzere davalı şirket ile görüştüğü 14.05.2021 tarihli teklifi aldığı, daha sonra davalı taraf adına 08.06.2021 tarih 56 no.lu 24.877,00 fatura kestiğini, daha sonra 08.06.2021 tarihinden itibaren 860, 10.000 ve 14.000 Euro ödeme yaptığını, taşıma için 3.900 Euro gönderdiğini, satış sözleşme konusu ürünlerin 22.06.2021 tarihinde teslim alındığını, söz konusu ürünlerin sözleşmeye göre sahip olması gereken nitelikleri taşımadıkları, anlaşılan örneğe aykırı olduklarının fark edildiği, davalı şirket sahipleri 17.07.2021 tarihinde Almanya’ya geldikleri ve yerinde inceleme yaptıkları, yapılan inceleme sonucu eksiklikleri tespit ettikleri, hatta konvansiyonlu fırın, sipariş edilen fırın olmadığını ve bunun geri alınacağını davalı tarafın taahhüt ettiğini, buna istinaden faturada yazılı fırının listeden çıkartıldığını, davalı tarafından 04.08.2021 tarihinde 2.380,00 Euro müvekkile iade edildiğini, davalı taraf hatalı mutfak ekipmanları iadesi için davalının Almanya’daki temsilcinin telefonlarını verdiğini, tüm bunlara rağmen söz konusu sözleşmeye aykırılıkların telafisi adına herhangi bir adım atılmadığını, 28.08.2021 tarihinde firmaya mail gönderildiği, ayrıca pizza fırını arızalı olduğunu, müvekkili 36 kalemden oluşan faturadaki ürünlerden 4 kalemi iade etmediğini, müvekkiline C-06 Konvansiyonlu fırın için 2.380,00 Euro iade edildiğini, toplam satış bedeli 24.877 Euro’dan bu ürün düşüldüğünde 20.139 Euro kaldığını, dava değeri 20.139,00 Euro ile 3.900,00 Euro taşıma bedeli toplam 24.039,00 Euro olduğunu, belirtilen nedenlerle ayıplı malların iade ve teslimi ile ilgili masrafları davalı tarafından karşılanmak üzere davalıya iadesine, 20.139,00 Euro iade etmek istediğimiz ayıplı ürünler ile 3.900 Euro taşıma bedeli toplam 24.039,00 Euro’nun 28.08.2021 tarihinden itibaren devlet bankalarınca Euro mevduata uygulanan en yüksek Banka mevduat faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde: Davacı, davalı tarafından satılan ürünlerin ayıplı olduğunu iaddi atmekte ise de bu iddiasının tamemen mesnetsiz olduğunu, teslim edilen mallarda hiç bir surette ayıp bulunmadığını, sözleşmeye aykırılık halinin de gerçeği yansıtmadığını, ayıplı olduğunu iddia eden tarafın iddiasını somut delillerle ispatlaması gerektiğini, ticari satımlarda muayenne ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin olarak ise özel bir düzenleme getirildiğini, TTK 23/1-c maddesinde açıklandığını, gerek davacı gerekse davalı TTK hükümlerine tacir sayıldıkları ve satış konusu ürünlerin de tarafların ticari faaliyetini ilgilendirdiği nazara alındığında, olay açısından gerekli ayıp ihbarının TTK madde 23’te öngörülen süreler içinde TTK madde 18/3 te sayılan vasıtalarla yapılıp, yapılmadığının tetkiki gerektiğini, 22.06.2021 tarihinde dava konusu ürünleri teslim aldığını, dava dilekçesinde açıkça ikrar eden davacının TTK madde 23’te şart koşulan sürelerde ayıp ihbarında bulunmadığını, TTK madde 18/3 hükmüne uygun olarak, e-mail yollamak sureti ile gerçekleştirdiği yeğane ayıp ihbarının ise 28.08.2021 tarihine, yani ürünlerin tesliminden 2 ay sonrasına denk düştüğü nazara alındığında her koşulda yasal süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık, davalı ile davacı arasında akdedilen “milletlerarası satım sözleşmesine” istinaden davalı/satıcı tarafından davacı/alıcıya satılıp teslim edilmiş olan malların ayıplı olup olmadıkları; eğer ayıplı iseler davacının sözleşmeden dönmeye, satım bedelinin iadesini ve uğramış olduğu zararın (taşıma bedeli masrafının) tazminini talebe hak kazanıp kazanamadığı talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davada; Arabuluculuk Son Tutanağı, 14.05.2021 Tarihli Teklif Formu, Hesap Hareketleri Dökümü, 08.06.2021 Tarihli E-Fatura, 28.08.2021 Tarihli Mail Dökümü, ödeme dekontları, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi, yemin vs. her türlü delile dayanmıştır.
Davacı vekilinin sunmuş olduğu 17.02.2023 tarihli beyan dilekçesi ile; dosyanın 10.02.2023 tarihli, 4 numaralı celsesinde davamızın kabulü ile, 24.039,00-Euro’nun 28/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verildiği, duruşmada sair hususların gerekçeli kararda belirtileceği hüküm altına alındığından ayıplı malların teslimi ile ilgili işbu dilekçenin verilmesi zarureti hasıl olduğu, şöyle ki: dava süresince detaylı olarak belirttikleri üzere, müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyen ve bedelini talebe hak kazandığı ayıplı malların davalıya iade edilmesi gerektiği, müvekkili şirketin, ayıplı malları iade etme borcu, davacının satım sözleşmesinden dönmesi üzerine doğduğu, TBK madde 89/3 “Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” hükmü gereğince bu borcun, borcun doğumu sırasında borçlunun ticari yerleşim yeri (işyeri) neresi ise orada ifa olunması gerektiği, bu tür borçlar doktrinde “aranılacak borçlar” olarak nitelendirildiği, müvekkili şirketin ticari yerleşim yerinin (işyerinin) Almanya’da bulunduğu, bu nedenle, bu borcun (ayıplı malları iade etme borcunun) müvekkili şirketin Almanya’daki ticari yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiği, dolayısıyla da davalı tarafın ayıplı malları, Almanya’daki ticari yerleşim yerinde teslim alması gerektiği, tüm bu nedenlerle mahkemenin gerekçeli kararında ayıplı malların teslimi ile ilgili talebimiz gibi hüküm kurulmasını talep ettikleri, şöyle ki: dava konusu ayıplı mallara ilişkin 08.06.2021 tarih, … nolu faturada yer alan 20.139 Euro meblağlı aşağıda detayları yazılı ayıplı malların müvekkilin ticari yerleşim yeri olan Schoellerstraße 33, 53783 Eitorf, Almanya adresinden masrafı davalı tarafından karşılanarak teslim alınmasına, bu hususta davalıya 30 (otuz) günlük süre verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 22/08/2022 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle; Dava konusu ürünlerin tamamında açık ve gizli ayıpların birlikte bulunduğu ve tadil edilerek uygun hale getirilmesinin mümkün olmadığı; Davacının teknik yönden bütün ürünleri iade edebilmesinin ve ürün bedeli, navlun bedeli, havale masrafları karşılığı yapılan bütün ödemelerin faizi ile talep edilebilmesi gerektiği ancak hukuken mümkün olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu; Davacı şirket davalı şirketten verdiği sipariş ile taşıma dahil 24.875,00 Euro ödeme yaptığı, ürünlerden fırının hatalı olduğu kabul edilerek 2.380,00 Euro’nun davacı şirkete iade edildiği, değeri 2.356,00 Eur olan üç adet ürünün de iade edilmeyeceğinin beyan edildiği dikkate alındığında davacı şirkete 24.875,00 – (2.380,00+2.356,00) = 21.039,00 Eur ürün bedeli ile davacının ürünleri teslim için dava dışı … şirketine ödediği 3.900,00 Eur taşıma ücreti olmak üzere toplam 24.039,00 Euro’nun davacı şirkete iade edilmesi gerektiği, Kabul edilecek tutara önceki bölümde açıklandığı üzere dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği Kamu Bankalarınca Euro üzerinden açılan 1 yıl vadeli Döviz Tevdiat hesabına fiilen uygulanan en yüksek oran üzerinden faiz yürütülmesi gerektiği,
Bilirkişinin 22/12/2022 tarihli ek raporunda özetle; Davacının davalıdan, takip tarihi itibariyle, 24.039,00 Euro ve 3.900,00 Euro tutarında alacağı bulunduğu; bu alacaklarının talebi gibi, 28.08.2021 tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi (3095 Sayılı Faiz Kanunu md.4/a) ile birlikte tahsili gerektiği; Ayrıca davacının, kabul etmediği ve bedelini talebe hak kazandığı ayıplı malları davalıya iade etme borcu altına girdiği; bu borcun (ayıplı malları iade etme borcunun) davacının Almanya’daki ticari yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiği, dolayısıyla da davalının, ayıplı alları davacının Almanya’daki ticari yerleşim yerinde teslim alması gerektiği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bilirkişi kök raporu ve ek raporu birlikte değerlendirildiğinde dava konusu uyuşmazlık, davalı ile davacı arasında akdedilen “milletlerarası satımsözleşmesine” istinaden davalı/satıcı tarafından davacı/alıcıya satılıp teslim edilmiş olanmalların ayıplı olup olmadıkları; eğer ayıplı iseler davacının sözleşmeden dönmeye, satımbedelinin iadesini ve uğramış olduğu zararın (taşıma bedeli masrafının) tazminini talebe hak kazanıp kazanamadığı noktalarında toplandığı,
Davalı/satıcı ile davacı/alıcı arasında, Milletlerarası Satım Sözleşmesi akdedilmiş ve sözleşme konusu mallar (davacı/alıcı tarafından sipariş edilen mallar) davalı/satıcı tarafından davacı/alıcıya teslim edildiği, davacı, davalı tarafından satılıp kendisine (davacıya) teslim edilmiş olan malların ayıplı olduklarını iddia etmekte ve satım bedelinin iadesini (yani sözleşmeden dönmeyi) ve yapmış olduğu taşıma masraflarının tahsilini (yani uğramış olduğu zararın tazminini) talep ettiği,
Davalı Karacasan’ın davacıya ilettiği 14.05.2021 tarihli teklif kapsamındaki, 7 sayfadan oluşan 39 ürüne ait, 24.875 Euro tutarındaki teklif mektubu kapsamındaki ürünlerin teknik bilirkişi tarafından incelendiği, teklif mektubunda ürünlerin kodları, özellikleri, boyutları, ağırlıkları, kroki olarak görünüşleri, adedi, birim fiyatı ve toplam tutarı görüldüğü, Alman eksper tarafından hazırlanan 09.03.2022 tarihli, 46 sayfadan oluşan rapor incelendiğinde; raporun her sayfası 2 bölümden oluştuğu, sayfanın sol tarafında, davalının teklif mektubundaki ürünün özellikleri açıklandığı, sayfanın sağ tarafına mevcut ürünün fotoğrafı konulmuş, adı, boyutları, ağırlığı yazılmış ve tespit edilen uyumsuzluklar yazıldığı, bir örneğinin şu şekilde belirtildiği,Bütün ürünler için tek tek, teklif ile uyumsuzlukları, Alman DIN standartlarına uygunsuzlukları ve fonksiyonel olarak olumsuzlukları sayıldığı, Türkiye’deki TSE standartlarının karşılığı Almanya’da DIN Standartları olduğu, Türkiye’de hiçbir ürün TSE standartlarına aykırı olamayacağı, Avrupa Birliği standartları TSE standartlarını ortadan kaldırmamış veya geçersiz hale getirmediği, TSE standartları AB standartlarına uygun hale getirilerek yürürlükte kaldığı, benzer şekilde Almanya’da hiçbir ürün DIN standartlarına aykırı olamayacağı, Almanya teknik yönden çok güçlü olduğu için büyük çoğunlukla Alman DIN standartları Avrupa Birliği standartı haline geldiği, uzman raporunda cihazların DIN EN 454 – DIN 18851 – 18852 – 18856 – 18860 – 18861 – 18871 – 10516 standartlarına aykırı olduğu tespit edildiği, DIN standartlarına aykırı ürünlerin Almanya’da kullanılamayacağı, bütün dünyada, gıda ile temas eden malzemeler paslanmaz olmak zorunda olduğu, mevcut ürünlerin SAE 430 kalite paslanmaz çelik olduğu tespit edildiği, SAE 430 kalite paslanmaz çelikler ferritik sınıfı paslanmaz çeliktir ve içinde nikel ve molibden elementleri bulunmadığı için daha ucuzdur ancak paslanmaya karşı dirençleri de zayıf olduğu, Alman DIN standartlarına göre gıda ile temas eden malzemeler SAE 304 kalite paslanmaz çelik olmak zorunda olduğu, SAE 304 kalite paslanmaz çelikler ostenitik sınıfı paslanmaz çelikler olduğu, içinde nikel ve molibden elementleri bulunduğu, pahalı olduğu, ancak paslanmaya karşı dirençlerinin yüksek olduğu, malzeme kalitesini, paslanmaz malzemeler arasındaki farkları ve nasıl ayrılabileceğiniiyi eğitimli normal vatandaşlar ve mühendislerin de büyük çoğunluğu bilemeyeceği için yanlış malzeme kullanımı gizli ayıp niteliğinde olduğu, davacının, kabul etmediği ve bedelini talebe hak kazandığı ayıplı malları davalıya
iade etme borcu altına girdiği, bu borcun (ayıplı malları iade etme borcunun) davacının Almanya’daki ticari yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiği, dolayısıyla da davalının ayıplı
malları davacının Almanya’daki ticari yerleşim yerinde teslim alması gerektiği,Dava konusu ürünlerin tamamında açık ve gizli ayıplar birlikte bulunmakta olup tadil edilerek uygun hale getirilmesi mümkün olmadığı, davacı şirket davalı şirketten verdiği sipariş ile taşıma dahil 24.875,00 Euro ödeme yaptığı, ürünlerden fırının hatalı olduğu kabul edilerek 2.380,00 Euro’nun davacı şirkete iade edildiği, değeri 2.356,00 Eur olan üç adet ürünün de iade edilmeyeceğinin beyan edildiği dikkate alındığında davacı şirkete 24.875,00 – (2.380,00+2.356,00) = 21.039,00 Eur ürün bedeli ile davacının ürünleri teslim için dava dışı … şirketine ödediği 3.900,00 Eur taşıma ücreti olmak üzere toplam 24.039,00 Euro’nun davacı şirkete iade edilmesi gerektiği ve dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereği Kamu Bankalarınca Euro üzerinden açılan 1 yıl vadeli Döviz Tevdiat hesabına fiilen uygulanan en yüksek oran üzerinden faiz yürütülmesi gerektiği hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE, 24.039,00-Euro’nun 28/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca Euro ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek mevduat faizi işletilmek suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davalının, dava konusu ayıplı
malları davacının Almanya’daki ticari yerleşim yerinde teslim almasına,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 25.650,32 TL harçtan peşin alınan 6.412,59 -TL harcın mahsubu ile bakiye19.237,73 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı, 6.412,59 -TL peşin harç, 11,50 vekalet harcı, 3.250,00 -TL bilirkişi ücreti, 249,00 -TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 10.003,79 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 55.569,83 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır