Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/589 E. 2022/858 K. 25.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/589 Esas
KARAR NO : 2022/858
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2021
KARAR TARİHİ : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … … ile trafik kazasında vefat eden … … ile birlikte yaklaşık 16 yıldır dini nikahlı eşi olarak hayatına devam ettiği, bu durumun tüm herkes tarafından bilindiği, müvekkilinin murisi … … 29.03.2021 tarihinde … poliçe numaralı … plakaları araç ile Yolcu konumunda seyahat halinde iken aracın … plakalı araç ile kazaya karışmasından dolayı vefat ettiği, söz konusu kazada davacının murisi yolcu konumunda olup kusuru bulunmadığı, müvekkili ile trafik kazasında hayatını kaybeden … … 16 yıldır dini nikahlı eşi hayatlarına devam ettikleri, … … tarafından evin tüm ihtiyaçları karşılanmış, bu zamana kadar müvekkilinin tüm bakım ve iaşe giderlerini üstlenmiş ve müşterek olarak beraber hayatlarını devam ettirdikleri, müvekkilinin dini nikahlı eşi … …’ın vefat etmesi ile müvekkilinin destekten yoksun kaldığı, kaza sonrası … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, soruşturma sonucunda gerekli tahkikat yapılmış ve savcılık dosyasında müvekkilinin eşinin yolcu konumunda vefat ettiği tespit edildiği, kaza sonrası müvekkilinin murisi dini nikahlı eşi hastaneye kaldırılmış ve yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği, kaza sonrası tazminatlarının ödenmesi için davalı şirkete yazılı olarak başvuruda bulunulduğu, davalı şirket tarafından … numaralı dosya açılmış, fakat davalı şirket tarafından yasal süreler içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığı, sigorta şirketine başvuru yapıldıktan sonra tazminatların ödenmesi için arabulucuya müracaat edilmiş, yapılan görüşmeler sonrasında anlaşma durumu olmadığı için anlaşamama tutanağı tanzim edildiği, bu nedenlerle müvekkillinin dini nikahlı eşi kaza sonrası vefat etmesi sonucu destekten yoksun kaldığı, tazminatların ödenmesi için gerekli müracaatların yapıldığı ancak davalı sigorta şirketi tarafından tazminatları ödenmediği, davacının dini nikahlı eşi … …’ın yolcu konumunda trafik kazası sonrası hayatını kaybetmesinden dolayı destekten yoksun kalma tazminatı olarak 100-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde: Davacı … …, … …’ın vefatı nedeniyle 41.000-TL destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği, somut olayda Türk Medeni Kanunu’na göre başvuranın geçerli ve resmi bir evliliği mevcut olmadığından dolayı başvuranın eş durumundan dolayı destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığı, destek ilişkisinin varlığının ispatının uyuşmazlığın seyrini değiştirebilecek nitelikte olduğu, dolayısıyla, tarafların imam nikahı ile birlikte yaşadıkları ve birbirlerine destek olduklarının ispat edilmesi gerektiği, zira ibraz edildiği belirtilen delillerin hiçbiri, destek ilişkisini kanıtlar nitelikte olmadığı gibi, bunlar dışında başvuran tarafın herhangi bir somut delil bulunmadığı, davacı taraf ile müteveffanın aynı evde ikamet etmediği ve ortak çocuklarının bulunmadığı, bu anlamda müteveffanın başvurana destek olduğuna dair hiçbir somut delil olmadığı, davacının talebine konu “destekten yoksun kalma tazminatına” ilişkin tazminat hesabının ZMS sigortası genel şartları a.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiği, toplu alınan paranın mevduat ağırlıklı ortalama yıllık faizi ile değerlendirilmesi durumunda son 10 yıllık istatistiklere göre TÜFE karşısında ortalama % 1,8 oranında reel getiri elde edilebildiği, bu noktada, toplu ödenen tazminattan iskonto yapılmaması mümkün gözükmediği, bu nedenlerle progresif rant hesabı gerçek zararı hesaplamakta doğru bir yaklaşım olmadığından progresif rant ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olacağından, tazminat hesabının TRH yaşam tablosu ve %1,8 Teknik Faiz esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği, müvekkili sigorta şirketinin kusuru sigortalısının kusuru oranında olduğu, müteveffanın müterafik kusuru bulunduğundan yapılacak tazminat incelemesinde indirim yapılması gerektiği, kaza esnasında müteveffanın koruyucu tertibat kullanmadığı kaza tespit tutağı kapsamında tespit edilemediği, dolayısıyla başvuranın müterafik kusurunun bulunduğu dikkate alınarak tazminat tutarından BK.52. (BK.44 eski) maddesi gereği indirim yapılması gerektiği, yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza sonucunda savcılık tarafından başlatılan ceza soruşturma dosyasının celp edilmesi ve savcılık tarafından tespit edilen hususlarda değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği, başvuranın faiz taleplerinin kabulünün mümkün olmadığı, somut olayda davacı taraf hak sahibi olmadığından müvekkil sigorta şirketi nezinde muaccel bir borç bulunmadığı, uyuşmazlığa konu kazaya ilişkin muaccel alacak bulunmadığını ve müvekkil sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini beyan eder, “temerrüt tarihinden” itibaren faiz taleplerinin yerinde olmadığı, faiz türü bakımından; İşletenin faiz ile ilgili yükümlülüğü ise, kazaya karışan aracın kullanım amacına göre belirleneceği, kazaya karışan araç hususi nitelikte bir araç olup ticari kullanımı söz konusu olmadığı, sigorta kuruluşunun faiz ile ilgili yükümlülüğünün yasal faiz olacağı, davacı taraf nezdinde muaccel bir alacak bulunmadığından müvekkili şirketin temerrüde düşmediği, dolayısıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağı, bu sebeplerle; tarafların resmi nikalı evliliği bulunmamakta olup başvuran tarafın eş durumundan dolayı destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığından davanın reddini, her halükarda başvuranın destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olarak destek hakkının bulunup bulunmadığını ispat etmesini, destek tazminatı hesabının ZMS sigortası genel şartları A.5/ç maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılmasını, sorumluluğa esas kusur oranlarının tespit edilebilmesi için konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmasını,
davacının müterafik kusuru olup olmadığının tespit edilmesini ve hükmedilecek tazminat tutarı üzerinden müterafik kusur indirimi yapılmasını, davacının faize ilişkin taleplerinin reddini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; 29/03/2021 tarihli trafik kazası sebebiyle … plakalı araçta yolcu olarak bulanan müteveffa … …’ın vefatı sebebiyle dini nikahlı eş olan davacı açmış olduğu destekten yoksun kalma maddi tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili davada; … numaralı sigorta şirketi bünyesinde bulunan hasar dosyası, Trafik kaza tespit tutanağı, … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen … ve … arasında devam eden soruşturma dosyası, müvekkilimin murisi … kimlik numaralı … … adına tüm SGK kayıtları, müvekkilim ile murisin dini nikahlı olduğu ve müşterek hayatlarına devam ettiğini gösterir bazı fotoğrafları, arabulucuk tutanağı, keşif, tanıklar, bilirkişi incelemesi, yemin, karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davacı tanığı … ‘ın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesindeki beyanında: ” Ben … …’i 15 yıldır tanırım. Kendisi bizim komşumuzdur. … …’ı da tanırdım. … … vefat etmeden önce bal, pekmez, peynir satışı yaparak para kazanıyordu. Evin geçimini … … sağlamaktaydı. … … benim bildiğim kadarıyla hiç çalışmadı. Şu anda da çalışmamaktadır. Geçimini eşi olan … … sağlıyordu. Ayrıca evlerinin kira olduğunu biliyorum. 9 veya 10 çocuğu olduğunu biliyorum. iki kızı sadece çalışıyor ve sanırım annesine onlar destek oluyor. Ben aynı zamanda site yöneticisiyim. Gelen yardımları yönlendiriyorum. Komşular tarafından da … …’e yardımda bulunuluyor. Tanıklık ücret’i talep etmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı … ‘ün … Asliye Ticaret Mahkemesindeki beyanında: “… … benim annem olur. Vefat eden … … ise babamdı. Evin geçimini babam sağlamaktaydı. Normalde 10 kardeşiz. Fakat diğer kardeşlerim evlendiği için annemle birlikte 5 kardeşim daha aynı evde yaşamaktadırlar. İki tanesi okuyor, bir tanesini çalışıyor, diğer ikisi rahatsız olduğu için çalışmıyorlar. Bizim desteğimizle idare etmeye çalışıyorlar. Babam vefat etmeden önce hepsine bakıyordu. Ekonomik bakımından o dönemde bir sıkıntıları yoktu. Annem kendisi de astım ve koah hastalığı olduğundan çalışamamaktadır. Tanıklık ücreti talep etmiyorum” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, 08/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 29.03.2021 tarihinde meydana gelen kazada vefat eden … …’dan dolayı
desteğinden yoksun kaldığını iddia eden imam nikahlı eşi … ’in talebine ilişkin olarak;
1- Kusur yönüyle; davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü … olayda
% 100 (yüzde yüz) oranında kusur olduğu,
Diğer araç sürücüsü … … ve davacı yakını … … olayda kusursuz
olduğu, 2- tazminat hesabı yönüyle; davacı adına hesaplanan toplam tazminatın 619.490,03 TL olduğu, Söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti olan 430.000,00 TL’yi aştığı, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat üst limiti olan 430.000,00
TL ile sınırlı olduğu ve sorumlu olduğu tutara 31.05.2021 tarihinden itibaren yasal
faiz işletilmesi gerektiği
tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı vekilinin 06/07/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerinin 430.000-TL -TL olarak arttırıldığı beyan etmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nın 53/3. maddesinde, ölüm halinde uğranılan zararlar gösterilmiştir. Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları).
Davacı … … bakımından araştırma yapıldığı, desteğin imam nikahlı eşi … … olduğu iddia edilen davacı … ile müteveffa … …’ın kazadan önceki Mernis kayıtlarının merciinden getirildiği, adreslerinin aynı olup olmadığının araştırıldığı, müteveffanın kazadan önceki adres bilgileri üzerinden ilgili kolluk biriminden davacı ile bu kişinin kazadan önceki tarihte fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarının, bu iddiaya ilişkin sosyal ekonomik durumlarının araştırılması ve tüm bu araştırmalardan elde edilecek veriler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı ile ölen arasında fiili desteklik ilişkisi bulunup bulunmadığının saptanması gerektiği, söz konusu 04.10.2021 tarihli kolluk birimince gelen müzekkere cevabı incelendiğinde, müteveffa … … ile davacı … … isimli şahısların yaklaşık 15 yıldır resmi nikah olmadan imam nikahlı olarak birlikte yaşadıkları, bu durumun tanıklar tarafından da ifade edildiği anlaşılmıştır. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 11/02/2019 tarih, 2016/4026 E. ve 2019/1195 K.).
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde 29.03.2021 günü saat 21.00 sıralarında davaı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli
… plaka sayılı otonun sürücüsü … … yönetimindeki araç ile Çorlu istikametinden
Çerkezköy istikametine doğru seyrederken, … ışıklarında kırmızı ışık yanması nedeniyle beklemekte olan … … yönetimindeki … plaka sayılı çekici arkasına çarpması
sonucu oto içinde yolcu olarak bulunan davacı murisi … … hayatını kaybettiği, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçeli aracın sürücüsü … olayda
% 100 (yüzde yüz) oranında kusur olduğu,
Diğer araç sürücüsü … … ve davacı yakını … … olayda kusursuz olduğu,
Kazaya karışan … plakalı aracın davalı … Sigorta AŞ’ye 23.03.2021-
23.03.2022 vadeli … poliçe numaralı KTK Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi olup,
poliçe teminat üst limiti sakatlanma ve ölüm olaylarında kişi başı 430.000,00 TL olduğu,
Davacı adına hesaplanan toplam tazminatın 619.490,03 TL olduğu, söz konusu tutarın poliçe teminat üst limiti olan 430.000,00 TL’yi aştığı, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe teminat üst limiti olan 430.000,00
TL ile sınırlı olduğu ve sorumlu olduğu tutara 31.05.2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği hususu tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl ve ıslahla açılan davanın KABULÜ İLE;
2-Davacı eş … … için 430.000,00-TL’ nin (destekten yoksun kalma tazminatı) 31/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 29,373,30 TL harçtan peşin alınan 59,30 -TL + 1.468,40 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 27.849,60 -TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 -TL peşin harç, 8,50 vekalet harcı, 1.468,40 TL ıslah harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 183,60 -TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 3.779,10 -TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 63.200,00 -TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 25/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır