Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/627 E. 2022/164 K. 02.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/627 Esas
KARAR NO : 2022/164

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/02/2021
KARAR TARİHİ : 02/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalı …’nin maliki olduğu … plakalı otobüs 14/11/2019 tarihinde kusurlu sürücü sevk ve idaresinde iken müvekkili şirkete … nolu poliçe numarası ile kasko sigortalı bulunan … plakalı araca %100 kusurlu bir şekilde çarparak sigortalı araç nezdinde hasar meydana geldiğini, meydana gelen kaza sonrasında müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı … plakalı araç maddi hasara uğradığını, sigortalı araçta kaza sebebiyle oluşan ve ekspertiz incelemesiyle tespit edilen hasar miktarının davalının %100’lük kusuruna tekabül eden kısmının tamamı olan 4.850,00-TL müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, davalı …’ye ait … plakalı araç kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, kaza sonucunda oluşan ve sigortalıya ödenen hasar bedelinin rucuen tahsili amacıyla … 13. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine yasal takip yapılmış ise de; davalının ilamsız takibe itiraz etmesi sebebiyle icra takibinin durdurulduğunu, açıklanan nedenlerle davalının itirazının iptaline yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, ayrıca davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin davaya karşı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı huzurdaki dava ile, kasko sigortacısı olduğu … plakalı araç ile müvekkil …’nin işleteni olduğu … plakalı halk otobüsü arasında 14.11.2019 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle oluştuğu ileri sürülen 5.211,16- TL hasar tazminatını ödediği gerekçesiyle müvekkilden rücu tahsili için … 13. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini talep ettiğini, zira dava konusu müvekkile ait … plakalı özel halk otobüsü ticari kullanım amacı güttüğünü, müvekkili aracı bir başka ortağı ile adi şirket üzerinden işletmekte ve bunun karşılığında vergi verdiğini, Müvekkil ticari bir amaçla aracı işlettiğinden aracın da ticari araç olduğunu, dolayısıyla öncelikle sayın mahkemenizce yapılacak inceleme sonucunda görevsizlik kararı verilmesini, ticari zorunlu arabuluculuk toplantısı yapılmadığından da usulden davanın reddine karar verilmesini, talep ettiklerini, müvekkilin işlettiği özel halk otobüsünün sigortacısı olan ak sigorta a.ş. nezdinde düzenlenen zmss poliçesine göre vade içerisinde kalan ve müvekkilin sorumlu olabileceği zararlardan dolayı sigortacısı müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu husus gözetilerek öncelikle … sigorta a.ş.’ ye dosyanın ihbar edilmesinin gerektiğini, müvekkilin 05.12.2018-05.12.2019 vadeli ve … numaralı … sigorta a.ş. sigorta poliçesi ekte sunulmuş olmakla birlikte davanın dava dışı şirkete ihbarını, yine ayrıca … plakalı araç sürücüsü kusura ilişkin beyanları ve kazaya ilişkin bilgileri alınmak üzere …’e (t.c.: …) davanın ihbarını talep ettiklerini, somut olayda … arasında dolu vaziyette istikamet halinde olan 15 BK özel halk otobüsü olan müvekkile ait araç seyrine devam etmekteyken henüz yeni park etmiş olan … plakalı araç sürücüsünün kapıyı kontrolsüz bir şekilde açması neticesinde müvekkile ait araç tarafından düşük hızda seyredilmesine rağmen kapıya çarpıldığını, trafiğin yoğun olduğu ve yaralamalı bir kazanın meydana gelmediği kazada halk otobüsü kenara park ederse trafik sıkışıklığına neden olacağından fotoğraflar çekildiğini, son durağa çok az bir mesafe kaldığı için telefon numaraları alınmış ve trafiğin açıldığını, taraflar müvekkile ait araç son durağa 10- 15 dk sonra ulaştığında zabıt tutacakken … plakalı aracın dava dışı sürücüsü telefonları açmadığını, öncelikle belirtmek gerekir ki müvekkile ait araç kamu hizmeti verdiğini, içeride onlarca yolcu bulunduğunu, taşıt yolu üzerinde araçların sol kapılarından yolcu indirip bindirmenin yasak olduğunu, kuralı açıkça ihlal ettiğini, zaten sürekli hızı sınırlanan ve denetlenen müvekkile ait özel halk otobüsü ise bu açık ihlal nedeniyle kapıya sürtmüştür ve kaza meydana geldiğini, müvekkile ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, kusur konusundaki iddialar davacı … şirketinin haksız ve iyi niyetten uzak olduğunu, her durumda sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, huzurdaki dava, trafik kazası nedeniyle kusura dayalı rücu tazminat davası olduğunu, dava konusu tazminattan sorumluluğun ve tazminatın miktarının, ancak kazanın meydana gelmesinde tarafların kusur oranlarının ve hasar tutarının teknik bir inceleme sonucunda belirlenmesi ile tespit edilebileceği, ayrıca dayanılan poliçenin, bir meblağ sigortası olmayıp gerçek zararı karşılamaya yönelik bir sigorta türü olduğu nazara alındığında, sigorta tazminatının önceden belirlenebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşıdığından da söz edilemeyeceğini, dolayısıyla talep edilen tazminatın türü mahiyeti gereği yargılamayı gerektirdiğini, öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle reddini ayrıca zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden davanın özel dava şartı noksanlığından reddine, her halde davanın … Sigorta A.Ş. Ve …’e (T.C.: …) ihbarını, kusur oranlarının ve hasar onarım bedelinin tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla inceleme yaptırılmasını, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin her durumda gözetilmesini, davanın reddi ile %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmilini, beyan ve talep etmiştir.
Davanın; … 13. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına istinaden açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
İstanbul BAM 9.HD 30/12/2019 tarih 2019/3587 esas 2019/4109 karar sayılı ilamında; “…Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı Kanun’un 5/3. maddesi ile ” Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükmü getirilerek asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi haline getirilmiştir.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta sigortalısına hasar bedelini ödeyen davacı … kusuru bulunduğunu iddia ettiği davalılar aleyhine ödediği hasar bedelinin tahsilini dava etmektedir. Davacı ve davalılar arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından halefiyet kuralı gereğince sigortalı ile davalılar arasındaki hukuki ilişkiye göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Bu halde davacı şirketin haklarına halef olduğu sigortalısı ile davalılar arasındaki uyuşmazlık, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklandığı gibi dava dışı sigortalı gerçek kişi olduğundan açılan dava ticari dava niteliğinde değildir. Netice olarak TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava bulunmadığından ihtilafın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan İlk Derece Mahkemesince davanın “Asliye Hukuk Mahkemesinde” görülmesi gerektiği…” belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davacı … 14/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde dava dışı sigortalısına … plakalı (davacıya sigortalanan) araç için ödediği hasar bedelini, kazada kusurlu olduğundan bahisle davalıdan rücen tahsili için takip başlatmış olup, eldeki davada davalının takibe itirazının iptali istenmiştir. Alıntılanan emsal BAM kararında da belirtildiği üzere Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davalarında, görevli mahkemenin belirlenmesinde davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerektiğinden ve davalı ile dava dışı sigortalı arasındaki hukuki ilişki haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından kaynaklanmaktadır. Dava dışı sigortalı … gerçek kişi olduğundan açılan dava ticari dava niteliğinde değildir. Netice olarak TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava bulunmadığından ihtilafın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan, davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmişi ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
2-Mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde daha önce İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
3-Merci tayini sonrasında verilen kararda mahkememizin görevli bulunmaması halinde dosyanın re’sen görevli İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-6100 sayılı HMK 331/2 madde ve bendi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili ve görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/03/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır
¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”