Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/611 E. 2022/667 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/611 Esas
KARAR NO:2022/667

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:17/04/2018
KARAR TARİHİ:04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı/Borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nde … E. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, işbu takibe davalı/borçlu tarafından itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız olup itirazında kötü niyetli olduğunu, davalı/borçlunun esasa ve fer’ilerine ilişkin yapmış olduğu itirazlarını kabul etmediklerini, davalı/ borçlunun, 231.03.2006 tarihinde müvekkili şirket ile … abone numarası ile “Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması” imzaladıklarını, işbu taraflar arasında imzalanan sözleşmeye bağlı olarak tahakkuk eden iki (2) adet ödenmemiş fatura borcu bulunduğunu, işbu faturaların tahsili için 11.12.2017 tarihinde ….İcra Müdürlüğü 2017/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi açtıklarını, davalı/ borçlu şirket tarafından takibe, borca itiraz edilmiş olup borcun tahsili sebebiyle açılan takibin durduğunu, davalı/ borçlunun yetkiye ilişkin itirazlarını kabul etmediklerini, sözleşmeden doğan davalarda yetkinin HMK. Md. 10’da hükme bağlandığını, sözleşmenin ifa edileceği yerin borçlar kanuna göre belirleneceğini, TBK. Md. 89 “Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir.” hükmüne göre alacaklının, para borcunun ödenmesi için kendi yerleşim yerinde de alacak davası açabileceğini, dolayısıyla İstanbul İcra Daireleri yetkili olduğundan, borçlu aleyhine İstanbul icra dairelerinde açılan takibin usule ve yasaya uygun olduğunu, borçlunun, TTK kapsamında Anonim Şirket olduğundan dolayı davalı borçluya açtıkları işbu itirazın iptali davasında görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, izah edildiği üzere borçlunun itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, borçlunun itirazının iptaline (asıl alacak ve faize itirazının iptaline), takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; İstanbul Adliyesi İcra Dairelerinin eldeki davaya konu icra dosyası bakımından yetkisiz olduğunu, İİK Mad. 50 atfıyla HMK md 6’ya göre yetkili icra dairesinin borçlunun, icra takibi açıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesi olduğu müvekkili şirketin adresi Kadıköy’de olduğundan icra takibinin İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Dairelerinde açılması gerektiği, ayrıca zamanaşımı def’inde bulunduklarını, iddia edilen borcun doğum tarihinden itibaren 2 yıl içinde icra takibine konması gerektiğini, her halukarda da 10 yıllık zamanaşımı söz konusu olduğunu, sonradan öğrenilecek bir alacak verecek meselesi söz konusu olmadığına göre 2 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının başlattığı icra takibinin ekinde takibe dayanak belge vs., fatura konmadığını, eldeki davada da sunulmuş bir fatura veya abonelik sözleşmesi olmadığını, müvekkili şirkete, enerjinin kullanıldığı iddia edilen yıllarda tebliğ edilmiş fatura da olmadığını, müvekkili şirketle davacı arasında hiçbir hukuki ilişkinin mevcut olmadığını, müvekkili şirketin fiili olarak da davacıdan mal ya da hizmet satın almadığını, davacının eldeki davada haklı olduğunun tespit edilebilmesi için mal satıp teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, davanın, dayanaktan yoksun olduğu için davanın reddi gerektiğinii, müvekkili şirketin davacıdan hiçbir şekilde mal satın ve teslim almadığından kendisinden enerji bedeli adı altında ücret tahsil edilemeyeceğini, ana borç söz konusu olmadığı için faizin de talep edilemeyeceğini, bir anlığına borcun olduğunun kabul edilse dahi, borca faiz işletilebilmesi için müvekkili şirketin temerrüde düşürülmesi gerektiğini, davacının, ticari bir şirket olmanın gereği olarak 6102 sayılı TTK md 18/3’te belirtilen “(3) tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” hükmüne uyan bir girişimde bulunmadığını, müvekkili şirkete bu seçeneklerden hiçbirinin gönderilmediğini, bu nedenle faizin kabulü hiçbir ihtimalde mümkün olmadığını, olmayan faizin KDV’sinin olmayacağını, itirazlarının haklı bir itiraz olup aleyhlerine icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, İstanbul İcra Dairelerinin yetkisizliğinin tespit edilmesine ve buna bağlı olarak İstanbul Anadolu Adliyesi yetkili olduğundan, İstanbul Mahkemelerinde açılmış eldeki itirazın iptali davasının reddine, Zamanaşımı def’i ve izah edilen tüm diğer nedenler dolayısı ile davanın reddine, davacının somut dayanaktan yoksun haksız takibi nedeniyle aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Elektrik enerjisi bedelinden kaynaklı fatura alacağına dayalı başlatılan icra takibine davalı tarafın itirazı üzerine açılan İcra İflas Kanunu 67. Maddesine dayalı İtirazın İptali davasıdır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 9.127,99-TL üzerinden iptaline, takibin 4.578,85-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz ve faize KDV si uygulanmak suretiyle devamına Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacağın %20 si oranındaki 1.825,60-TL İcra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verildiği belirlenmiştir.
Mahkememizin … E – 2019/764 K karar sayılı kararının davacı ve davalı tarafça süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine dosya İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
İstanbul BAM 3. HD 13/09/2021 tarih 2020/367 esas 2021/2220 karar sayılı ilamında; “…İstinaf incelemesine konu mahkeme ilamında “DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 9.127,99 TL üzerinden iptaline” denildikten sonra “takibin 4.578,85 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz ve faize KDV si uygulanmak suretiyle devamına” ibaresi yazılmış, hüküm altına alınan alacak miktarı yönünden belirsizlik ve infazda tereddüt oluşturulmuş olup bu durum HMK 297/2 md hükmüne aykırıdır.Dosya üzerinde yapılan incelemeye göre, davalının süresinde zamanaşımı def’i ileri sürmesi ve 13/07/2007 son ödeme tarihli 310,71 TL bedelli fatura alacağın zamanaşımına uğraması nedeniyle tahsili talep edilebilecek fatura sadece 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.578,85 TL bedelli faturadır.Dava konusu olayda uygulanması gereken ve 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elek- trik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “Müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir.” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşıl- maktadır.Davacı takip konusu 13/07/2007 tarihli ilk fatura tarihinden diğer fatura tarihi olan 20/06/2008 tarihine kadar geçen yaklaşık 1 yıl gibi uzun bir süre elektrik kesme işlemini yapmayarak borcun artmasına sebebiyet vermiş olup Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin yerleşmiş içtihatlarına göre bu durumda davacı müterafik kusurlu kabul edilmektedir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/2630 Esas, 2019/9433 Karar nolu 27/11/2019 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar gözetilerek, dosyanın önceki bilirkişi dışında elektrik tüketim hesabı konusunda uzman olan elektrik mühendisi bilirkişiye ya da aralarında mühendis bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan yönetmelik ve abonelik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, davalının 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.578,85 TL son ödeme tarihli normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğunun kabulü ile; Yönetmelik gereğince elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin müterafik kusur teşkil edeceği ve bunun da ancak davacı için gecikme zammından indirim sağlayacağı nazara alınarak rapor alınmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda maddi vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında usul ve yasaya aykırılık tespit edilmekle, davacı ve davalının. istinaf başvurusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yeniden yargılama gerektirdiğinden HMK 353/1-a-6 md gereğince, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir…” gerekçesiyle Mahkememizin 2015/139 esas 2018/553 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar vermiş, BAM karar ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2021/611 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2021/611 esas sayılı dosyasında; BAM karar ilamı doğrultusunda ; Elektrik Mühendisi bilirkişisi …, Elektrik Mühendisi Bilirkişisi … ve Yeminli Mali Müşavir Bilirkişisi …’den oluşan heyete tevdi ile bilirkişi heyetinden istinaf kaldırma kararı doğrultusunda rapor tanziminin istenilmesine, karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 25.07.2022 tarihli raporda; 4.578,58 TL olan Enerji Bedelinin; 20.06.2008 son ödeme tarihinden, elektriğin kesilmesi gereken 27.06.2008 tarihine kadar olan süre için 6183 Sayılı Yasa uyarınca aylık %2,5 (yıllık %30) oranı baz alındığında gecikme faizi KDV dâhil 31,52 TL, 4.578,58 TL olan Enerji Bedelinin; elektriğin kesilmesi gereken 27.06.2008 tarihinden 11.12.2017 takip tarihine kadar olan süre için yıllık %9 yasal faiz oranı baz alındığında gecikme faizi KDV dahil 4.665,25 TL, dolayısıyla, takip tarihindeki davalı şirket borcun; Enerji Bedeli 4.578,58 TL ve KDV dâhil Gecikme Faizi (31,52+4.665,25) 4.696,77 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş olup davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/41134 E. sayılı takip dosyasında; alacaklı … Satış A.Ş. tarafından borçlu … Yapı Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi aleyhine 4.928,13-TL Enerji Bedeli, 8.374,22-TL Gecikmiş Gün Faizi ve 1.507,36-TL olmak üzere toplam 14.809,71-TL alacağın tahsili için 11.12.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 02.01.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 04.01.2018 tarihinde süresinde takibe, yetkiye tüm borca ve ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 13.07.2007 son ödeme tarihli 301,73 TL bedelli ve 20.06.2008 son ödeme tarihli 4.626,40 TL bedelli elektrik enerjisi faturalarından kaynaklı toplam 4.928,13-TL asıl alacak 8.374,22-TL Gecikmiş Gün Faizi ve 1.507,36-TL faizin kdv’si olmak üzere toplam 14.809,71-TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği,
İcra takibinin 11/12/2017 tarihinde başlatıldığı, takip tarihi itibariyle takip konusu olan 13/07/2007 son ödeme tarihli ve 301,73 TL bedelli fatura itibariyle 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu ve bu fatura bedelinin talep edilemeyeceği , ancak 20/06/2008 son ödeme tarihli 4.626,40 TL bedelli fatura yönünden zaman aşımı süresinin dolmadığı tespit edilmiş, bu nedenle 301,73 TL tutarındaki faturanın alacak hesabına katılmaması gerektiği sonucuna varılmıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3.Hukuk Dairesi’nin kararında belirtilen 01.03.2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 24/2 maddesine göre; müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması halinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir.Söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.
Taraflar arasında yapılan 31.03.2006 tarihli “Dağıtım Sistemine Bağlantı Anlaşması” ve yukarıda verilen yönetmelik maddesi gereği davaya konu olan, ancak zaman aşımı sebebiyle hesaplamaya katılmayan 03.07.2007 tarihli faturanın ödemesi gerçekleştirilmediği anda davalının elektriğinin davacı kurum tarafından kesilmesi gerektiği , 20.06.2008 son ödeme tarihli 2’nci fatura da ödenmediği halde davacının davalının elektriğini kesmediğinin anlaşıldığı yönetmelik kararının uygulanması halinde davalının elektriğinin faturanın son ödeme tarihinden 5 iş günü sonrası 27.06.2008 tarihinde kesilmesi gerektiği , davacı ödemesi gerçekleşmeyen faturalar olmasına rağmen davalının elektriğini kesmeyerek İstanbul BAM kararında da belirtildiği şekilde davacı mahkememizce müterafik kusurlu kabul edilmiştir.

Davaya konu 20.06.2008 son ödeme tarihli faturaya ait hesaplama dosya kapsamına ve BAM kararına göre bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın bu anlamda istinaf ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında belirlenen esaslara uygun ve hükme esas almaya elverişli olduğu, uygun bulunan bilirkişi raporuna göre enerji bedelinin 4.578,58 TL olarak hesaplandığı , 4.578,58 TL olan Enerji Bedelinin; 20.06.2008 son ödeme tarihinden, elektriğin kesilmesi gereken 27.06.2008 tarihine kadar olan süre için 6183 Sayılı Yasa uyarınca aylık %2,5 (yıllık %30) oranı baz alındığında gecikme faizi KDV dâhil 31,52 TL, 4.578,58 TL olan Enerji Bedelinin; elektriğin kesilmesi gereken 27.06.2008 tarihinden 11.12.2017 takip tarihine kadar olan süre için yıllık %9 yasal faiz oranı baz alındığında gecikme faizi KDV dahil 4.665,25 TL, dolayısıyla, takip tarihindeki davalı şirket borcun; Enerji Bedeli 4.578,58 TL ve KDV dâhil Gecikme Faizi (31,52+4.665,25) 4.696,77 TL olarak hesaplandığı nazara alınarak mahkememiz tarafından bilirkişi tarafından raporda 4.578,58 TL olarak tespit edilen fatura bedeline elektriğin kesilmesi gereken 27.06.2008 tarihinden 11.12.2017 takip tarihine kadar olan süre için yıllık %9 yasal faiz oranı baz alındığında gecikme faizi KDV dahil 4.665,25 TL, dolayısıyla, takip tarihindeki davalı şirket borcun; Enerji Bedeli 4.578,58 TL ve KDV dâhil Gecikme Faizi (31,52+4.665,25) 4.696,77 TL uygulanmak suretiyle 9.275,35 TL bulunması neticesinde davanın kısmen kabulü ile davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 9.275,35-TL üzerinden iptaline, takibin 4.578,58-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz ve faize KDV si uygulanmak suretiyle devamına fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, koşulları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-)Davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 9.275,35TL üzerinden iptaline, takibin 4.578,58-TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz ve faize KDV’si uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Alacağın %20 si oranındaki 1.855,07-TL İcra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 633,59 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 252,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 380,67 TL harcın bozma öncesi yazılan 370,61 TL tahsil edilmiş ise mahsubuna, tahsil edilmemiş ise tamamının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 252,92 TL peşin harç ve 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 294,02 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan toplam 3.425,81 TL bilirkişi ücreti ile müzekkere /davetiye giderine ilişkin yargılama giderinin red ve kabul oranına göre hesaplanan 2.145,59 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 5.534,36 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Tarafların gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde taraflara / vekillerine iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/10/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)