Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/135 E. 2022/911 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/135 Esas
KARAR NO :2022/911

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:18/10/2018
KARAR TARİHİ:15/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni banka ile dava dışı … …HİZM. TİC. LTD. ŞTİ. arasında Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiğini, kredi müşterisi … …HİZM. TİC. LTD. ŞTİ. ile akdedilen Ek Cari hesap Kredi Sözleşmesi ile 30.000.000,00.-TL kredi limiti tahsis edildiğini, ayrıca kredi borçlusu … …HİZM. TİC. LTD. ŞTİ.’ne kullandırılan bu kredilerle ilgili olarak müteselsil kefiller … …BİRLİĞİ ve … ile vekiledeni banka arasında kefalet sözleşmesi bağıtlandığını, kredi borçlusu … …HİZM. TİC. LTD. ŞTİ.’ne kullandırılan kredilerin geri ödemesindeki gecikme nedeniyle kredi hesaplarının kat edildiğini, hesap kat ihtarnamesi tebliğine rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında … İcra Müdürlüğü’nün (19 İcra Müdürlüğü) … E sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalı /borçlu tarafından icra Müdürlüğü’ne sunulan İtiraz dilekçesinde asıl alacağa itirazının bulunmadığını, işlemiş faiz ve faiz oranına itiraz ettiğini bildirdiğini, davalının itirazlarının haksız olduğunu, hesap kat ihtarnamesinin borçluya tebliğ edildiğini, bu nedenle borçlunun temerrüde düştüğünü, temerrüdün oluşması nedeniyle 28.873.534,36.-TL anapara, 421.07238.-TL 25.07.2018- 28.07.2018 arasında işlemiş faiz ve 21.053,62.-TL faizin %5 ‘i nisbetinde B.S.M.V. olmak üzere toplam 29.315.660,36-TL alacağın davalı ve dava dışı borçlulardan talep edildiğini, talep edilen %52,5 temerrüt faiz oranının Genel Kredi Sözleşmesinin madde X-TEMERRÜT başlıklı 10.02 maddesine uygun olduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı bankanın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, diğer yandan yasal süre içinde talep edilmediğini, itiraz dilekçelerinde belirttikleri gibi anapara borcuna itirazları olmamakla birlikte ödeme emrinde belirtilen asıl alacağa uygulanan faiz nevine, faiz oranına ve faiz miktarına itiraz ettiklerini, temerrüt faiz oranının banka tarafından tek yanlı olarak belirlenmesinin TB.K. 25. ve 27. m. lerine aykırı olduğunu, davacı tarafından gönderilen hesap kat ihtarnamesine itiraz edildiğini, bu nedenle kesinleşmiş bir alacağın bulunmadığını, davacı banka tarafından uygulanan kredi ve temerrüt faiz oranının fahiş olduğunu, kredi sözleşmesinin 2.07. maddesi ile davacının dayandığı 10.2. maddesinin çeliştiğini, kredi sözleşmesindeki davacı banka tarafından belirlenen genel işlem koşullarının kredi borçları veya kefilleri aleyhine oluşturulmuş haksız ve hukuka aykırı koşullar olduğunu, sözleşmenin 2.07 maddesinde kredi ve hesaplara bileşik faiz yürütüleceğinin öngörüldüğünü, oysa T.T.K 8. maddesine göre ticari işlerde bileşik faiz uygulanamayacağını, kaldıki vekiledeninin kredi sözleşmesini imzalayan ve tacir olmayan kefil olduğunu, kefil gerçek kişi yönünden sözleşmenin ticari iş niteliğinde bir sözleşme olmadığını, davacı bankanın yükselen faiz oranlarını vekiledenine bildirmediğini, T.B.K. 586. maddesi gereği kefile başvurma koşullarının oluşmadığını, davacı banka lehine tesis edilen rehinlerin borcu karşılayabilecek değerde olduğunu, vekiledeni aleyhine bu aşamada takip yapılamayacağını, rehinli taşınmazın satışından sonra bakiye borç kaldığı takdirde vekiledenine rücu edilebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; davacı banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen ve davalının da kefil olarak imzaladığı 05.03.2015 tarihli ve 29.06.2012 tarihli genel kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine girişilen takibe vaki itiraz üzerine İİKm.67 uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce 2018/973-2019/745 E. K. sayılı, 03/10/2019 tarihli karar ile :”…1-)Davalının … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyasında 421.072,38-TL işlemiş faize İTİRAZININ İPTALİNE, takibin kesinleşen 28.873.534,36-TL asıl alacağa takip tarihinden sonra yıllık %52,2 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, (Her ne kadar kısa kararda İstanbul 14. İcra Müdürlüğünün 2018/601 E. Sayılı takip dosyası yazılmış ise de, henüz gerekçeli karar yazılmadan davacı vekilinin 23.10.2019 tarihli tavzih dilekçesi üzerine kısa kararda sehven icra mahkemesi ve esas numarası yazıldığı anlaşılmakla, gerekli kararda bu maddi hata düzeltilmiştir.)
2-)İtiraz sadece işlemiş faize olmakla davacı yanın icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE, ” karar verilmiş,
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13 Hukuk Dairesi 2020/124-2022/228 E K sayılı, 16/02/2022 tarihli ilamı ile :”… davalının cevap dilekçesindeki savunmaları değerlendirilerek, temerrüt faizinden sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde, konusunda uzman bilirkişi görevlendirilmek suretiyle, banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yaptırılarak, yukarıdaki açıklamalar kapsamında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma, inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine…” karar verilerek mahkememiz kararı kaldırılmıştır.
Davalının Zamanaşımı İtirazının Değerlendirilmesi;
Türk Borçlar Kanununun 598/4. Maddesinde;
“Kefalet 10 yıldan fazla bir süre için verilmiş olsa bile uzatılmış veya yeni bir kefalet verilmiş olmadıkça kefil, ancak 10 yıllık süre doluncaya kadar takip edilebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Davalının müteselsil kefil olduğu sözleşmelerin tarihinin 05.03.2015, 02.11.2016, 18.01.2017 tarihleri olduğu, Türk Borçlar Kanunu’nun 598/3. maddesi uyarınca, sözleşmelerin kurulduğu tarihten itibaren 10 yıllık sürenin geçmediği dikkate alındığında zamanaşımı itirazının yersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının Hak Düşürücü Süre İtirazının Değerlendirilmesi;
Davacı alacaklının 18.10.2018 tarihinde harcını ödeyerek itirazın iptali davasını açtığı, İİK.67. maddesinde belirtilen bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi itirazın alacaklı vekiline tebliğinden itibaren başlayacağı için açılan davanın süresi içinde olduğu, davalının itirazının yersiz olduğu anlaşılmaktadır.
Kefaletin Değerlendirilmesi:
Davalının 05.03.2015, 02.11.2016 ve 18.01.2017 tarihlerinde imzaladığı Kefalet Sözleşmelerinde, kefaletin tarihi, tutarı ve cinsini kendi el yazısı ile yazarak imzaladığı, Genel kredi sözleşmeleri 6102 Sayılı TTK’nın 4. maddesi kapsamında olup ticari nitelikteki bu sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıklar ticari davanın konusunu oluşturur. Aynı kanunun 7. maddesinde düzenlenen “Ticari Teselsül Karinesi” uyarınca ticari işlere kefalet müteselsil kefalet olarak kabul edilmiştir.
İncelenen kefalet sözleşmelerine nazaran …’un kefaletinin müteselsil kefalet olduğu, sözleşmelerdeki kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçlarından sorumlu olacağı sonucuna varılmıştır.
Kefile Başvuru Zamanının Değerlendilmesi
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 586. maddesi;
“Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.” hükmümlerini içermektidir.
BK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesinde müteselsil kefil hakkında icra takibi yapılmasına engel olan istisna öngörülmüştür.
Buna göre, alacağın teslime bağlı menkul rehni (TMK m.939) veya alacak rehni (TMK m.954 vd) ile güvence altına alınması hâlinde rehnin paraya çevrilmesinden önce müteselsil kefil hakkında takip yapılamayacaktır.
Ancak, TMK’nın 940. maddesinin I. fikrasında
“Gerçek veya tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için, kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar üzerinde, zilyetlik devredilmeden de, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile yazılmak suretiyle rehin kurulabilir. Rehnin kurulmasına ilişkin diğer hususlar tüzükle belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu düzenlemeden hareketle kanun gereğince bir sicile tescili zorunlu olan taşınır mallar bakımından, teslime bağlı rehin yanında, zilyetliğin alacaklıya devrine gerek olmaksızın, taşınır malın kayıtlı bulunduğu sicile kaydedilmek suretiyle taşınır mal üzerinde rehin kurulabilir. Böyle bir rehin teslime bağlı taşınır rehni olmadığından, TBK’nın 586’ncı maddesinin 2’nci fıkrasının 1’inci cümlesine göre müteselsil kefillerin takibine engel teşkil etmez.
Müze Biletlerine ilişkin kurulmuş Taşınır Rehinleri, 6750 Sayılı Ticari İşlerde Taşınır Rehni Kanunu gereğince, teslim şartsız yapılmış, Taşınır Rehni Siciline de işlenmiştir.
Bu nedenle bu taşınır rehinleri, TBK.586. maddesi kapsamında müteselsil kefil …’ın takibine engel teşkil etmediği sonucuna varılmıştır.
Faiz Oranının Değerlendirilmesi:
Mahkememizce İstinaf kararı kapsamında inceleme yapmak üzere görevlendirilen bilirkişi Hüseyin Deniz’in tarihli raporuna göre; davacı Bankanın takibe konu edilen krediler için fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranı yıllık %30 olup, bu faizin %50 fazlası %45 olmakla somut olayda uygulanacak temerrüt faiz oranının %45 olarak uygulanması gerektiği, davalı müteselsil kefilin icra takibinde 27.08.2018 tarihi itibariyle istenilen 28.873.534,36 TL asıl alacak tutarına itiraz etmediği, bu nedenle temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarının 28.873.534,36 TL olarak kesinleştiği, müteselsil kefil borçlunun temerrütünün 21.07.2018 Cumartesi günü başladığı, buna göre 21.07.2018 temerrüt tarihinden itibaren takip tarihi olan 27.08.20218 tarihine kadar işlemiş %45 temerrüt faizinin 1.335.400,96 TL olarak, %5 gider vergisinin ise 66.770,04 TL olarak hesaplandığı, alacaklının icra takibinde takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faiz tutarını 421.072,38TL, gider vergisini 21.053,62 TL olarak talep etmiş olmakla daha az talep ettiğinden talebi ile bağlı olacağı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, hükme elverişli bulunan bilirkişi raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre, yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olayın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; davalı Bankanın temerrüt tarihi itibariyle fiilen uyguladığı en yüksek akdi faiz oranının yıllık % 30 olduğu, faizin %50 fazlasının %45 olacağı, buna göre uygulanacak temerrüt faiz oranının % 45 olarak belirlendiği, müteselsil kefil davalının icra takibinde 27.08.2018 tarihi itibariyle istenilen 28.873.534,36 TL asıl alacak tutarına itiraz etmediği, temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak tutarının 28.873.534,36 TL olarak kesinleştiği, müteselsil kefil borçlunun temerrütünün 21.07.2018 günü başladığı, buna göre 21.07.2018 temerrüt tarihinden itibaren takip tarihi olan 27.08.20218 tarihine kadar işlemiş %45 temerrüt faizinin 1.335.400,96 TL olarak, %5 gider vergisinin 66.770,04 TL olarak hesaplandığı, alacaklının icra takibinde takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faiz tutarını 421.072,38TL, %5 gider vergisini 21.053,62 TL olarak talep etmiş olmakla daha az talep ettiğinden talebi ile bağlı olacağı, buna göre davalının takip tarihine kadar işlemiş temerrüt faiz tutarına ve faizin %5 gider vergisine yönelik itirazının haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne, davalının …. İcra Müd. … Esas sayılı takip dosyasında 421.072,38-TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, takibin kesinleşen 28.873.534,36-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %45 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si uygulanmak suretiyle devamına, itiraz işlemiş faize yönelik olup, icra inkar tazminatı asıl alacak bakımından söz konusu olacağından işlemiş faiz yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmeyeceğinden davacı yanın icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE, davalının …. İcra Müd. … Esas sayılı takip dosyasında 421.072,38-TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, takibin kesinleşen 28.873.534,36-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %45 temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si uygulanmak suretiyle devamına,
2-)İtiraz işlemiş faize yönelik olmakla davacı yanın icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 28.763,45-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 28.727,55-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 35,90-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti, 239,40-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 2.566,40-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 61.950,13-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davacının/ davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde davacıya /davalıya/ vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin (e-duruşma) yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır