Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/485 Esas
KARAR NO :2023/50
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/07/2021
KARAR TARİHİ:25/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili şirkete faturadan kaynaklı toplam 29.621,06 TL bakiye borcunu ödemediğinden aleyhine …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının asıl alacağın 13.253,53 TL olduğu ve 16.367,53 TL ye itiraz ettiği, davalının kısmi itiraz etmesi ile takibin durduğunu ifade ederek, davalının icra takibine yaptığı itirazın 16.367,53 TL yönünden iptaline, takibin asıl alacak, takip tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek TTK 1530/7 . Maddesi uyarınca ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, itirazın haksız olması nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, tüm yargı giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Alacaklı firmanın, icra takibine konu alacak olarak göstermiş olduğu cari hesap ekstresi kanunen geçerli olmamakla birlikte taraflar arasındaki ilişkinin
genel nitelikte mal alım-satımı niteliğindeki bir ticari ilişki olduğu, eğer alacaklının, müvekkili firmada bir alacağı olduğu konusunda talebi bulunması halinde İİK. nun 50.maddesi göndermesiyle HMK. nun 9.maddesi gereğince borçlunun ikametgahında takip yapması ve dava açması gerektiği, müvekkili firmanın yerleşim yeri Kağızman olması sebebiyle yetki mahkemenin Kağızman Mahkemeleri olduğu, icra takibine 30/12/2019 tarihinde itiraz ettikleri, İcra Müdürlüğü tarafından hazırlanan 30/12/2019 tarihli tensip zaptı uyarınca da başlatılan icra takibinin 16.367,53 TL kısmi yönünden durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekili tarafından davaya konu icra dosyasının 16.367,53 TL kısmi yönünden durdurulduğunu 02/01/2020 tarihinde öğrenildiğinden dolayı alacaklı firma tarafından 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde yani en geç 02/01/2021 tarihine kadar eldeki davanın açılması gerektiği, ancak 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra eldeki dava açıldığından dolayı açılan davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, müvekkili firma ile davalı alacaklı firma arasında yazılı olarak yapılmış bulunan bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığından dolayı taraflar arasında genel nitelikte olan mal alım-satımı niteliğinde bir ticari ilişki söz konusu olduğu, davacı firmanın icra takibine konu dayandırmış olduğu faturalara ilişkin borçlar ödenmiş olup davacı firma tarafından, müvekkili firmaya 21.07.2020 tarihinde gönderilen … Referans Kodlu Mutabakat Mektubunda 30.06.2020 tarihi itibariyle alacak-borç bakiyesinin 510,00 TL olduğu net bir şekilde ifade edildiği, davacı firma, davaya konu faturalardan sonra müvekkil firmaya göndermiş olduğu mutabakat mektubu ile borç-alacak farkının 510,00 TL olduğunu kabul ettiği, böylelikle de bugün itibariyle müvekkil firmanın, davacı firmaya 510,00 TL’lik bir borcu bulunmadığı, ilk önce müvekkili firma aleyhine açılan dava ve icra takibi, yetkisiz İstanbul İcra Daire ve Mahkemelerinde icra takibi ve dava konusu yapılmış olup yetkili icra dairesi ve mahkemeleri Kağızman İcra Dairesi ve Mahkemeleri olduğu, bu nedenle yetki itirazlarının kabulüne, kabul görmemesi halinde açılan haksız davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, yetki itirazımızın ve hak düşürücü süre telebimizin kabul görmemesi halinde açılan haksız davanın reddine karar verilmesine, davacı firma tarafından yapılan icra takibi kötü niyetli yapıldığından dolayı davacı firmanın, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın; faturadan kaynaklanan alacağa ilişkin …. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu görüldü.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti celp edilerek dosyamız arasına alınmış olup, takip dosyası incelendiğinde; alacaklının … Ve Ticaret Anonim Şirketi, borçlunun … … Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibin 29.621,06 TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 11/03/2019 tarihli 29.621,06-TL tutarlı cari ilişkiden kaynaklanan bakiye alacak olduğu, 13/12/2019 tarihli ödeme emrinin 23/12/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 27/12/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği görülmüştür.
Kağızman Asliye Hukuk Mahkemesi aracığıyla alınan Mali Müşavir bilirkişi …’ın 13/05/2022 tarihli talimat raporunda özetle; Davalının defter kayıtlarının inceleme sonucu 4 adet faturanın kayıtlarda olmadığı bu faturaların toplamı ise 12.431,29-TL olduğu, diğer faturaların kayıtlarda olduğu cari muavin dökümünde ve yasal defterlerinde ödemelerin yapıldığına dair kayıtlarının bulunduğu; herhangi bir borç bakiyesinin devretmediği tespit ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi …tarafından imzalı 19/07/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, Taraflar arasında yazılı olmayan cari hesap benzeri bir ticari münasebet (Açık Hesap İlişkisi) bulunduğu, Davalı şirketin ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğine haiz olduğu, takip tarihi ile davalıdan 29.621,06- TL alacağının kayıtlı olduğu ve davalıya kestiği tüm faturaların davalıya tebliğ edilmiş oldukları, Davacının davalıdan …. İcra Müdürlüğü … E Sayılı Dosyası ile başlattığı ilamsız takipte, 29.621,06 TL asıl alacak talep ettiği, Davalının icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazda takip konusu alacağın 13.353,53-TL kısmı kabul edilmiş ve dava İİK. nun 66. Maddesi gereğince itiraz edilen 16.367,53 TL kısım yönünden açılmış olduğundan, davacının davalıdan 16.367,53 TL asıl alacağının olabileceği, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa gereği yıllık %18,25 orandan başlayacak değişen oranlarda avans faiz işletilmesi gerekeceği tespit ve rapor edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi …tarafından imzalı 09/11/2022 tarihli ek raporunda özetle; Davalının kök rapora itirazlarının raporda herhangi bir değişiklik gerektirmediği, oradaki tespit ve görüşlerin aynen muhafazası İcap ettiği, davacı kayıtlarında yer alıp, davalı kayıtlarında yer almayan faturaların davalıya Temel Fatura olarak kesildiği ve davalıya tebliğ edilmiş oldukları tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
2004 sayılı İİK madde 67 uyarınca; “takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde Mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir”.
…. İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası sureti incelendiğinde; alacaklının … Ve Ticaret Anonim Şirketi, borçlunun … … Ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, takibin 29.621,06 TL asıl alacağa ilişkin ilamsız takip olduğu, takip dayanağının 11/03/2019 tarihli 29.621,06-TL tutarlı cari ilişkiden kaynaklanan bakiye alacak olduğu, 13/12/2019 tarihli ödeme emrinin 23/12/2019 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 27/12/2019 tarihinde, süresi içerisinde borca, ferilerine ve faize itiraz ettiği , itiraz üzerine takibin durdurulmasına dair bir kararın alacaklı/vekiline tebliğine dair takip dosyası kapsamında mazbataya ve sair bilgi belgeye rastlanmamakla birlikte, eldeki itirazın iptali davasının 30/07/2021 tarihinde açıldığı, alacaklı/vekiline itiraz üzerine takibin durdurulması kararının tebliğine dair mazbata, sair bilgi belge de bulunmadığından İİK madde 67’de öngörülen bir yıllık sürenin işlemeye başlamadığı değerlendirilmekle eldeki itirazın iptali davasının süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere, talimat Mahkemesi aracılığıyla alınan raporda davacının davalı adına düzenlediği faturalardan 4 tanesinin davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmişse de Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda davacının davalı adına düzenlediği tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalıya tebliğ edildiği, ancak davalının davacı tarafından kendisine temel fatura şeklinde gönderilen toplam 13.399,17-TL tutarındaki faturaları kayıtlarına işlemediği belirlenmiştir. Davalı adına düzenlenen tüm faturaların e fatura şeklinde olduğu ve temel fatura olarak davalıya tebliğ edildiği belirlenmiş olup, faturayı gönderenin faturanın karşı tarafa tebliğ edildiği hususunu kanıtlaması halinde, bu kez, TTK’nın 23/2. maddesinde yazılı 8 günlük yasal süre içerisinde faturaya itiraz ve iade ettiğini kanıtlama yükümlülüğü ise, karşı tarafa yani eldeki uyuşmazlıkta davalı borçluya aittir. TTK’nın 23/2. maddesi uyarınca tebliğe rağmen faturayı süresinde itiraz ve iade edilmemesi halinde fatura münderecatını aynen kabul etmiş ve faturayı gönderen taraf, faturaya dayalı bu alacağının varlığını HMK’nın 222. maddesi (TTK’nın 84. ve 85. maddeleri) uyarınca ispatlamış olur. davalının TTK’da belirtilen yöntemlerden biriyle davacının düzenlediği ve defterlerine kaydettiği bu faturalara itiraz ettiğine dair hiçbir bilgi belge bulunmadığı belirlendiğinden davacının düzenlediği fatura içeriğini kabul etmiş ve davacı taraf da bu faturalar nedeniyle alacağının ispatlamış olduğundan ve takibe konu davacı alacağının ödendiğine dair dosya içerisinde herhangi bir bilgi belgenin bulunmadığı dikkate alındığında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği alacağının takiple istenen tutarla aynı olduğu ancak davalı borçlu takibe itirazında takibe konu alacağın 13.253,53-TL tutarındaki kısmı kabul ederek 16.367,53-TL tutarındaki kısma itiraz ettiğinden ve davalının bu kısmi itirazının da yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının itirazının iptali ile takibin aynı koşullarda devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun kısmi itirazının haksızlığına karar verildiğinden hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın Kabulüne,
…. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında takip konusu alacağa ilişkin davalının 16.367,53-TL tutarındaki kısmi itirazının iptaline, takibin aynı koşullarda devamına,
2-Alacağın %20’si oranında 3.273,51-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.118,07-TL harçtan peşin alınan 131,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 986,66-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 131,41-TL peşin harç, 8,50-TL vekalet harcı, 184,32-TL tebligat/ posta gideri, 1.800,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.183,53-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı/vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”