Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/58 E. 2022/808 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/58 Esas
KARAR NO:2022/808

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/12/2012
KARAR TARİHİ:10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı ve davalı şirket arasında 02.01.2012 tarihinde Enerji Alım-Satım Anlaşması imzalandığını, bu sözleşme ile tarafların elektrik enerjisi satın almayı ve satmayı taahhüt ettiklerini, 01.04.2012 tarihinde … tarafından doğalgaza % 20 oranında zam yapıldığını, bu zamla taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davacı şirket tarafından sürdüremeyeceğini, söz konusu zammın davacı şirketi zor durumda bıraktığını, sözleşmenin çekilmez hale geldiğini, taraflarca durumun değerlendirilmesi için 02.04.2012 tarihinde davalı şirketten randevu talep edildiğini, herhangi bir cevap alınmadığını, yapılan çabaların sonuçsuz kalması üzerine, zararın artmasından dolayı taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesine karar verildiğini, … 38. Noterliğinden davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnamede taraflar arasında 02.01.2012 tarihinde imzalanan Enerji Alım-Satım sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, Mart 2012 dönemine ait faturanın ödenmeyeceğinin ve 09.04.2012 tarihi saat 00.00’dan itibaren enerji satın alınmayacağının belirtildiğini, davalı şirket tarafından … Bankası A.Ş.’nin 16.02.2012 tarihli 1.260.403 TL bedelli teminat mektubunun tamamı 09.05.2012 tarihinde yine aynı bankanın 26.01.2012 tarihli 635.904 TL bedelli teminat mektubunun 31.05.2012 tarihinde davalı şirket tarafından nakde dönüştürüldüğünü, sözleşme hükümleri uyarınca iade edilmesi gereken 275.408,65 TL’nin davacı şirkete iade edilmediğini, bu nedenle … 38. Noterliğinden 15.06.2012 tarihinde ikinci ihtarname çekildiğini, söz konusu borcun ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalı yanca takibe itiraz edildiğini, fesih işleminden önce sözleşmeye uygun olarak bir anlaşma zemini oluşturulmaya çalışıldığını ve tüm çabaların sonuçsuz kaldığını, vekiledeninin taleplerine karşı kayıtsız kalan davalı şirketin diğer müşterileri ile görüşmeler yaptığını ve bu müşterilerine sözleşmelerinde yer alan satış fiyatı dışında piyasa fiyatları üzerinden elektrik almaları hususunda onay verdiğini ve ilerleyen dönemlerde de fiyatlarını müşteri lehine değiştirerek revize ettiğini beyanla, vekiledeni tarafından davalı şirket aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı şirket aleyhine % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP ve KARŞI DAVA:
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasındaki anlaşmaya göre tedarik süresinin 31.12.2012 tarihinde sona erdiğini, mücbir sebepler başlıklı 14.8. maddede anlaşmanın süresinden önce sona ermesinin şekil ve koşullarının açıkça yer aldığını, tek taraflı feshe dair yetki verilmediğini, davacının anlaşmayı imzaladığı dönemde, enerji sektöründe hem doğalgaz tarifeleri için hemde elektrik tarifeleri için zam yapılabileceği konusundaki beklentileri bildiğini, davacının fesih nedeninin elektrik spot piyasasında dönemsel olarak fiyatların beklentilerin çok altında kalmış olmasından kaynaklandığını, davacının anlaşma şartlarına göre artan maliyetlere katlanmak verine, ihtiyacını dönemsel olarak fiyatları düşük seyreden spot piyasadan karşılayarak kârını katlamayı amaçladığını, taraflar arasındaki anlaşmaya göre davacının doğalgaz zammının % 10 olarak beklendiğini, ticari uygulama protokolü başlıklı sözleşmenin 1. ekinin 8.maddesinde doğalgazda yapılacak indirimlerin de aynı şekilde fiyatlara yansıtılacağının öngörüldüğünü, davacının doğalgaz zammı nedeniyle zarar olarak ifade ettiği hususun, elektrik alımını anlaşma koşulları ile yapmak yerine, anlaşmayı hiçe sayarak dönemsel düşen spot piyasadan daha ucuza yapmak arasındaki fark olduğunu, davalının 12.04.2014 tarihinde … 16. Noterliği’nin ihtarnamede sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmesinin istendiğini, yine aynı Noterliğin 27.07.2012 tarihinde ikinci ihtarnamede anlaşmanın 9.maddesi kapsamında davacının borçlandığını ve teminatın davalıda tutulacağının bildirildiğini, davalının bakiye zararının 922.505,70 TL olduğunu, davalının bakiye teminat bedelini iade etmemesinin ve karşı dava sebebinin davacının haksız fesih talebi nedeniyle elde edemediği gelir olduğunu, davacıdan zarar talebinin sebebinin fesih talebi ile mahrum kalınan gelir farkı olduğu için davalının üretim yapmak zorunda olması ya da olmamasının zarar kalemine etkisi olmadığını beyanla, davacının davasının reddine ve kötü niyetli davacının …. icra Müdürlüğü’nün 2012/17137 E. sayılı dosyasıyla icra takibine konu yaptığı bedelin % 40’ından az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve davalının teminat miktarını aşan 922.505,70 TL’lik zararının davacı karşı davalıdan Merkez Bankası avans faizi oranında temerrüt faizi ile birlikte tahsil edilmek suretiyle tazminine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; üçüncü şahıs …’ın müdahalesiyle sözleşmenin çekilmez hale geldiği iddiasıyla, sözleşmenin feshi sonucu çözülen teminat mektuplarından bakiye alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itirazın İİK.M.67 uyarınca iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce 2012/337-2016/458 E./K. sayılı, 02/06/2016 tarihli karar ile :”…asıl davanın kabulüne, …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyasında, davalının itirazının toplam 279.447,98 TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacak 275.408,65 TL’ye takip tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın %20’si oranında 55.889,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karşı davanın tümden reddine,” karar verilmiş,
Asıl davalı – karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2017/1239-2019/2251 E./K. Sayılı, 03/04/2019 tarihli ilamı ile: “…bu durumda mahkemece sözleşmenin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğinin kabulü ile asıl davanın reddine, karşı dava da talep edilen alacak kalemleri yönünden ise taraflar arasındaki sözleşme hükümleri de incelenerek varsa davalı-karşı davacının alacak istemi bilirkişiye hesap ettirilip varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna istinaden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuş,
Davacı vekilinin karar düzeltme başvurusu üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2832 – 4765 E. K. Sayılı, 05.11.2020 tarihli ilamı ile : ”1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davacı-karşı davalı vekilinin taraflar arasındaki sözleşmenin haklı olarak feshedildiği yönündeki karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı – karşı davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarına gelince;
…Davacı asıl davada, dava dışı …’ın yapmış olduğu zamlar nedeniyle davalı ile akdettiği sözleşmenin kendisi açısından çekilmez hale geldiğini, bu sebeple sözleşmeyi feshettiğini, davalı-karşı davacının teminat mektuplarını nakde çevirip cari hesaptan mahsup etmesine rağmen kalan bakiyeyi iade etmediğini, bu alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, ancak davalı-karşı davacının takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamını istemiştir. Davalı ise karşı davada, taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek haksız fesih nedeniyle uğradığı zararları istemiştir.
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya elverişli değildir. Mahkemece, karşı davada talep edilen alacak kalemleri yönünden tarafların iddia, savunma, alınan raporlara yönelik itirazlarını, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini, dosyaya gelen tüm bilgi ve belgeleri inceleyen, sözleşmenin davacı-karşı davalı tarafından haksız feshi nedeniyle davalı-karşı davacının uğramış olduğu zarar nedeniyle bir alacağı olup olmadığını belirleyen denetime elverişli, teknik hususları anlaşılabilir kılan bir rapor alınıp toplanacak tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek haksız fesih nedeni ile davalı-karşı davacının bir alacağı varsa bu alacak miktarının nakde çevrilerek cari hesaptan mahsup edilen bakiye kalan teminat mektubu miktarından az olması halinde bunun mahsubu ile en son kalan miktarın asıl davacıya iade edilmesine, fazla olması halinde fazla olan miktarın karşı davalı yararına hüküm altına alınmasına, haksız fesih nedeni ile davalı-karşı davacının bir alacağının olmaması halinde, nakde çevrilerek cari hesaptan mahsup edilip bakiye kalan teminat mektubu miktarının asıl davacıya iade edilmesine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile asıl ve karşı davada yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Açıklanan bu sebeplerle hükmün bozulmasının gerektiği anlaşıldığından, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 03.04.2019 gün, 2017/1239 esas ve 2019/2251 karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak yukarıda belirtilen gerekçeler doğrultusunda değişik bozma yapılmasına karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce öncelikle bozma ilamı kapsamında yeni bir bilirkişi raporu aldırılmış, 12.05.2022 tarihli raporda:
”…1.Davalı-karşı davacının müspet zarar kapsamında kar kaybını talep edebileceği, bu bağlamda kar kaybı sözleşmenin süresinde sona ermesi halinde elde edeceği miktar olduğu, ancak kar kaybın hesaplanırken sözleşmenin ifası sırasında yapması gereken zorunlu harcama kalemleri, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle sağlanan tasarruflar, sözleşmenin süresinden önce feshinden ötürü, bu süre zarfında başka işten sağlayacağı veya kasten sağlamaktan kaçındığı kazançlar düşülerek bir sonuca varılabileceği,
2. Davalı-karşı davacı haksız fesih nedeniyle gelir kaybından dolayı uğradığı zarar, davacı/karşı davalının elektrik satın almayı kesmiş olduğu 09.04.2012’den sözleşmenin 31.12.2012 bitiş tarihine kadar; 267 günde, revize edilen sözleşme fiyatı 163,50 TL/MWh, PTF (Piyasa Takas Fiyatı) 148,88 TL/MWAh, saatlik tüketim 10 MWh olduğundan fesih nedeniyle davalı-karşı davacı ….’nin gelir kaybı 10MWhx(163,50- 148,88)TL/MWhx24saatx267gün=936.849,60 TL olarak hesaplanabileceği, bu zararın 275.408,65 TL’sı teminat mektubundan karşılandığından, davalı- karşı davacı ….,’nin bakiye 661.440,95 TL’sını davacı- karşı davalı … … … A.Ş.’den talep edebileceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, hükme elverişli bulunan 12.05.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre, haksız fesih nedeni ile davalı-karşı davacının bir alacağı varsa bu alacak miktarının nakde çevrilerek cari hesaptan mahsup edilen bakiye kalan teminat mektubu miktarından az olması halinde bunun mahsubu ile en son kalan miktarın asıl davacıya iade edilmesi, fazla olması halinde fazla olan miktarın karşı davalı yararına hüküm altına alınması, haksız fesih nedeni ile davalı-karşı davacının bir alacağının olmaması halinde, nakde çevrilerek cari hesaptan mahsup edilip bakiye kalan teminat mektubu miktarının asıl davacıya iade edilmesi için alınan bilirkişi raporu kapsamı gözetilerek karşı davanın kısmen kabulüne, 641.440,95-TL’nin karşı dava tarihi olan 30/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı / karşı davalıdan alınarak davalı / karşı davacıya verilmesine, bozma ilamındaki gerektirici nedenlere göre asıl davanın ise reddine, asıl davada davacının kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davalı / karşı davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)ASIL DAVANIN REDDİNE, Asıl davada davalı / karşı davacı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-)KARŞI DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 641.440,95-TL’nin karşı dava tarihi olan 30/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı / karşı davalıdan alınarak davalı / karşı davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harçtan peşin alınan 2.752,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.671,95-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Mahkememizce yazılan 10.01.2017 tarihli harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz olarak iadesinin istenilmesine,
4-) Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı yanca yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 200,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.700,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 42.349,07-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
KARŞI DAVADA YÖNÜNDEN;
7-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 93.816,83- TL harcın, peşin alınan 15.755 TL harçtan mahsubu ile bakiye 28.061,83-TL harcın davacı karşı davalı … … … A.Ş.’den tahsili ile hazineye gelir kaydına,
😎 Davalı – karşı davacı … duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 88.558,50-TL nispi vekalet ücretinin davacı / karşı davalı … … … A.Ş.’den alınarak davalı – karşı davacı …’ne verilmesine,
9-)Davacı karşı davalı … … … A.Ş. duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 42.349,07-TL nispi vekalet ücretinin davalı / karşı davacı …’den alınarak davacı – karşı davalı … … … A.Ş.’ne verilmesine,
10-)Davacı ve davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacı-davalıya/vekillerine iadesine,
İlişkin davacı (e-duruşma) ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır