Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/475 E. 2023/758 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/475 Esas
KARAR NO :2023/758

DAVA:Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/07/2021
BİRLEŞEN …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ … ESAS SAYILI DAVADA;

DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/12/2021
KARAR TARİHİ:08/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan), İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … San. ve Tic. Ltd Şti.’nin (…), uzun yıllardır tersane bölgesinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, …’nin tekne imal ve çelik konsantrasyon için kiraladığı, … … Mah., … Cad. No:19 adresindeki işyerinde ayrıca faaliyet gösteren … Makina diye bir şirket ile … adında iki ayrı kiracının daha olduğunu, davalı şirketin …’un borcundan dolayı bu işyerine hacze geldiğini ve …’nin Makine Parkındaki makinelerin haczedildiğini, haciz esnasında … temsilcisi …’nın, bu işyerinin borçlu ile ilgili bulunmadığı, borçlunun işyerindeki 5 no-lu ofisinin kiracısı olduğunu söylemişse de, alacaklı vekilinin istihkak iddiasını kabul etmediğini ve haciz edilip …’ya yediemin olarak teslim edildiğini, ….İcra Hukuk Mahkemesi’nin … sayılı 10.12.2020 tarihli kararında “Mahcuza müşterek zilyed bulunulmuş olmasına binaen üçüncü şahıs kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde istihkak davası açmakta muhtariyetine” şeklinde karar verdiğini, Sayın Mahkemenin kararı uyarınca süresi içinde …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile İstihkak davasının açıldığını, Sayın Mahkemeden takibin dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı istenmişse de davanın bu aşamasında ihtiyati Tedbir kararını vermediğini, İstihkak davası açılması üzerine, haciz uygulayan davalı şirketin, ….İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. sayılı dosyasından hacizli malların muhafaza altına alınması kararı ve talimat alarak …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile 23.02.2021 tarihinde haczedilen … Geminin 906.000 TL’lik makinelerinin muhafaza altına alınması işlemini başlattığını, tersanede yoğun olarak işlerin devam ettiği bu süreçte makinelerin muhafaza altına alınmasının 50-60 işçinin çalıştığı işyerinde işlerin durması, yetişmesi gereken işlerin de aksamasına sebebiyet vereceğinin ortada olduğunu, Makinelerin muhafaza altına alınmaması karşılığında, davalı şirket vekili Av. …’ın alacaklı vekili sıfatı ile ve borca katılan sıfatı ile … ve … San. ve Tic . Ltd. Şti. arasında 23.02.2021 tarihli bir protokolün imzalandığını, Protokol uyarınca; “Alacaklı vekili ile borca katılan … Limited Şirketi, …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. Sayılı dosyasının ödenmesine ilişkin olarak “Dosya borcu 120.000 TL olarak anlaşılmış olup; iş bu borcun tasfiyesi için borca katılan … ve …’nin keşide ettiği aşağıda dökümü yapılan bonolar alacaklı vekiline teslim edilmiştir.Bonolar: 23.02.2021 tanzim 15.04.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.05.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.06.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.07.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.08.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.09.2021 ödeme tarihli 20.000 TL bedelli olarak düzenlenmiş ve alacaklı vekiline teslim edilmiştir, İş bu senetler ödenmediği takdirde; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, her türlü dava ve icra takibine konu olabileceği, üçüncü şahıslar adına takibe konulabileceği, başlamış olan takiplere devam olunacağı…” Şeklinde düzenlendiğini ve imza altına alındığını, …. İcra Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açılan isthkak davasında haczedilen mahcuzların kıymet takdiri yapılması ve süreç uzaması nedeniyle haczedilen İhtiyati tedbir kararı verilmemiş ve kıymet takdirinden sonra haczedilen malların değerinin %50’si oranında yani 450.000 TL teminat ile takibin durdurulması kararının verildiğini, bu arada delillerin toplandığını, Mahkeme’nin 16.06.2021 tarihinde davalarının kabulüne ve hacizli mallar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verdiğini, davacıların haksız haczedilen mallarının muhafaza altına alınmaması ve tersanedeki işlerini aksamaması için yaptıkları protokol gereği verdikleri bonolardan vadesi gelen 23.02.2021 tanzim 15.04.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.05.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 23.02.2021 tanzim 15.06.2021 ödeme tarihli 20.000 TL’lik bonoların bedellerini davalı şirket vekilinin banka hesabına göndererek ödediklerini ve bu bonoların iade alındığını, ödenen bu paranın istirdadı davasının açılacağını, zorunlu arabuluculuğa tabii davalardan olması nedeniyle talep haklarını şimdilik saklı tuttuklarını, davalı vekilinin haciz ve haczedilen mallarının muhafaza altına alınması tehdidi ile korkutarak davacılara imzalattığı 21.02.2020 tarihli borca katılma sözleşmesi şeklinde düzenlenen protokolle borca katılanların bu sözleşmeyle bağlı olmadıklarını, davacıların içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta ise korkutmanın gerçekleşmiş sayılacağını, Türk Borçlar Kanunu 37/1 maddesinde Taraflardan biri, diğerinin veya üçüncü bir kişinin korkutması sonucu bir sözleşme yapmışsa, sözleşmeyle bağlı değildir. Madde 38- Korkutulan, içinde bulunduğu durum bakımından kendisinin veya yakınlarından birinin kişilik haklarına ya da malvarlığına yönelik ağır ve yakın bir zarar tehlikesinin doğduğuna inanmakta haklı ise, korkutma gerçekleşmiş sayılır. Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir.Madde 39- Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz.Davalının korkutma etkisi, …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı isthkak davasında, 16.06.2021 tarihinde davanın kabulü ile ortadan kalktığını ve hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, ancak bu karara karşı davalı tarafın istinaf itiazında bulunmuş olup, istinafın itraz sürecinde olduğunu iddia ederek; davacıların haciz ve haczedilen mallarının muhafaza altına alınması tehdidi ile korkutarak imzalatılan 23.02.2021 tanzim 15.07.2021 ödeme tarihli 20.000 TL,15.08.2021 ödeme tarihli 20.000 TL, 15.09.2021 ödeme tarihli 20.000 TL olan toplam 60.000 TL’lik bonolardan dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine, bonoların iptaline, davalının İİK 72/5 maddesi uyarınca %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahküm edilmesine, bonoların devir, temlik ve ciro edilmemesi ve takibe konulmaması için İhtiyati Tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Protokol ile davacıların TBK’nun 195. maddesine göre …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosya borcunu üstlendiğini, Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemelerinin, 3. kişilerin borçlu yerine yaptıkları bu ödemeleri ‘borcun üstlenilmesi’ söz konusu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmekte olduklarını, ilk haciz işleminin 26.11.2020 tarihinde yapılmış olmasına rağmen protokolün 23.02.2021 tarihinde yani haciz işleminden 3 ay sonra tanzim edildiğini, davacıların, haciz işleminden 3 ay sonra borca katıldığından haciz baskısından söz edilemeyeceğini, dosyaya sundukları karardan da anlaşılacağı gibi takibin devamına yönelik kararın 10.12.2020 tarihinde verildiğini, oysa protokolün, takibin devamı kararı üzerinden 2 ay geçtikten sonra yapıldığını, aradan geçen bu 2 aylık süre zarfında mahcuzların muhafazası için taraflarınca hiçbir girişimde bulunulmadığını, bu nedenle muhafaza baskısından da söz edilemeyeceğini, 23.02.2021 Tarihinde haciz mahalline gidilmiş ise de bu işlemin haciz veya muhafaza yapmak için değil 26.11.2020 tarihinde haczedilen mahcuzların kıymet taktirini yaptırmak için olduğunu, davacı tarafın …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E sayılı dosyasıyla açmış olduğu İstihkak davasında davacı tarafça eksik yatırılan nispi harcın tamamlanabilmesi için mahkemece mahcuzların kiymet taktirinin yapılması yönünde ara karar oluşturulduğunu, 23.02.2021 tarihinde haciz mahalline gidilmesi nedeninin de mahkeme ara kararını yerine getirmek için olduğunu, zaten 23.02.2021 tarihli tutanak incelendiğinde mahale makine mühendisi bilirkişi ile birlikte gidildiği, bilirkişinin makineler üzerinde inceleme yaptığı ve raporu hazırlamak için 20 gün süre talep ettiğinin görüleceğini, bu nedenle de haciz ve muhafaza baskısından söz etmenin mümkün olmadığını, davacının haciz ve muhafaza baskısı bulunduğuna dair iddiasının yerinde olmadığının 23.02.2021 tarihli tutanakla da sabit olduğunu, öncelikle tutanak incelendiğinde protokolün zorla ve baskı altında imzalatıldığına dair hiçbir kayıt ve delilin bulunmadığının görüleceğini, İİK’nun 8. maddesinin, ‘icra ve iflas dairesi tutanaklarının hilafı sabit oluncaya kadar geçerli’ olduğunu belirttiğini, 23.02.2021 tarihli tutanakta bırakın haciz ve muhafaza baskısı bulunduğuna ilişkin bir kaydı, haciz ve muhafaza talep ettiklerine dair de hiçbir kaydın yer almadığını, bunun da protokolün davacıların hür iradesiyle yapıldığını göstermekte olduğunu, nitekim Yargıtay kararlarının da aynı doğrultuda olduğunu, zaten haczedilen makineler boyut olarak o kadar büyüktür ki bunların insan gücüyle yerinden oynatılmasının imkânsız olduğunu, bu makinelerin taşınması ancak vinç vb. araçlarla mümkün olduğunu, ancak tutanak incelendiğinde haciz adresine vinç ile değil sadece makine mühendisi bilirkişi ile birlikte gidildiğinin görüleceğini, zaten mahale nakliye aracının da çağrılmadığını, bu nedenle de muhafaza baskısının söz konusu olmadığını, ayrıca, HMK’nun 204/2 maddesi uyarınca icra tutanaklarının birer kesin delil olduğunu, haciz ve muhafaza baskısı bulunduğunu iddia eden davacıların HMK 208/4 uyarınca icra memuruna karşı ayrı bir dava açarak tutanaktaki beyanların doğru olmadığını iddia etmesinin gerektiğini, tutanakta protokolün zorla imzalatıldığına ilişkin bir kayıt yer almadığından baskı ve zorlamanın bulunmadığının kabul edilmesi gerektiğini, davacılar üzerinde herhangi bir korkutma ya da baskı bulunmadığının olayın gidişatından da rahatlıkla anlaşılmakta olduğunu, davacıların 23.02.2021 tarihinde dosya borcuna katıldığını, dosya borcuna mahsuben düzenlenen bonoların da bu tarihte alındığını, davacıların ise menfi tespit davasını Temmuz ayında yani borca katıldıktan 5 ay sonra açtığını, baskı ve zorlamayla borca katılan birinin dava açmak için 5 ay beklemeyeceğini, baskı altında hareket eden bir insanın vakit kaybetmeden gerekli yasal haklarını kullanmasının beklendiğini, oysa davacının 5 ay boyunca hiçbir yasal hakkını kullanmadığını ve protokolle alınan bono bedellerini dahi ödemediğini, davacının 5 ay boyunca hiçbir itirazda bulunmamasının protokolün davacıların hür iradesiyle yapıldığını gösteren bir başka delil olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında haciz tarihi ile protokolün aynı gün olmasının haciz tehdidi olarak yorumlanamayacağını belirttiğini, Yargıtay’ın, haciz ile protokolün aynı gün olmasını dahi bir tehdit olarak kabul etmez iken olayda protokolün haciz işleminden 3 ay sonra yapıldığını, bu nedenle bir tehdit olarak yorumlanmaması gerektiğini, Protokolün, yazılı bir belge olduğunu ve davacıların protokol metnindeki imzalarına bir itirazlarının olmadığını, ne 23.02.2021 tarihli tutanakta ne de protokolde davacı tarafın baskıyla hareket ettiğine ilişkin tek olgu bulunmadığı gibi davacı tarafın protokolü ihtirazi kayıt bile ileri sürmeden imzaladığını, protokolün aksini iddia eden tarafın bunu aynı kuvvette başka bir delille ispatlanmasının gerektiğini, ancak davacıların iddialarını hiçbir somut delile dayandırmadığını ve afaki iddialar ileri sürerek işbu davayı açtığını, davacının, iddiasını TBK’nun korkutma başlıklı 37. 38. ve 39.maddelerine dayandırdığını, ancak TBK 38/2 maddesinde; “… Bir hakkın veya kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkutmasıyla sözleşme yapıldığında, bu hakkı veya yetkiyi kullanacağını açıklayanın, diğer tarafın zor durumda kalmasından aşırı bir menfaat sağlamış olması hâlinde, korkutmanın varlığı kabul edilir…’ hükmünün yer almakta olduğunu, yani, TBK 38/2 maddesinin, kanundan doğan bir yetkinin kullanılacağı korkusuyla sözleşme yapıldığında aşırı bir menfaat sağlanmış olması halinde korkutmanın varlığının kabul edilebileceğinin hüküm altına alındığını, o halde bu maddenin korkutmanın varlığını iki şartın gerçekleşmesine bağladığını; birincisinin davacının zor durumda kalması, ikincisinin ise bu zor durumdan yararlanarak aşırı bir menfaat elde edilmesi olduğunu, haciz ve muhafaza işleminin kanundan doğan bir yetki olduğunu, oysa davacıların icra dosya borcunu üstlenmeleriyle müvekkilinin aşırı bir menfaat elde etmediğini, bu nedenle yapılan haciz işleminin TBK md. 38/2 anlamında bir korkutma sayılmayacağını, dilekçenin 11 no.lu eki olarak dosyaya sundukları emsal Yargıtay kararında da belirtildiği gibi davacıların dosya borcunu teminat olarak yatırmak suretiyle haciz veya muhafaza baskısından kurtulabilme imkânının olduğunu, davacının yasal haklarını kullanmamasının haciz baskısı altında olmadığını gösterdiği gibi basiretsiz davranışlarının sonuçlarına da kendisinin katlanmasının gerektiğini, bu nedenle basiretsiz davranarak yasal hakkını kullanmayan davacıların haciz tehdidi bulunduğunu ileri sürerek menfi tespit talebinde bulunmasının mümkün olmadığını, dilekçenin ekinde sundukları mail çıktısından da anlaşılacağı gibi davacılarla imzalanan protokol metninin davacıların … [email protected] adresine mail yoluyla gönderildiğini, davacıların iddia ettiği gibi baskı ve zorlama yoluyla yapılan bir sözleşme olsa, protokol metninin haciz adresine gidildiği anda ellerinde hazır bulunuyor olmasının gerektiğini, oysa mahale giderken ellerinde hazır bulundurdukları bir protokol metninin olmadığını, taraflarıyla uzlaşmak isteyen ve dosya borcundan indirim yapılması ve borcun taksitlere bölünmesi halinde dosya borcuna katılmak istediğini belirtenin bizzat davacı …’nın kendisi olduğunu, bu nedenle de bilirkişi ile birlikte haciz mahalline giden Av. …’ın, ofiste bulunan başka bir meslektaşlarından yardım istediğini ve kendisine şartları belirterek bir protokol hazırlamasını istediğini, bu nedenle de protokol metninin davacıların kendi mail adresine gönderildiğini ve davacıların da uygun bulması üzerine imza altına alındığını belirterek, davanın reddine ve davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin uzun yıllardır tersane bölgesinde faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkili şirketin tekne imal ve çelik konsantrasyon için kiraladığı …, … Mahallesi, … Caddesi. No:19 adresindeki işyerinde … ve … adında 2 (iki) ayrı kiracının daha bulunduğunu, davalı şirketin …’un borcundan dolayı bu işyerine hacze geldiğini ve müvekkili … Gemi … Ltd. Şti.’nin makina parkında bulunan makinalarını haczettiğini, haciz sırasında müvekkili şirketin temsilcisi olan diğer müvekkili davacı …’nın borçlu ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin borçlu …’un işyerindeki 5 nolu ofisin kiracısı olduğunu söylemesine rağmen alacaklı vekilinin müvekkilinin istihkak iddiasını kabul etmediğini, makinaların haczedilerek yed-i emin olarak müvekkili …’ya teslim edildiğini, sonrasında …. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde … Esas sayılı dosya ile istihkak davası açıldığını, ancak talep etmelerine karşın ilgili mahkemece takibin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmediğinden, davalı şirketçe …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyasında haczedilen ve değeri 906.000,00-TL. olan makinaların muhafaza altına alınması yönündeki tehdidin sürdürülmesi üzerine borca katılan sıfatıyla müvekkilleri ile davalı şirket vekili arasında 23/02/2021 tarihli protokolün imzalandığını, anılan protokol uyarınca taraflar arasında …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosya borcunun ödenmesine ilişkin olarak toplamı 120.000,00-TL. olan sıralı bonolar verilmek suretiyle anlaşma sağlandığını, 23/02/2021 tanzim, 15/04/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. meblağlı, 23/02/2021 tanzim, 15/05/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. meblağlı, 23/02/2021 tanzim, 15/06/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. meblağlı, 23/02/2021 tanzim, 15/07/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. meblağlı, 23/02/2021 tanzim, 15/08/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. meblağlı ve 23/02/2021 tanzim, 15/09/2021 vade ödeme tarihli 20.000,00-TL. meblağlı 6 (altı) adet bononon düzenlenerek davalı vekiline teslim edildiğini, davacılar tarafından haksız olarak haczedilen mallarının muhafaza altına alınmaması ve tersanedeki işlerin aksamaması adına yapılan protokol gereği davalı tarafa verilen bonolardan vadesi gelen 23/02/2021 tanzim, 15/04/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli, 23/02/2021 tanzim, 15/05/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli ve 23/02/2021 tanzim, 15/06/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli bononun davalı şirket vekilinin banka hesabına gönderilmek suretiyle ödendiğini ve anılan bonoların iade alındığını, daha sonra …. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından … E. sayılı istihkak davasında 16/06/2021 tarihinde verilen kararla “davanın kabulüne” karar verildiğini, böylelikle davalı yanın korkutma etkisinin ortadan kalktığını, ancak bu karara karşı davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulduğunu, sonrasında ise 23/02/2021 tanzim, 15/07/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli, 23/02/2021 tanzim, 15/08/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli ve 23/02/2021 tanzim, 15/096/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli bonolardan dolayı davacı müvekkillerinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/475 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açtıklarını, bu dosyada mahkemesince ilk başta ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden vadesi gelen 23/02/2021 tanzim, 15/07/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli ve 23/02/2021 tanzim, 15/08/2021 vade tarihli 20.000,00-TL. bedelli 2 adet bono bedelinin davalıya ödenmek durumunda kalındığını, ödenen bono bedelleri ile ilgili menfi tespit talebinin İİK.’nin 72. maddesi gereğince istirdata dönüştüğünü, sonuç olarak davalı tarafa ödenen toplam miktarın 100.000,00-TL. olduğunu, bunun 40.000,00-TL.’lik kısmının İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/475 E. sayılı dosyasında dava konusu olduğunu, eldeki davanın konusunun ise borçlu olunmadığı halde davalıya ödenmek zorunda kalınan 60.000,00-TL. olduğunu belirterek; protokol gereği davalı şirkete verilen bonolardan dolayı davalı tarafa ödenen 60.000,00-TL.’nin davalıdan tahsiline, öncelikle huzurdaki davanın daha önce açılan İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/475 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istirdat davası açılması için ilk şartın geri verilmesi istenen paranın icra takibi sırasında ödenmiş olması gerektiğini, İİK 72/7 maddesinin uygulanabilmesi için davacı hakkında başlatılmış bir icra takibinin bulunmasının zorunlu olduğunu, olayımızda ise davacı hakkında başlatılan bir icra davacının bu paranın iadesini İİK 72/7 uyarınca isteyemeyeceği, İİK 72/7 şartları oluşmadığından davacının bu paranın iadesini ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceğini, ancak sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için; malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana gelmeli ve zenginleşmenin haklı bir nedene dayanmaması gerektiğini, olayda ise müvekkilinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşmenin meydana gelmediğini, davacıların – protokolle dava dışı …’un borcunu bulunmadığından üstlendiklerini, müvekkilinin …’tan olan alacağı kesinleştiğine göre ve davacıların da …’un borcunu ödediğine göre bu durumda sebepsiz zenginleşenin müvekkili değil olsa olsa dava dışı … olabileceğini, zaten biran için müvekkilinin malvarlığında bir zenginleşme meydana geldiği düşünülse bile bu zenginleşmenin haksız da olmadığını, ortada taraflarca imzalanan bir protokol ve protokol karşılığında alınan bonoların olduğunu, davacıların ise ne protokoldeki imzasına ne de bonodaki imzasına itiraz ettiğini, bu nedenle ortada haksız ödenen bir paranın olmadığını, zaten ödemeyi yapanın davacı …’nın da olmadığını savunarak, davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
…. ATM’nin … esas sayılı dosyasında Mahkememizin işbu dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı olduğundan bahisle …. ATM’nin … esas sayılı dosyasının Mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Asıl davanın; haciz baskısı altında imzalatıldığı iddia edilen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021, 15/08/2021, 15/09/2021 tarihli 20.000,00-TL bedelli bonolar nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit davası olduğu ve ödenen senetler yönünden davanın istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
Birleşen …. ATM’nin … esas sayılı dosyasında davanın; haciz baskısı altında imzalatıldığı iddia edilen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021, 15/08/2021, 15/09/2021 tarihli 20.000,00-TL bedelli bonolar nedeniyle davacının davalıya ödediğini belirttiği 60.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Mali müşavir Türkan Paşalı ve İcra İflas Hukuku Alanında Nitelikli Hesaplama Uzmanı … tarafından müşterek imzalı 11/06/2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; somut olayda, haciz öncesi takip alacaklısı davalılar ile davacı arasında borç/alacak ilişkisinin olmadığı, 26.11.2020 tarihli menkul haczinin neticeleri devam ederken 23.02.2021 tarihli protokolün düzenlendiği; davacının protokolde 120.000-TL toplamlı senet imzaladığı, protokole konu asıl davada; 15.07.2021, 15.08.2021 ve 15.09.2021 tarihli ve toplam 60.000- TL’lik bonolar nedeniyle borçlu bulunmadıklarının tespitine, bonoların iptaline karar verilmesi talep edildiği; 15.09.2021 Vadeli bono dışındaki 2 adet bononun dava tarihinden sonra 11.08.2021 ve 01.09.2021 tarihlerinde ihtirazi kayıtla ödendiği; davacı vekilince, anılan bonolar ödendiğinden, taleplerinin bu bonolardan dolayı davanın istirdat davasına dönüştürüldüğünün beyan edildiği; Sayın Mahkemece istirdadına karar verilmesi halinde beheri 20.000-TL. olan senetlerin vade tarihlerinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesi gerekeceği, Birleşen Davada; asıl dava dilekçesinde, dava açılmadan önce ödenmiş olan 15.04.2021, 15.05.2021 ve 15.06.2021 vadeli senetler nedeniyle istirdat davası açma hakları saklı tutulmuş ve anılan senetler; birleşen davaya konu edilmiştir. İhtirazi kayıtla ödenen bonoların bedeli 60.000,- TL’nin, bonoların ödenme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile davacıya ödenmesi gerekeceği, dava tarihi itibariyle işlemiş faiz miktarının 1.853,95-TL. olduğu, Sayın Mahkemece davanın kabulü halinde birleşen dava yönünden dava tarihi itibariyle istirdadı gereken 61.853,95-TL. olduğu kanaatine varıldığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Asıl davada, davacının davalıya verdiği 23/02/2021 tanzim tarihli 15/04/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/05/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/06/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/08/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/09/2021 vade tarihli altı adet bonolardan vadesi gelmeyen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/08/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/09/2021 vade tarihli üç adet bono için davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, asıl davada dava dilekçesinde ise vadesi gelen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/04/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/05/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/06/2021 vade tarihli üç adet bono yönünden istirdat davası açılacağını belirtmiş, akabinde vadesi gelen ve ödenen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/04/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/05/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/06/2021 vade tarihli bonolar için …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava açılarak 23/02/2021 tanzim tarihli 15/04/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/05/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/06/2021 vade tarihli bonolar için ödenen toplam 60.000,00-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile 23/02/2021 tarihli protokolün geçersizliğinin tespiti talep edilmiştir.
Davacı vekili 18/01/2021 tarihli dilekçesinde özetle, 15/04/2021 tarihli bononun 19/04/2021 tarihinde, 15/05/2021 tarihli bononun 24/05/2021 tarihinde, 15/06/2021 tarihli bononun 21/06/2021 tarihinde, 15/07/2021 tarihli bononun 11/08/2021 tarihinde, 15/08/2021 tarihli bononun 01/09/2021 tarihinde davalı vekili Av. … hesabına ödendiğini belirtmiş ve dilekçe ekinde ödeme dekontlarını sunduğu görülmüştür. 15/09/2021 tarihli bono hakkında da tedbir kararı olduğu için ödeme yapılmadığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, davalı ile dava dışı … arasında borç-alacak ilişkisinin bulunduğu, davalının dava dışı …’tan olan alacağının tahsili için …. İcra Dairesinin 2018/… esas sayılı dosyası ile takip başlattığı, haciz talimatında dava dışı borçlu …’ın adresinden farklı olarak 26/11/2020 tarihinde başka adreste haciz işleminin gerçekleştiği, davacının tersane inşa sahasında faaliyet gösterdiği, dava dışı borçlu …’un ise inşaat alanında faaliyet gösterdiği, davacı ile dava dışı …’un faaliyet alanları farklı olmasına rağmen davacı menkulü hakkında haciz işlemi yapıldığı ve davacı şirket yetkilisince istihkak iddiasında bulunulduğu, davacı şirket tarafından …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında dava dışı borçlu … aleyhine istihkak davası açıldığı ve açılan bu istihkak davasında davacının davasının kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmüştür. Davacı tarafından … aleyhine …. İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında görülen istihkak davasının 16/06/2021 tarihinde karara bağlandığı, davacı ile davalı arasındaki protokolün ise 23/02/2021 tarihinde imzalandığı, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere istihkak davası açılması haczin sonuçlarını engelleyemediğinden davacının protokolü satış baskısı altında imzaladığı ve iradesinin sakatlandığı kanaatine varılmış olduğundan davacıya ait menkulün satışının istenmesi durumunun davacının zor durumda kalmasına sebep olduğu, bu hususun da senet bedelleri ile haczedilen menkulün 1 milyon TL’ye yakın değeri göz önünde bulundurulduğunda davacıyı zor durumda bıraktığı, ayrıca davacı ile dava dışı borçlu … arasında davacının, borçlu …’ın borcunu üstlenmesine sebep olacak (yanlış adreste yapılan haciz dışında) herhangi bir durumun somut olarak ortaya konulmadığı, davacının haciz nedeniyle satış baskısı altında protokolü imzaladığı, bu durumun da davalıya menfaat sağladığı ve netice olarak 6098 sayılı TBK’nın 38/2. Maddesi uyarınca korkutmanın varlığının kabul edilebileceği değerlendirilmekle, protokol tarihi olan 23/02/2021 tarihinden sonra …. İcra Hukuk Mahkemesinin kararının 16/06/2021 tarihinde verildiği de göz önünde bulundurulduğunda, asıl ve birleşen davanın 6098 sayılı TBK’nın 39. Maddesi uyarınca korkutmanın etkisinin kalktığı tarihten (…. İcra Hukuk Mahkemesinin kararı ile 16/06/2021 tarihinden) itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından asıl ve birleşen davanın kabulüne, asıl ve birleşen dava yönünden 23/02/2021 tarihli protokolün geçersiz olduğunun tespitine, asıl dava yönünden dava konusu olan 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/08/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/09/2021 vade tarihli üç adet bono yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti ile 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/08/2021 vade tarihli bonoların dava açıldıktan sonra ödenmesi nedeniyle ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar vermek gerekmiş, birleşen dava yönünden de dava konusu edilen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/04/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/05/2021 vade tarihli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/06/2021 vade tarihli bonoların bedelleri dava açılmadan evvel ödendiğinden ve ödenen bedellerin istirdadı istendiğinden ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere ;
A) Asıl Dava Yönünden;
1-Davanın Kabulüne,
Taraflar arasında akdedilen 23/02/2021 tarihli protokol uyarınca düzenlenen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/07/2021 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/08/2021 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/09/2021 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli, üç adet bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
15/07/2021 vade tarihli ve 15/08/2021 vade tarihli bonolar ödendiğinden, 15/07/2021 vade tarihli bono için ödenen 20.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 11/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 15/08/2021 vade tarihli bono için ödenen 20.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 01/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.098,60-TL harçtan peşin alınan 1.024,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.073,95-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 1.024,65-TL peşin harç, 8,50TL vekalet harcı, 313,00-TL tebligat/ posta gideri, 3.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.405,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
B) …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas Sayılı Birleşen Dava Yönünden;
1-Davanın Kabulüne,
Taraflar arasında akdedilen 23/02/2021 tarihli protokolün geçersizliğinin tespitine,
Taraflar arasında akdedilen 23/02/2021 tarihli protokol uyarınca düzenlenen 23/02/2021 tanzim tarihli 15/04/2021 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/05/2021 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli, 23/02/2021 tanzim tarihli 15/06/2021 vade tarihli 20.000,00-TL bedelli, üç adet bono yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
15/04/2021 vade tarihli, 15/05/2021 vade tarihli ve 15/06/2021 vade tarihli bonolar ödendiğinden 15/04/2021 vade tarihli bono için ödenen 20.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 19/04/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 15/05/2021 vade tarihli bono için ödenen 20.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 24/05/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte, 15/06/2021 vade tarihli bono için ödenen 20.000,00-TL’nin ödeme tarihi olan 21/06/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadı ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 4.098,60-TL harçtan peşin alınan 1.024,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.073,95-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 1.024,65-TL peşin harç, 8,50TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.092,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır