Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/95 E. 2022/508 K. 17.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/95 Esas
KARAR NO : 2022/508
DAVA : Maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 29/12/2008
KARAR TARİHİ : 17/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa … … …’ın 28 Eylül 2008 tarihinde rahatsızlanarak … Hastanesine kaldırıldığını, tetkikler neticesinde dışarı çıkmış olan kasık fıtığı yerine konulduktan sotıra 29 Eylül 2008’de evine gönderildiğini, l Ekim 2008 tarihinde tekrar rahatsızlanması nedeniyle bu kez …ne yatırıldığını, tetkikler yapılıp 2 adet ilaç verilip kan sulandırıcı yapılarak evine gönderildiğini, 04/10/2008 tarihinde komaya girmesi üzerine tekrar …ne kaldırılarak yoğun bakıma alındığını, yapılan kan sulandırıcı iğne ve verilen ilaçlarla hastadaki … değerinin 19,38 olduğunu, hastanın daha sonra uyutulduğunu ve İNR’si düştükten sonra ameliyata alındığını, hastanın 8, 10 gün sonra ayıldığını, ayıldıktaın 3 gün sonra durumunun tekrar kötüye gitmesi sebebiyle yeniden yoğun bakıma alındığını, 5 gün sonra da hastayı … Hastanesine transfer ettiklerini, ve 2 gün sonra da 24/10/2008 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin müteveffayı …nin ve doktorlarının ihmali sonucu kaybettiklerini, zamanında müdahale yapılmadığını, geç teşhis konulduğunu belirterek; 50.000 YTL peşin, 20/10/2011 vadeli 20.000 YTL, 21/12/2008 vadeli 5.000 YTL, 21/01/2008 vadeli 5.000 YTL, 21/02/2008 vadeli 5.000 YTL, Toplam 85.000 YTL den peşin alıntın 50.000 YTL’nin istirdatı ile 35.000 YTL lik senetler için ödemelerin durdurulmasını, hastanenin teşhis, bakım ve ilgisizliğinden müvekkilinin murisinin ölümü nedeniyle şimdilik 1.000 YTL maddi, Eş … için 15.000 YTL, evlat … … … için 10.000 YTL, … … … için 10.000 YTL manevi tazminatının 24/10/2008 tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davaya bakmakla görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, hastanın diğer yakınmaları nedeniyle tetkik ve tedavisi sürdürülürken hastanın ve yakınlarının tercihi ile ileri kardiyolojik ve kardiyovasküler cerrahi incelemeleri için müvekkili şirketin hastanesine başvurulduğunu, hastaya uygulanan tanı, teşhis ve tedavi süreci tıp ilminin gerekleri uygun olarak ve zamanında yerine getirildiğini, bu nedenle usule ilişkin itirazlarının dikkate alınarak dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE
Dava, davacıların murisinin davalı hastanede tedavisi sırasında yapılan hatalar sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların ödetilmesi istemine ilişkindir.
Davanın 29/12/2008 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesinde 2008/… Esas Sayılı dosyası ile dava açıldığı, mahkemece görevsizlik kararına istinaden İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderdiği, … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/… Esasına kaydedildiği, mahkemece 30/09/2009 tarihinde Tüketici Mahkemesi’nin görevli olmasından bahisle görevsizlik kararı verildiği, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 19/01/2012 Tarih, 2011/… E. 2012/… K. Sayılı bozma ilamında “…Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olmadığı, mahkemece davanın esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması sebebiyle bozulmasına…. ” şeklinde karar verildiği, … Asliye Ticaret Mahkemesince HSYK Genel Sekreterliği’nin 10/11/2011 Tarihli yazısına istinaden dosyanın yeni esasın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/… Esasına kaydedildiği, daha sonrasında esasın … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/… Esas kaydedildiği görülmüştür.
Taraflarca delil olarak gösterilen davaya konu hastane kayıtları, tanıklar, 2008 yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği, hastane muhasebe kayıtları, belgeler, veraset ilamı celp edilmiş, taraflarca gösterilen tanıklar dinlenmiştir.
Davacı tanığı …’ın 22/11/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; … … …’tır. Mütevefa … … … kayınbabam olur, Şiddetli karın ağrısı, titreme ve bulantı şikayeti üzerine iki kere … hastanesi gittik, Hastane bizden şikayetleri devam ettiği takdirde kalp damar cerrahisi olan bir hastaneye götürmemize tavsiye etti. Kayınpederimin şikayetleri devam edince, Şişli …ne gittik, orda ilgili tahliller yapıldı, komadin isimli kan sulandırıcı ilacı daha öncesinde kullanması sebebiyle belirli aralıklarla tahlil yapılması gerekliydi ancak hastanede morfin ve kan sulandırıcı iğne yaptılar, daha sonra taburcu ettiler, şikayetler devam ettiği takdirde hastaneye tekrar getirmemiz gerektiğini söylediler ve ayakta acilde tedavi yaparak bizi evimize gönderdiler. Daha sonra daha da kötüleşti, bilincini kaybedince …ne tekrar götürdük, tüm tahliller yapılarak müdahale ettiler, verilen ilaçlar sonucunda vücudu aşırı kanlanmaya başlamıştı, hastanedeyken hemşire hanım bana takma dişinin olup olmadığını sordu, bende olduğunu söyledim, takma dişini çıkararak hemşire hanım damağına baktı ve elinde kan olduğunu gördü. Doktorlar durumunun ciddi olduğunu belirterek yoğun bakıma alınacağını, Eski türk parasıyla 5000,00-tl yatırmamızı söylediler, üzeremizde olmaması sebebiyle yatıramadık, ve bizi para yatırıncaya kadar yoğun bakıma almadılar. Eşim … … bu parayı bularak hastaneye ödedi ve kayınpederim yoğun bakıma kaldırdılar. Kayınpederimin kasık fıtığından dolayı ameliyata alacaklarını söylediler. Yaşama şansının binde bir olduğunu söylediler, bizde mecburen ameliyata girmelerine birşey demedik. Ameliyat devam ederken doktorlar dışarı çıktılar ve büyük ameliyata geçeceklerini söylediler. Ameliyat bitince kayınpederimi yoğun bakıma aldılar. Yoğun bakımda olduğu sürece hastane bizden peyderpey para istediler. Bizde bir kısım parayı yatırdık. Hasta ilişkileri müdürü sevim hanım, yoğun bakım dokturu … ve dr. … Bey bizi toplantıya çağardılar. Parayı ödeyin ve hastayı tedavi etmeye devam edelim dediler. Bu parayı ödeyeceğiz dedik. 16 Ekimde akşam üzeri yoğun bakımdan çıkarttılar ve normal servise aldılar. Bu süreçte hergün hastanedeydik. Servise çıkartıldıktan sonra 24 saat içinde tekrardan yoğun bakıma aldılar. Hastane görevlileri bizi tekrar toplantıya çağardı. Parayı ödeyerek tedaviye devam etmeleri gerektiğini söylediler. Ertesi gün … başka bir hastaneye sevk edeceğini söylediler, muhasebe görevlileri bizi çağırarark kalan borcu bizden istediler. 18 günde eski Türk Parasıyla 118 milyar para istediler. Ayrıca Yoğun bakımdan çıkartarak başka bir hastaneye götürecek şekilde tıbbi makinalardan çıkartılarak sedye üzerinde beklettiler. Muhasebe göirevlisi bu parayı ödedeikten sonra hastanızı başka yere gönderelim şeklinde beyanlarda bulunda. Bu paranın 50-55 milyarlık kısmını ödedik. Geri kalanını daha sonra öderiz dememize rağmen kabul etmediler, … ile birlikte Geri kalan borç için bize senet imzalattılar. Hastane görevlileri tarafından bu aşamada çirkin hitaplara maruz kaldık. Sonra hastamızı Medicalparka naklettik, 2 gün sonra da vefat etti.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … … 22/11/2019 tarihli duruşmadaki beyanında; “mütevefa benim kayınpederim olur. Hastalık sürecinde belirli dönemlerde yanındaydım. Eşim eczacı olduğu için babasının hastalığı sürecinde de eşim yardımcı oldu, eczaneyi ben açıp kapıyordum. eşim kayınbabamın …ne yatırıldığını söyledi, eczaneyi kapattıktan sonra akşam …ne gittim doktorlar acil vaka olduğunu belirterek ameliyata alacaklarını söylediler. Hastaneye yatırıldığı saat ile ameliyata alınacağı saat arasında çok büyük bir zaman farkı vardı. Bende acil vaka olmasına rağmen niye bunu geç yaptığınızı , niye bu kadar beklettiğinizi sordum. Ancak onlar hiçbir cevap vermediler. Ameliyata alındıktan sonra yoğun bakım süreci oldu. Bir gün telefonla eczaneyi arayarak Doktor … bey hastamızın Gaziosmanpaşa da bir hastaneye sevk edileceğini söyledi. Ben niçin Gaziosmanpaşaya sevk edeceği hususunu sordum. Hastanızı oraya nakletmek istiyoruz dediler. Eşimle hastalık sürecinde sürkeli konuşuyorduk eşimin anlattığı kadarıyla para yatırmadan hastayı yoğun bakıma almadılar. … hastanasindekiler kayınpederimin vefatından sonra bizimle görüşmek istediklerini söylediler, eşim …la beraber gittik, yoğun bakımda kaldığı süre içerisinde 2 senet imzalatmışlar ve nakit para almışlar, iş bu mahkemenizde açılan davamızdan vazgeçersek senetleri geri vereceklerini söylediler, biz bunu kabul etmeyerek davamıza devam ettik, dedi. Babalarının hastalık süreçleri içinde davacılar çok kötü durum içerisindeydiler. Eşim benimle dahi bazı konularda konuşmuyordu.” Şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacının manevi zararlarının tespiti ve tazminat talebi koşullarının oluşup oluşmadığı, hastanenin ve doktorların ihmalinin bulunup bulunulmadığı,tıbbi müdahelenin doğru olup olmadığı,yapılan sağlık hizmetinin karşılığı olarak alınan bedellerin yerinde olup olmadığı, davacıların murisi bakımından hastaneye getirildiği andaki sağlık durumunun acil hallerden olup olmadığı, 50.000,00-TL’lik peşin tahsilatın ilgili yönetmeliğe uygun olup olmadığı hususlarınını belirlenmesi bakımından dosya Adli Tıp, Genel cerrah, İç ve kalp hastalıkları uzmanından oluşan üç kişilik tıp doktorundan oluşan heyete tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 15/04/2013 tarihli raporunda özetle; dava konusu olay nedeniyle hastaya boğulmuş sol kasık fıtığı ameliyatı yapılmasının doğru ve zaruri olduğunu, genel cerrahın elinden geleni yaptığı, genel cerrahın tıbbi bir hatası ve ihmalinin bulunmadığı; genel cerraha kusur atfının mümkün olmadığını, somut olayda hastanenin bir kusurunun söz konusu olmadığı için manevi zarardan söz edilemeyeceği ve bu durumda manevi tazminat talep edilemeyeceği, davacıların murisi bakımından hastaneye getirildiği andaki sağlık durumunun acil hallerden olduğu ve …nde 13/10/2008 tarihine kadar yapılan ilk muayene ve tedavinin acil kapsamında olduğu bu tarihi kadar olan safhadaki bakım, tetkik ve tedavinin ücretsiz; bu tarihten sonrakilerin ise ücrete tabi olması gerektiği, 50.000,00-TL’lik peşin tahsilatın hasta stabilizasyonunun sağlandığı acil dönem olan 04/10/2008 – 13/10/2008 tarihleri arasında alınmış ise yönetmelik ile uyumlu olmadığı, 13/10/2008 tarihinden sonra alınmış ise yönetmeliklere uyumlu olduğu husununun tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce tedavide davalı hastanenin kusurlu olup olmadığı, ihmali bulunup bulunmadığı varsa kusur oranı, yapılan tedavilerin acil hasta kapsamında olup olmadığının , ücreti alınmasının gerekli olup olmadığı, ücreti alınması gerekli ise miktarının tespiti hususlarında ve tarafların diğer beyan ve itilafları tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp Kurumuna gönderilmesine karar verildiği … Adli Tıp Kurumu’nun 25/06/2014 tarihli raporunda özetle:”…. kişinin 04.10.2008 tarihinde geçirmiş olduğu, sol inguinal inkarsere herni ve mezenter iskemi tanısı acil olarak Özel …nde operasyona alındığı sol hemikolektomi yapıldığı, hartmann prosedürü uygulandığı sonrasında takip ve tedavisinin yoğun bakım ünitesinde sürdürüldüğü,hasta yakınlarının istemi ile 21.10.2008 … Hastanesi yoğun bakım ünitesine sevk edildiği ve burada öldüğü bildirilen şahsa verilmiş olan tedavinin endikasyonunun ve işlem sonrası verilen tedavinin tıbbi uygulamalara uygun olduğu cihetle kişiye Özel …nde tedavi uygulayan doktor ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil kusur bulunmadığı, Adli dosyada mevcut tıbbi belgelere göre kişide tespit edilen inkarsere herninin acil olarak ameliyat edilmesi gereken klinik bir tablo olduğu, ücret alınmasının gerekli olup olmadığı, ücret alınması gerekli ise miktarının tespiti kurumumuzun çalışma alanına girmediğinden bu hususlarda değerlendirme yapılamadığı…” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
Davacı tarafın yeniden rapor aldırılması talebinin 15/04/2013 tarihli bilirkişi heyet raporu ve 25/06/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda da aynı yönde olması ve raporlar arasında çelişki bulunmadığından davacının bu taleplerinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin 12/12/2013 havale tarihli yazılı beyanları ekindeki defter kayıtları ve tedavi incelenerek dosyanın 15/04/2013 tarihli raporu düzenleyen bilirkişiler heyetine tevdi edilerek, 04/10/2008-21/10/2008 arası ve 04/10/2008-13/10/2008 arası ne kadar tedavi ücreti tahakkuk ettirildiği ve ödendiği ve buna göre iadesi gereken miktarın tespiti için ek bilirkişi raporu aldırılmasına karar verildiği, 21/07/2015 tarihli bilirkişi heyeti 1.ek raporunda özetle: Dosyada bulunan …’nin noter tasdikli yevmiye defterinin sayfa fotokopileri, günlük hasta takip formları, laboratuar formlarının incelendiğini, yevmiye defterinin 01/07/30/10578 nolu sayfasındaki “120.999 ücretli hasta … 5.000,00-TL, yine aynı defterin … nolu sayfasındaki “120.999 ücretli hasta … 50.000,00-TL satırlarından başka … … adına olduğunu düşündüren veya aynı soyadlı bir kişi adına kesilmiş fatura, fiş makbuz veya hastaya yapılan tedavilerin ve tetkilerin fiyat dökümünü gösteren bir belge bulunmadığı, bu nedenle heyetce yukarıda belirtilen tarihlerde ne kadar tedavi ücreti tahakkuk ettirildiği ve ödendiği ve buna göre iadesi gereken miktarın tespitinin mümkün olmadığını, söz konusu hususların tespitinin İstanbul … A.Ş.’nin … … …’a yapılan bütün tetkik ve tedavilerin tarih ve ücretlerini gösterir bir belgenin mahkemeye ibrazı ile mümkün olabileceğini, 03/08/2016 tarihli bilirkişi 2.ek raporundan özetle: 04/10/2008-21/10/2008 arası ve 04/10/2008-13/10/2008 arası ne kadar tedavi ücreti tahakkuk ettirildiği ve ödendiği ve buna göre iadesi gereken miktarın tespiti amacıyla …’nin ibraz ettiği … … …’a ait teşhis, tedavi, takip bakım vs. Ücretlerini içeren hesap dökümü bilirkişi heyetince incelendiği, bu hesap dökümünün 2176 kalemden oluştuğunu, bu kadar büyük sayıdaki hesap dökümüyle mahkemenin istediği konuları heyetinin hatasız olarak hesaplamasının denemeden sonra mümkün olamayacağını, bu durumda söz konusu işlemlerin gerekli donanıma sahip hastane muhasebecisi tarafından yapılması gerektiğini tespit ve rapor etmiştir.
İddia savunma ve toplanan deliller ve davalının ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve 04/10/2008-21/10/2008 arası ve 04/10/2008-13/10/2008 arası ne kadar tedavi ücreti tahakkuk ettirildiği ve ödendiği ve buna göre iadesi gereken miktarın tespiti için bilirkişi raporu aldırılması yönünde mahkememizce karar verildiği, dosyanın hastane müdürü hesap uzmanı ve tıp doktoru bilirkişilere verildiği, 20/11/2017 tarihli bilirkişi heyet kök raporunda özetle: dava dosyası ve ekleri ile yukarıdaki maddelerde belirtilen tespit ve gerekçelerle Davalı … A.Ş. sahipliğindeki özel … tarafindan davacı müteveffa … … …’a 04.10.2008 tarihi ile 21.10.2008 tarihleri arasında verilmesi gereken her türlü sağlık hizmetinin verildiğinin ortada olduğunu, mezkur hastanenin sağlık hizmetinin dayanağını teşkil eden bilgi ve belgelerin dosya ve eklerinde sabit olduğu ve bu nedenle hastaneye kusur atfının mümkün olmadığını, dava konusu müteveffa … … …’a davalı Özel …nce yatış tarihi olan 04.10-2008 tarihi île 13.10.2008 yoğun bakımdan çıktığı ilk tarih(Hasta Stabilizasyonun sağlandığı tarih) arasındaki tedavilerin tamamı cari uygulamada Acil olarak değerlendirildiğinden bu tarihler arası yapılan tedavilerden yasal olarak ücret alınamayacağı ortada olduğundan, yukarıda ayrıntılı olarak yaptığımız hesaplama sonucunda davalı hastane tarafından alınması gereken indirimli tutarın 31-388.92 TL olduğunu, davalılar tarafından davalı Özel Hastaneye ödenen nakit 50,000 TL île keşide edilen 35.000 TL’lik senet ile toplamda 85.000 TL den, davalı hastane tarafından alınması gereken indirimli 31.388.92 TL düşüldüğünde, 53.611.08 TL (Artı Eksi 10 TL) nin davalı Hastane tarafından davalılara İade edilmesi gerektiği, davacıların tazminat talepleri noktasındaki nihai takdirin Sayın Mahkemenizde olduğu, talep edilen faiz olarak 3095 sayılı yasa gereği hesaplanan alacağa yasıl faiz yürütülebileceğini, 23/05/2018 tarihli bilirkişi heyeti 1.ek raporunda özetle: Tarafların hesaplama konusundaki kök Rapora yapmış olduklan itiraz konularında yeni bir bilgi ve belge sunmadıkları bu nedenle kök raporumuzdaki hesaplama konusunda yapılmış değerlendirmelerimizin değiştirilmesini gerekli kılan bir durumun söz konusu olmadığı, ancak davalı Özel Hastane tarafından dava konusu 35.000 TL lik bonoyu davacılara iadesini belge ile tevsik etmesi ve/veya davacıların dava konusu bonoları iade/geri aldıklarını kabul etmeleri halinde 35.000 TL lik tutarın bakiye borçtan düşülmesi gerektiğini, dava konusu müteveffa … … …’a davalı … Hastanesince, yatış tarihi olan 04.10.2008 tarihi ile 13.10.2008 Yoğun Bakımdan çıktığı ilk tarih(Hasta Stabilizasyonun sağlandığı tarih) arasındaki tedavilerin tamamı cari uygulamada Acil olarak değerlendirildiğinden bu tarihler arası yapılan tedavilerden yasal olarak ücret alınamayacağı ortada olduğundan, yukarıda ayrıntılı olarak yaptığımız hesaplama sonucunda davalı hastanece alınması gereken indirimli tutarın Kök Raporda da belirtildiği üzere 31.388,92 TL olduğunu, mahkemece bonoların davacılara iadesinin kabul edilmesi halinde 50.000-31.388.92=18.611.08 TL tutar kadar davacıların davalı hastaneden alacaklı olacağı , aksi halde kök raporda belirtildiği üzere davalılarca davalı özel hastaneye ödenen nakit 50.000 TL ile keşide edilen 35.000 TL’lik senet ile toplamda 85.000 TL den, davalı hastanece alınması gereken indirimli 31.388.92 TL düşüldüğünde, 53.611.08 TL (Artı Eksi 10 TL) nin davalı Hastanece davalılara iade edilmesi gerektiği, davacıların tazminat talepleri noktasındaki nihai takdirin mahkemenizde olduğu, talep edilen faiz olarak 3095 sayılı yasa gereği hesaplanan alacağa temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceğini, 20/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti 2.ek raporunda özetle: keyfiyet HMK.282. Madde hükmü gözetilmek kaydıyla ve HMK.266/C 2.uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir mahkemeye ait olmak üzere davalı tarafından davacıya iade edildiği ticari defter incelemesiyle tespit olunan 35.000 TL’lik bononun iade edilmesiyle davalı şirket kayıtlarına göre taraflar arasında herhangi bir borç ve alacağın olmadığı ortaya çıksa da daha önceki raporlarda bilgileri ayrıntılarıyla verildiği üzere, dava konusu müteveffa … … …’a davalı … Hastanesince, yatış tarihi olan 04.10.2008 tarihi ile 13.10.2008 Yoğun Bakımdan çıktığı ilk tarih(Hasta Stabilizasyonun sağlandığı tarih) arasındaki tedavilerin tamamı cari uygulamada Acil olarak değerlendirildiğinden bu tarihler arası yapılan tedavilerden yasal olarak ücret alınamayacağı, yaptığımız hesaplama sonucunda davalı hastanece alınması gereken indirimli tutarın daha önceki raporlarda da belirtildiği üzere 31.388.92 TL olduğunu davalının yerinde yerinde yapılan ticari defter incelemesine göre bonoların davacılara iadesi yapıldığından 50.000-31.388.92=18.611,08 TL(Artı Eksi 10 TL) tutar kadar davacıların davalı hastaneden alacaklı olduğu, davacıların tazminat talepleri noktasındaki nihai takdirin mahkemenizde olduğu, talep edilen faiz olarak 3095 sayılı yasa gereği hesaplanan alacağa temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz yürütülebileceğini tespit ve rapor etmiştir.
Mahkememizin 07/02/2020 tarih 2014/970 E. 2020/78 K. sayılı kararla “……davacının davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, Maddi tazminat yönünden 18.611,08-TL’nin 24/10/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacılara verilmesine, Manevi tazminat yönünden davacıların davasının reddine, Fazlaya ilişkin talebin reddine,…………” karar verilmiştir.
Hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 3. HD. 2020/8313 E.
2020/7229 K. 01/12/2020 tarihli ilamı ile ” …….Davacı eldeki dava ile senetlerin iptalini de istemiştir. Mahkemece, bilirkişilerce yapılan hesaplama sonucunda davalı hastanece alınması gereken indirimli tutarın 31.388,92 TL olduğunu davalının yerinde yapılan ticari defter incelemesine göre bonoların davacılara iadesi yapıldığından 50.000-31.388,92=18.611,08 TL tutar kadar davacıların davalı hastaneden alacaklı olduğu hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre maddi tazminat yönünden 18.611,08-TL’nin 24/10/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davacılar davaya konu bonoların kendilerine teslim edilmediğini iddia etmiş olup aksi yönde de dosyaya yazılı bir delil ibraz edilmemiştir. Her ne kadar mahkemece, yalnızca istirdat talebi yönünden bir karara hükmedilmiş ise de; dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Somut olayda, davacıların senetlerin iptali talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 3- HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda , mahkemece maddi tazminat yönünden 18.611,08-TL’nin 24/10/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile birlikte davacılara verilmesine karar verilmiş ise de; davacıların istirdat talepleri için faiz talebi olmadığı halde yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Birinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün bozulmasına,…..” verilen bozma ilamı doğrultusunda dosya yeniden esas numarasına kaydı yapılıp incelemeye alınmıştır.
Davacılar vekilinin 10/06/2021 tarihli ıslah dilekçesi verdiği, dilekçede 22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 18. maddesiyle değiştirilen 6100 sayılı Kanunun 177. maddesi gereğince faiz istemi yönünden davamızı ıslah ettiklerini, Hastanenin teşhis, bakım ve ilgi yetersizliğinden müvekkillerimin murisi … … …’ ın ölümü nedeniyle; fazlaya ait talep haklarımız saklı kalmak kaydıyla; 1.000,00-TL maddi, Eş … için 15.000,00-TL, evlat … … … için 10.000,00-TL, evlat … (…) … için 10.000,00-TL manevi tazminatların … … …’ın vefat ettiği 24.10.2008 tarihinden itibaren en yüksek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkillere verilmesine, karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
HMK’nın 150/1 maddesi, “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.” 5. fıkrası ise “İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda; mahkememizce 24/12/2021 tarihinde Davacılar … ve … … … yönünden işlemden kaldırma kararı verildiği, davacıların 19/01/2022 tarihli dilekçe ile davacı asillerin duruşmalara katılacağını beyan ettikleri, 25/03/2022 tarihli duruşmaya davacı asillerin ayrı ayrı katıldıkları hususu göz önüne alındığında davacıların 19/01/2022 tarihli beyan dilekçesinin yenileme dilekçesi niteliğinde olduğu ve davayı takip ettikleri anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacıların müteveffa … … …’ın 28 Eylül 2008 tarihinde rahatsızlanarak … Hastanesine kaldırıldığını, tetkikler neticesinde dışarı çıkmış olan kasık fıtığı yerine konulduktan sotıra 29 Eylül 2008’de evine gönderildiğini, l Ekim 2008 tarihinde tekrar rahatsızlanması nedeniyle bu kez … Hastanesine yatırıldığını, tetkikler yapılıp 2 adet ilaç verilip kan sulandırıcı yapılarak evine gönderildiğini, 04/10/2008 tarihinde komaya girmesi üzerine tekrar … Hastanesine kaldırılarak yoğun bakıma alındığını, yapılan kan sulandırıcı iğne ve verilen ilaçlarla hastadaki … değerinin 19,38 olduğunu, hastanın daha sonra uyutulduğunu ve …’si düştükten sonra ameliyata alındığını, hastanın 8, 10 gün sonra ayıldığını, ayıldıktaın 3 gün sonra durumunun tekrar kötüye gitmesi sebebiyle yeniden yoğun bakıma alındığını, 5 gün sonra da hastayı … Hastanesine transfer ettiklerini ve 2 gün sonra da 24/10/2008 tarihinde vefat ettiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep ettikleri,
Tedavide davalı hastanenin kusurlu olup olmadığı, ihmali bulunup bulunmadığı varsa kusur oranı, yapılan tedavilerin acil hasta kapsamında olup olmadığının tespiti bakımından dosyanın üç kişilik tıp doktorundan oluşan heyete ve Adli Tıp Kurumu’na gönderildiği, her iki raporun aynı yönde olduğu, raporlardan da anlaşılacağı üzere; … Hastanesinde tedavi uygulayan doktor ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil kusur bulunmadığının tespit ve rapor edildiği,
Yapılan tedavilerin acil hasta kapsamında olup olmadığının , ücreti alınmasının gerekli olup olmadığı, ücreti alınması gerekli ise miktarının tespiti hususlarında ve tarafların diğer beyan ve itilafları tespiti bakımından hastane müdürü hesap uzmanı ve tıp doktoru bilirkişiye tevdii edildiği, davalı tarafından davacıya iade edildiği ticari defter incelemesiyle tespit olunan 35.000 TL’lik bononun iade edilmesiyle davalı şirket kayıtlarına göre taraflar arasında herhangi bir borç ve alacağın olmadığı ortaya çıksa da, dava konusu müteveffa … … …’a davalı … nce, yatış tarihi olan 04.10.2008 tarihi ile 13.10.2008 Yoğun Bakımdan çıktığı ilk tarih(Hasta Stabilizasyonun sağlandığı tarih) arasındaki tedavilerin tamamı cari uygulamada Acil olarak değerlendirildiğinden bu tarihler arası yapılan tedavilerden yasal olarak ücret alınamayacağı, bilirkişilerce yapılan hesaplama sonucunda davalı hastanece alınması gereken indirimli tutarın 31.388.92 TL olduğunu davalının yerinde yerinde yapılan ticari defter incelemesine göre bonoların davacılara iadesi yapıldığından 50.000-31.388.92=18.611,08 TL tutar kadar davacıların davalı hastaneden alacaklı olduğu,
Davacılar davaya konu bonoların kendilerine teslim edilmediğini iddia etmiş olup aksi yönde de dosyaya yazılı bir delil ibraz edilmediği ve bu hususun kanıtlayamadığı, hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre Maddi tazminat yönünden 18.611,08-TL’nin davalıdan tahsili ile birlikte davacılara verilmesine, Senetlerin iptali yönünden davacının davasının reddine, (HMK.’nun “taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26/1 maddesinde hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ve talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen yasa maddesi uyarınca, mahkemenin talepten başka bir şeye karar vermesi mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda Yargıtay Bozma İlamından sonra davacının faiz yönünden davasını ıslah ettiği davanın 29/12/2008 tarihinde açıldığı, davalının zaman aşımı itirazında bulunduğu hususları göz önüne alındığında davacının faiz yönünden talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.)
Manevi tazminat yönünden; her ne kadar davacı tarafça … … …’ın vefat etmesinin davalı hastanenin kusurundan kaynaklandığı ileri sürülmüş ise de, üç kişilik tıp doktorundan oluşan heyet raporu ve Adli Tıp Kurumu’na raporu göz önüne alındığında her iki raporun aynı yönde olduğu, raporlardan da anlaşılacağı üzere; … Hastanesinde tedavi uygulayan doktor ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil kusur bulunmadığının tespit ve rapor edildiği,dava konusu olay nedeniyle hastaya boğulmuş sol kasık fıtığı ameliyatı yapılmasının doğru ve zaruri olduğunu, genel cerrahın elinden geleni yaptığı, genel cerrahın tıbbi bir hatası ve ihmalinin bulunmadığı; genel cerraha kusur atfının mümkün olmadığını, somut olayda hastanenin bir kusurunun söz konusu olmadığı için manevi zarardan söz edilemeyeceği ve bu durumda manevi tazminat talep edilemeyeceğinden manevi tazminat yönünden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1-Maddi tazminat yönünden 18.611,08-TL’nin davalıdan tahsili ile birlikte davacılara verilmesine,
-Senetlerin iptali yönünden davacının davasının REDDİNE,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Manevi tazminat yönünden davacıların davasının reddine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.271,32 -TL harçtan peşin alınan 1.161,00-TL mahsubu ile bakiye 110,32-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacılar tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 1.161,00-TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
4-)Davacılar tarafından bozma öncesi yapılan 14,00 TL başvurma harcı, 4.584,00-TL bilirkişi ücreti 297.70-TL davetiye ve tezkere gideri, bozma sonrası yapılan 204,30-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 5.100,00-TL yargılama giderinin red ve kabul orananı göre 1.122,00-TL’nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; Davacılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
6-)Red edilen maddi tazminat yönünden; Davalı kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Red edilen manevi tazminat yönünden; Davalı kendisini duruşmalarda bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı yönünden tarifenin 10.(3) maddesi nazara alınarak 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzün karşı tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza