Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/472 E. 2021/662 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/472 Esas
KARAR NO :2021/662

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/11/2013
KARAR TARİHİ:05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni tarafından, … Ve Tic.Ltd. Şti. aleyhine…. İcra Müdürlüğü ‘nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, borçlu tarafından 11.10.2013 tarihinde borca itiraz edilmesi sebebi ile takibin durduğunu, davalı şirketin vekiledeni şirketten almış olduğu gıda ürünlerinden kaynaklanan borçları olduğunu, fakat davalı-borçlu şirketin, bahsi geçen müteakip taleplere rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığını , işbu alacağa ilişkin ödeme yapılmaması nedeniyle, 25.09.2013 tarihinde yukarıda belirtilen bedelin tahsili amacıyla…. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, …. İcra Müdürlüğü ‘nün … E. sayılı dosyası tahtında gönderilen ödeme emrinin davalı-borçlu tarafından tebellüğ edilmesinden hemen sonra borçlu şirket tarafından 08.10.2013 tarihinde vekiledeni şirketin hesabına 4.366,00 TL gönderildiğini ve ardından borcun bulunmadığı iddiası ile takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini , ancak yapılan bu ödemenin nasıl ve ne şekilde hesaplandığı ve hangi saik ile ödendiğinin anlaşılamadığını, her ne kadar yapılan 4.366.00 TL ödeme ve 704,73 TL işlemiş faiz alacağı düşülmek sureti ile 13.294,12 TL üzerinden huzurdaki itirazın iptal davası açılmış ise de vekâlet ücretinin takip talebindeki asıl alacak miktarı olan 17.660,12-TL üzerinden hesaplanması gerektiğini beyanla davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı taraf aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Tarafların 10.04.2013 tarihli satın alma sözleşmesi ile cari hesap ilişkisi içerisinde çalıştıklarını, İşbu sözleşmenin 2. Maddesi ile tarafların cari hesap ilişkisi içerisinde çalışacakları, sözleşmenin 7. Maddesi ile de, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 1 yıl süreli olduğunun düzenlendiğini, tarafların alacaklı yâda borçlu olduklarının tespitinin yapılabileceği tarih olan 09.04.2014 tarihi, sözleşmenin sona erme tarihi olduğunu, davacının icra takibini 25.09.2013 tarihinde cari hesap dönemi bitmeden ikame ettiğini, TTK’ mm 89. ve 91- maddelerine göre “… Cari Hesap Sözleşmesinin hesap kesilmeden alacak talep edilemeyeceğine ilişkin bir sözleşme olduğunu, cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiç birinin alacaklı veya borçlu sayılamayacağını , tarafların hukuki durumunu ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesinin belirlediğini, işbu madde kapsamında davacının icra takibini cari hesap dönemi sona ermeden başlattığını , alacaklıya borçlu olup olmadığının cari hesap dönemi sonunda belli olacağından davacı tarafın ikame ettiği icra takibi ve akabinde açtığı işbu davanın yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK 67 maddeye dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına, cari hesap ekstresi, borçlu şirkete ait faturalar ve ticari defter kayıtlarına dayanmışlardır.
Davaya dayanak… İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … Gıda San. Ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine 17.660,12-TL asıl alacak , 704,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam : 18.364,85-TL alacağın tahsili için 25.09.2013 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 07/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 11/10/2013 tarihinde süresinde asıl alacağın tamamına ve fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı alayhine her ne kadar toplam 18.364,85-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış ise de davacı dava dilekçesinde 13.294,12 TL üzerinden davalının itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 2013/… -2015/… E. K. sayılı, 09.04.2015 tarihli karar ile :”… Toplanan deliller ve sözleşme kapsamında her iki yanın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi suretiyle Mali Müşavir Bilirkişiden alınan 02.09.2014 havale tarihli kök ve 20.01.2015 tarihli ek rapora göre her iki yanın 2013 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve kendileri lehine delil olacağı , yanlar arasındaki ticari ilişkinin 12.11.2013 tarihinde son bulduğu, takibe konu edilen faturaların davacı ve davalı ticari defterlerinde ayrı ayrı kayıtlı olup , bu faturalardan evvel ticari ilişki başlangıcında davalı yanca aynı kapsamda hizmet faturası adı altında davacıya fatura düzenlenmediği , yanlar arasındaki asıl çekişmenin davalı tarafından davacı adına sözleşme kapsamında düzenlenen hizmet faturalarından doğduğu ve bu faturalardan … nolu , … nolu , … nolu faturaların davacı tarafından kabul edilip ticari defterlere kaydedilmesine rağmen diğer 12 adet hizmet faturasının davacı ticari defterlerinde kayıtlarının olmadığı , ancak davalının ilgili hizmet faturalarını taahhütlü posta ile davacıya gönderdiği sabit olmasına rağmen davacının bu faturaları sözleşme şartlarına göre iade ettiğine ilişkin somut bilgi ve belgeye rastlanmadığı, dolayısıyla davacı yanca sözleşmenin 6. maddesi uyarınca faturalara kayıtlı hizmetlerin alıcı yani davalı tarafından yerine getirildiğini kabul edilmiş sayıldığı, o halde mal tutarlarına bağlı olarak değişken hizmet faturası davalının alış tutarı üzerinden davacıya fatura ettiği %5 ciro pirimi hizmeti olup sözleşme hükümlerine göre davacıya fatura edilen genel katılım bedeline ait hizmetin ve insert kare bedeline ait hizmetin verilmediği hakkında davacı tarafından somut bilgi ve belge sunulmadığı, bu durumda sözleşme hükümlerine göre bu hizmetlerin davacıya verildiğinin kabul edileceği , netice itibariyle hernekadar takip tarihi itibariyle, davacının, davalıya 17.660,07-TL miktarınca mal vermesinden dolayı alacaklı olduğu , davalının da düzenlenen hizmet faturaları nedeniyle 13.293,89-TL alacaklı olduğu sabit ise de, cari hesap ilişkisi sürekli devam ettiğinden bu kez dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya ve sözleşme doğrultusunda davalının düzenlediği hizmet faturalarını davacı tarafından kendisine gönderilen faturalardan mahsup ederek bakiyesini 75 gün içinde ödemesi gerektiği ve faizinde 75 gün sonra talep edilebileceği esasına göre yapılan hesaplama doğrultusunda davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 156,42-TL alacaklı olduğu anlaşılıp kabul edilmekle davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar vermek yasal ve nihayet yanlar arasında sınırları sözleşme ile belirli ticari ilişki doğrultusunda alacağın likit ve itirazın kabul edilen miktarca haksız olduğu anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, keza takibe girişirken davacının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı taleplerinin yerinde olmadığına ” karar verilmiş,
Davacı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/17201-2018/1869 E. K. Sayılı, 05.04.2018 tarihli ilamı ile :”…Dava ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından kesilen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bahsi geçen davalı tarafından davacıya kesilen muhtelif hizmet faturalarının satış bedelinden mahsubu için ya açıkca davacı defterlerinde kayıtlı bulunması ya da davacı imzasını taşıyan dayanak belge ile ispatlanması gerekmektedir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin dosya kapsamı ve dairemiz uygulamaları ile bağdaşmayan rapora istinaden yazılı şekilde karar vermesi isabetsiz olduğu ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememiz tarafından 16.10.2018 tarihli duruşmada taraf vekillerinin Yargıtay Bozma ilamına karşı beyanları alındıktan sonra Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/17201-2018/1869 E. K. Sayılı, 05.04.2018 tarihli bozma kararına uyulmasına karar verilerek tekrar yargılama yapılmış olup Mahkememizce 2018/564 – 2019/765 E. K. sayılı, 08.10.2019 tarihli karar ile “…. davanın kabulü ile; davalının…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazının 13.294,12-TL üzerinden iptalini, takibin asıl alacağa (13.294,12-TL) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın %20 si oranındaki 2.658,82-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiş,
Davalı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/3979 – 2021/3829E. K. Sayılı, 19.04.2021 tarihli ilamı ile :”..Dosya içerisinde bulunan 29.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucu davalı tarafından davacıya kesilen 15.05.2013 tarihli 18,90 TL, 31.05.2013 tarihli 712,00 TL ve 03.06.2013 tarihli 1.770,00 TL bedelli faturaların davacı tarafından davalı alacağından mahsup edildiği ve yine davalı tarafından banka kanalı ile yapılan ödemenin de mahsup edildiği, davacının ticari defterlerine göre alacağın 10.793,22 TL olarak belirlendiği anlaşılmaktadır. Davacı ticari defterleri kendi aleyhine delil teşkil ettiğinden davacının ticari defterlerinde bulunan 3 adet fatura ve banka ödemesinin de dikkate alınarak mahkemece 10.793,22 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememiz tarafından Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/3979 – 2021/3829E. K. Sayılı, 19.04.2021 tarihli bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Somut olayda Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının ticari defterlerine göre alacağın 10.793,22 TL olarak belirlendiği, davacı ticari defterleri kendi aleyhine delil teşkil ettiğinden davacının ticari defterlerinde bulunan 3 adet fatura ve banka ödemesinin de dikkate alınarak davacının davalıdan alacağının 10.793,22 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalının…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazının 10.793,22-TL üzerinden iptali ile takibin 10.793,22-TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazının 10.793,22-TL üzerinden iptali ile takibin 10.793,22-TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Alacağın %20 si oranındaki 2.158,64-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 737,28-TL harçtan peşin alınan 135,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 602,03-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 24,30-TL başvuru harcı, 135,25-TL peşin harç, 3,75-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 163,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 1.580,00-TL yargılama giderinen red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.282,76-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 2.500,90-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Davalı tarafından yapılan toplam 83,98-TL yargılama giderinen red ve kabul oranına göre hesaplanan 15,79-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalının gider avansından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde re’sen davalıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde; davalının / vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸