Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/85 E. 2021/481 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/85 Esas
KARAR NO:2021/481

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:03/02/2021
KARAR TARİHİ:23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar/borçlular tarafından 02.06.2017 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi adresinde yapılan çalışma esnasında davalı tarafça gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması sebebiyle müvekkil şirketin enerji dağıtım altyapısına dahil olan kablo ve tesisata hasar verildiğinin tespit edildiğini, meydana gelen tesis hasarı ve enerji kesintisi müvekkil şirketin yüklenici şirketi tarafından giderilmediğini işbu hasarın onarımında sarf edilen malzeme, montaj, işçilik bedelleri ile hasardan kaynaklanan diğer kayıplar müvekkil şirketin maddi zararına sebebiyet verdiğini, davalılar/borçlular tarafından hasardan doğan bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine, hasar tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz dahil 351,67-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığını ve borçluya Örnek No:7 ödeme emri gönderildiğini, davalı ödeme emrini tebellüğ ettikten sonra borca ve icra takibine itiraz ettiğini, borçlunun itirazında icra dairesinin yetkisine, takibe , takibe konu borca, borç miktarına, faize, faiz oranına, ödeme emrine asıl alacak ve fer’ilerine külliyen itiraz ettiğini, takibin durdurulmasını talep ettiğini, borçlunun borca itiraz ettiğini takibi durduruğunu itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, davalının; …. İcra Müdürlüğü …Esas
sayılı takip dosyasına yaptığını haksız ve yersiz itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine hükmolunacak meblağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin de taraf olarak gösterildiği işbu dava ile müvekkilinin hiçbir alakası olmadığını, müvekkili yönünden haksız ve mesnetsiz iddiaların yer aldığını, … yanında müvekkil şirketinde taraf olarak gösterildiği işbu davada gerçekleştiği iddia olunan zarara ilişkin eylemin müvekkil şirket tarafından gerçekleştirilmediğini, öncelikle bu hususun açıklığa kavuşturulması ile haksız olarak müvekkile yöneltilen davanın reddi gerektiğini, davacının tek taraflı düzenlemiş olduğu tutanağa dayanarak, gerçekleştiğini iddia ettiği zararın müvekkil tarafından gerçekleştirildiğini, iddia olunan zararın müvekkili tarafından gerçekleştirilmediğini, dilekçe ekinde ne zaman ve nerede çekildiği belli olmayan müvekkil şirketin isminin yer aldığı tabelanın eklenmiş ise de müvekkilin 02.06.20216 tarihinde … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi adresinde herhangi bir çalışması olmadığını davacı zararın müvekkilce gerçekleştirildiğini kanıtlaması gerektiğini, gerçekleşmiş bir zarar mevcut ise zararın gerçekleşmesinde sorumluluğu olan,eylemi ile zararı gerçekleştirenlerin bulunması ile davanın yönlendirilmesi gerektiğini, davacı yanın belirtilen tarihte gerçekleştiğini iddia ettiği zarara ilişkin müvekkile herhangi bir ihbarda bulunmadığını,….İcra Müdürlüğü …sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takibe konu zarar müvekkilce gerçekleştirilmediğinden itirazları olduğunu, işbu davanın süresinde açılmadığını, itirazın iptali davasında yasada belirlenen 1 yıllık süre içinde açılmadığından davanın bu nedenle reddini, bunun yanında müvekkil şirketin yasal ikamet adresi Bingöl olduğundan,Bingöl mahkemelerinin yetkili olduğunu, yetkisiz mahkemede açılan davanın müvekkil yönünden reddi gerektiğini, hakkaniyete uygun karar verilebilmesi için,öncelikle eylemin müvekkilce gerçekleştirildiğinin ispatı ardından da karşı tarafın davaya konu hasar nedeni ile yaptığı ödemeye ilişkin belge sunması gerektiğini, işbu dava haksız ve gerçek dışı iddialarla açıldığını, gerçekleştiği iddia olunan zararın şayet mevcut ise de,zararın gerçekleşmesinde müvekkilin hiçbir sorumluluğu olmadığı gibi asla kusuru da olmadığını, aksi yönde somut dayanakta mevcut olmadığını müvekkilce zararın gerçekleştirildiğine ilişkin somut dayanak bulunmadığından,müvekkilin magduriyetinin önlenmesi için adalete olan inancımızla haksız davanın müvekkil yönünden reddini talep etmiştir.
Davalı … Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul ve esas bakımından hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesini, icra takibi ve dava konusu iddianın haksız fiile dayalı olduğundan tarih itibariyle ihtilaf söz konusu yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına ve hak kaybı oluşmaması açısından zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarını bildirdiklerini, müvekkilin idare yazışmalarından da anlaşılacağı üzere dava konusu hasar müvekkil idare tarafından verilen bir hasar olmadığını, söz konusu hasarın gerçekleştiği yerde idare tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığını, müvekkil idare yazışmalarında bahsi geçen çalışmalarda ise müvekkil idarenin ihale makamı olduğunu ve yüklenici firma ile imzalanan sözleşme ve eki teknik şartnameler uyarınca sorumluluğun yüklenici firma olan diğer davalı … İnş. San. Ve Tic. A.Ş.’ne ait olduğunu, müteahhit tarafından yapılan çalışmalar sırasında zarar verildiğine ilişkin hiçbir delil, kayıt, bilgi ve belge sunulmadığını, oluşacak bu hasardan dolayı müvekkil İdarenin sorumlu tutulamayacağını, öte yandan anılan tarihte diğer davalı … İnş. San. Ve Tic. A.Ş. çalışmasının bulunduğu müvekkil idare yazışmaları ile sabit olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın muhatabının diğer davalı … AŞ olduğunu, müvekkili idarenin belirtilen adreste herhangi bir çalışmasının olmaması nedeniyle meydana gelen hasarda bir kusuru olduğunun da düşünülemez olduğunu, haksız fiil iddiasına dayanan huzurdaki davanın kusur sorumluluğunu gerektirmesi ve işbu kusurun ispat edilmesi gerektiğinden müvekkil idareye bu nedenle bir sorumluluk yüklenemeyeceği açık olduğunu, talep edilen hasar bedelinin rayice ve gerçeğe uygunluğu şaibeli olduğunu, gerçek hasar bedelinin belirlenmesi gerektiğini, tüm bu yönlerle de bedele ayrıca itiraz ettiklerini, tek taraflı olarak tutulmuş hasar tutanaklarını ve oluşturulmuş hasar hesabını kabul etmelerinin mümkün olmadığını, davacının her ne kadar montaj ve işçilik bedelleri talep etmekte ise de, zararı … Birim Fiyatlarına göre hesaplandığını, davacının montaj ve işçilik bedeli talebinin karşılanması durumunda, mükerrer bir ödeme söz konusu olacağının açık olduğunu, bu nedenle söz konusu talebin reddi gerektiğini ayrıca davacı, onarımları, yeraltı arıza onarım hizmet alımı yoluyla arızaların nitelik ve niceliğine ve kimin hasarı oluşturduğuna bağlı olmaksızın yüklenicisine bedel ödediğinden, davacı hasarın giderilmesi için özel olarak işçi tutmadığını, araç kiralamadığını ve harcama yapmadığını, -Davanın; müvekkil idarenin iddia olunan hasarın meydana geldiği adreste müvekkil idarenin hiçbir çalışması olmaması ve bu nedenle kusur izafe edilemeyeceği açık olması ve zamanaşımı itirazlarımız dolayısıyla husumet yokluğu ve zamanaşımı nedeniyle usulden reddine, davacının ispat edemediği davasının icra inkar tazminatı ve diğer tüm talepleriyle birlikte esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın; 02/06/2017 tarihinde … ilçesi … Mah. … cad. Adresinde yapılan çalışma esnasında davacıya ait kablo ve tesisatta meydana gelen hasara ilişkin hasar bedeli tespiti için …. İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
….İcra Dairesinin …esas sayılı takip dosyasında; alacaklının …A.Ş., borçluların … Genel Müdürlüğü ve … AŞ olduğu, 344,62-TL asıl alacak, 7,05-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 352,67-TL asıl alacağa ilişkin olduğu, takibin 02/06/2017 tarihinde … ilçesi … Mah. … caddesi adresinde meydana gelen hasar bedeline ilişkin alacağa dayalı ilamsız takip olduğu, 05/09/2017 tarihli ödeme emrinin borçlulardan … Genel Müdürlüğü’ne 15/09/2017 tarihinde borçlulardan … AŞ’ye ise 21/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu … Genel Müdürlüğü vekilinin 20/09/2017 tarihinde ve borçlu … AŞ vekilinin ise 29/09/2017 tarihinde süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 03/02/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge die bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı anlaşılmakla eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın zamanaşımı itirazı yönünde yapılan incelemede;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Zamanaşımını düzenleyen 72.maddesinin 1.fıkrasında “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almakta, aynı Kanunun rücu istemi halinde zamanaşımını düzenleyen 73. Maddesinde “Rücu istemi, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde tazminatın tamamının ödendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmü yer almakta, yine aynı kanunun zamanaşımını kesen sebepler başlığı altındaki 154/2. maddesinde zamanaşımını kesen diğer sebepler yanında alacaklının icra takibinde bulunmasının da zamanaşımını keseceği, 156.maddesinde zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı vurgulanmış, zamanaşımının kesilmesinden sonra alacaklının fiili ile yeni bir sürenin başlaması başlığı altındaki 157/2.maddesinde de zamanaşımı icra takibiyle kesilmişse “alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlayacağı” hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda; kablolardaki hasarın 02/06/2017 tarihinde meydana geldiği, davacı (takip alacaklısı) tarafından zamanaşımı süresi içinde ….İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emrininborçlulardan … Genel Müdürlüğü’ne 15/09/2017 tarihinde borçlulardan … AŞ’ye ise 21/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu … Genel Müdürlüğü vekilinin 20/09/2017 tarihinde ve borçlu … AŞ vekilinin ise 29/09/2017 tarihinde süresi içerisinde itiraz dilekçeleri sunduğu, davacı alacaklı tarafından eldeki itirazın iptali davasının 28/04/2020 tarihinde açıldığı, davacı alacaklının ilk ve son işleminin takip talebi olduğu, İcra Dairesince 03/02/2021 tarihli ödeme emrinin davalı borçlu … Genel Müdürlüğü’ne 15/09/2017, davalı borçlu … AŞ’ye ise 21/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihi sonrasında herhangi bir işlem yapmadığı görülmüştür.
Zamanaşımını kesen işlemler; icra takibini sonuca doğru ilerleten ve bulunduğu safhadan alıp bir adım öteye götüren işlemler olup, 6098 Sayılı TBK.md.157/2 “takibe ilişkin her muamele” ifadesinin anlamının, alacaklı veya icra dairesinin takibi yeni bir aşamaya ulaştıran işlemleri olarak anlaşılması gerektiği açıktır.
Bu nedenle ödeme emrinin tebliğinden itibaren takip dosyanın işlemsiz bırakıldığı ve davalı borçlu … yönünden son işlem ödeme emrinin tebliği tarihi olan 15/09/2017 tarihinde, davalı borçlu … yönünden ise son işlem ödeme emrinin tebliği tarihi olan 21/09/2017 tarihinde zamanaşımının kesildiği ve alacaklı veya icra dairesince yapılan her işlemden sonra sürenin tekrar işlemeye başlayacağı, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 73. Maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin bu tarihten sonra tekrar işlemeye başladığı ve davalı borçlu … Genel Müdürlüğü yönünden15/09/2019 tarihinde; davalı borçlu … AŞ yönünden ise 21/09/2019 tarihinde dolduğu ve zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşıldığından zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Zamanaşımı nedeniyle davanın reddine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 351,67-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/06/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.