Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/515 E. 2022/252 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/515 Esas
KARAR NO :2022/252

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:13/08/2021
KARAR TARİHİ:01/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’nın müvekkili nezdinde çalışmakta iken 30.01.2014 tarihinde iş kazası geçirdiğini, bu kaza sebebiyle müvekkili aleyhine …. İş Mahkemesinde ….E. sayılı dosya ile maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, aynı olay nedeniyle ceza davası da açıldığını, davanın yargılama sırasında davalıya ihbar edildiğini ve ihbar olunan davalının vekili aracılığıyla da cevaplar sunduğunu, Yargılama sonucunda verilen kararın istinaf ve temyiz edildiğini, kararın Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 22.09.2020 tarih ve 2020/7595.E. 2020/4755.K. sayılı kararı ile bozulduğunu, bozmayı takiben ilk derece mahkemesinde dosyanın ….E. sayısını aldığını, dosya üzerinden verilen kararın ….İcra Müdürlüğünün ….E. sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, bozmadan sonra verilen karara istinaden icra emri çıkarıldığını ve kapak hesabı yaptırılarak dosya borcunun müvekkili tarafından ödendiğini, borcun davalı tarafça ödenmesi gerekirken, yapılan görüşmelerde ve yazışmalarda sonuç alınamadığını, sonrasında dava şartı olarak arabuluculuk aşamasında da sonuç alınamadığını, müvekkilinin haciz tazyiki ve teminat mektuplarının paraya çevrilmesi riski altında dosyanın kapak hesabını yaptırarak icra dosyasına 26.02.2021 tarihinde 405.151,90 TL ödeme yaparak icra dosyasını kapattığını, Poliçede 150.000,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminat limiti bulunduğunu, müvekkilince yapılan ödeme miktarı ve poliçe limitleri dahilinde 384.763,46 TL’lik kısmının rücuen ödenmesinin talep edildiğini ancak toplantılar neticesinde ödemeyle ilgili anlaşmaya varılamadığını, takibe mesnet asıl alacak miktarı 160.388,44 TL maddi tazminat ve 40.000,00 TL de manevi tazminat olup bunun dışında kaza tarihinden itibaren işleyen faiz, dava ve icra vekalet ücretleri, yargılama giderleri ve harçlar bulunduğunu, davanın davalı sigorta şirketine 2014 yılında ihbar edilmiş olması nazara alınarak, poliçe limiti dahilinde maddi tazminat, manevi tazminat, faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçları ile birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğini, müvekkili tarafından icra dosyasına ödenen toplamı 405.151,90 TL’nin ana parasından sadece 20.388,44 TL’lik kısmından müvekkilinin sorumlu olduğunu, geriye kalan kısmından sigorta şirketi sorumlu olduğunu, bu nedenle şimdilik 350.000,00 TL’lik kısım için işbu davayı ikame ettiklerini, bilirkişi marifetiyle yapılacak hesaplama ile sigortanın sorumlu olduğu miktarın belirleneceğini, açıklanan nedenlerle 350.000.00-TL’lik kısmın müvekkilinin icra dosyasına ödeme yaptığı 26.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından yapılan ödemenin, rücuya tabi olup olmadığının araştırılması gerektiğini, meydana gelen olay iş kazası olmadığından davacı kurumun rücu hakkı olmayacağını, davanın zamanaşımına uğramış olması sebebi ile davanın reddi gerektiğini, esasa ilişkin olarak müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, kazanın iş kazası olduğu kanaati hasıl olduğunda husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, aksi halde kazazedeye sgk’dan ödenek bağlanıp bağlanmadığı tespit edilerek bu ödemelere göre aktüer hesabı yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve sorumluluğu ispat edilmesi halinde başlayacağını, tüm dosyanın ve savcılık evraklarının da eklenerek Adli Tıp Kurumu’ndan kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davacının maluliyet oranının adli tıp kurumun 3. ihtisas dairesi aracılığı ile tespit edilmesi gerektiğini, işçinin meydana gelen kazada gerekli güvenlik önlemlerine uymaması nedeniyle müterafik kusuru bulunduğunu ve müterafik kusurun tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediği gibi davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, bu nedenle müvekkili aleyhine yargılama giderlerine, faize ve vekalet ücretine hükmolunmamasını, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Davacı şirketin iş kazası nedeni ile dava dışı işçiye ödediği tazminatın taraflar arasında akdedilen iş veren mali sorumluluk poliçesi kapsamında davalıdan rucuen tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun … Şirketi olduğu, takibin toplam 354.879,32-TL alacağa ilişkin ilama dayalı takip olduğu, takip dayanağının …. İş Mahkemesinin 14/12/2020 tarih ve … esas … karar sayılı ilamı olduğu görülmüştür.
…. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası incelendiğinde; Mahkemece … esas sayılı dosyada verilen 26/01/2018 tarihli kararın, Yargıtay 10.HD 22/09/2020 tarih 2020/7595 esas 2020/4755 karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği, bozma üzerine dosyanın … esas sayılı dosyasına kaydedildiği, 14/12/2020 tarihli celsede bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamında davacı vekilinin 19/10/2017 tarihli hesap raporuna itiraz etmediği, anılan bu raporu benimseyerek tamamlama harcı yatırması ve bu hususun mahkemece gözardı edilerek ve mahkemece, salt davalı vekilinin itirazı ile alınan 15/05/2018 tarihli ek hesap raporunda tespit edilen ve akabinde davacı vekilince de ıslah edilen 186.581,96 TL maddi tazminat alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunun belirtildiği, 6100 sayılı HMK’nın 176/2 maddesinde aynı davada, tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceğinden ve davacı vekilinin ikinci ıslah yapması mümkün olmayacağından ikinci ıslah yokmuş gibi, ilk ıslah doğrultusunda karar verildiği, manevi tazminat yönünden herhangi bir bozma nedeni yapılmadığından önceki karar gibi karar verilerek davanın kısmen kabulü kısmen reddine, 160.388,44 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 30/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 40.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair taleplerin reddine karar verildiği görülmüştür.
Mali bilirkişi … ve Sigorta alanında uzman bilirkişi … tarafından müşterek imzalı 14/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; ….İş Mahkemesi … E-… K kımen kabul kısmen red ile; 160.388,44 TL maddi tazminat kaza tarihi olan 30/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine 40.000 TL manevi tazminat kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili…” karar verildiği, …. İcra Müdürlüğü … E: tablo 1 de takip talebi icmali ve tablo 2 de icra kapak sayfası olduğu, Reddiyat beyanı ve makbuzdan: dosyada mübrez olup yapılan reddiyatın 405.151,90 TL olarak 26/02/2021 tahsil tarihli oldugu tespit edildiği, 204501278/0 nolu 27/02/2013-27/02/2014 vadeli işveren mali sorumluluk sigorta Poliçesi ne göre poliçe gereğince kişi başı limit 150.000 TL ile sınırlı ve manevi tazminat talepleri şahıs başına 30.000 TL ile sınırlı oldugu tespit olunduğu, “..sigortacının yazılı onayı dahilin de yapılacak dava, takip ve ilam masrafları iş bu sigorta teminatına dahildir. kolozlar…” alıntı ile hükmolunan tazminat sigorta bedelini geçerse sigortacı avukatlık ücreti dahil dava masraflarını, ancak sigorta bedeli nispetinde iştirak edeceği maddesi gereği tazminat sigorta bedelini aşan kısım ayrıştırılması sonucunda davacı ve davalının limit dahilin de endeks hesaplaması ile; Maddi tazminat 150.000-TL, işlemiş faiz 94.647,95-TL, manevi tazminat 30.000-TL, işlemiş faiz 18.929,59-TL, yargılama gideri 1.463,47-TL,işlemiş faiz 17,68-TL ,avukatlık 18.035,69-TL işlemiş faiz 217,91-TL, avukatlık ücreti 5640-TL, işlemiş faiz 68.14-TL, harç 911,71-TL, işlemiş faiz 11,02-TL olmak üzere toplamda 319.943,14-TL olduğu, İcra kapak hesaplaması revize ile: 319.943,14-TL tahsil harcı 15.178,19-TL, başvurma harcı 33,75-TL ,vekalet 31.294,06-TL, faiz 740,17-TL, masraf toplamı 10,06-TL olmak üzere toplamda 367.199,37 TL olarak hesap edildiği tespit ve hesap edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı vekili dava dilekçesi ile dava dışı işçisi …’nın, müvekkili nezdinde çalışmakta iken, 30.01.2014 tarihinde geçirdiği iş kazası sebebiyle, müvekkili aleyhine …. İş Mahkemesinde ….E. (bozmadan sonra ….E) sayılı dosyasında açtığı maddi ve manevi tazminat davasının davalı sigorta şirketine ihbar edildiğini ve verilen kararın dava dışı işçi tarafından ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takibe konu edildiğini, müvekkilinin icra dosyasına 26.02.2021 tarihinde 405.151,90 TL ödeme yaparak dosyayı kapattığını ve ihbar olunan sigorta şirketine müracaat ettiğini, sigorta poliçesi limiti dahilinde sigortanın sorumlu olduğu kısmın fer’ileri ile birlikte ödenmesinin talep edildiğini ancak olumlu sonuç alınamaması üzerine eldeki davayı açarak davalı sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu poliçe limiti dahilindeki maddi ve manevi tazminat miktarının şimdilik 350.000,00 TL’lik kısmının icra dosyasına ödeme yapıldığı 26.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
İstanbul BAM 17. HD 17/01/2017 tarih 2017/27 esas 2017/34 karar sayılı ilamında; “…Davacı yan, bahse konu bu tutarı davalı sigorta şirketinden talep etmekle birlikte, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu poliçe ve genel şartlar hükümleri gereğince kabul edilmekle, davacı alacağının 75.000,00 TL poliçe limiti ile sınırlı olarak hesap edilerek yine davacı tarafça talep edilebilecek işlemiş faiz, mahkeme karar ilam harcı, karşı vekalet ücreti, icra dosyası tahsil harcı vekalet ücreti ve masrafların da 75.000,00 TL poliçe limiti alacağı ile orantılı olarak bu tutar üzerinden hesap edilerek istenebilecektir. Dosyada mevcut ve yerel mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporu ile bu tutarların yukarıdaki açıklamaya uygun olarak, 75.000,00 TL poliçe limiti ile orantılı olarak hesap edildiği, bu hesaplamanın oluşa, dosya kapsamına, hesaplama tekniğine uygun olduğu görülmüş, hesaplamanın sonunda varılan sonuçta herhangi bir aykırılık veya yanlışlığa rastlanmamıştır…” denildiği, anılan BAM kararından anlaşılacağı üzere poliçe kapsamında teminat limiti belirlenip, talep edilebilecek işlemiş faiz, mahkeme karar ilam harcı, karşı vekalet ücreti, icra dosyası tahsil harcı vekalet ücreti ve masrafların da poliçe limiti alacağı ile orantılı olarak bu tutar üzerinden hesap edilerek istenebileceği anlaşılmış ve Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; maddi tazminat için teminat limitinin 150.000,00-TL, manevi tazminat için teminat limitinin 30.000,00-TL olduğu belirtilerek raporun 5.sayfasında yer alan tablodan anlaşıldığı üzere davalının teminat limiti ile orantılı olarak maddi ve manevi tazminat tutarı, işlemiş faizler, yargılama giderleri, avukatlık ücretleri olmak üzere toplam alacağın 319.943,19-TL olduğu hesaplanmış ve takiple kesinleşen bu tutar üzerinden tahsil harcı, başvurma harcı, vekalet ücreti, faiz miktarı ve masraflar da hesaplanarak bu tutara eklenmesi ile netice olarak dava, takip ve ilam masraflarının 367.199,37-TL olduğu hesaplanmış, yapılan hesaplamanın anılan BAM kararı doğrultusunda belirlenen hesaplama tekniğine uygun olduğu anlaşılmıştır.
…. İş Mahkemesinin … esas (… eski esas) sayılı dosyasında alınan kusur raporunda davacı işçinin %30 oranında davalı (Mahkememiz dosyasında davacı) şirketin ise %70 oranında kusurlu olduğu belirlenmiş ve davalı (Mahkememiz dosyasında davacı) şirket hakkında Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesin delil niteliği kazanan kusur raporuna göre belirlenen kusur oranına isabet eden tutar üzerinden hüküm kurulmuş, hükmedilen tutar da Mahkememiz işbu dosyasında davalının poliçe teminat limitinin üzerinde olduğundan ve poliçe teminat limiti esas alınarak hesaplama yapıldığından davalı vekilinin kusura ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Takip dosyasındaki reddiyat beyanı ve makbuzdan davacı tarafından 26/02/2021 tarihinde 405.151,90-TL ödendiği tespit edilmiş, davacı taraf ise bu ödemenin şimdilik 350.000,00-TL tutarındaki kısmının icra dosyasına ödeme yaptığı 26/02/2021 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsilini talep etmiş olup, dava dilekçesi ekinde yer alan belgeler incelendiğinde davacının 01/03/2021 tarihli dilekçesi ile takip dosyasına 26/02/2021 tarihinde 405.151,90-TL ödeme yaptığını ve 2014 yılında davanın ihbar edilmiş olması nazara alınarak teminat limiti dahilinde sorumlu oldukları miktarın 7 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, bu dilekçenin yine dava dilekçesi eklerinde yer alan Ek-10’dan anlaşıldığı üzere davalı … AŞ adına …’e 05/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen 7 günlük süreyi takip eden ilk iş günü olan 15/03/2021 tarihi itibariyle davalının temerrüde düştüğü, davacının 03/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırdığı ve netice olarak 367.199,37-TL nin davalıdan tahsilini talep ettiği, davacının ıslah dilekçesine karşı davalı vekili 15/03/2022 tarihli beyan dilekçesinde ıslah ile artırılan tutara ilişkin zamanaşımı itirazında bulunduğu tespit edilmiştir. Davalın vekilinin ıslahla artırılan tutara ilişkin zamanaşımı itirazı değerlendirildiğinde; davacı tarafın icra dosyasına 26.02.2021 tarihinde 405.151,90 TL ödeme yaptığı, ödemenin haksız fiil niteliğindeki iş kazasından kaynaklandığı ve zamanaşımı süresinin 2 yıl olduğu, rücu alacağına ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresinin ödeme tarihinden itibaren başlayacağı ve ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davalı veklinin zamanaşımı itirazı yerinde görülmemiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere BAM kararı doğrultusunda belirlenen hesaplama tekniğine göre yapılan hesaplama doğrultusunda ıslah dilekçesi de göz önünde bulundurularak 367.199,57-TLalacağa ilişkin olarak davanın kabulüne, bu tutarın 350.000,00-TL kısmının temerrüt tarihi olan 15/03/2021 tarihinden itibaren, ıslahla artırılan 17.199,37-TL kısmının ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kabulüne,
367.199,57-TL tutarındaki alacağın 350.000,00-TL tutarındaki kısmının temerrüt tarihi olan 15/03/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, ıslahla artırılan 17.199,37-TL tutarındaki kısmının ise ıslah tarihi olan 03/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 25.083,40-TL karar ve ilam harcından, 5.977,13-TL peşin harç ile 293,92-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 18.812,35-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 5.977,13-TL peşin harç, 293,92-TL ıslah harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 50,50-TL tebligat/posta gideri, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.189,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 25.604,82-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”