Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/804 E. 2022/971 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/804 Esas
KARAR NO :2022/971

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/12/2021
KARAR TARİHİ:30/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı, davalı … … ye 27/05/2013 tarihinde aralarındakı ticaretle istinaden dava dışı …’a iletilmek üzere 49.336 USD ödediğini, davalı bu ödemeyi davacıdan alırken dava dışı … adına aldığına dair davacıya makbuz verdiğini, … bu ödemenin kendilerine adına alındığını İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi … E dosyada inkar ettiklerini, bahsi geçen ödeme ile ilgili olarak davalı … dava dışı … hakkında icra takibi yapıldığını, davalı ve diğer borçlular takibe itiraz ettiklerini, Itırazm iptali davasına dair zorunlu arabuluculuk başvurusu da anlaşamamazlık ile sonuçlandığını, arz ve İzah olunan ve re’sen tensip buyuracağınız sair nedenlerle davalının …. İcra Dairesi … E sayılı dosyasına itirazının iptali ile takibin aynen devamına, haksız icra takibi nedeni ile davalının tarafımıza %20 inkar tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı ile davacı taraf arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı gibi, davalı tacir de olmadığını, ilgili yasa hükümleri gereği, davacı tarafça sayın mahkemeniz huzurunda ikame edilen davanın, davaya bakmakla yetkili ve görevli olan asliye hukuk mahkemeleri nezdinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafça icra takibine konu edilen ve dava dilekçesi ekinde yer verilmiş olan evrakta yer alan imza davalıya ait olmadığını, davalı ile hiçbir ilgisi olmayan ve davalının imzasını taşımayan söz konusu alındı belgesiyle sözde bir kısım ödemenin başka bir dava konusu alacağa istinaden davalıya verildiği ve davalı tarafından da iddia konusu ödemenin alındığı hususlarındaki iddialar bütünüyle mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, yukarıda açıklanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; öncelikle sayın Mahkemeniz görevsiz olduğundan, görevsiz mahkemede ikame olunan davanın usulden reddine, aksi halde huzurdaki mesnetsiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine, Karar verilmesi talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; 27.05.2013 tarihli 49.336 USD bedelli belgeye dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davada; …. İcra Dairesi … E dosyası, arabuluculuk Dosyası, 27.05.2013 Tarihli Ödeme Belgesi vs her türlü yasal delile dayanmıştır.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, ilamsız takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … borçlu …, …olduğu, 411.462,00 TL (49.225 USD) alacak için 14/06/2021 tarihinde takibe girişildiği, davalı/ borçluya usulüne uygun tebligatın yapıldığı borçlunun süresi içerisinde borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin dayanağının 27.05.2013 tarihinde 49.336 USD bedelli belgeye istinaden ilamsız takibe girişildiği görülmüştür.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 05/09/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; Davacı tarafıdan elden ödediği bedelin ispatlanması halinde; mahkemenizce davacı tarafından davalı tarafa verildiği iddia edilen 49.336 USD’nin yukarıda mahkemeye delil olarak sunulan ve whsap yazışması mahkemenizce kabul edilmesi halinde davacı tarafın davalı tarafından 49.336 USD alacaklı olduğu, davacı tarafıdan elden ödediği bedelin ispatlanmaması halinde; mahkemenizce Davacı tarafından davalı tarafa verildiği iddia edilen 49.336 USD’nin yukarıda mahkemeye delil olarak sunulan ve whsap yazışması Mahkemenizce Kabul edilmemesi halinde davacı tarafın davalı tarafından borçu/alacağı olmayacağı, sonuç ve kanaatine varılmaktadır. Elbetteki nihai takdir ve karar sayın mahkemenize aittir. Davacının talep ettiği 49.336 USD bedelin ödendiğine ilişkin Ticari Defter Ve Belgelerinde yer almadığı , Davacı tarafın davalı …’ye yapılan ödemenin ispatı davacı tarafa aittir. Davalı tarafından yalnızca imza inkarında bulunulduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Tarafların gerçek kişi tacir kaydı olup olmadığı ile ilgili İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabı incelendiğinde tarafların gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davalının hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir(esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir(esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, davalı faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşıp aşmadığının tespiti bakımından … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevabı incelendiğinde, mükellefler grubunda yer almadığı bildirilmiştir.
Davacının hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir(esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir(esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, davalı faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşıp aşmadığının tespiti bakımından … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevabı incelendiğinde, ödevlinin 01/08/1993 tarihinde Kumaş Toptan Ticareti (MANİFATURA Ürünleri Dahil) işinde dolayı mükellefimiz olduğu, 29/09/1998 tarihinde iş yerini terk ettiği, aynı zamanda … vergi kimlik numarasında kayıtlı … … Tekstil Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’ nin kanuni temsilcisi olduğu, söz konusu şirketin ise Dairemize elektronik ortamda vermiş olduğu 2021/1-12 Kurumlar Vergisi Beyannamesinde ödevli kurumun Bilanço Esasına göre defter tuttuğu bildirilmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, anılan kanunun 5.maddesinde Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya uyuşmazlığın ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olmasını sağlamaz. Başka ifade ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınır.
Somut olayda, uyuşmazlığın dayanağı 27.05.2013 tarihli belgeye istinaden ilamsız takip sebebi ile açılan itirazın iptali davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır. TTK’nun 4. Maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na atıfla mutlak ticari dava konusu kabul ettiği sözleşmelerden de değildir.
Davalı yanın görev itirazında bulunduğu, davacı ve davalının gerçek kişi tacir kaydı olup olmadığı ile ilgili İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevaplarında gerçek kişi tacir olmadığı, davacı ve davalının hangi esasa göre defter tuttuğu, ikinci sınıf tacir(esnaf) olup olmadığı, eğer ikinci sınıf tacir(esnaf) ise ve işletme defteri tutuyor ise; VUK’un 177/2 fıkrasında düzenlenen hadlere göre, davalı faaliyetinin esnaf faaliyet sınırını aşıp aşmadığı ilgili vergi dairesinden sorulduğu, gelen müzekkere cevapları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, taraflar arasında gerçekleşen işlem bu dava mutlak ve gerekse nispi ticari nitelikte bir dava değildir. Bu nedenle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili istanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)HMK’nun 114/(1)-c ile 115/(2) madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten itibaren, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesini talep ettikler takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtarına,
4-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine ,
Dair Davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi.30/12/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır