Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/638 E. 2023/248 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/638 Esas
KARAR NO:2023/248

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2014
KARAR TARİHİ:24/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili 30/12/2014 harç tarihli dava dilekçesi ile, Müvekkili Davacı … Şirketi … Bankacılık Üssü Veri Merkezi Kablolama işleri için tedarik ettiği malları Davalı … Şirketinden alındığını, Fatura bedellerinin alacağın temliki yoluyla ödeneceği kararlaştırıldığını, Bu sebeple Müvekkili Davacı … ile … arasında yapılmış 09/09/2013 tarihli, SAT-… numaralı Satın Alma Sözleşmesine istinaden doğan alacağın 320.000,00 USD+KDV lik kısmı Davalı …’e Satın Alma Sözleşmesinde belirtilen ödeme şartlarıyla temlik edildiğini, Müvekkili Davacı … ile Davalı … arasındaki 25/11/2013 tarihli Temlik Sözleşmesinin ” Temlik alan’ın Yükümlülükleri ” maddesinde SAT-… numaralı “Satın Alma Sözleşmesindeki ödeme şartları ve bu ödeme şartlarının gayrı kabili rücu olarak kabul edildiği açıkça yazıldığını, Temlik edilen ödeme yapılarak Davalıya olan borcun kapatıldığını, Müvekkili ile dava dışı … arasındaki SAT-… numaralı “Satın Alma Sözleşmesindeki ödeme şartları ise 4.2 maddede düzenlendiğini, bu maddede aynen şu şekilde yazdığını, Temlik Sözleşmesi İle 320,000,-USD+KDV yani 377.589,43.-USD tutarındaki alacağını fatura tarihindeki T.C.M.B. döviz satış kuru üzerinden tahsil etmeyi kabul eden davalı bu alacağına istinaden Müvekkil şirkete 29/11/2013 tarihli 464.866,26.-TL bedelli ve 29/11/2013 tarihli 297.999,02,-TL bedelli toplam 762.865,28,-TL’lik iki adet fatura kestiğini, Bu faturalara karşılık Müvekkili Davacı … tarafından 27/12/2013 tarihinde 762.865,28.-TL Ödenerek borç kapatıldığını, Daha sonra Davalı … tarafından vade/kur farkı sebebiyle ilave ödeme talep edilmiş ancak bu talep müvekkilce açık bir şekilde reddedildiğini, taraflar arasında ayrıca bir vade farkı/kur farkı anlaşması olmadığını, Bu borcun kapanmasından yaklaşık 6 ay sonra 17/06/2014 tarihinde Müvekkili Davacının muhasebe servisi başka bir ticari ilişki sebebiyle “NEXANS” firmasına ödemek yaptığı zannıyla isim benzerliği nedeniyle Davalı “…” firmasına sehven 111.515,92 TL ödeme yaptığını, Bu yanlışlık fark edilir edilmez durum Davalıya bildirilmiş ve sehven ödenen bedelin iadesi talep edildiğini, Davalı şirketten … 19/06/2014 tarihinde Müvekkil Şirket Genel Müdürü …’a gönderdiği e-postada ödemenin yanlışlıkla yapıldığını kabul etmiş ancak kur farkı sebebiyle alacaklı olduklarını ve bu nedenle yapılan ödemenin bir kısmının İade edilmeyeceğini bildirdiğini, Daha sonra Davalının, Müvekkilin sehven yaptığı ödemeden bir gün önce …. İcra Müdürlüğünün 2014/… E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığı Müvekkiline 25/06/2014 tarihinde tebliğ edilen ödeme emriyle öğrenildiğini, Bu ödeme emrine 30/06/2014 tarihinde Müvekkili adına borcumuz yoktur gerekçesiyle itiraz edildiğini belirterek, davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu itirazının iptali ve takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, müvekkili Davalı … Davacı …’e toplam 377.600,00 USD (ÜçyüzyetmişyedibinaltıyüzAmerikanDoları) tutarında bir kısım ürünler sattığını, davacı borcunu ifa amacıyla …Bankasından olan alacağının 320.000,00 USD+KDV kadar tutarını müvekkili Davalıya 25.11.2013 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik ettiğini, 25.11.2013 tarihli temlik ifa uğruna temlik olduğunu, Davacı dava dilekçesinin 3 nolu bendinde “Temlik edene ideme yapılarak Dayalıya olan borç kapatılmıştır şeklinde yanlış ve yanıltıcı bir yorum yaparak alacağın ifa yerine temlik edilmiş olduğu izlenimini yarattığını, Oysa temlik sözleşmesi incelendiğinde taraf iradelerinin bu yönde olmadığı çok açık olduğunu, Bilindiği gibi alacağın temliki temlik eden ve temlik alan tarafların iradeleri çerçevesinde (ifa yerine, ifa uğruna, teminat amacıyla, tahsil amacıyla gibi) çeşitli amaçlara hizmet edebileceğini, 25.11.2013 tarihli temlik sözleşmesinin “Konu” başlıklı B maddesi 2. fıkrasında “Bu borcun işbu temlik sözleşmesi ile ödenmesi amacıyla…” denilerek temlik işleminin ifayı konu aldığı açıklığa kavuşturulduğunu, İfayı konu alan temlikler teminat ve tahsil amaçlı temliklerden farklı olarak temlik edenin temlik alana olan borcunun sözleşmede kararlaştırılandan farklı bir edimle sona erdirilmesini amacını taşıdığı, Gerek ifa yerine alacağın temliki gerekse ifa uğruna alacağın temliki ifayı konu almaktadır ancak dikkat edilmesi gereken husus ifa yerine alacağın temlikinde temlik edenin temlik alana olan borcu alacağın temliki anında sona erdiği halde, ifa uğruna/amacıyla alacağın temlikinde, temlik edenin temlik alana olan borcu temlikin yapıldığı anda değil, devre konu alacağın tahsil edildiği anda ve ölçüde sona erer. Alacağın temlikinin bu niteliği tespit edilirken taraflar arasındaki işlemin amacı, özellikleri ve söz konusu hukuki kuruma ilişkin menfaat dengeleri göz önünde bulundurulmasının gerektiğini, Bir alacak temlikinin ifa yerine geçtiğinin kabul edilmesi için bu hususun taraflarca özel olarak kararlaştırılmış olması gerekli olduğu, Aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça ifavı konu alan alacak temliklerinin ifaya yönelik temlik olduğu kabul edileceği, Yukarıda temlik sözleşmesinden alıntılanan ifadeler ve temlik sözleşmesinin bütünü değerlendirildiğinde taraf iradelerinin temlikin ifa amacıyla yapılması yönünde olduğu açıkça anlaşıldığını, Aynı şekilde “Temlik Alan’m Yükümlülükleri” başlıklı maddenin son paragrafında “Temlik Alan. Muhatap ca işbu sözleşme konusu alacağın ödenmemesi veya halin icabından ödemenin hiç yapılmayacağı ve/veya gecikeceği kanaatine ulaşması halinde ve/veya bunlarla bağlı olmaksızın dilediği zaman; ayrıca bir hüküm alınmasına, ihtar ya da ihbar gönderilmesine gerek olmaksızın ve tahsilde tekerrür olmamak koşuluy la hem temlik sözleşmesine day alı olarak, hem de çek. bono, sözleşme, fatura vb. gibi alacak belgelerine dayanarak her turlii hukuki iş ve işlemi (ihtiyati haciz, haciz, icra takibi, dava, şikayet ve benzeri) bir arada yürütme hak ve yetkisine sahiptir….” ifadesinden de anlaşıldığı gibi temlik alan -tahsilde tekerrür olmamak koşuluyla hem temlik sözleşmesine hem de elindeki diğer belgelere dayanarak her türlü hukuki iş ve işlemi yürütme hak ve yetkisine sahip olduğu, temlik konusu alacak Davacı … ile dava dışı … arasındaki Satın Alma Sözleşmesi’nden doğan alacak olduğu, Sözleşmenin koşulları ancak sözleşmeye taraf olan Davacı … bağlayacağı, Müvekkil Davalı …’in Davacı Nitelden olan alacağı … ve …arasındaki ticari ilişki ve sözleşmeden bağımsız olduğunu, Müvekkil Davalının, Davacı … olan alacağının bir kısmı söz konusu temlik sözleşmesi neticesinde ödenmişse de borcun tamamı ortadan kalkmadığını, Müvekkil … ile Davacılardan … arasındaki mal satışlarının tamamı yabancı para üzerinden yapılmıdığı, Faturalar vergi mevzuatı gereği I türk parası karşılığı gösterilmek kaydıyla Amerikan Doları cinsinden düzenlendiği, Müvekkili Davalı … yabancı para cinsinden satışa sunmakta olup, ilgili mevzuat gereği döviz cinsinden satışını gerçekleştirdiği ürünlere ilişkin faturalarda Türk parası karşılığı gösterilmektedir. Ancak ekte sunduğumuz fatura örneklerinde de (EK-1) görülebileceği gibi her bir faturanın üzerinde yabancı para cinsinden değeri gösterildiği gibi ayrıca “İşba fatura …USD karşılığı kesilmiş olup vade tarihinde ….USD olarak talısil edilecektir.” şeklinde bir açıklama içerdiğini, Davacı … müvekkil şirkete yabancı para cinsinden borçlanmış olup fiili ödeme tarihinde ödemeler fatura tarihindeki Iurk parası üzerinden yapmıştır. Müvekkil şirket fatura ve fiili ödeme tarihindeki döviz kurunun farklı olması nedeniyle toplam 29.617,27TL tutarında alacağını alamadığını, Müvekkili şirket bu alacağının tahsili amacıyla, davacı Nitele karşı …. İcra Müdürlüğünün 20I4/… sayılı dosyası ile 16.06.2014 tarihinde icra takibine geçtiğini, 20.06.2014 tarihinde müvekkil şirket hesabına 111.514.92TL tutarında havale yapıldığını, 20.06.2014 tarihi itibariyle müvekkil Davalı …’in. davacı Nitelden toplam 33.907.92’I’L alacağı olduğundan bu tutar gönderilen paradan mahsup edilerek bakiye 77.607,00TL Davacı … hesabına iade edildiğini, Bu husus 26.06.2014 tarihli ihtarname ile davacıya bildirildiğini, Davacı buna rağmen müvekkil şirket aleyhine haksız yere …. İcra Müdürlüğünün 2014/167551 sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, Ödeme emri müvekkili şirkete 02.07.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup müvekkil şirket 03.07.2014 tarihinde böyle bir borç bulunmadığı gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, Davacı icra takibine geçmekte ve huzurda görülen itirazın iptali davasını açmakta haksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafça sehven ödendiği belirtilen bakiye bedelin geri iadesi istemiyle yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
… İcra Md. 2024/… esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Teknoloji Mühendislik A.Ş, borçlusu … İletişim
Ürünleri Dağıtım A.Ş olduğu, 33.908.92 TL asıl alacak için 25/06/2014 tarihinde takibe girişildiği, davalı/ borçluya usulüne uygun tebligatın yapıldığı borçlunun süresi içerisinde borca, ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 01.03.2019 tarih 2016/988 E – 2019/170 K sayılı ilamı ile davanın reddine karar verildiği, verilen bu kararın davacı tarafça temyiz edilmesi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği,
Yargıtay 11. HD nin 10.06.2021 tarih 2020/5195 E 2021/4976 K sayılı ilamı ile; “..Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma ilamı gereğince araştırma yapılmamış, alınan bilirkişi raporu da somut olayı çözmekten uzak soyut gerekçelere dayalı olup hükme esas alınamaz. Mahkemece dava dosyasının yeni bilirkişiye verilerek taraflar arasında düzenlenen satıma konu malın fatura tarihindeki TL karşılığı USD kuru tespit edilip bu USD’nin fatura bedellerinin ödendiği tarihlerdeki TL karşılığı USD bedeli tespit edilip fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında kur farkı olup olmadığı belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme sonucu karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA,…” karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği ve işbu esasa kaydedildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay bozma ilamı, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişi heyetine tevdii edildiği, 12/05/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; a) Taraflar arasında imzalanan Temlik Sözleşmesi hükümlerine göre, 29.11.2013 düzenleme, 29.12.2013 ödeme tarihli 377.600 USD bedelli faturaların Fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru TL karşılığı olan 762.685.28 TL’nın vade tarihinde davacı tarafından davalıya ödendiği, işbu bu faturalardan davalının kur farkı talebinin yerinde olmadığının Mahkemenizce benimsenmesi halinde, Davacı tarafından Davalı aleyhine … İcra Md. … E Sayılı İlamsız İcra Takibinde talep edilen 33.907.92 TL’nın takip 25.06.2014 tarihinden itibaren
talebe uygun olarak % 9 yasal faiz ile birlikte talep edilebileceği, b) Davalı tarafından, davacı adına düzenlenen 29.11.2013 düzenleme, 29.12.2013 ödeme tarihli 377.600 USD bedelli faturaların, Fatura üzerindeki “İşbu fatura USD karşılığı kesilmiş olup vade tarihinde …..USD olarak tahsil edilecektir.” Ibaresine göre; Fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru TL karşılığı olan 762.685.28 TL olduğu, Ödeme tarihi olan 29.12.2013 tarihindeki TCMB döviz satış kuru olan 1 USD = 2.0994 TL/USD karşılığı TÜRK LİRASI olarak hesaplanan 792.733.44 TL ile fatura tarihindeki 762.685.28 TL arasında oluşan 29.868.16 TL tutarındaki Kur farkından Davacının sorumlu olacağının benimsenmesi halinde: davacı tarafından davalı aleyhine açılan … İcra Md … E Sayılı Takip dosyasından 29.868.16 TL’lık kısmından Davalının Sorumlu olmayacağı, diğer bir anlatımla, Davalının, Davacıya 33.907.92 TL – 29.868.16 TL = 4.039.76 TL borçlu olduğunun (Davacı tarafından davalıya 20.06.2014 tarihinde havale edilen 111.514.92 TL bedelden kur farkı olarak 29.868.16 TL mahsup/kesinti yapılması gerekirken 4.039.76 TL fazlasıyla 33.907.92 TL kesinti/mahsup yapılmş olması) kabulü gerekeceği ve işbu 4.039.76 TL’nın 25.06.2014 takip tarihinden itibaren talebe uygun olarak %9 yasal faizi ile birlikte talep edilebileceği, c) Tarafların diğer talepleri Mahkeniz takdirlerinde olduğu, 21/08/2022 Tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Tarafların söz konusu Kök rapora yönelik beyanlarının tamamen hukuki olduğu ve işbu
beyanların değerlendirme ve takdir Mahkemenizde olduğu mütalaa edilmiştir.
Belirtmek gerekirse, Taraflar arasında İmzalanan Temlik Sözleşmesi’bin dayanağı, 09.09.2013
tarihli “Satın Alma Sözleşmesi “ olduğu, Temlik Sözleşmesi ile Satın Alma sözleşmesi hükümlerinin
hukuki değerlendirme ve takdiri Mahkemenizde olduğu mütalaa edilmiştir.
Diğer yandan, Taraflar arasında imzalanan kur farkı/vade farkı sözleşmesi bulunmadığı, tarafımızdan hazırlanan 12.05.2022 tarihli kök raporda yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmelere
detaylı olarak yer verilmiş ve Raporun Sonuç kısmında özetlenen görüş ve kanaatimi aynen tekraren a) Taraflar arasında imzalanan Temlik Sözleşmesi hükümlerine göre, 29.11.2013 düzenleme, 29.12.2013
ödeme tarihli 377.600 USD bedelli faturaların Fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru TL karşılığı
olan 762.685.28 TL’nın vade tarihinde davacı tarafından davalıya ödendiği, işbu bu faturalardan
davalının kur farkı talebinin yerinde olmadığının Mahkemenizce benimsenmesi halinde, Davacı
tarafından Davalı aleyhine … İcra Md. … E Sayılı İlamsız İcra Takibinde talep
edilen 33.907.92 TL’nın takip 25.06.2014 tarihinden itibaren talebe uygun olarak % 9 yasal faiz ile
birlikte talep edilebileceği,
b) ancak tamamen mahkemeniz takdirlerinde olmak üzere; davalı tarafından, davacı adına düzenlenen
29.11.2013 düzenleme, 29.12.2013 ödeme tarihli 377.600 USD bedelli faturaların, Fatura üzerindeki
“İşbu fatura USD karşılığı kesilmiş olup vade tarihinde …..USD olarak tahsil edilecektir.” Ibaresine
göre; Fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru TL karşılığı olan 762.685.28 TL olduğu, Ödeme tarihi
olan 29.12.2013 tarihindeki TCMB döviz satış kuru olan 1 USD = 2.0994 TL/USD karşılığı Türk
Lirası olarak hesaplanan 792.733.44 TL ile fatura tarihindeki 762.685.28 TL arasında oluşan
29.868.16 TL tutarındaki Kur farkından Davacının sorumlu olacağının Mahkemenizce de
benimsenmesi halinde:

– Davacı tarafından davalı aleyhine açılan … İcra Md … E Sayılı Takip
dosyasından 29.868.16 TL’lık kısmından Davalının Sorumlu olmayacağı,
– Diğer bir anlatımla, Davalının, Davacıya 33.907.92 TL – 29.868.16 TL = 4.039.76 TL borçlu
olduğunun (Davacı tarafından davalıya 20.06.2014 tarihinde havale edilen 111.514.92 TL bedelden
kur farkı olarak 29.868.16 TL mahsup/kesinti yapılması gerekirken 4.039.76 TL fazlasıyla
33.907.92 TL kesinti/mahsup yapılmış olması) kabulü gerekeceği ve işbu 4.039.76 TL’nın
25.06.2014 takip tarihinden itibaren talebe uygun olarak %9 yasal faizi ile birlikte talep
edilebileceği,….” Şeklindeki görüş ve kanaatim Mahkemeniz takdirlerinde olduğu,
c) Tarafların diğer talepleri ile hukuki nitelemeler de Mahkeniz takdirlerinde olduğu tespit ve rapor edilmiştir.

Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, 25/06/2014 tarihinde davalı borçlu aleyhine … İcra Md. 2024/… esas sayılı dosyası 33.908.92 TL asıl alacak TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanların takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 2 adet faturanın 29.11.2013 tarihinde TCMB USD satış kuru olan 1 USD = 2.0203
TL/USD kur esas alınarak düzenlendiği ve Türk Lirası karşılıkları toplamının 762.685.28 TL olduğu
,
Yargıtay 11 HD. 2020/5195 E, 2021/4976 K
sayılı 10.06.2021 tarihli Bozma ilamında “…..taraflar arasında düzenlenen satıma konu malın fatura
tarihindeki TL karşılığı USD kuru tespit edilip bu USD’nın fatura bedellerinin ödendiği tarihlerdeki TL karşılığı
USD bedeli tespit edilip fatura tarihi ile ödeme tarihi arasında kur farkı olup olmadığı…” gereğince, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalı tarafından davacı adına düzenlenen 2 adet faturanın 29.11.2013 tarihinde TCMB USD satış kuru olan 1 USD = 2.0203
TL/USD kur esas alınarak düzenlendiği ve Türk Lirası Karşılıkları Toplamının 762.685.28 TL olduğu
,
Söz konusu Faturaların ödeme tarihi olan 29.12.2013 tarihi itibariyle TCMB USD satış
kurunun ise 1 USD = 2.0994 TL/USD üzerinden Türk Lirası Karşılığının
377.600 USD x 2.0994 TL/USD = 792.733.14 TL olduğu,
Davalı lehine doğan kur farkının 792.733.44 TL – 762.685.28 TL = 29.868.16 TL Kur Farkı alacağı doğduğu,
Davalı tarafından, davacı adına düzenlenen 29.11.2013 düzenleme, 29.12.2013 ödeme tarihli
377.600 USD bedelli faturaların, fatura üzerindeki “İşbu fatura USD karşılığı kesilmiş olup
vade tarihinde …..USD olarak tahsil edilecektir.” Ibaresine göre; Fatura tarihindeki TCMB döviz satış kuru TL karşılığı olan 762.685.28 TL olduğu, Ödeme tarihi olan 29.12.2013
tarihindeki TCMB döviz satış kuru olan 1 USD = 2.0994 TL/USD karşılığı Türk Lirası
olarak hesaplanan 792.733.44 TL ile fatura tarihindeki 762.685.28 TL arasında oluşan
29.868.16 TL tutarındaki Kur farkından davacının sorumlu olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan … İcra Md … E Sayılı takip
dosyasından 29.868.16 TL’lık kısmından davalının sorumlu olmayacağı,

Davalının, davacıya 33.907.92 TL – 29.868.16 TL = 4.039.76 TL borçlu
olduğunun (Davacı tarafından davalıya 20.06.2014 tarihinde havale edilen 111.514.92 TL bedelden
kur farkı olarak 29.868.16 TL mahsup/kesinti yapılması gerekirken 4.039.76 TL fazlasıyla 33.907.92 TL
kesinti/mahsup yapılmış olması) kabulü gerekeceği ve işbu 4.039.76 TL’nın 25.06.2014 takip
tarihinden itibaren talebe uygun olarak %9 yasal faizi ile birlikte talep edilebileceği hususunun tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE ,
2-Davalının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 4.039,76-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, takibin 4.039,76-TL asıl alacak üzerinden yıllık %9 yasal faiz uygulanmak sureti ile DEVAMINA,
3-Kabul edilen miktar üzerinden %20 olarak hesaplanan 807,95-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 275,95 -TL harçtan peşin alınan 409,58 -TL, mahsubu ile bakiye 163,62 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan 25,20 -TL başvurma harcı, 275,95 -TL peşin harç, 3,80 -TL vekalet harcı olmak üzere toplam 304,95 -TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan 375,70 -TL davetiye gideri 1.950,00 -TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.375,70 -TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre 285,08 -TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, geri kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.039,76 -TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 -TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)-Karar kesinleştiğinde davacının / davalının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde ilamın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 24/03/2023

Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.