Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/602 E. 2022/752 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/602 Esas
KARAR NO:2022/752

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/09/2021
KARAR TARİHİ:01/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalıların ortağı bulunduğu …-… İnşaat Adi Ortaklığı arasında davalıların … 10 isimli projede kullanılmak üzere, taraflar arasında bir alım satım sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmede müvekkili şirketin gerek kendi ürettiği gerekse yurt dışından ithal ettiği ürünleri davalılara tedarik edeceği ve bunun karşılığında belirli bir ücret alacağı hususunda taraflar mutabık kaldığını, taraflar arasında ticari ilişkinin devamında talep üzerine ek ürün satışları da gerçekleştirildiğini, müvekkili şirket, davalılar ile aralarındaki sözleşmeye ve ek taleplere uygun olarak söz konusu malların teslimini gerçekleştirmiş ancak davalı taraf sözleşmeye aykırı olarak malları teslim aldıktan sonra malları iade etmek istediğini müvekkiline bildirdiğini, anılan ürünlerden bazıları üretimden kalkmış olması sebebiyle tekrar satılamayacakken; bazıları da projeye özel sipariş üzerine alınan ürünler ya da ambalajı açılarak kullanılan ürünler olduğundan iadesi yapılamayacak nitelikte olduğunu, taraflar bir araya gelerek ambalajları hasarsız ve tekrar satılabilecek nitelikteki malları tespit etmiş, bu hususta müvekkilinin iyi niyetli yaklaşımıyla malları geri alınarak iade faturaları kabul edildiğini, ancak tarafların da bilgisi dahilinde iade faturasına konu edilmeyen ve iade alınmayacağı hususunda uzlaşılan mal bedelleri müvekkilinin iyi niyetine ve cari hesaplardaki mutabakata rağmen halen ödenmediğini, bu gelişmeler üzerine taraflarınca davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü nezdinde … E. numarasıyla bakiye borcun tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, anılan icra takibine davalılarca itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, haksız ve kötü niyetli itirazları bertaraf etmek amacıyla itirazların iptalini talep etme zarureti hasıl olduğunu, söz konusu uyuşmazlıkta İstanbul İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, Davalı/Borçlu … Yapı İnş. Ve Tic. A.Ş.’nin yetki itirazının reddi gerektiğini, Davalı/Borçlu şirketlerin her ikisi de böyle bir borcun bulunmadığını iddia ederek icra
takibine itiraz etmişse de sözleşme kapsamında teslimi kararlaştırılan malların müvekkili tarafından zamanında teslim edildiğini, ilgili mallara ilişkin faturalar davalı/borçlulara gönderilmiş ve söz
konusu faturalara itiraz edilmediğini, davalıların süresi içerisinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, alacağın likit olduğunu ve davalıların kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle; …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına yapılan haksız ve
kötü niyetli itirazların iptaline, takibin devamına, İİK’nın 67.maddesi uyarınca kötü niyetli davalı/borçluların alacak meblağının
%20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilerek taraflarına ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Dış Tic. Ve İnş. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; esasen davacı yanca müvekkilin de aralarında bulunduğu adi ortaklığa verilen ürünlerin yanlış getirilmesi ve uygun olmaması nedeniyle müvekkilince yapılan bildirimler üzerine davacı yanca bir kısım ürünün iade alındığının doğru olduğunu, ancak müvekkillerinin talebi tüm ürünlerin iade alınması olduğunu, davacı tarafından bir kısım ürün paketleri açılmış denilerek iadeden kaçınıldığını, iade bekleyen paketli ürünler kutularında ve açılmamış şekilde beklediğini, bu hususun yapılacak keşifte ortaya çıkacağını, davacı tarafından satılan ürünler yanlış gelmiş olup davacı tarafından da bir kısım ürünün iade alındığı beyan edilmekle esasen bu hususun doğrulandığını, ancak ürünlerin bir kısmının çeşitli nedenlerle iade alınmadığı yönündeki beyanın haklı bir yönü olmadığını, davacı bu hususta kendilerine bir bildirim yapılmadığı şeklinde akla mantığa sığmayan bir ifadede bulunduğunu, madem müvekkilince yapılan böyle bir ayıp ihbarı yoktur, o halde davacı bir kısım ürünü niçin iade almadığını, bu konuda bir ihbar olmaksızın davacı yanca bir kısım ürünün iade alınmasının sebebinin ne olacağını, esasen burada sorun, davacının ürünlerin bir kısmını teslim almaktan kaçınmasında olduğunu, müvekkillerice ürünlerin teslim edildiği şekilde iadeye hazır olduğu defalarca söylenmesine rağmen davacının buna yanaşmadığını, müvekkillerinin halen de bu malları iadeye hazır olduğunu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü mahkemece ürünlerin muhafaza edildiği yerde keşif yapılarak, davacının ürünleri iade almamakta haklı olup olmadığının saptanması ve buna göre sonuca varması gerektiğini, bu inceleme yapıldığında haklılığının ortaya çıkacağını, ayrıca likit olmayan alacaklarda icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, İİK. nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için diğer koşulların varlığının yanında alacağın likit olması da gerektiğini, somut olayda alacağın varlığı ve miktarının tespiti için yargılama yapılması, yargılama sonucu bilirkişi incelemesi ile saptanması zaruri olup davacı icra inkar tazminatı isteminde de haksız olduğunu, açıklanan nedenlerle; davacının davasının reddine, davacının icra takibindeki talebi üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere lehlerine kötü niyet tazminatı verilmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, lehlerine vekâlet ücreti takdir ve tayinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …-… Yapı İnşaat ve Ticaret A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketin bağlı olduğu adi ortaklık ile davacı arasında imzalanan sözleşme kapsamında, davacı şirket tarafından verilen ürünlerin yanlış getirilmesi ve istenilen özelliklere uygun olmaması nedeniyle adi ortaklığa bağlı şirketler tarafından yapılan bildirimler üzerine davacı şirket tarafından bir kısım ürün iade alındığını, ancak adi ortaklığa bağlı şirketlerin talebi, tüm ürünlerin iade alınması yönünde olduğunu, davacı şirket tarafından bir kısım ürün paketleri açılmış denilerek iadeden kaçınıldığını, iade bekleyen paketli ürünler kutularında ve açılmamış şekilde beklediğini, davacı tarafından satılan ürünler sözleşmeye aykırı olarak temin edildiğini ve davacı tarafından bir kısım ürünün iade alındığını, ürünlerin bir kısmının çeşitli nedenlerle iade alınmadığı yönündeki beyanın haklı bir yönü olmadığını, buradaki esas sorun, davacı şirketin ürünlerin bir kısmını teslim almaktan kaçınması olduğunu, müvekkili şirketin bağlı olduğu adi ortaklık tarafından ürünlerin teslim edildiği şekilde iadeye hazır olduğu davacı şirkete defalarca söylenmesine rağmen davacı ürünleri almaktan kaçındığını, söz konusu ürünler halen iadeye hazır bir şekilde beklediğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için ürünlerin muhafaza edildiği yerde keşif yapılması gerektiğini ve davacı şirketin sözleşme konusu ürünleri iade almamakta haklı olup olmadığının belirlenmesi ve bu hususa göre sonuca varılması gerektiğini, bu incelemeler yapıldığında haklılıklarının ortaya çıkacağını, ayrıca likit olmayan alacaklarda icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, İİK. nun 67/II. maddesi uyarınca itirazın iptali davalarında alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için diğer koşulların varlığının yanında alacağın likit olması da gerektiğini, iddia edilen hususların hiçbiri gerçeği yansıtmadığından, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, izah edilen nedenlerle, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, davacı tarafın işbu davayı açmakta haksız ve kötü niyetli olmasından bahisle davacı yana %’20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, ayrıca tüm hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Sözleşme ve fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … İnşaat Ve Tesisat Malzemeleri Yatırım Ve Pazarlama Anonim Şirketi, borçluların …-… Yapı İnşaat Ve Ticaret Anonim Şirketi ve … Şirketi olduğu, takibin asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 57.871,16-TL toplam alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin borçlu … Şirketine 19.10.2020 tarihinde, borçlu …-… Yapı İnşaat ve Ticaret Anonim Şirketine 23/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve borçluların ödeme emrine, borca, takibe, faiz oranına, faize, işlemiş faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ettikleri, itirazın süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmıştır. İtiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 24/09/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı görülmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş , Mahkememizce alınan 24.05.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2018, 2019 ve 2020 yılı kanuni defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının
kanuni sürelerde alındığı, davacının 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin, nihaî takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Bilirkişilik uzmanlık alanımız bakımından HMK m.222 uyarınca Davacı şirketin lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte olduğu, davacı nezdindeki davalı adi ortaklığa ait cari hesap ekstresine göre, icra takip tarihi itibariyle Davacının Davalı adi ortaklıktan 47.842,30 TL alacaklı olduğu, davalı adi ortaklığın 2018, 2019 ve 2020 yılı kanuni defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin kanuni sürelerde yapıldığı, Davalının 2018, 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin, nihaî takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Bilirkişilik uzmanlık alanımız bakımından HMK m.222 uyarınca Davalı tarafın lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte görüldüğü, davalı adi ortaklık nezdindeki davacıya ait cari hesap ekstresine göre, icra takip tarihi itibariyle Davalı adi ortaklığın Davacıya 47.842,72 TL borçlu olduğu, davacı tarafın davalı adi ortaklıktan talebi olan 47.842,30 TL’lik alacak bakiyesi (Davacı alacağı) konusunda, davacı ve davalı taraf kayıtlarının birbiriyle mutabık olduğu(0,42 kuruş fark hariç), davalıların “dava konusu bedelle ilişkin ürünlerin de iade alınacağının kararlaştırılmış olduğu” yönündeki iddianın ispata muhtaç olduğu, bu bakımdan icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı, İcra inkar tazminatı talep etme şartlarının da gerçekleştiği tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, davalı borçlular aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere 57.871,16-TL TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanların takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu Taraflar arasında bir takım mutfak ve banyo ürünlerinin teslim ve montajı konusunda anlaşmaya varıldığı, davacının ürünleri teslim ve montaj ettiği, ürünlerde ayıp bulunduğu gerekçesiyle iade alınmasının talep edildiği, davacının ürünlerin bir kısmını iade aldığı, davalı dava konusu bedele ilişkin ürünlerin de iade alınacağının kararlaştırılmış olduğu, ancak davacının bu ürünleri iade almadığı dolayısıyla da ücret talebinde bulunulamayacağı savunmasında bulunduğu,
Mahkememizce, aldırılan bilirkişi raporu kapsamında taraf defterlerinin usulune uygun tutulmuş olduğunun anlaşıldığı , İspat kuralına ilişkin TMK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”. HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir”. Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Düzenlenen madde hükümleri gereği davalının dava konusu faturalara süresi içinde itiraz edilmemesi, her iki tarafın ticari defterlerinde dava konusu faturaların yer alması , davalıların “dava konusu bedelle ilişkin ürünlerin de iade alınacağının kararlaştırılmış olduğu” yönündeki iddianın ispata muhtaç olduğu, bu kapsamda dosya kapsamına sunulmuş somut bir delil bulunmadığı bu bakımdan icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı,bu nedenlerle davalıların takibe itirazının 47.842,30 TL asıl alacak, 10.028,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57.871,16 TL alacak üzerinden iptaline takip talebindeki şartlar gibi takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve alacak faturadan kaynaklı olup likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalıların …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 47.842,30 TL asıl alacak, 10.028,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57.871,16 TL üzerinden iptali ile takibin takip talebindeki şartlar ile devamına,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 11.574,23 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.953,17-TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 698,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.254,23-TL harcın ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerektiğinden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacının yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 698,94-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı, 2.185,00-TL bilirkişi ücreti ile davetiye masrafı olmak üzere toplam 2.951,74-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.259,39-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekili, davalı … ….A.Ş. vekilinin yüzünde, tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)