Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/556 E. 2022/525 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/556 Esas
KARAR NO :2022/525

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:10/01/2021
KARAR TARİHİ:24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili Şirketin … nezdinde bulunan … İBAN numaralı hesabında bulunan 270.000,00-TL’nin davalı banka tarafından 14.12.2015 tarihinde yetkili olmayan … isimli şahsa ödenmekle müvekkili şirketin zarara uğramasına yol açıldığını, …’a daha önce müvekkili şirket tarafından vekaletname verildiğini, ancak sonrasında vekaletten azledildiğini, azil tarihinden yaklaşık 4 ay sonra yapılan para çekme işleminin davalı bankanın özen yükümlülüğüne aykırı davrandığının göstergesi olduğunu, müvekkili şirketin zarara uğramasının bankanın asli kusurundan kaynaklı olduğunu, bu nedenle davalı banka aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nümn … E. sayılı dosyasından yapılan icra takibine davalı bankaca itiraz edildiğini, bu nedenle itirazın iptali davası açma zorunluluğu doğduğunu, arzedilen nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın işbu davayı haksız fiil hükümlerine dayandırarak açtığını, TBK’nun 72. maddesi gereği iddia edilen hususun öğrenildiği tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçmiş olmakla zarar iddiası ve taleplerinin müvekkili banka yönünden zaman aşımına uğradığını, öncelikle davanın bu yönden reddine karar verilmesi gerektiğini, diğer yandan işbu davada müvekkili bankanın Genel Müdürlüğü’nün İstanbul’da olması nedeniyle İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacıya iddiasına ilişkin delili sunması için süre yerilmiş olmasına rağmen bu delilin sunulmadığını, bu nedenle davacıya delilini sunması için kesin süre verilmesi gerektiğini, davacı şirket tarafından, davaya konu olayda 3. şahis konumunda olan … Jehine 24.02.2014 tarihli vekaletname düzenlendiğini,bu vekaletname ile bankalardan dilediği miktarda çekme yetkisinin verildiğini, bu vekaletnamenin müvekkili banka kayıtlarına eklendiğini, vekaletname düzenleme tarihinden davaya konu işlem tarihi olan 14.12.2015 tarihine kadar dava dışı … tarafından işbu vekaletnameye dayanılarak birçok kez para çekme işlemi gerçekleştiğini, yapılan tüm işlemlerde herhangi bir mevzuata aykırılığın sözkonusu olmadığını, TBK’nun 2. m. sine göre temsil yetkisinin geri alındığının 3. kişilere bildirilmesi gerektiğini, aksi halde mümessilin yaptığı hukuki işlemlerin geçerli olacağını, azle ilişkin müvekkili bankaya herhangi bir bildirimin yapılmadığını, bu nedenle müvekkili bankanın azilden haberdar olmaması nedeniyle haksız fiilden, kusurundan ve sorumluluğundan pahsedilemeyeceğini, kaldı ki sözkonusu hesabın dahi 3. Şahıs … tarafından açılmış olduğunu, davacı şirketin azil işlemini ileride kendi lehine kullanmak Üzere gerçekleştirmiş olabileceğini, diğer yandan vekile azil olayını Noter vasıtasıyla bildirilmiş olmasının yeterli olmadığını azil olgusunun 3. Kişilerin bilgi edinmesini alışılmış araçlarla duyurulmasının zorunlu olduğunu, müvekkili bankaya vekaletnamede olduğu gibi azilnameninde bildirilmesi gerektiğini, davacı yanın müvekkili bankaya azil hususunu bildirmeyerek dikkat, özen ve bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmediğini, bu nedenle müvekkili bankanın sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirket ve vekili ile müvekkili banka arasında oluşan güven ilişkisi ve teamül çerçevesinde hukuki düzenlemelere uygun olarak hareket edildiğini, davacı şirket adına … tarafından işlemler süreklilik arzettiğinden her işlem için vekaletin geçerliliğinin kontrol edilmediğini, aksi düşüncede her defasında para çekme talimatının hazırlanması ve bu talimatın şirketten teyidine alınması akabinde para çekimi yapılmasının söz konusu olabileceğini, azil durumu müvekkili bankaya bildirilmemiş olmakla, sorumluluğun söz konusu olamayacağını ve davanın reddini talep etmiştir.
DELLİLER VE GEREKÇE:
Davanın; Bankacılık işlemlerinden kaynaklı itirazın iptali davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, Banka dekontu, Banka kayıtları, Vekaletname, … 22. Noterliğinin 03.07.2015 tarih ve … yevmiye numaralı azilnamesi, Bilirkişi, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Arabuluculuk anlaşamama tutanakları sair belgeler ve her türlü yasal deliler.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası edilerek dosyası uyap sisteminden dosya arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … borçlunun … olduğu, 270.000,00-TL için 03/12/2020 tarihinde ilamsız genel haciz yolu ile takibe girişildiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun tarihinde süresi içerisinde takibe, borca, ferilerine itiraz ettiği görülmüştür.
İddia ve savunmalar doğrultusunda bankacılık alanında uzman bilirkişiden rapor alınmış, 10/05/2022 tarihli bilirkişi raporunu özetle; davalı bankaya, 3. kişi …’ın temsil yetkisinin davacı şirket tarafından geri alındığı yani azil keyfiyeti bildirilmemiş olmakla para çekme aşamasında bu yetkinin devam ettiği kabul edileceğinden davalı bankaya atfen herhangi bir kusurun sözkonusu olmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasındaki hukuki ihtilafın davacı yanın, 03/12/2020 tarihinde davalı borçlu aleyhine …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyası 270.000,00-TL tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu,
Davacı … tarafından 3. şahıs …’a vekaletname verildiği, verilen vekaletname incelendiğinde söz konusu … 22. Noterliği’nin 24.02.2014 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesinin Vekil edenlerin …’ni temsilen ve kendi adına asaleten …, vekil edilenlerin ise münferiden yetkili olarak … ve … olduğu,
Sözkonusu vekaletnamenin”Banka İşlemleri” başIığı altındaki bölümünün: “Banka İşlemleri: T.C. hudutları dahilinde halen mevcut bulunan ve bundan böyle mevcut olacak olan bilimum resmi, yarı resmi, hususi, milli ve yabancı bankalar ile özel finans kurumları nezdinde mevcut her neyi hesaplarımızdan dilediği miktarda gerek Türk parası ve gerekse döviz olarak para çekmeye, hesaplara para yatırmaya, bankamatik kart ve şifrelerini teslim almaya , yeni hesaplar açmaya, açılmış hesapları dilerse kapatmaya, vadeli hesapların vadelerini bozmaya, yenilemeye, ahzükabza, makbuz ve ibralar vermeye adımıza bankalara gelmiş ve gelecek olan gerek Türk Parası ve gerekse döviz cinsindeki havaleleri almaya, ibralar vermeye, hesap özete, ekstre ve ayrıntılı hesap dökümleri almaya, gerektiğinde nternet bankacılığı işlemlerimi takip etmeye, elektronik ortamda bankacılık işlemleri yapmaya , internet bankacılığı ile ilgili şifreler talep etmeye , şifreleri teslim almaya , dilerse değiştirmeye , dilerse yenisini talcp etmeye, her türlü evrak ve belgesi tanzin ve imzalamaya,tüm bu hususlarla ilgili olarak yapılması gereken iş ve işlemleri yapmaya, takip etmeye ve imza ile neticelendirmeye…. Münferiden yetkili olmak üzere “ … vekil tayin edildiği,
03.07.2015 tarihli … 22. Noterliği’nin 03.07.2015 tarih ve … yevmiye nolu azilnamede ise Azledenlerin …ve Ticaret Ltd. Şti.’ni temsilen ve kendi adıma asaleten …, azledilenlerin(muhatapların) ise … ve … olduğu, azilnamede bilgi için gideceği yer bölümünün boş bırakıldığı,
3. kişi …’ın verilen vekaletname ile ticari vekil olarak atanmış olduğu, somut olayda 3. kişi …, davacı şirket tarafından Noterlikce düzenlenen vekaletnameyle, davacı Şirketin bankalardaki tüm hesaplarından para çekmeye yetkili kılınmış, azil keyfiyeti kendisine Noter marifetiyle bildirilmiş olmasına rağmen, davacı şirkete ait davalı Banka nezdindeki hesaptan 270.000,00.-TL para çekildiği, Davacı Şirket vekili, 3. Şahıs …’ın şirket hesabından para çekmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalı Bankanın da kusurlu bulunduğunu ileri sürerek, Şirket hesabından davalı Bankaca ödenen paranın tahsili istemiyle eldeki davayı açtığı, 3. Şahıs … ticari mümessil olsaydı azil keyfiyetinin ticaret sicilinde tescil ve ilanı zorunlu olacağı, Ancak ticari mümessil sıfatına haiz olmayan, şirket tarafından Noterlikce düzenlenen vekaletmame ile yetki kılınan ticari vekil için böyle bir zorunluluğun bulunmadığı, Borçlar Kanunu’nunda açıkça vurgulandığı üzere temsil yetkisinin son bulması, vekilin yetkisiz temsilci haline gelmesi ve yaptığı işlemlerin bu sebeple geçersiz sayılması için, azil keyfiyetinin temsilciye ulaştırılması gerekeceği, temsilci ya da 3. Kişilere temsil yetkisinin geri alındığı yönetimine uygun biçimde ulaştırılmadıkça bu yetkinin devam ettiği kabulü gerekeceği davalı banka atfen herhangi bir kusurun sözkonusu olmadığı hususu tespit ve rapor edildiği, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harcın başlangıçta peşin alınan 3.260,93- TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.180,20-TL harcın harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 27.350,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; davacı şirket yetkilisinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/06/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.