Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/531 E. 2022/666 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/531 Esas
KARAR NO :2022/666

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:20/08/2021
KARAR TARİHİ:04/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, ne var ki davalı borçlunun faturadan kaynaklanan borcunu ödememiş olduğunu, alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde davalı tarafın borçlu olduğunun anlaşılacağını, davacı şirketin … ili … Bölgesinde faaliyet gösteren 5 yıldızlı bir otel işletmesi olduğunu, davacı şirketin odalarının pazarlanması / satışı noktasında davalı şirket ile mutabakat sağladığını, bu anlaşma gereği davalı şirketin davacıya ait otel odalarının internet ve /veya acenteler vasıtası ile sattığını, fakat davacının parasını ödemediğini, davalı-Borçlunun itirazında haksız olup kötü niyetli olduğunu, davalının icra takibini uzatmak ve zaman kazanmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, İddia ederek, yukarıda açıklanan ve re’ sen nazara alınacak hususlar çerçevesinde: açmış oldukları haklı davanın kabulü ile borçlunun yapmış olduğu kötü niyetli ve haksız itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına, Karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin yurtdışında ve Türkiye’de turizm sektöründe faaliyet göstermekte olan, Türk ticari hayatının köklü şirketlerinden biri olduğunu, davalı şirketin faaliyet konusu olan turizm ve otelcilik alanında dünyada büyük başarılara imza atmış olup, tüm dünyada ve özellikle Türkiye’de sektörel anlamda adından söz ettirmekte olduğunu, davalı şirketin her zaman müşteri memnuniyeti ve en güvenilir hizmeti verme anlayışı içerisinde hizmet vermekte olduğunu, hal böyleyken davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki beyanların ancak ve ancak itibar zedelemek niyetiyle söylenmiş olacak olduğunu daha ötesine gidemeyeceğini, bilindiği üzere Covid-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11.03.2020 tarihinde pandemi ilan edilmiş olup, dünya çapında hala hızla yayılmakta olduğunu, bu bağlamda Covid-19 salgın hastalığının mücbir sebep teşkil ettiğinin söyleyenebileceğini, Covid-19’un turizm sektörünü ağır bir şekilde etkilemiş bulunmakla davalı şirketin bu sektörde hizmet sunduğu değerlendirildiğinde sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti ilkeleri arasında bir çelişki hasıl olduğunu ve artık bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalmanın adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet (M.K. 2., 4. md) kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale geldiğini, kuşkusuz salgın hastalığın ortaya çıkması ve de bu durumun sonuçlarının davalı şirketten kaynaklanmadığı ve aşırı ifa güçsüzlüğüne de sebep olduğunun açık olduğunu davacının icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin haksız ve usule aykırı olduğunu, yerleşik yargıtay karalarında kimi alacakların likit olmadığının kabul edildiğini, aksi iddiaların kabulü anlamına gelmemekle birlikte, davacının alacaklı olduğunu iddia ettiği cari hesaba dayalı bedellerin likit alacak olamayacağını, bu yaptırımın uygulanabilmesi için borçlunun itirazının haksız olmasının gerektiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşmenin cari hesap sözleşmesi olarak tanımlandığını, aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağının belirtildiğini, buna göre taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümlerimim uygulamayacağını, Savunarak, Yukarıda izah edilen ve Sayın Mahkemenizde re’ sen gözetilecek tüm sebepler bir arada değerlendirilerek, davacı tarafından ikame olunan haksız ve mesnetsiz davanın reddine ve yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, haksız ve kötüniyetli takip başlatıldığından davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … Otelcilik Turizm Ve Tic. A.Ş. olduğu, takibin 20.738,36 TL alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 04/03/2021 tarihinde borçluya tebliğ edildiği ve borçlunun 05/03/2021 tarihinde ödeme emrine, borcun tamamına, faize, faiz oranına ve her türlü fer’ilerine itiraz ettiği, itirazın süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmıştır. İtiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 20/08/2021 tarihinde açıldığı, itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği talimat mahkemesi aracılığıyla alınan 26.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından davalı aleyhine 02.02.2021 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası ile; 20.738,36 TL asıl alacak, 0,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.738,36 TL üzerinden icra takibi başlatılmış olduğu, davacı şirketin ibraz edilen 2020 yılı ve 2021/01-02-03 dönemlerine ait e-defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 02.02.2021 takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 279.595,72TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, takibin ise 20.738,36TL üzerinden fatura alacaklarına karşılık açıldığı takibe konu edilen faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve 279.595,72TL’lik alacak bakiyesi içerisinde bu faturaların da olduğu, davalının ticari defter kayıtlarının tetkiki de yapıldıktan sonra davacının alacaklı olduğu kanaatine varılacak olunur ise davacı yanın 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 2. Maddesine göre takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz isteyebileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce, talimat mahkemesi aracılığıyla davacının şirket merkezinin bulunduğu yerde yapılacak bilirkişi incelemesinde davacı tarafın ticari defter ve dayanak belgelerini sunduğu, davalı tarafın ise mahkememizce belirlenen inceleme gününe ihtaratlı tebligata rağmen katılmadığı ve defterlerini sunmadığı, tarafların ilişki dönemini kapsar 2020 yılı ve 2021/01-02-03 dönemlerine ait davacı şirketin ibraz edilen e-defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacının ticari defter kayıtlarına göre 02.02.2021 takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 279.595,72TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, takibin ise 20.738,36TL üzerinden fatura alacaklarına karşılık açıldığı takibe konu edilen faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve 279.595,72TL’lik alacak bakiyesi içerisinde bu faturaların da olduğu davacının alacaklı olduğunun raporda belirlendiği ihtaratlı tebligata rağmen davalı yanın inceleme günü gelmediği, davalının ticari defter ve belgelerini sunmadığı, TTK 83, HMK 220 ve 222. maddeleri uyarınca davacı tarafın kayıtlarının esas alınması gerektiği , bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere taraflar arasındaki ticari ilişki sonucunda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle talebi gibi 20.738,36-TL alacaklı olduğu belirlendiğinden davalının takibe itirazının 20.738,36-TL alacak üzerinden iptaline takip talebindeki şartlar gibi takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve alacak faturadan kaynaklı olup likit olduğundan hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalının …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasındaki itirazının 20.738,36- TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin 20.738,36- TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki talep gibi DEVAMINA,
2-)Alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı 4.147,67- TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.416,63 TL nispi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 250,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.166,16 TL harcın ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerektiğinden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacının yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 250,47 TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı, 1.082,50 TL bilirkişi ücreti ile davetiye masrafı olmak üzere toplam 1.400,77 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzünde, davacının / vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/10/2022

Katip …
(E-imzalı)

Hakim …
(E-imzalı)