Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/825 E. 2023/648 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/825 Esas
KARAR NO:2023/648

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/12/2021
KARAR TARİHİ:04/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket iş sağlığı ve iş güvenliği hizmeti vermek üzere kurulmuş bir anonim şirket olduğunu, davalı şirket ile 01.04.2019 tarihli OSGH Hizmet sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme uyarınca müvekkil şirket davalı şirkete iş sağlığı ve güvenliği hizmeti verdiğini, sözleşmenin bir yıl geçerli olduğu, sözleşme uzatma ve feshinin belirlendiği, davacı şirket 2020 Mart-2020 Temmuz aylarına ilişkin 6 adet ve 5.713,28 TL bedelli hizmet faturası düzenlediği ve karşı tarafa gönderdiği, taraflar arsındaki sözleşmenin 01.04.2020 tarihinde yenilendiği, davalı tarafça herhangi bir haklı neden gösterilmeden sonlandırıldığını, sözleşmenin 9/c maddesi gereğince sözleşme dönem sonuna kadar alacağa hak kazandığını, sözleşme yenileme tarihi 01.04.2020, 06.07.2020 sözleşme fesih tarihi olduğu, bakiye sözleşme süresinin 8 ay olduğu ve bu tutarın 9.618,96 TL olduğunu, davalı tarafın cari hesaba yaptığı ödemeler sonucu davacı şirketin 12.898.24 TL alacaklı olduğunu, ödeme yapılmadığı için ….Noterliğinden 13.11.2020 tarih ve … yevmiye ihtarı ikle bir kısım faturaya haksız şekilde iade ettiğini, ödenmeyen tutar için 11.10.2021 tarihinde ….İcra Müdürlüğünün … e sayılı dosyası ile 12.894.24 TL ilamsız takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini, arabulucu sürecinin yaşandığını beyanla davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, asıl alacağın % 20.sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket, davalı müvekkil tarafından fesh edilmiş bir sözleşmeye dayanarak müvekkil aleyhinde icra takibi başlattığı, neticesinde müvekkil şirket tarafından haksız icra takibine itiraz edildiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete kesilen bu faturalar, müvekkilin muhasebe kayıtlarına işlenmediği ve davacı tarafa iade edildiğini, 0″1.03.2020 tarihinde itibaren kesilen faturaların kayda alınmadığı ve ….Noterliğinden 13.11.2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iade edildiğini, davalı müvekkil şirketin taraflar arasındaki sözleşmeyi feshetmesinden bu yana davacı şirketten aldığı hiç bir hizmet bulunmadığını, sözleşmenin fesh edilmesi nedeniyle taraflar arasında sözleşmesel ilişki son bulmuş olsa da bir an için sözleşmenin devam ettiği düşünülse dahi, dava şirket tarafından davalı müvekkil şirkete hiç bir hizmet verilmemesi nedeniyle davacının taleplerinin ayrıca sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini, durum noter onaylı … tutanakları ile sabit olduğunu, belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davanın; 12.894,24 TL alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden celp edilmiş olup takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … AŞ, borçlunun … Ltd Şti olduğu, takibin 12.894,24-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının bakiye fatura alacağı olduğu, 11/10/2021 tarihli ödeme emrinin borçluya 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden evvel 13/10/2021 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamında toplanan tüm deliller, takip dosyası ile davacının/davalının ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının davalıdan alacağı varsa miktarı ile defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi 01.11.2022 tarihli raporunda; davacı ile davalı arasında 01.04.2019 tarihinde İş Güvenliği hizmeti nedeniyle bir yıl süreli sözleşme imzalanmış olduğu, davacının verdiği hizmete karşılık aylık 400 TL + kdv = 904.00 TL hizmet bedeli aldığı, faturalar düzenlediği, Sözleşmenin 8. Maddesinde 3 ay önceden bildirim ile sözleşme feshinin ihbar edilmesi koşulunun yer aldığı, dosyada mübrez olarak sözleşmenin 8 ve 9.maddelerinde de sözleşmenin uzatılması ve feshi konularında getirilen kuralların yazıldığı, söz konusu hükümlerin değerlendirilmesinin hukuki olması ve bu durumun uzmanlık alanımız dışında olması nedeniyle bu hükümlerin değerlendirilmesi ile takdiri ve nihai kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu, dava konusu itiraza uğrayan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, davacı ticari defterlerin VUK gereği açılış onayı olduğundan sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, davalı şirketin ticari defterlerini inceleme sırasında sunmadığı, davacının takipten önce alacağın ödenmesi için noter ihtarı ile talep ettiği görülmediğinden davalının temerrüdünün takiple birlikte oluştuğu, mahkemece davalının sözleşme feshinin haklı nedenlere dayanmadığını kabulü halinde davacının İstanbul 28.İcra Müdürlüğü … dosyasında talep ettiği 12.894,24 TL alacağının tespit edildiği, davacı alacağı 12.894,24 TL.nin kabulünün mahkemenin takdirinde olduğu, kabulü halinde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 ve değişen oranlarda TC Merkez Bankası avans faizi oranı üzerinden faiz işletilebileceği hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Davalı vekilinin rapora beyan ve itirazları kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılarak davalının ticari defter ve belgelerinin incelenmesi yönünde ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi 15.07.2023 tarihli ek raporunda; kök raporda da açıklandığı üzere tarafların ticari ilişkisini oluşturan 01.04.2019 tarihli sözleşmedeki, sözleşmenin uzatılması ve feshi konularında getirilen kuralların değerlendirilmesinin hukuki mahiyette ve uzmanlık alanımız dışında olması nedenleriyle bu konuda herhangi bir yorum yapılamadığı, söz konusu hükümlerin değerlendirilmesi ile takdiri ve nihai kararın Mahkemeye ait olduğu, davalı şirket tarafından 2020, 2021 ve 2022 yılı ticari defter ve kayıtların ibraz edildiği, davacı tarafından 01.06.2020 tarihinde kadar düzenlenen faturaların 2/b maddesinde açıklandığı üzere davalı kayıtlarında yer aldığı, 30.06.2020 tarihinde davalının davacıya 320-SATICILAR hesabında toplam 1.178,40 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı şirket tarafından Temmuz 2020 ayından itibaren hizmet alınmamasına karşılık Davacı tarafından 01.09.2020, 01.10.2020 ve 02.11.2020 tarihlerinde düzenlenen toplam 11.715,84 TL.lık faturanın davalı şirket kayıtlarında yer almadığı, davalı tarafından ….Noterliğinden düzenlenen 13.11.2020 tarihli ihtarname ile faturaların kabul edilmeyerek davacı şirket iade edildiği, davalı şirketin sunduğu 2020 yılı defterlerinden Yevmiye kapanış noter onayı görülmediği, 2021 yılı defterlerinin ise onaylarının usulüne uygun ve süresinde yapıldığı bu yıla ait defterlerin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, yapılacak hukuki değerlendirmeye göre, Davacının talep ettiği toplam 12.894,24 TL. Alacağın kabulünün mahkemenin takdirinde olduğu, davacının haklı görülerek kabulü halinde talep edilen alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 16,75 ve değişen oranlarda TC Merkez Bankası avans faizi oranı üzerinden faiz işletilebileceği hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
….İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti incelendiğinde; alacaklının … AŞ, borçlunun … Ltd Şti olduğu, takibin 12.894,24-TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının bakiye fatura alacağı olduğu, 11/10/2021 tarihli ödeme emrinin borçluya 16/10/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden evvel 13/10/2021 tarihinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 23/12/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı gibi takip tarihi ile dava tarihi arasında da 1 yıldan az süre bulunduğu görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Davanın esası yönünden yapılan incelemede; öncelikle bilirkişi kök ve ek raporlarında taraflar arasında akdedilen ve davalı tarafından feshedildiği belirtilen sözleşmeye ilişkin feshin haklı olup olmadığı konusunda uzmanlık alanı olmaması nedeniyle değerlendirme yapılmadığından bu husus hukuki nitelendirmeyi gerektirdiğinden Mahkememizce resen ele alınmış olup, taraflar arasındaki sözleşmenin 01/04/2019 tarihinde akdedildiği, sözlemenin 8. Maddesine göre süresinin 1 yıl olduğu, bu durumda sözleşmenin bitiş tarihinin 01/04/2020 olduğu, yine sözleşmenin 8. Maddesinde sözleşmeyi sona erdirmek isteyen tarafın sözleşme bitiminden en az 3 ay öncesinde yazılı bildirimde bulunmaması halinde sözleşmenin kendiliğinden yenileneceğinin, kararlaştırıldığı, davalının davacı şirkete gönderdiği …. Noterliği 06/07/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile verilen hizmetin mart 2020 tarihinden itibaren aksatılması nedeniyle iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sonlandırılmasının ve tüm evrakların davalı şirkete teslim edilmesinin istendiğinin bildirdiği, anılan ihtarname dışında dosya kapsamında sözleşmenin feshine dair başkaca bir yazılı bildirime dair belge sunulmadığı, böylece taraflar arasındaki sözleşmeye ilişkin olarak davalının ilk fesih bildiriminin 06/07/2020 tarihli ihtarname ile yapıldığı, sözleşmenin 8. Maddesine göre 01/04/2019 tarihli sözleşmenin sona erme tarihi olan 01/04/2020 tarihinden en az 3 ay önce yani en geç 01/01/2020 tarihine kadar davalı tarafça sözleşmenin feshedileceğinin bildirilmemesi nedeniyle sözleşmenin 01/04/2020 tarihi itibariyle yenilendiği ve yenilenen sözleşmenin bitiş tarihinin 01/04/2021 olduğu, davalı tarafın sunmuş olduğu mail yazışmalarından davalı tarafın davacıya 23/06/2020 tarihinde tarihli e postada sözleşmenin bitiş tarihini sorması üzerine davacı tarafın cevap olarak gönderdiği mailde de bu tarihin doğru olarak 01/04/2021 olarak davalıya bildirildiği görülmüş, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 9. Maddesinde sözleşme bedelinin art arda 3 ay ödenmemesi halinde davacıya fesih hakkı tanındığı bunun dışında sözleşme şartlarının yerine getirilmemesi halinde hiçbir gerekçe ile taraflara fesih hakkı tanınmadığının açık şekilde bildirildiği, davalının fesih ihtarnamesinde fesih gerekçesi olarak hizmet alımının taraflarınca sonlandırıldığı şeklinde belirtildiği ancak sözleşmenin 01/04/2020 tarihinde yenilendiği ve sözlemenin 8. Ve 9. Maddesi birlikte değerlendirildiğinde davalıya bu gerekçeyle fesih hakkı tanınmadığı bu nedenle netice olarak davalı tarafça yapılan feshin haksız olduğu değerlendirilmiştir.
Mahkememizce alınan bilirkişi kök raporunda davalı taraf incelemeye katılmadığından defterlerinin incelenemediği ancak alınan bilirkişi ek raporuyla davalı defterlerinin de incelendiği, bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde tarafların defter kayıt ve dayanağı belgeleri, tarafların BA BS formlarının incelendiği, tarafların defterlerinin usule uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacının 2020 yılı eylül ayında aylık ücretinin 800,00-TL’den 1.032,00-TL’ye yükseltmesi nedeniyle fiyat farkı faturası dahil olmak üzere 01/09/2020 tarihinde toplamda 4.508,92-TL tutarında 4 adet fatura düzenlediği, sonrasında 01/10/2020 tarihli ve 02/11/2020 tarihli toplamda 7.312,92-TL tutarlı iki fatura dahil olmak üzere 6 adet fatura düzenlediği, 01/09/2020 tarihli 4 adet fatura ile 01/10/2020 tarihli ve 02/11/2020 tarihli iki fatura olmak üzere 6 faturanın davalı tarafça itiraza uğradığı, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 12.894,24-TL alacaklı olduğu,
Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere davalının davacı adına keşide ettiği …. Noterliği 06/07/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesine göre verilen hizmetin mart 2020 tarihinden itibaren aksatılması nedeniyle iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sonlandırılmasının ve tüm evrakların davalı şirkete teslim edilmesinin bildirildiği ve …. Noterliğinin 13/11/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile de daha evvel keşide edilen 06/07/2020 tarihli ihtarnamede de hizmet alınmayacağının bildirildiği ve bundan sonra hizmet alınmaması nedeniyle 01/09/2020 tarihli 4 adet fatura ile 01/10/2020 tarihli ve 02/11/2020 tarihli iki fatura olmak üzere toplam 11.715,84-TL bedelli 6 faturanın gönderildiğinin ve fatura içeriklerini kabul etmediklerinin bildirildiği görülmüş, davalının incelenen defterlerine göre ise en son davacının davalı adına düzenlediği 01/06/2020 tarihli faturanın davalı kayıtlarına alındığı, sonraki 01/09/2020 tarihli 4 adet fatura ile 01/10/2020 tarihli ve 02/11/2020 tarihli iki faturanın davalı kayıtlarına alınmadığı, davalı defterlerine göre davalının davacıya bakiye 1.178,40-TL borçlu olduğu, fatura bedelleri 5.000,00-TL’nin altında olması nedeniyle BA BS bildirimlerinin yapılmadığı, netice olarak davacı defterlerine göre davacı davalıdan bakiye 12.894,24-TL alacaklı iken davalı defterlerine göre davalının davacıya bakiye 1.178,40-TL borçlu olduğu olduğu, taraf defterleri arasındaki bu farkın davacı defterlerinde kayıtlı olan ancak davalı defterlerine kaydedilmeyen ve davalının davacı tarafça hizmet almaması nedeniyle içeriğini kabil etmediğini ihtarname ile bildirdiği 01/09/2020 tarihli 4 adet fatura ile 01/10/2020 tarihli ve 02/11/2020 tarihli iki fatura olmak üzere 4 adet toplam 11.715,84-TL tutarındaki faturalardan kaynaklandığı, davacı tarafça davalıya tebliğ edilen 01/09/2020 tarihli 4 adet fatura ile 01/10/2020 tarihli ve 02/11/2020 tarihli fatura içeriğinin kabul edilmediğinin davalının davacı adına keşide ettiği …. Noterliğinin 13/11/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği, ancak davalının teslim aldığını kabul ettiği bu faturaların içeriğine 8 günlük itiraz süresi geçirildikten sonra itiraz edildiği bu nedenle fatura içeriklerinin kesinleştiği değerlendirildiğinden davacının takip konusu edilen tutar kadar davalıdan alacaklı olduğu, davalının takibe itirazının haksız olduğu değerlendirildiğinden davalının itirazının iptali ile tarafların tacir olması nedeniyle avans faizi talebinin de yerinde olduğu değerlendirildiğinden takibin aynı koşullarla devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptaline, takibin aynı koşullarla devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 2.578,85-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 880,81-TL harçtan peşin alınan 155,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 725,07 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 155,74-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı, 102,00-TL tebligat/ posta gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.325,54-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2 maddesi uyarınca 12.894,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır