Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/673 E. 2022/774 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/673 Esas
KARAR NO:2022/774

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/06/2016
KARAR TARİHİ:04/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin Tel örgü vb. ürünleri satımını yaptığını, davalıyla 14.036,10 TL üzerinden anlaştıklarını, davalı yanın 3.000,00 TL ödeme yaptığını, geriye kalan 11.036,10 TL ödenmediğini, işbu alacağın ödenmemesi üzerine davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davacı tarafla tel örgü satın almak için irtibata geçtiklerini, bunun için peşin olarak 3.000,00 TL’yi banka aracılığı ile gönderdiklerini, tel örgüyü şirket yetkilisinin teslim almadığını, bu sebepte de dava konusu talebin haksız ve dayanaksız olduğnu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; İİK’nun 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına, banka dekontuna, sevk irsaliyesine, faturaya, ticari defterlere, banka kayıtlarına, bilirkişi incelemesine ve tanık deliline dayanmışlardır.
Mahkememizin 03/11/2017 tarih 2016/… E. 2017/… K. Sayılı kararı ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş, verilen bu hüküm davalı tarafça istinaf edilmekle dosya İstanbul BAM’a gönderilmiş,
İstanbul BAM 44. HD nin 07/10/2021 tarih 2020/479 E. 2021/1060 K sayılı ilamı ile; “Davacı, davalı tarafa tel örgü sattığını, karşılığında 3.000,00 TL ödendiğini, ancak bakiye bedelin ödenmediğini iddia ederken, davalı, fatura konusu ürünün teslim edilmediğini ileri sürmüştür. Taraflar arasında tel örgü satışına ilişkin bir sözleşme kurulduğu ve sözleşme kapsamında davalının davacıya 3.000,00 TL ödediği hususlarında bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, icra takibinin konusunu oluşturan faturaya konu malın davalı tarafa teslim edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yalnızca davacı tarafın sunduğu usûlüne uygun tutulan defterlere göre tespit edilen 11.036,10 TL (icra takibinde asıl alacak miktarıdır.) üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa ki teslim hususunda ispat yükü davacı üzerinde olup, bu hususta 17.05.2016 tarih ve … no’lu sevk irsaliyesine dayanılmış olmasına rağmen, gerek bilirkişi raporunda ve gerekse bu rapora itibar edilerek Mahkemece verilen hükümde bu husus tartışma konusu dahi yapılmamıştır. Söz konusu sevk irsaliyesinin altında teslim alan kısmında tam olarak okunamamakla birlikte davacı iddiasına göre ”…” isim ve imzasının yer aldığı görülmüş, Mahkemece bu hususta herhangi bir araştırma yapılmamış, teslim hususunda sunulan tek delil değerlendirmeye dahi alınmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, fatura düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığını ispata yeterli olmayacağı hususu gözetilerek, söz konusu sevk irsaliyesi altında isim ve imzası bulunan şahsın davalı şirket çalışanı veya yetkilisi olup olmadığı, fatura konusu malları imza karşılığında teslim alıp almadığının araştırılması, faturanın tek taraflı olarak düzenlendiği iddiası karşısında, dayanak faturanın davalının kabulünde olup olmadığının aydınlatılması amacıyla faturanın tebliğine ilişkin bilgi ve belgeler ile ilgili faturaya dair BA ve BS formlarının celbedilmesinden sonra varılacak sonuca göre karar verilmesidir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulüne” karar verilerek, dosya mahkememize gönderilmiş ve işbu esasa kaydedilmiştir.
İstanbul BAM kararına istinaden söz konusu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan kısmın tam olarak okunamamakla birlikte, davacı iddiasına göre “…” isim ve imzasının yer aldığı, buna istinaden söz konusu sevk irsaliyesi altında isim ve imzası bulunan şahsın davalı şirket çalışanı veya yetkilisi olup olmadığının tespiti bakımından SGK’ya müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevabında söz konusu isimli çalışanın bordrolu çalışan olarak bulunmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce tarafların bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak, BA-BS formlarının istenildiği, müzekkere cevaplarının dosyamız arasına celp edildiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, İstanbul BAM kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, davalı tarafa tel örgü sattığını, karşılığında 3.000,00 TL ödendiğini, ancak bakiye bedelin ödenmediğini iddia ederken, davalı, fatura konusu ürünün teslim edilmediğini ileri sürdüğü, taraflar arasında tel örgü satışına ilişkin bir sözleşme kurulduğu ve sözleşme kapsamında davalının davacıya 3.000,00 TL ödediği hususlarında bir uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlık, icra takibinin konusunu oluşturan faturaya konu malın davalı tarafa teslim edilip edilmediği noktasında toplandığı, söz konusu sevk irsaliyesi altındaki teslim alan kısmın tam olarak okunamamakla birlikte, davacı iddiasına göre “…” isim ve imzasının yer aldığı, buna istinaden söz konusu sevk irsaliyesi altında isim ve imzası bulunan şahsın davalı şirket çalışanı veya yetkilisi olup olmadığının tespiti bakımından SGK’ya müzekkere yazıldığı, gelen müzekkere cevabında söz konusu isimli çalışanın bordrolu çalışan olarak bulunmadığı, faturanın tebliğine ilişkin bilgi ve belgeler ile ilgili faturaya dair BA ve BS formlarının celbedilmesi bakımından ilgili vergi dairelerine müzekkere yazıldığı, müzekkere cevaplarında davalının faturayı vergi dairesine bildirmediği anlaşılmakla, teslim hususunda ispat yükü davacı üzerinde olması hususları da göz önüne alındığında, davacının davasının ispat edemediği anlaşılmakla, davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davalının kötünü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70 -TL harcın başlangıçta peşin alınan 133,18 -TL harçtan mahsubu ile bakiye 52,48 -TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-)Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 -TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/11/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır