Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/164 E. 2022/301 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/822 Esas
KARAR NO :2022/223

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:28/01/2008
KARAR TARİHİ:25/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin matbaacılık sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalıların bu şirkette hizmet akdine bağlı olarak çalıştıklarını, her birinin farklı tarihlerde iş akdini feshetmek istediğini ve şirket yönetimine başvurarak iş akitlerini tek taraflı olarak feshettiklerini, davalı işçilerin fesih nedeninin davalı … … A.Ş.’ne ait işyerinde işe başlamak olduğunu, BK.’nun Haksız Rekabetle ilgili 358. ve devamı maddelerine göre bu işçilerin ve davalı şirketin haksız rekabet suretiyle davacının zararına sebep olduğunu, davacının personel eksikleri nedeniyle çeşitli işleri kabul edemediğini ve zarara uğradığını belirterek, davanın kabulü ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin davaya karşı cevap dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından İstanbul 9. İş Mahkemesinde kıdem tazminatı ve fazla mesai ücreti yönünden dava açıldığını, davacının bu davaya baskı yapmak ve adı geçen işçiyi yıldırmak ve diğer işçilerin de yanı taleplerle dava açmasını önlemek kastıyla huzurdaki davayı açtığını, 15 yıl boyunca davacının şirketinde çalışan gerçek kişi davalıların kıdem tazminatı ve fazla mesai ücretlerini alamadığını, işçilerin davacı şirketteki çalışma koşullarının daha da ağırlaşması sonucunda işten ayrılmak zorunda kaldıklarını ve davalı şirkette çalışmaya başladıklarını, bu şirkette maaşlarının ve fazla mesailerinin zamanında ödendiğini, evlerine yakın bir iş yeri olduğunu, davacı şirketle haksız rekabete girmelerinin söz konusu olmadığını, davalı işçilerin tümünün matbaacı olduğunu, bu nedenle başka bir işte çalışmalarının beklenemeyeceğini, hizmet sözleşmesinin işten atılma tehdidi ile sonradan zorla imzalatıldığını, davacı şirket tarafından davalı işçilere değil dava dışı şirketin diğer çalışanlarına eğitim verildiğini belirterek, davanın reddi ile yagrılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
Davalı …, 17.03.2008 tarihli cevap dilekçesi ile davalı şirkette çalıştığı iddiasının asılsız olduğunu, başka bir şirkette çalışmaya başladığını beyanla davanın reddini istemiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabete dayalı tazminat ve haksız rekabetin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizin 2014/1181Esas – 2016/100 Karar sayılı dosyasında verilen 22/02/2016 tarihli kararı ile, ” …-Davanın reddine ,…. ” şeklinde verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesinin görüldüğü Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/11576 Esas – 2018/3841 Karar sayılı 23/05/2018 tarihli kararı ile, ” …. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı …’ın iş sözleşmesini haklı olarak feshettiğinin anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin davalı … hakkında verilen karara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.2- Davacı vekilinin diğer davalılara yönelik temyiz itirazlarına gelince; … dışındaki diğer davalıların davacı işverene karşı işçilik alacakları için açtıkları iş davası bulunmadığı ve ibraname imzalayarak işten ayrıldıkları anlaşılmıştır. 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi gereğince, “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” 6098 sayılı TBK’nın 445/2 fıkrasına göre “Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” Buna göre, rekabet yasağı kaydı karşısında, işverenin somut bir zarara uğraması gerekmemekte olup, işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması yeterlidir. Somut olayda, davalı işçilerin, rekabet yasağı kaydına rağmen iş sözleşmesinin feshinden sonra davacı ile aynı işi yapan aynı ilde faaliyet gösteren rakip bir işletmede çalışmaya başladığı gözetildiğinde, işletmenin bulunduğu yer, yapılan iş ve işçilerin işletmedeki durumu değerlendirilerek davacının önemli bir zararına sebep olma ihtimalinin olup olmadığı araştırılması ve rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı ve süresi bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı da gözetildiğinde TBK 445/2 hükmü değerlendirilerek sonuca varılması gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin davalı …’a yönelik temyizi itrazlarının reddi ile bu davalıya yönelik hükmün ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına,.. ” şeklinde bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek açık yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekilinin 03/10/2018 tarihli dilekçesi ile davacı şirketin …ATM’ce iflas kararı verildiği, müvekkilinin iflas etmesi nedeniyle müvekkilliğinin sona erdiğini bildirmiştir.
Davacı vekilinin beyanı üzerine … ATM’ye müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabı incelendiğinde; 2015/690E., 2017/591 K, 08/06/2017 tarihli ilamda davacı … Yayıncılık ve San. Tic. A.Ş.’nin iflas erteleme talebinin reddi ile … Yan. Ve San. Tic. A.Ş.’nin iflasına karar verildiği, 24/09/2018 tarihinde kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
İstanbul …İflas müdürlüğünün… sayılı iflas dosyasına yazılan teskereye verilen 01/03/2019 tarihli yazı cevabına göre, müflis … Yayıncılık ve San. Tic. A.Ş.nin iflas tasfiyesinin adi usul olarak, iflas idare memurları tarafından yürütülmekte olup, iflas idare memurlarının isimlerinin bildirildiği, alacaklılar toplantısının 27/02/2019 tarihinde yapıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce iflas ve idare memurlarına usulüne uygun tebligat yapıldığı ve taraf teşkili sağlanmıştır.
Toplanan tüm deliller ve Yargıtay Bozma ilamı, davacının davasında haklı olup olmadığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesine karar verilmiş, dosyanın bilirkişi heyetine verildiği bilirkişi heyeti tarafından verilen 10/03/2020 tarihli raporu özetle; Somut olayda Davalı işçiler bakımından rekabet yasağı sözleşmesinin kanunda öngörülen şartları taşımadığı;. Rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğu sonucuna varılsa dahi Davacının rekabet yasağına aykırılık teşkil eden eylemler neticesinde zarara uğradığını ispat edemediği; TTK m. 57/7 anlamında Davacı şirkete ait müşteri bilgilerinin veya sair üretim ya da ticaret sırlarının hukuka aykırı olarak ifşa ettirildiği ya da ele geçirildiğinin ispatlanamadığı; Davalıların, Davacı şirkete ait müşteri listelerinden TTK m.57/8 antamında haksız yere faydalandığının da ispat edilemediği hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Davacının itirazı üzerine dosyanın farklı bir bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 15/03/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 hükmü uyarınca dava konusu ihtilafa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu”nun uygulanacağını, dava konusu ihtilafta davalıların 6762 sayılı TTK m. 57/7, 57/8 ve m. 56 hükümleri bağlamında bir haksız rekabet eylemlerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece haksız rekabete dayalı istemde bulunulduğu, rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla bir isteme rastlanamadığını, sayın Mahkeme’nin aksi kanaatte olması halinde ise 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 1 uyarınca 818 sayılı BK’nın uygulanacağını, eBK m. 348/2 uyarınca dava konusu rekabet yasağı sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, 6098 sayılı BK’nın uygulanacağına kanaat getirilmesi halinde ise BK m. 444/2 uyarınca rekabet yasağının geçersiz olduğunu, eBK’nın aşırı rekabet yasağını sınırlaması için hakime açık bir takdir yetkisi bahşetmediğini, mahkemenin aksi kanaatte olması veya ihtilafa BK m. 445/2’nin uygulanacağına kanaat getirilmesi halinde ise dava konusu rekabet yasaklarının konu ver yer açısından sınırlanması gerektiğini, konu açısından “matbaada baskı işleri”nin, yer açısından ise davacı işverenin bulunduğu ilçe sınırlarının hakkaniyete uygun sınırlama olabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; davacının haksız rekabete dayalı tazminat ve haksız rekabetin tespiti istemiyle dava açtığı, ancak davalıların iş akitlerini haklı nedenle feshettikleri, davacı işverenin yeterli iş koşullarını sağlayamadığı, işçi haklarının zamanında ödenmesini temin edemediği, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 2 hükmü uyarınca dava konusu ihtilafa 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu”nun uygulanacağını, dava konusu ihtilafta davalıların 6762 sayılı TTK m. 57/7, 57/8 ve m. 56 hükümleri bağlamında bir haksız rekabet eylemlerinin bulunmadığını, dava dilekçesinde sadece haksız rekabete dayalı istemde bulunulduğu, rekabet yasağına aykırılık dolayısıyla bir isteme rastlanılmadığı, davacının zarara sebep olma ihtimalinin olmadığı, TBK 444,445/2 kapsamında haksız rekabet için aranın haksız fesih şartının gerçekleşmediği, davacının bir zararının varlığını da ispatlayamadığı, bilgi ve belge sunamadığı anlaşılmakla davanın davalı … dışındaki diğer davalılar yönünden davanın reddine, davalı …’a yönelik Yargıtay 11. Hukuk Dairesini 23/05/2018 tarihli onama ilamı doğrultusunda Davalı … yönünden mahkememin 22/02/2016 tarih … Esas sayılı kararı ile hüküm kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davalı … yönünden mahkememin 22/02/2016 tarih … Esas sayılı kararı ile hüküm kesinleşmiş olmakla yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2-Davalı … dışındaki diğer davalılar yönünden davanın reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davalıdan alınması gereken 80,70- TL karar harcının davacıdan peşin alınan 87,70 TL harcın mahsubu ile 7,00-TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine ,
4-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı/davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan masrafın karar kesinleştiğinde talep halinde ve başkaca masraf yapılmadığı takdirde davacıya/davalıya iadesine ,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır