Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/570 E. 2022/539 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/570 Esas
KARAR NO:2022/539

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/12/2016
KARAR TARİHİ:30/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … … … A.Ş. Arasında 25.12.2009 tarihli Faktoring Sözleşmesi ve eklerinin akdedildiğini, davalılardan … …’in muhtelif alıcılarına gerçekleştirdiği satışlardan doğmuş 16.181.105-Amerikan Doları tutarında alacağın Faktoring Sözleşmesi ve bilcümle ekleri hükümleri çerçevesinde davacı şirkete devir ve temlik edilerek, faiz ve sair kesintiler yapıldıktan sonra 13.419.231,43-Amerikan Doları tutarında dövize endeksli finansman kullandığını, temlik olunan tutarlara ilişkin muhtelif vade ve tutarlı ödeme vasıtası kambiyo senetlerinin ciro ve teslim edildiğini, taraflar arasındaki Faktoring sözleşmesinin “V. Bölümü” hükümleri çerçevesinde belirlenen şartlarla “Faktoring Garantisi” hizmeti verilebilmesi amacıyla temlik olunan alacaklar ile ilgili muhtelif tarihlerde, faktoring garantisi tutarlarını, garanti vadelerini, sürelerini içeren limit onay bildirimlerinin (LOB) gönderildiğini, garanti kapsamında kalan alacaklarla ilgili olarak, borçlu hakkında en geç alacağın vadesinde iflas kararı verilmiş olması ya da en geç alacağın vadesinde borçlunun İcra İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde aczinin sabit olması şartlarının varlığının gerektiğini, uyuşmazlık konusu olayda, davacı şirkete devir olunan alacakların borçlularıyla ilgili, vade tarihlerinde, İcra İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde bir aciz vesikasının mevcut olmadığını, borçluların iflasına ilişkin bir mahkeme kararının da bulunmadığını, faktoring sözleşmesi hükümleri çerçevesinde müşteriye sağlanması amaçlanan faktoring garantisi ve garantilerinin yürürlüğe girmediğini, bu nedenle de anılan sözleşme çerçevesinde kullandırılmış finansman ve fer’ilerinden, borçlulardan yapılan tahsilatlar mahsup edildikten sonra kalan bakiyenin, davalılardan talep edilmesi zorunluluğunun ortaya çıktığını beyanla, 10.828.678,76 Amerikan Doları alacağın taraflar arasında bağıtlanmış faktoring sözleşmesi uyarınca vadelerinden itibaren tahakkuk eden ve edecek olan faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen BK 99/3 madde gereğince aynen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; Davacı şirketle, davalılardan … … A.Ş. (Sözleşme imzalandığı andaki unvanı olup, sonradan ticaret ünvanı … … … …. A.Ş. Olarak değiştirilmiştir.) arasında 25.12.2009 tarihli 18 sayfadan oluşan “Faktoring Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşmenin davacı tarafından vekiledenlerinin tetkikine sunulmadan ve müzakere edilmeden tek taraflı düzenlenip karşı yana dayatılan bir sözleşme olduğunu, bu nedenle MK 2 ve 818 sayılı BK’ nun 19-20 madde hükümlerine dayalı haklarını saklı tuttuklarını, bu sözleşme ile devamında belirtilen ve içerikleri davacının da ikrarında olan “Temliknameler” ve “Limit Onay Bildirileri”nin gerçek faktoring ilişkisi olduğunu, “faktoring sözleşmesi”, “temliknameler” ve “limit onay bildirimi”nin 6098 sayılı TBK’nun ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce yapıldığını, eski (818 sayılı) Borçlar Kanunu’nuın 169. maddesi de gözetildiğinde, temliknameler ve limit onay bildiriminde yer alan sözcüklerin gayrikabili rücu işlemin varlığını gösterdiğini, faktoring işlemlerinde, 2006 tarihli Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik Hükümleri ve yönetmeliğinin 22. maddesinin uygulanacağını, taraflar arasındaki işlemlerin gerçek faktoring işlemi olduğunu, bu sonucun 818 sayılı BK’nın 169. maddesi hükmü ile uyumlu olduğunu, davacı tarafın dava dışı borçlu şirketler hakkında icra takibine giriştiğini, bu durumun savunmanın haklılığını gösterdiğini, davacı yanın işlemin gerçek faktoring olduğunu bildiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; faktoring sözleşmesi çerçevesinde kullandırılmış finansmandan kaynaklı alacağın, faktoring müşterisinden tahsili talebine ilişkindir.
Davacı yan; 25/12/2009 tarihli 716 sayılı faktoring sözleşmesi hükümleri çerçevesinde müşteriye sağlanması amaçlanan faktoring garantisi ve garantilerinin yürürlüğe girmediğinden, BK’nun 99/3 maddesi gereğince sözleşme ile kullandırılmış finansman ve fer’ilerinden, borçlulardan yapılan tahsilatlar mahsup edildikten sonra bakiye 10.828.678,76 USD alacağın, faktoring sözleşmesi uyarınca vadelerinden itibaren tahakkuk eden ve edecek olan faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş, davalı yan ise; taraflar arasındaki faktoring sözleşmesinde Garanti Hükümleri 1. madde ile; yazılı olarak LOB ile taahhüt edildiği takdirde, borçlunun aczinin sabit veya iflasına hüküm olunması sebebiyle ödeme güçsüzlüğünden, müşterinin bir sorumluluğu olmadığı, 5. maddesinde; FAKTOR tarafından LOB’nde (Limit Onay Bildirimi) bulunulması halinde bu yükümlülük sadece borçlunun aczine ve iflasına ilişkin olduğu, 2. maddede açıkça LOB ile yazılı olarak bildirilmedikçe yorum yoluyla ya da sair her hangi bir şekilde garantinin mevcudiyetinin iddia edilemeyeceği ve temlik şartları başlıklı bölümün 1.maddesinde; Temlik eden, temlik edilen alacağın tamamı temlik alana ödeninceye kadar borçtan sorumlu olmaya devam edecektir, düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde; FAKTOR’un garantisinin şarta bağlandığı, bu şartın temlik olunan alacağın vadesine kadar borçlunun aczine ve iflasına karar verilmesine ilişkin olduğu savunmasıyla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
… … San. ve Tic. A.Ş’nin 05/04/2013 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinden, kısmi bölünme yolu ile … Ulaşım Araçları Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … … A.Ş. olmak üzere iki ayrı şirket haline dönüştüğü tarafların kabulünde ve dosya kapsamı ile sabittir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, mahkememizin 14.02.2019 tarih ve 2016/1201 Esas, 2019/116 Karar sayılı ilamı ile;
“…Davalı … … A.Ş yönünden DAVANIN PASİF HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, davalı … Ulaşım Araçları Sanayi ve Ticaret A.Ş yönünden DAVANIN KABULÜNE, 10.828.678,76-USD ‘nin temerrüt tarihi 20.08.2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ” karar verilmiş,
Davacı ve davalı vekillerinin ayrı ayrı kararı istinaf etmesi üzerine Mahkememiz kararı stanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 44. Hukuk dairesinin 17.06.2021 tarih ve 2020/1423 Esas, 2021/695 Karar sayılı ilamı ile;
“1-Davalı … … Sanayi ve Ticaret A.Ş. (… … San. ve Tic. A.Ş) nin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,
3- İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih ve 2…K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA”
Karar verilmiş olup, kararda özetle;
“Davacı Yönünden; Mahkemece TTK 159 ve devamı maddelerindeki düzenlemeler uyarınca, … … San. Ve Tic. A.Ş. ile … Ulaşım Araçları Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … … A.Ş. arasında mevcut ise bölünme planı getirtilerek … … A.Ş.’ne borç tahsis edilip edilmediği, sorumluluk derecesi ile TTK 174 ve 175. maddedeki yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği araştırılmadan … … A.Ş.’nin sorumlu olmadığına karar verilmesi doğru olmadığından, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde olmakla İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/02/2019 tarih ve 2016/1201 E. 2019/116 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
Davalı Yönünden; Taraflar arasındaki faktoring sözleşmesinde Garanti Hükümleri 1. madde ile; yazılı olarak LOB ile taahhüt edildiği takdirde, borçlunun aczinin sabit veya iflasına hüküm olunması sebebiyle ödeme güçsüzlüğünden, müşterinin bir sorumluluğu olmadığı, 5. maddesinde; FAKTOR tarafından LOB’nde (Limit Onay Bildirimi) bulunulması halinde bu yükümlülük sadece borçlunun aczine ve iflasına ilişkindir, 2. maddede açıkça LOB ile yazılı olarak bildirilmedikçe yorum yoluyla yada sair herhangibir şekilde garantinin mevcudiyeti iddia edilemeyeceği ve Temlik şartları başlıklı bölümün 1.maddesinde; Temlik eden, temlik edilen alacağın tamamı temlik alana ödeninceye kadar borçtan sorumlu olmaya devam edecektir, düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde; FAKTOR’un garantisinin şarta bağlandığı, bu şartın temlik olunan alacağın vadesine kadar borçlunun aczine ve iflasına karar verilmesine ilişkin olduğu sübuta ermiştir. Garanti şartları 2. madde uyarınca LOB ile yazılı olarak bildirilmedikçe yorum yoluyla yada sair herhangibir şekilde garantinin mevcudiyeti iddia edilemeyeceğinden, şartın gerçekleştiğinin davalı şirketler tarafından kanıtlanması gerekir. Davalı taraf temlik sözleşmesine konu borçlu şirketlerin aczini veya iflasını belge sunarak kanıtlamadığından, temlik şartları 1. maddesindeki “Temlik eden, temlik edilen alacağın tamamı temlik alana ödeninceye kadar borçtan sorumlu olmaya devam edecektir,” düzenlemesi karşısında sorumluluğu devam ettiğinden, mahkemenin, sözleşmenin şarta bağlı faktoring olduğu, şart gerçekleşmediğinden garanti hükümlerinin yürürlüğe girmediğine ilişkin tespitinde dosya kapsamına aykırılık bulunmadığından, davalı tarafın istinaf sebebi yerinde olmadığından Davalı … … Sanayi ve Ticaret A.Ş. (… … San. ve Tic. A.Ş) nin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE”
Karar verilmesi gerektiğine işaret edilmiştir.
Dosya mahkememizin yukarıdaki esasına kaydedildikten sonra, istinaf kararı kapsamında … … San. Ve Tic. A.Ş. ile … Ulaşım Araçları Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve … … A.Ş. arasında mevcut ise bölünme planı getirtilmiş, … … A.Ş.’ne borç tahsis edilip edilmediği, sorumluluk derecesi ile TTK. 174 ve 175. maddedeki yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği araştırılmıştır.
TTK.nın 174 maddesi; “(1) Bölünmeye katılan şirketlerin alacaklıları, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde, yedişer gün aralıklarla üç defa yapılacak ilanla ve sermaye şirketlerinde ayrıca internet sitesine de konulacak ilanla, alacaklarını bildirmeye ve teminat verilmesi için istemde bulunmaya çağrılırlar.
Bölünmeye katılan şirketlerin ikinci derecede sorumluluğu başlıklı MADDE 176- “(1) Bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket, bu suretle birinci derecede sorumlu bulunan şirket, alacaklıların alacaklarını ifa etmezse, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler, müteselsilen sorumlu olurlar.
(2) İkinci derecede sorumlu olan şirketlerin takip edilebilmeleri için, alacağın teminat altına alınmamış ve birinci derecede sorumlu şirketin; a) İflas etmiş, b) Konkordato süresi almış, c) Aleyhinde yapılan bir icra takibinde kesin aciz vesikası alınmasının şartları doğmuş, d) Merkezi yurt dışına taşınmış ve artık Türkiye’de takip edilemez duruma gelmiş veya e) Yurt dışındaki merkezinin yeri değiştirilmiş ve bu sebeple hukuken takibi önemli derecede güçleşmiş, olması gerekir.”
Hükümlerini taşımaktadır.
Getirtilip incelenen bölünme planına ve TSM kayıtlarına göre; bölünme planının 21.11.2012, 28.11.2012 ve 05.12.2012 tarihlerinde, yedişer gün arayla Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde üç kez ilan edildiği, yapılan işlemin TTK md.174 ve 175 hükümlerine uygun olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan Bölünme Planının 3. Maddesinde;
“Söz konusu kısmi bölünme, … …’in 30.09.2012 tarihli faaliyetleri ile ilgili;
a)Mal varlığının bir bölümü (aktif ve pasif) ayrılarak … İş Makinalarına devredilecektir.
b)İş makinaları ile ilgili kira sözleşmeleri ve sözleşmeler kapsamında doğan hak, alacak ve borçlar kül halinde … İş Makinaları’na devredilecektir.
c)Ekli 1 no’lu listedeki personel, kıdem tazminatı yükümlülüğü ile birlikte 29.03.2013 tarihinden itibaren … İş Makinaları’nda çalışmaya devam edeceklerdir.
d)Ekli 2 no’u listedeki tesisat ve makinalar, taşıtlar, demirbaşlar ve diğer maddi duran varlıklar … İş Makinaları’na devredilecektir.
e)İş makinaları faaliyetleri ile ilgili sözleşmeler … İş Makinaları’na devrolacaktır.
f)İş makinaları faaliyetleri ile İlgili müşterilerden alınan ipotekler, teminat mektupları ve benzeri diğer teminatlar … İş Makinaları’na devrolacaktır.
g)Hangi şirket tarafından ya da hangi şirkete karşı açıldığına bakılmaksızın, bölünmenin gerçekleştiği tarihe kadar lehe/aleyhe açılmış/açılacak ve otobüs, kamyon ve otomotiv faaliyeti ile İlgili olan dava/icra dosyalarından doğan hak ve alacaklar ile borç ve yükümlülükler … …’e iş makinaları faaliyeti ile ilgili olanlardan doğan hak ve alacaklar ile borç ve yükümlülükler … İş Makinaları’na ait olacaktır. Aynı ilke, bölünmenin gerçekleştiği tarihten (kısmi bölünme onayına ilişkin Genel Kurul kararının tescil edildiği tarih) sonra lehe/aleyhe açılacak dava/icra dosyaları için de geçerli olacaktır.”
Hükümlerinin yer aldığı, buna göre mevcut bölünme ile TTK 174 ve 175. maddedeki yükümlülüklerin yerine getirildiği, ancak iş makinaları faaliyetlerine ilişkin olarak şirketin aktif ve pasiflerinin … … A.Ş.’ne borç tahsis edildiği, bu kapsamdaki tüm borç, hak ve alacakların … … A.Ş.’ne ait olacağı, davacının talepleri incelendiğinde tüm alacak taleplerinin iş makinesi satışından doğan temliknamelere ilişkin alacak olduğu, yani dava konusu alacak talebinin bölünen … İş tarafından ödenmesi gerektiği, somut olayda birinci derece sorumluluğun … İş’de olduğu, bölünme sonucu oluşan sorumluluğa ilişkin TTK 176. maddesinde, “Bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket, bu suretle birinci derecede sorumlu bulunan şirket, alacaklıların alacaklarını ifa etmezse, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler, müteselsilen sorumlu olurlar.” düzenlemesi gereğince her iki davalının mevcut borçtan dolayı müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, bilirkişi raporu, uzman görüşleri ile yukarıda değinilen Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile tüm yargılama dosyası kapsamına göre; Taraflar arasında akdedilen faktoring sözleşmesinin dayatılan bir sözleşme niteliği taşımadığı, tek taraflı hükümler içerdiğinin söylenemeyeceği, davalı … …’in basiretli bir tacir olması, aynı mahiyette faktoring sözleşmesinin başka faktoring şirketleri ile de imzalanmış olması karşısında, davalı yanın sözleşmenin ayrıntılı bir şekilde incelenmeden ve hukukçuların görüşleri alınmadan akdedilmiş olduğu yolundaki savunmaların hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, tarafların birlikte anlaşarak sözleşmeyi akdettiklerinin kabul edildiği, sözleşmelerde hüküm bulunması halinde güven teorisinin uygulanamayacağı, sözleşme hükümlerinin taraflar açısından bağlayıcı olduğu, somut olayda faktoring sözleşmesi teminat fonksiyonunun sonuç doğurmasının şarta bağlandığı, ancak verilen vadede şartın gerçekleşmediği, faktoring sözleşmesi hükmüne ve limit onay bildirimlerine göre verilen sürede borçluların aczi, iflası şartlarının İİK hükümleri uyarınca gerçekleşmesi halinde faktoring garantisinin yürürlüğe gireceği, somut olayda dava dışı borçluların aczi veya iflasının LOB’de bildirilen sürelerde gerçekleşmediği, sözleşmenin V. Bölümünde hükme bağlanan şartların limit onay bildirimlerinde gösterilen vadelerde gerçekleşmemesi halinde sözleşmenin III(6) maddesi faktorun müşterisine rücu hakkı bulunduğunun tartışmasız olduğu, dolayısıyla şartların gerçekleşmemesi nedeniyle ve sözleşmenin III(6) maddesi uyarınca sözleşmenin kabilirücu edilebilir faktoring niteliğine dönüştüğü, sözleşmede davacıya borçluları takip ve dava açma yükümlülüğü getirilmediği bu hususun sözleşmenin III. Bölüm 14. Maddesinde düzenlenen; “FAKTOR aksi taraflarca her alacak için ayrı ayrı olmak üzere kararlaştırılmadıkça borçluya karşı ihbar, ihtar ya da protesto keşidesi ile yükümlü bulunmadığı gibi, borçluyu takibe, borçluya karşı dava ikamesine mecbur değildir.” hükmü ile açıkça belirtildiği, faktor’un sadece borçlunun fiilen ve rızaen yaptığı ödemeleri mahsup edebileceği, davacının dava dışı borçlular aleyhine takibe girişmesinin sözleşme ve ekleri hükümlerine aykırı olarak davalılar lehine yorumlanamayacağı, açıklanan tüm nedenlerle davacının ödenmeyen alacakları yönünden sözleşmenin tarafı davalıya rücu edip, alacağının tahsili talebinde bulunabileceği, davalılar arasında yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere müteselsil sorumluluk bulunduğu, alacak miktarı yönünden taraflar arasında herhangi bir çekişme olmadığı, ancak her davanın dava açılış tarihi itibariyle değerlendirileceği gereğine göre dava tarihi itibariyle talep edilen alacak miktarı tespit edilen ve itiraza uğramayan alacak miktarı olmakla, talep edilen miktar üzerinden davanın kabulüne, her ne kadar davacı tarafından vade tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de, dava tarihinden evvel borçlulara gönderilen … 10. Noterliğinin 09/08/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile USD cinsi alacağın tebliğden itibaren 7 gün içinde ödenmesi talep edilmiş olup, borçlunun bu şekilde temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla alacağın, temerrüt tarihi 20/08/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek USD faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
10.828.678,76-USD’nin temerrüt tarihi olan 20/08/2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işletilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca dava dilekçesinde bildirilen TL miktarı üzerinden alınması gerekli 2.596.524,60-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 649.129,92-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.947.394,86-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvuru harcı, 649.129,92-TL peşin harç, 4,30-TL vekalet harcı, 3.000-TL bilirkişi ücreti, 209,43-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 652.372,85-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 468.733,28-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacının / davalıların gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde davacıya / davalılara / vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır