Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/65 E. 2023/477 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/65 Esas
KARAR NO:2023/477

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/08/2019
KARAR TARİHİ:14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkilinin, inşaat ve kuyumculuk alanında şahıs şirketi ile ticari faaliyetlerini sürdürmekte olduğunu, Ekim 2014 – Şubat 2015 tarihleri arasında, davalı şirkete pırlanta ve çeşitlerinde muhtelif emtialar sattığını, ürünleri teslim alan davalı firmanın 43.000,00 TL bedeli müvekkiline ödemediğini, alacak miktarının kesin olarak tespiti için, ticari ilişkinin devam ettiği 08/10/2014- 01/02/2015 tarih aralıklarını kapsayacak şekilde davalının ticari defterlerinin incelenmesi, davalı şirketin, alacaklı davacıya ödeme yapması gerekirken, ihmali davranışta bulunarak, davacı adına sahte imza atan kötüniyetli yetkisiz 3. kişiye çek ciro ettiğini, davacının davalı firma ile ticari ilişki kurmasına vesile olan … adlı üçüncü kişinin, müvekkili ile tanışarak “…’de tanıdıkları olduğunu, komisyon ücreti ödemesi halinde, kuyumculuk yapan müvekkili için …’ye pırlanta satmasına aracılık yapabileceğini” söylediğini, bu tanışma üzerine … ile müvekkili arasında aracılık karşılığında komisyon ücreti ödemek sureti ile sözlü anlaşma sağlandığını ve davacı müvekkili … yetkilileri ile tanıştırıldığını, ilk olarak Ekim 2014’te pırlanta satımı gerçekleştiğini, Şubat 2015 tarihinde kadar parça parça pırlanta ve nevi muhtelif ürünler içerir 43.000,00TL bedelli satımlar gerçekleştirildiğini, …’ nin 3 aylık periyotlarla ya da en geç 6 ayın sonunda toplu ödeme gerçekleştireceğini sözlü olarak davacıya taahhüt etiğini, müvekkili tarafından sonradan öğrenildiği, bunun üzerine … isimli üçüncü kişinin, davacının haberi bile olmadan, davacının gıyabında …’ye giderek “hiçbir yetki belgesi ve kimlik sunmaksızın” müvekkili adını lehtar olarak yazarak müvekkili adına sahte imza atmak sureti ile çek cirolandığını, … yetkililerince hiç bir denetimden geçmeden yetkisiz üçüncü kişiye verilen sahte imzalı bu çeklerin, müvekkiline ödeme yapıldı olarak kayıtlarına geçildiğini, bahse konu iki adet çekin bilgileri ve davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olarak, varsaydıkları karşılıklarının; 1.ÇEK: Müvekkilden teslim aldığı ürünlerin karşılığı olarak” 30/05/2015 vade tarihli, 48.000,00TL bedelli … Seri numaralı … Bankasına ait” 2.ÇEK: (Daha sonra … yetkililerinden öğrenildiği üzere Müvekkilin bilgisi dışında …’in vaadi üzerine) sözde müvekkil tarafından satılacak yeni ürünlerin teminatı niteliğinde ön ödeme olarak ” 30/05/2015 vade tarihli, 50.000, 00TL bedelli … Seri numaralı … Bankasına ait” çek asıllarının Mahkeme kasalarında olduğunu, iki adet çek için de bilirkişi imza incelemesi yapılarak lehdar kısmında ve devamında “… isim ve imzalarının” müvekkilinin elinden sadır olmadığının ispat edildiğini, müvekkili davalı şirket yetkilileri ile hesap kapatmak üzere görüştüğünde kendisi yerine üçüncü kişiye çek verildiğini öğrendiğini, bunun üzerine davacı 04/04/2015 tarihinde derhal … hakkında “İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma numaralı dosya ile savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ve bahse konu çek için görünürde lehtar olarak 30/04/2015 tarihinde ” …. Asliye Ticaret Mahkemesi … D.İş. ödemeden men yasağı kararı alındığını, akabinde, yine çekin arkasında sahte imza ve müvekkilinin adının kullanılarak müvekkilinin tanımadığı ve hiçbir ticari ilişkisi olmadığı bir başka kişiye cirolandığını ve bu çeklerde son olarak tanınmayan 3. kişi tarafından faktoring şirketlerine verildiğini, Faktroing şirketleri her iki çek için icra takibi başlattığını, kambiyo takibi başlatan Faktoring şirketlerinin borçlu olarak keşideci … ve lehtar Müvekkil … ve müvekkilinin tanımadığı ve ticari ilişkisi olmadığı üçüncü ciranta …’n borçlu olarak nitelendirildiğini, takip borçlusu tarafından icra dairelerinin hesabına ödeme yapılarak icra dosyalarının infaz edildiğini belirterek, şimdilik fazlaya ilişkin ıslah ve talep hakları saklı kalmak üzere, 43.000,00TL harca esas değer üzerinden açılan davanın kabulünü, davanın açıldığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi ile taraflarına ödenmesini, davalının toplam borcunun tespit edilerek taraflarına ödenmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının talep ettiği alacak iddiasına karşılık, davalı müvekkili şirket tarafından davacının birlikte çalıştığı ve ortağı bulunan …’e teslim edilen çekler ile davalı ödemelerini fazlası ile gerçekleştirdiğini, davacı fazla olarak aldığı ön ödeme niteliğindeki çek ödemelerine karşılık taahhüt ettiği ürünleri, müvekkili şirkete teslim etmediğini, davacının İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı … Soruşturma numaralı dosyasında da belirttiği üzere … ile birlikte çalıştıklarını ve kendisi adına davalı şirketlerinden çeklerin alındığını, fakat davacıya teslim edilmediğini … tarafından güveninin kötüye kullanıldığını beyan ettiğini, bu kapsamda, davalı müvekkili şirketleri ile davacı arasında herhangi bir husumetin bulunmadığını, davacının kendisinin güvenini kötüye kullandığını iddia ettiği ve bahse konu çekler arkasına davacının kaşesi üzerine imza atan kişi veya kişilere husumetini yöneltmesi gerekirken, taraflarına yöneltmiş olması sebebiyle husumet yokluğundan, davanın reddinin gerektiğini, davalı müvekkili şirket ile davacı arasında ticari ilişki kurulduğunu, davacıya almış oldukları malların borcunun ödenmiş ve teslim edeceğini taahhüt ettikleri mallar sebebi ile de ön ödeme dahi yapıldığını, fakat müvekkili davalı şirketin yapmış olduğu ön ödemenin karşılığını alamadığını, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde davacının taraflarından alacağının olmadığını, aksine taraflarına borcu bulunduğunu belirterek, karşı dava açma hakları saklı kalmak kaydı ile davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında ticari alım satım ilişkisi kapsamında düzenlenen faturadan kaynaklanan alacak ve davalının davacıya borçlu olduğu tutarın belirlenmesine ilişkin tespit taleplerine ilişkindir.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas Sayılı Dosyasında Dava dilekçesinin incelenmesi sonucunda; Davanın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine açıldığı, uyuşmazlığın tacir olan tarafların ticari ilişkisinden kaynaklandığı ve takip dayanağı belgenin fatura olduğu anlaşılmakla 6102 sayılı Kanun’un 5. Maddesi uyarınca; davaya bakmaya Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan mahkmemizin görevsizliği nedeniyle 6100 sayılı yasanın 114. Maddesi uyarınca; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştikten sonra İstanbul Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle 31/10/2019 Tarihinde … Karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı vermiştir. Görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin 2021/65 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mali Müşavir … tarafından imzalı 07/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının, davalıya ticari ilişki boyunca 62 adet fatura ile 44.666,08 TL bedelli fatura kestiği, davalının bu faturalardan 52 adet 36.782,92 TL bedelli faturayı kayıtlarına işlediği, 10 adet 7.883,16 TL tutarlı faturayı kayıtlarına işlemediği ve BA formunda göstermediği, davalı kayıtlarında, davacıdan 61.217,08 TL alacağının işli olduğu, davalının davacıdan aldığı fatura bedellerine ilişkin dava dışı …’a 25.12.2014 tarihinde tediye makbuzu ile 98.000 TL çek avans ödemesi yaptığı, dava dışı 3. kişinin bu avans bedellerini davacıya teslim etmeyerek zimmetine geçirdiği ve çeklerin yine dava dışı kişiler tarafından icraya konu edildiklerinden davalı … tarafından ödemelerinin yapıldığı, çek ödemelerinin davalı tarafından yapılması ile birlikte davacı tarafından, davalı aleyhine faturalardan kaynaklı alacak davası ikame edildiği, taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığı ve davacının, davalıya kestiği 52 adet 36.782,92 TL tutarlı faturanın davalı kayıtlarında mevcut olduğu, 10 adet 7.883,16 TL tutarlı faturanın ise kayıtlı olmadığından, davacı tarafın bu faturalar nedeniyle; davalıya mal/hizmet satışı yaptığını ve faturaları davalıya tebliğ ettiğine dair tebliğ belgesi sunması gerektiği, davalının davacı adına tediye/ödediği miktarın “Yetkisiz Temsilci” ye yapılan ödeme olup olmadığı hakkında yorum yapma mesleki tecrüben dışı konu olduğundan bu konunun mahkemenin takdirinde kaldığı, eğer sayın mahkemece davacının ve davalının anlatımları doğrultusunda dava dışı …’in yetkili ve/veya davacı adına tahsilat yetkisi olduğuna dair karar ittihazı halinde davacının red edilmesi gerekeceği, dava dışı …’in yetkisiz kişi olduğuna dair karar ittihazı halinde de, taraflar arası ilişkide davalının, davacıya teslim etmesi gereken ödeme/tediyeyi dava dışı 3. kişiye teslim ettiğinden davacının, davalıdan 36.782,092 TL alacaklı olduğunun değerlendirilmesi ve bu alacağa dava tarihinden itibaren yıllık % 19.75 oranından başlayacak değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerekeceği kanaatine varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
İddia; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıya sattığı pırlanta ve muhtelif emtialara ilişkin bedelin ödenmediğinden bahisle faturalarla satılan ürünler için şimdilik 43.000,00-TL tutarındaki alacağın mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş,
Davacı taraf iddiasında davalının dava dışı üçüncü kişi …e verdiği 48.000,00-TL ve 50.000,00-TL bedelli iki adet çek için suç duyurusunda bulunduğunu, çeklerde davalının keşideci davacının lehtar olduğunu ve her iki çekte de lehtar olarak atılan imzaların davacıya ait olmadığını, çeklerin davalı tarafından dava dışı üçüncü kişi …e verildiği ancak sahte imza ile cirolandığını belirtmiş, dava dilekçesi ekinde yer alan iki adet raporda iki çekteki lehtar cirosu imzalarının dav davacının eli ürünü olmadığı belirlenmiş, bu nedenle Mahkememizce imza incelemesi yapılmaya gerek görülmemiştir.
Davalı taraf savunmasında çeklerin davacının ortağı olarak üçüncü kişi …e verildiği ikrar edilmiş, dava dışı üçüncü kişi … de CBS soruşturma dosyasındaki ifadesinde çekleri davalıdan aldığını ve kendisi adına kullandığını, davacıdan alacağı olduğunu belirtmiştir.
Çeklerin davacı tarafından teslim alınmadığı, davalı tarafından davacı adına düzenlenerek dava dışı üçüncü kişi …e verildiği hususu hem davacının iddiası hem davalının cevap dilekçesindeki savunması hem de üçüncü kişinin soruşturma dosyasındaki beyanı dikkate alındığında taraflar arasında çekişmesiz olup, burada çözümlenmesi gereken ise; davalının davacı adına düzenlediği çekler nedeniyle çek bedelleri toplamı kadar davacıya ödeme yaptığının kabul edilip edilmeyeceğidir. Dava dilekçesi ekindeki bilirkişi raporlarında çeklerdeki lehtar cirosundaki imzanın davacıya ait olmadığı belirlendiğinden ve davacı adına düzenlediği çekleri davacı dışında ortağı olduğunu iddia ettiği üçüncü kişiye teslim etmesi ile basiretli bir tacir gibi hareket etmediği, ayrıca davacının incelenen defterlerinde de bu hususta bir kayıt olmadığı anlaşıldığından davalının davacı adına düzenlediği ancak davacının haberi olmayan ve davacıya teslim edilmeyen çekler nedeniyle davacıya ödeme yaptığı kabul edilemez.
Davacı ve davalı defterleri ile vergi kayıtları incelemesi neticesinde davacının davalı adına düzenlediği davaya konu 62 adet faturadan 52 adeti davalının kayıtlarında yer aldığı ve BA fırmunda gösterdiği, ancak 10 adet faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı, davalının BA form bildiriminde de bilinmadığı ve davacı tarafından bu 10 faturanın davalıya tebliğ edildiğine dair belge sunulmadığından davacının 52 fatura nedeniyle 36.782,92-TL tutarında alacaklı olduğu belirlendiğinden davanın bu tutar üzerinden kabulü ile dava tarihinden itibaren yıllık %19,75 ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, fazlaya dair (43.000,00TL-36.782,92TL) talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne,
36.782,92TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yıllık %19,75 ve değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 2.512,64-TL harçtan peşin alınan 734,34-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.778,30-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 181,50-TL tebligat/ posta gideri, 900,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.081,50-TL’nin haklılık durumuna göre 925,12-TL tutarındaki kısmı ile 44,40-TL başvurma harcı, 734,34-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.710,26-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine reddedilen kısım yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 6.217,08-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır