Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/210 E. 2022/753 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/210 Esas
KARAR NO:2022/753

DAVA:Tespit
DAVA TARİHİ:29/03/2022
KARAR TARİHİ:01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı tarafça düzenlenmiş olan kambiyo senedinin vade tarihinde ifa edilmemesi üzerine ilgili senede dayanarak davacı ve dava dışı … ve Ticaret A.Ş. aleyhinde …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, ilgi icra dosyası ilk olarak 21/12/2016 tarihinde yenilenerek … esası daha sonra ise 23.01.2020 tarihinde yenilenerek … esası aldığını, davalı taraf …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra dosyasının zamanaşımına uğradığı iddiası ile …. İcra Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası ile ilgili icra dosyasına ilişkin olarak İcranın Geri Bırakılması davası açtığını, yapılan yargılama neticesinde açılan davanın reddine karar verildiğini, davalı taraf verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğunu, istinaf incelemesi neticesinde; “davacı … yönünden 09/02/2015 tarihinden sonra 04/07/2018 tarihli haciz talebine kadar 3 yıllık süre içerisinde zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı görülmüş olup, “gerekçesi ile yerel mahkemede açılan davanın kabulüne karar verildiğini, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 2020/2775 Esas sayılı kararına karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, Adli Tatil süresi içerisinde temyiz süresi işlediğinden temyiz süresinin dolmasından sonra davacı müvekkilinin yaptığı temyiz talebinin reddine karar verildiğini, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesinde esnasında 09/02/2015 tarihinden sonra 04/07/2018 tarihleri arasından gönderilmiş olan taleplerin gözden kaçırıldığını, 26.12.2016 tarihinde borçlu … hakkında haciz talebinde bulunulduğunu, 26.12.2016 tarihinde borçlu … yönünden haciz talep edildiğinden dolayı davalı … yönünden …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası zamanaşımına uğramadığını, … yönünden icra dosyasının İİK’nun 33-A maddesi uyarınca zamanaşımına uğramadığının tespiti için işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu sebeplerle; …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının davalı yönünden zamanaşımına uğramadığının tespitine, icra takibinin devamına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi özetle: Huzurdaki dava haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını, davaya konu olan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas (Yeni Esas No: … Esas) sayılı dosyasının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi için …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, ilgili davada …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararıyla her ne kadar yerel mahkeme tarafından dava reddedilmişse de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2020/2775 Esas ve 2021/1819 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararı kaldırılmış ve “davanın kabulü ile …. İcra Müdürlüğünün … Esas (Eski No: … Esas) sayılı dosyasında davacılar aleyhine başlatılan takibin icrasının zamanaşımı nedeni ile geri bırakılmasına” karar verildiğini ve ilgili kararın kesinleştiğini, davacı tarafın kesin hüküm bulunan bir konuda tekrardan mahkeme nezdinde dava açması hukuka aykırı olduğunu, dolayısıyla, huzurdaki davanın öncelikle bu hususta kesin hüküm bulunması nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca icra takibinin zamanaşımına uğramasına ilişkin bir davada görevli mahkemenin icra hukuk mahkemesi olduğunu, buna rağmen, davacı tarafın hakkında icra mahkemesi tarafından kesin hüküm verilmiş bir konuda Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde dava açmasının mümkün olmadığını, açılan davanın görev yönünden de reddi gerektiğini, Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan bu dava öncesinde davacı tarafın arabuluculuğa başvurmamış olması dikkate alındığında davacı tarafın davasının zorunlu arabuluculuk dava şartını sağlamamış olması nedeniyle de reddi gerektiğini, davaya konu icra takibinin zamanaşımına uğramış olduğunu, bu hususun kesin hükümle sabit olduğunu, dolayısıyla, huzurdaki davanın esas bakımından da reddinin gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, haksız davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.’nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Somut olayda davacı, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasının davalı yönünden zamanaşımına uğramadığını tespitine, icra takibinin devamına, İİK 71 ve 33/a-2 maddeleri uyarınca alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığının tespiti ve icra takibinin devamına karar verilmesi talebinde bulunmuş olup, İİK 33/2-a maddesinde davanın umumi mahkemelerde açılacağının hüküm altına alındığı,
Madde 33/a – (Ek: 18/2/1965-538/18 md.)
İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.Alacaklı, icranın geri bırakılması kararının kesinleştiğinin kendisine tebliğinden sonra,zamanaşımının vakı olmadığını ispat sadedinde ve 7 gün içinde umumi mahkemelerde dava açabilir. Aksi takdirde icrası istenen ilamın zamanaşımına uğradığı hususu kesin hüküm teşkil eder. icranın devamına karar verilmesi halinde 33 üncü maddenin son fıkrası burada da uygulanır.
Davanın ise genel görev ve yetkili olmayan ticaret mahkemesinde açıldığı, iş bu davanın dayanağı kambiyo senedine dayansa da İİK 33/a-2 maddesinin açık hükmü gereğince TTK kapsamında görülmesi gereken bir dava olmadığı, Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 12/11/2015 tarih, 2015/4155 Esas 2015/14678 Karar sayılı içtihadının da bu yönde olduğu, görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan,iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.( İstanbul 37 BAM 2020/1760 Esas 2021/659 Karar sayılı karar) Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)HMK ‘nun 114/(1)-c ile 115/(2) madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,

3-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten itibaren, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesini talep ettikler takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtarına,
4-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine ,
Davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi. 01/11/2022

Katip …
(E-imzalı)

Hakim …
(E-imzalı)