Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/101 E. 2022/356 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/101 Esas
KARAR NO :2022/356

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/02/2022
KARAR TARİHİ:10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İşbu borca ilişkin olarak daha evvel taraflarınca itirazın iptali davası ikame edilmiş olup bu dava …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı ilamıyla aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğini, verilen bu karar üzerine taraflarınca İstinaf kanun yoluna başvurulduğunu, T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi’nin 2021/1751 E.2021/1389K. Sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince esastan reddine karar verdiğini, bu karara binaen taraflarınca tekrar dava açma zorunluluğu hasıl olduğunu, bu süre zarfında zamanaşımına uğrayan ve düzeltilebilecek bir yanlış yapılan davada Borçlar Kanunun 158. maddesi “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir” uygulanma alanı bulduğunu, bu sebeple davanın kesinleşme tarihi olan 29/12/2021 tarihi nazara alındığında işbu davanın süresinde açıldığının kabulü gerektiğini, nitekim işbu davada Borçlar Kanunun davanın reddinde ek süreye ilişkin hükmünün uygulama alanı bulacağı Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, ayrıca Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasında dava dilekçesinde her ne kadar sehven … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi davacı olarak gösterilmiş ise de ilgili dosyada mübrez arabulucu tutanağında görüleceği üzere arabulucuya başvuran taraf … … Müh. Çevre San. İş Sağlığı Ve Güv. Müş. A.ş’dir. … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi grup şirketi olup alacaklı sıfatına haiz olan … … Müh. Çevre San. İş Sağlığı Ve Güv. Müş. A.Ş.’yi bünyesinde barındırdığını, ayrıca Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Dosyasına ilişkin olarak bilirkişi tarafından yapılmış olan incelemede … … Müh. Çevre San. İş Sağlığı Ve Güv. Müş. A.Ş’ nin defter ve kayıtlarına ilişkin olarak gerçekleştirildiğini, dolayısı ile Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı doysa kapsamında yapılan tüm işlemler … … Müh. Çevre San. İş Sağlığı Ve Güv. Müş. A.ş’ye ilişkin olup yapılan tüm savunma ve beyanlar, tanzim edilen bilirkişi raporları ile davacı müvekkilinin alacaklı olduğunun sabit olduğunu, bu sebeple yeni bir incelemeye gerek duyulmaksızın karar verilmesinin sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, müvekkili davacı …. İcra Müdürlüğü’nün …. Sayılı dosyası
ile davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatmış olup davalı işbu icra takibine itiraz ettiğini, davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu itiraz kötü niyetli ve haksız olduğunu, davacı müvekkili, davalı borçlu şirkete … Sözleşme numaralı taraf olan işverenin Toroslar Mersin adreslerinde Dia İnş. Mesk. Proje işlemlerime münhasır olmak üzere danışmanlık sözleşmesi akdetmiş olup işbu sözleşme kapsamında 6331 Sayılı İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verdiğini, taraflar arasındaki iş ilişkisine binaen davacı tarafından alt yüklenici olan davalı şirketin çalışanlarına yüksekte çalışma, genel amaçlı çalışma iskelesi eğitimleri, iş sağlığı ve güvenliği gibi eğitimler verilmiş olup buna ilişkin katılım formları düzenlendiğini, 6331 Sayılı Kanun ve taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olarak müvekkili tarafından mevzuatla belirlenen usule uygun şekilde eğitimler, iş sağlığı ve güvenliği danışmanlık hizmeti verilmiş, sağlık tarama ve tetkikleri yapılmış ve bu işlemler sonucu verilen hizmet karşılığında bahse konu faturalar keşide edildiğini, davalıya, aralarında akdedilen sözleşmede belirtilen hükümlere uygun olarak fatura keşide ve tebliğ edildiğini, davacı tarafından keşide edilen faturaların yalnızca bir kısmı ödendiğini, davalı, keşide edilen bahse konu faturalara itiraz etmediği gibi ödeme de yapmadığını, dolayısıyla bahse konu faturalar yasaya göre müvekkili şirket lehine delil teşkil ettiğini, davacı müvekkilinin keşide etmiş olduğu bu faturalar müvekkilinin defter ve kayıtlarıyla sabit olup tarafların arasındaki sözleşme de baz alındığında bu kayıtlar kesin delil teşkil ettiğini, bakiye borç tutarına göre hesaplanmış olan 3 adet fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı şirkete …. İcra Müdürlüğü’nün …E. Sayılı dosyası ile icra takibinde bulunulmuş olup Örnek 7 Ödeme Emri tebliği edilmiş ancak davalı, bu ödeme emrine itiraz ettiğini, ticari uyuşmazlıklarda arabulucuya başvuru zorunluluğunun dava şartı olması sebebiyle 07.10.2019 tarihinde taraflarınca arabulucuya başvurulmuş arabulucu huzurunda yapılan görüşme sonucunda karşı tarafın arabuluculuk görüşmesine katılmaması sebebiyle anlaşma sağlanamamış olup işbu davayı açma zarureti doğduğunu, açıklanmaya çalışılan sebepler dolayısıyla davalı yanın itirazları haksız ve kötü niyetli olup takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu, İtirazın süresinde olması halinde; borcun tamamına ve fer’ilerine yapılan itirazın iptal edilerek takibin devamını sağlamak, müvekkilinin davalıdan olan alacağını tahsil edebilmek ve borçlu aleyhine itiraz edilen miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra- inkar tazminatı ödenmesine hükmolunması için işbu davayı açma zarureti doğduğunu, açıklanan ve mahkemece re’sen dikkate alınacak sebeplerden dolayı; davalının …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu kötü niyetli ve haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün …. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itiraz sebebiyle itiraz edilen miktarın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yan 2016 yılında icra takibi başlatıldığını, arabuluculuk son tutanağının düzenlenme tarihi 07.10.2019 tarihi olduğunu, itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, bu durumda, itirazın iptali davasının en geç 07.10.2020 tarihinde açılması yasal zorunluluk olduğunu, davacı yan, en geç 07.10.2019 tarihi itibariyle icra takibine itiraz edildiğini bilmekte ve arabuluculuk evrakında da görüleceği üzere itirazın iptal davası için arabulucuya başvurduğunu, davadışı … Dan. Eği. Tek. Ltd. Şti. …. Asl. Tic. Mah. … E. Sayılı dosyada …. İcra Dai. … E. Sayılı dosya için itirazın iptali davası açmış ve dava aktif husumet nedeniyle reddedildiğini, davacı yan, bu sefer de davada davacı tarafı yanlış gösterdim ve dava reddedildi, bu halde 60 gün içerisinde hatamı düzeltiyorum savıyla hak düşürücü sürenin sona ermediği iddiasıyla bu davayı açtığını, BK 137’nin işbu davada uygulanması hukuken mümkün olmadığını, çünkü …. Asl. Tic. Mah. davacı yanın yanlış gösterilmesini maddi hata olarak görmediğini, … firmasının işbu davayı açması … tarafından açılan davanın devamı olarak görülemeyeceğini, daha önce … firmasınca hatalı açıldığı için … firmasına 60 günlük süre tanınamayacağını, çünkü taraflar farklıdır ve farklı tarafların hatasından bir diğeri hak elde edemeyeceğini, müvekkili davacı yandan Mersin’de bulunan şantiyedeki iş için İş Güvenliği için A ve B sınıfı Uzman danışmanlık Hizmeti almış ve bu hizmetlerin bedellerini ödediğini, ancak, C sınıfı bir hizmet almadığını, bu hizmeti alıp almadığı İKS- Katip sisteminden rahatlıkla tespit edilebileceğini, bu işin uzmanı bir bilirkişi sistemi kontrol ederek hangi hizmetlerin alındığını hangi hizmetlerin alınmadığını doğrudan sistem kayıtları üzerinden kolaylıkla tespit edebileceğini, davacı yanın, faturaları dayanak gösterdiğini, bu faturalar karine olduğunu, ancak faturalara ilişkin hizmetin verilmediği yasal belgelerle ispatlanarak karine hukuken çürütülebileceğini, bu manada faturalar kesin delil niteliğinde olmadığını, müvekkili C sınıfı hizmet almadığı için iade fatura düzenlediğini, bu hususunda değerlendirilmesi gerektiğini, keza, … firması …. Asliye Tic. Mah. … E. Sayılı dosyasında başkaca faturalar için açtığı itirazın iptali davası neticesinde müvekkiline C sınıfı hizmet vermediği tespit edilmiş ve C Sınıfı adına düzenlediği evraklar için talep ettiği miktarlarla ilgili talebi reddedildiğini, açıklanan nedenlerle, öncelikle hak düşürücü süre yönünden itirazın iptali davasının süresinde açılmaması gerekçesiyle davanın reddine, esasa ilişkin yanıtları gözetilerek davanın reddine, yargılama giderleriyle avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine hükmedilmesini müvekkili adına talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili davada; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası, ilgili faturalar ve Cari Hesap Ekstreleri, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmesi, İş Güvenliği Eğitimine İlişkin davalı firmanın personellerinin katılım ve kontrol Formlerı ile atanan iş güvenliği uzmanı listesi, Genel Kurul Kararları ve hizmetin verildiğine ilişkin sair belgeler, Arabuluculuk Son Tutanağı aslı, şirket kayıtları, ticari defterler, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. … K. Sayılı dosyasından alınan davalı ve davacı taraflar için bilirkişi raporu, tanıklar, bilirkişi incelemesi, yemin, keşif delillerine dayanmıştır.
Davalı vekili davada;…. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyası, …. Tic. Mah. … E., … K. Sayılı dosyası, …. Tic. Mah. 2019/ 951 E. , 2021/175 K. Sayılı dosyası, taraflara ait ticari defter,kayıt,fatura ve her türlü belge, İKS-Katip sisteminde bulunan taraflara ait hizmet ve iş dokümanları bilirkişi ve her türlü yasal delillere dayanmıştır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … … Mühendislik Çevre Danışmanlık İş Sağlığı Ve İş Güvenliği Müşavirliği Anonim Şirketi tarafından borçlu … Mimarlık İnşaat Ticaret Limited Şirketi aleyhine asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 47.369,49-TL faturadan kaynaklı alacağın tahsili için 10.11.2016 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 16.11.2016 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu tarafından 22.11.2016 tarihinde süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz tarafından …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … E., … K. sayılı dosyasının incelenmek üzere Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından cevaben … E., … K. sayılı dosyasının uyap sistemi üzerinden Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
İİK’nın 67/1. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmü yer almaktadır. İİK’nın 67. maddesinde düzenlenmiş olan bir yıllık süre hak düşürücü süre olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Dava konusu takip dosyasında itirazın davacı alacaklıya/vekiline tebliğine ilişkin herhangi bir belgeye rastlanılmamış ise de, davacı alacaklı tarafından zorunlu dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve son tutanağın 07.10.2019 tarihinde düzenlendiği dosya içerisinde yer alan Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağından anlaşılmaktadır. Davacı alacaklının borçlunun icra takibine itirazını, Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağının niteliği gözetilerek, en geç anılan son tutanağın düzenlendiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir (Emsal Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 28/02/2019 tarih ve 2018/3-602 Esas 2019/218 Karar sayılı ilamı, Yargıtay (Kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 07/06/2017 tarih 2016/7903 Esas 2017/46384 Karar, 21/03/2016 tarih 2015/16178 Esas 2016/4917 Karar, 10/02/2016 tarih 2015/11299 Esas 2016/2074 Karar sayılı ilamları).
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde “Dava veya def’i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir. ” hükmü yer almaktadır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dosyasının Mahkememiz tarafından incelenmesi neticesinde dava dışı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından davalı aleyhine 29.11.2019 tarihinde aynı takiple ilgili itirazın iptali davası açıldığı ve mahkeme tarafından davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği ve iş bu kararın dava dışı davacı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1751 Es. Ve 2021/1389 K. Sayılı ilamı ile ” … Sıfat, dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın tarafların kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir.
Bir subjektif hak dava etme yetkisi kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine aittir. (aktif husumet)
Bir subjektif hak kendisinden davalı istenebilecek olan kişi o hakkı uymakla yükümlü olan kişidir (Davalı sıfatı, pasif husumet) Alacak davası, o alacağın borçlusundan başka üçüncü kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil davalının davalı sıfatına sahip olmadığından ( sıfat yokluğundan, husumetten) dolayı reddedilir .(Prof. Dr. Baki Kuru, Medeni Usul Hukuku El Kitabı, Yetkin Yayınları, cilt I , Mart-2020, s 105)
”… Davacı alacaklılar tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan takip 2 adet faturaya dayalı ilamsız takiptir. Takip dayanağı faturaların incelenmesinden bu faturaların Pijon Tekstil adlı işletmeye sahip Bülent Endez ve ortakları Adi Ortaklığı tarafından davalıya keşide edildiği anlaşılmaktadır. Faturadaki Pijon Tekstil işletme adı olup, takip alacaklısı Pijon Tekstil Ltd.Şt’nin bu faturada herhangi bir sıfatı olmadığından takipte alacaklı taraf ehliyeti olmadığından açılan itirazın iptali davasında da aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu husus mahkemece resen dikkate alınması gereken dava şartıdır..” (Yargıtay 19 H.D. 2017/5168 k 2018/6211 K )
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 124. maddesinde bir davada taraf değişikliğinin ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olacağı, ancak maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kurallarına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği kanunun amir hükmünden anlaşılmaktadır.
Davacı tarafın 15.02.2021 havale tarihli TMK 124 maddesi kapsamında taraf sıfatını değiştirmesi ve düzeltilmesine ilişkin dilekçesi sunduğu ve işbu dilekçede; davacı şirket ile dava dışı ….A.Ş.’nin grup şirketi olduğu, her iki şirketin de yetkilisi merkezin aynı olduğu, davalı taraf ile hizmet ilişkisinin varlığının sabit olduğu ve bu sebeple icra takip alacaklısının davacı olduğu sabit olduğu belirtilerek yargıtay kararları ışığında davacı tarafın … Enerji…AŞ olarak düzeltilmesi gerektiği belirtilmiş ve davalı vekilince mahkemeye sunulan 01.02.2021 tarihli yazılı beyan dilekçesinde öncelikle davalı tarafın taraf değişikliğine ilişkin talebine ilişkin muvafakatlerinin bulunmadığı ve davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir
Mahkemece 06.04.2021 tarihli celsede davacı vekilinin davacı taraf yapılan hatanın HMK 183 maddesine göre düzeltilmesi ve HMK 124 maddesine göre davacı tarafta taraf değişikliği talebinin yerinde görülmediğinden reddine karar vererek yargılamaya devam edilmiştir.
Yargıtay HGK 14.12.2011 tarih, 2011/19-617 Esas, 2011/749 Karar, 03.05.2006 tarih 2006/19-260 Esas, 2006/251 Karar sayılı kararlarında ” İtirazın iptali davası, itiraz üzerine duran ilamsız icra takibinin devamını amaçlayan ve dayanağı olan icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan bir dava türüdür. ” olduğunun belirtilmesi karşısında takip dayanağı olan faturalarının … Enerji … A.Ş. Tarafından düzenlendiği, takibe ise davacı tarafından girişildiği, her ne kadar her iki şirketin grup şirket olarak belirtilmiş ise de grup şirketlerin tüzel kişiliklerinin farklı olduğu, HMK’nın 124. maddesi anlamında davacının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği, davalı tarafın da muvafakatinin bulunmadığı nazara alındığında davacının husumet yokluğu nedeni reddine karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olduğu ” gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bu noktada, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dosyasında dava dışı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından davalı aleyhine 29.11.2019 tarihinde aynı takiple ilgili açılan itirazın iptali davasında verilen davanın aktif husumet yokluğundan reddinin, 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinde düzenlenen “düzeltilebilir bir yanlışlık” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği üzerinde durulmalıdır.
Kanun maddesinde yetkisizlik veya görevsizlik sebebi ile verilen ret kararları ayrıca düzenlenmiş olup “düzeltilebilir bir yanlışlık” kavramı, yalnızca yetkisizlik ve görevsizlik sebebi ile verilen ret kararları anlamında yorumlanamaz. Düzeltilebilmesi mümkün bir hata sebebi ile dava usulden reddedildiğinde tanınan ek süre hakkı, hakkın doğası ve adil yargılanma hakkının doğal gereğidir. Bazı usul hataları sebebi ile davanın reddi halinde doğabilecek adaletsizliğin önüne geçmek amacı ile 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesindeki düzenlemeye yer verilmiştir. Ancak dava dışı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından davalı aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dosyasında açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi, Borçlar Kanunu’nun 158.maddesinde sayılan durumlardan hiçbirisine uymamakta olup ” düzeltilebilecek bir yanlışlık” kavramı içerisinde de değerlendirilmesi mümkün olmayıp yeni açılacak bir dava ile düzeltilemez. Düzeltilecek bir yanlışlık olmadığı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1751 Es. Ve 2021/1389 K. Sayılı kararında da HMK’nın 124. maddesi anlamında davacının yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir bir maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği üzerinde durulmuştur. Bu doğrultuda Mahkememizde açılan iş bu davada davacının 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinde düzenlenen ek süreden faydalanamayacağı anlaşılmaktadır.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından toplam 47.369,49-TL faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu ve son tutanağın 07.10.2019 tarihinde düzenlendiği davacının, borçlunun icra takibine itirazını, Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağının niteliği gözetilerek, en geç anılan son tutanağın düzenlendiği tarihte öğrendiğinin kabulü gerektiği, dava dışı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından davalı aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dosyasında 29.11.2019 tarihinde aynı takiple ilgili itirazın iptali davası açıldığı ve mahkeme tarafından davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verildiği ve iş bu kararın dava dışı davacı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından istinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi 2021/1751 Es. Ve 2021/1389 K. Sayılı ilamı ile davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1. maddesi gereğince esastan reddine karar verildiği, dava dışı … Eğit. Tek. Araştırma ve Müh. Limited şirketi tarafından davalı aleyhine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E., … K. Sayılı dosyasında açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair kararın yukarıda belirtilen açıklamalar doğrultusunda Borçlar Kanunu’nun 158.maddesinde sayılan durumlardan hiçbirisine uymamakta olup ” düzeltilebilecek bir yanlışlık” kavramı içerisinde de değerlendirilmesi mümkün olmayacağı ve yeni açılacak bir dava ile de düzeltilemeyeceği, bu doğrultuda Mahkememizde açılan iş bu davada davacının 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinde düzenlenen ek süreden faydalanamayacağı, Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağının 07.10.2019 tarihinde düzenlendiği, Mahkememizde de iş bu davanın 10.02.2022 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle yasada öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmakla davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)Davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu red karar ve ilam harcının ve Zorunlu Arabulucuk sürecinde Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 680,00-TL arabulucuk ücretinin başlangıçta peşin alınan 763,74-TL harçtan mahsubu ile bakiye 03,04-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 ve 13/1 maddeleri uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)