Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/532 E. 2021/654 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/370 Esas
KARAR NO:2021/646

DAVA:İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:08/06/2021
KARAR TARİHİ:28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili ile eski unvanı … …. Tad. Şti.” yeni unvanı “… …. Ltd. Şti ” olan davalı/borçlu şirketin eski ortaklarından … … A. Ş.”nin çevre parsellerle tevhit işlemi sonucu oluşmuş müvekkilinin de hissedarı olduğu … İli … İlçesi … Mahallesi … Ada … Parsel’de kayıtlı taşınmaz üzerine, dava dışı ilk yüklenici tarafından ayrıntısı sözleşmede yazılı bir bina inşa edilmesi, müvekkilinin de inşa edilecek bu binadaki kendi payında düşen bir kısım daire/dükkanları yükleniciye vermesi, yüklenicinin de birkaç başkaca yükümlülük ile beraber anahtar teslimine kadar müvekkiline aylık 4.000.00TL kira ödenmesi konusunda anlaştıklarını ve bu doğrultuda … 31. Noterliği’nin 02.09.2016 Tarih … Yevmiye numaralı Taşınmaz Satış Vaadi ve Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” düzenleyerek imzaladıklarını, aradan uzunca bir zamanı geçmesine rağmen dava dışı yüklenicinin işi ilerletmemiş ve devam eden süreçte de işin, aynı koşullarla ortağı davalı/borçlu şirket tarafından tamamlayacağını belirterek işi ortağı davalı/borçlu şirkete devir ettiğini, davaya konu sözleşmenin düzenlendiği tarihte dava dışı ilk yüklenicinin, davalı/borçlu şirketin resmi ortağı olması, davalı/borçlu şirketin “…’ ile başlayan eski unvanının, sözleşmenin ilk tarafı dava dışı ilk yüklenicinin “va” olan unvanı ile tamemen aynı olması, … ve … kayıtlarında yer alan ortaklıktan ayrılma ve sair işlemlerin de, birbirleriyle uyumlu olması gerçeği karşısında, davalı/borçlunun cevabı ihtarname ile taraflarına karşı öne sürdüğü ve kuvvetle muhtemel işbu davada da öne süreceği; Projeden zarar ettik’ ve benzeri savunmalarının, davalı/borçlu şirketin aslında en başından beri projenin ortağı olması karşısında dikkate değer bir tarafının olmadığını gösterdiğini, davalı/borçlu şirketin, devir nedeniyle sözleşmenin ve doğal olarak hak ve yükümlülüklerin tarafı, sahibi olduğu, yükleniciye verilecek olan daire/’dükkanlar kendisine verilmiş olmakla, aslında en başından beri projenin ortağı ve yükümlüsü olduğu, davalı/borçlu şirketin önceleri resmi hali hazırda ise gayrı resmi orlağı dava dışı ilk yüklenicinin yarım bıraktığı işin davalı/borçlu şirket tarafından devir alındıktan sonra inşaatın tekrar başladığını, ancak ortağı ilk yüklenicinin taraf olduğu dönemden farksız olarak ciddi bir ilerleme sağlanamadığını, başlangıçta düzenli olarak ödenen kira bedellerinin sonuncusu 24.04.2019 tarihinde olmak üzere 2019 yılının Mayıs (dahit) ayından itibaren ödenmemeye başladığını, inşaatın, sözleşme ile kararlaştırılan süreden çok sonra ancak 2020 yılının Ekim ayı sonunda bir çok eksiklikle kısmen bitirilebildiğini, müvekkilinin teslim için davet edildiğini ve kendisine “Sözleme ile müvekkiline ait olacağı kararlaştırılan ev/dükkanların 2019 yılı Mayıs ayında eksiksiz olarak teslim aldığına” dair ‘Eski Tarihli Teslim Belgesi’ imzalatılmak istendiğini, sözleşme ile müvekkiline yüklenen sorumlulukların tamamının müvekkili tarafından derhal yerine getirildiğini ancak davalı/borçlu şirkete yüklenen yükümlülüklerin davalı/borçlu tarafça yerine getirilmediğini beyanla fazlaya ilişkin her türlü talep, dava ve sair hakları saklı kalmak kaydıyla. Şimdilik; …. İcra Dairesi’nin … numaralı icra dosyasına davalı/borçlu tarafça haksız olarak yapılan 22.03.2021 tarihli itirazın iptali ile takibin 72.000,00TL asıl alacak ve sair ferileri üzerinden devamına, asıl alacağın %40’ı oramında icra inkar tazminatının daval/borçludan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı/borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Huzurdaki davada davacı öncelikle; tazminat ve sair alacak talepleri bakımından görevsiz mahkemede dava açmış olup, davacının tacir sıfatını haiz olmaması sebebi ile işbu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görev olduğunu, ilgili davada davacının muhtemel alacaklarının zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, iş bu davanın yetkisiz mahkemede açılmış olup salt icra takibinin yapılması … Mahkemelerini yetkili kılmayacağını, … Mahkemelerinin iş bu davada yetkili olduğunu, davaya konu dairelerin Nisan 2019 da kullanıma hazır olup bu tarihten itibaren arsa malikleri evlerinde oturabilir olduklarını, inşaatın % 100 ünün tamamlanmış ve en kaliteli malzemeler kullanılarak tüketiciler için yaşama son derece uygun daireler oluşturulduğunu, bu bakımdan davacının kira alacağının bulunduğundan BAHSEDİLEmeyeceğini, bahse konu daireler bakımından 12.04.2019 tarihinde yapı kullanım izin belgesi (iskan belgesi) alınmış olup bu tarih itibariyle maliklerin dairelerine oturmaya başladıklarını, davacıya daire teslimi yapılmak istenmiş fakat davacının ısrarlı bir biçimde teslime yanaşmaması üzerine daire teslimi yapılamadığını, bu hususun davacı tarafın oğlu …’a müvekkili şirket ile imzaladığı sözleşme uyarınca arsa payının karşılığı olarak … Blok … Nolu dairenin 31.12.2019 tarihinde teslim edilmiş olmasından da anlaşıldığını, iş bu davanın …’ e de ihbarı gerektiğini, yine dava dilekçesinde hatalı olarak lanse edilen bir diğer husus da … ile … şirketlerinin birleşik olduğu hususu olduğunu, zira iki şirketin birbirinden tamamen bağımsız olduğunu, davacının 4.000 TL olarak kira bedelini hesaplamasını da kabul etmelerinin mümkün olmadığını, bu bağlamda davacının taleplerinin son derece fahiş olduğunu, davacının davaya konu gayrimenkulünü 3. bir kişiye satmış olup, işbu satış tarihinin de Tapu Müdürlüğünden öğrenilmesine karar verilmesini talep ettiklerini beyanla davacının işbu davasını tazminat ve sair alacak talepleri bakımından görevsiz mahkemede dava açmış olup, işbu davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, davanın görevsizlik sebebiyle reddine karar verilmesine, yetki itirazlarının kabulü ile … Mahkemelerinin yetkili olduğunun tespitine, davacının muhtemel alacaklarının zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı sebebiyle reddine, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine, davacının kendisinin temerrüde düşmüş olması nedeni ile kira bedeli alacağı iddiasına ilişkin davanın reddine, % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, delillerimizin toplanması ile tanıklarının dinlenmesine, yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen düzenlenme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…..göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Somut olayda davacı tarafından davalı ile arasında akdedilen düzenlenme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı alacağını tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine Mahkememizde iş bu dayalı itirazın iptali açıldığı, davacının tacir olmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın aralarında akdedilen düzenlenme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı olduğu, iş bu davanın mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığından uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme; genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olup mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılarak iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yerinde görülmüştür.
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır