Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/463 E. 2023/49 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/463 Esas
KARAR NO :2023/49

DAVA:Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/07/2021
KARAR TARİHİ:25/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı yekilinin 14.07.2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle: “Müvekkilim … … ilinde zirai makine ve parçalarının satımı konusunda davalı ile 14.12.2006 tarihinde | yıl süreli bayii sözleşmesi imzalandığı bir yıl süreli aynı şartlarla devam ederek belirsiz hale geldiği, davalı şirket ile müvekkil arasında yapılan sözleşmede, müvekkilin sorumluluk alanı … …, … ve ….serisi Zirai Traktör ve parçaları, 5000 serisi zirai traktör ve parçaları , pamuk toplayıcı ve parçaları biçerdöverleri gibi zirai makina ve yedek parçaları kapsadığını, müvekkil sözleşme ile kendisine yüklenen hukuki ve şahsi sorumlulukları yerine getirdiği, davalı şirket tarafından … 7.Noterliğinin … yevmiye sayılı 15.05.2020 tarihli ihtarnamesi ile sözleşmeyi tek taraflı fesh ettiklerini beyan eden ihtarname gönderildiği, 22.05.2020 tarihinde tebli. ğ edildiği, ihtarnamede davalı şirketin tüm ticari faaliyetlerinin sona erdirileceği iddiasıyla sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiği, Ancak davali şirketin faaliyetlerinin devam ettiğini, Ticaret sicilinden bu durumun görüleceğini, müvekkil şirket 14 yıl lider konumda olduğunu, müvekkil davalı şirket tarafından yapılan haksız fesih sonucu içeride bulunan komisyon alacağını alamadığını, ticari itibarının zedelendiğini, kar mahrumiyetine uğradığını, müşteri çevresini kayıp ettiği için manevi olarak yıpranmış zarar gördüğünü, 12.05.2021 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğu, TTK — 122’ye göre, acenta ilişkisinden kaynaklı olarak tazminat istenebileceğinin hüküm altına alındığını, aynı kanunun 2.bendde tazminatın, acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon ve diğer ödemelerin ortalamasını aşamaz. Sözleşme ilişkisi daha kısa bir süre devam etmişse, faaliyetin devamı sırasındaki ortalamanın esas alınağı denilerek tazminatın ne şekilde hesaplanması gerektiğinin belirtildiğini, müvekkilin defter kayıtları ile bunun hesaplanacağını, belirtilen nedenlerle 14.12.2006 başlangıç ve 22.08.2020 bitiş tarihli bayilik sözleşmesinden kaynaklı alacağımız belirsiz olduğundan şimdilik 100 TL denkleştirme tazminatı, davalı tarafça haksız fesh edilen sözleşmeden kaynaklı olarak alacağımız belirsiz olduğundan şimdilik 100 TL komisyon alacağının müvekkile ödenmesini, haksız fesihten kaynaklı olarak Uğrantlan manevi zarar alacağı belirsiz olduğundan şimdilik 100 TL müvekkile ödenmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2002 yılında makina araç pazarlama faaliyeti için kurulduğunu, davacı ile 2006 yılında Bayilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketin 2020 yılı içinde faaliyetlerini sona erdirmeye karar verdiğini, sadece davacı ile değil tüm Türkiyede çok sayıda bayileri ile akdedilmiş sözleşmellerini ihbar sürelerine uyarak fesh ettiğini, müvekkil şirketin Türkiye’deki tüm satış ve dağıtım faaliyetleri sona erdirildiği, 2020 yılı Eylül ayı itibariyle müvekkil şirketin artık Türkiye’de tek bir bayisi bulunmadığını, Şirketin … de buluna: fabrikası ve şubesi 15.10.2021 tarihli Genel Kurul ile kapatıldığını, kararın 22.10.2021 tarihli TTSG yayınlandığını, müvekkil şirket mallarının ve borçlarının tasfiyesini takiben, tasfiye işlemleri de tamamlarımak suretiyle İstanbul Ticaret Sicilinden terkin edileceğini, ayrıca müvekkil şirketin defter ve kayıtları ile SGK den celp edilecek çalışan sayısına göre aylardır ticari faaliyetinin bulunmadığı, muhasebe uzmanı dışında çalışanı olmadığını, davanın belirsiz olarak ikame edilemeyeceğini, davacının müvekkil şirket nezdinde bulunduğunu iddia ettiği komisyon alacağı, kendi ticari defter ve kayıtları ile hesaplayabileceğini, davacının komisyon alacağı iddiası için herhangi bir deli! sunmadığını, müvekki! şirket sözleşmeye uygun olarak fesih yaptığını, TTK 122.Maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı talep edilebilmesi için aranan tek Satıcılık ilişkisi ve sözleşmenin sona ermesinden sonra portföyden önemli menfaat elde edilmeye devam edilmesi ön şartı bulunmadığından davacının denkleştirme tazminatı talebinin haksız olduğunu, sözleşmenin Tekel Hakkı Vermesi getektiğini, müvekkilin ticari faaliyetlerine son verdiğinden ortada portföyden önemli menfaat elde etme koşulunu sağlayan tek bir ticari faaliyet ve işlem olmadığını, dolayısıyla davacı komisyon alacağı veya manevi tazminat adı altında herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacağını, ayrıca müvekkil nezdinde herhangi bir komisyon alacağı bulunmadığını, belirtilen nedenlerle davamın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddine, manevi tazminat talebinin de aynı şekilde hukuki yarar yokluğundan reddine, TTK 122.maddeye göre tek satıcı olma ve Portföyden fesihten sonra fehseden tarafın önemli menfaat elde etmesi ön koşulu gerçekleşmediğinden denkleştirme tazminatı, komisyon alacağı ve manevi zararın tazmini taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dosya incelendiğinde dava dilekçesinin davalıya 19/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın vekili aracılığıyla 20/12/2021 tarihinde ön büro aracılığıyla cevap dilekçesi sunduğu ve sunulan cevap dilekçesinin süresinde olmadığı belirlenmiştir.
Dava; taraflar arasında akdedilen 14/12/2006 tarihli bayilik sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedildiği iddiasıyla haksız feshin tespiti ve haksız fesihten kaynaklanan denkleştirme tazminatı, komisyon alacağı ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… talimat sayılı dosyasından alınan Mali Müşavir … ve Nitelikli Hesaplama Uzmanı … tarafından müşterek imzalı 12/04/2022 tarihli talimat raporunda özetle; Yedek Parça ve Madeni Yağ Alış Satış Farkları KDV hariç 967.924,82, KDV 174.22647, toplam tutar 1.142.151,29; Traktör Alış Satış Farkları KDV hariç2.751.358,86, KDV 220.588,71, toplam tutar 2.977.947,57; Genel Olarak Taplam 5 Yıllık Alış Satış farkı KDV hariç 3.725.283,68, KDV 394.815,18, toplam tutar 4.120.098,86; Genel Olarak 1 Yıllık Ortalama Kar KDV hariç 745.056,74, KDV 78.963,04, toplam tutar 824.019.77 olduğu tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce alınan Mali Müşavir bilirkişi … ve Ticaret Hukuku Alanında Nitelikli Hesaplama Uzmanı bilirkişi … tarafından müşterek imzalı 21/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu, her türlü delilin takdiri ve nihai karar Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı ile davalı arasında 14.11.2006 tarihinde Bayilik Sözleşmesi imzalandığı ve taraflar arasında ticari ilişkinin bu şekilde başladığı, 28.08.2020 tarihine kadar devam ettiği, Davalı şirketin merkezinin yurt dışında olduğundan yabancı sermayeli bir şirket olduğu, Şirketin Yurt dışı Merkezi tarafından 26.03.2020 tarihinde Türkiye’deki faaliyetin sonlandırılması kararı aldığı, buna dayalı olarak Davalı şirket tarafından davacıya 15.05,2020 tarihinde Noterden gönderilen ihtarname, davacı ile olan bayi sözleşmesi tebliğinden itibaren 3 ay sonra yürürlüğe girmek üzere fesh edildiğinin bildirildiği, ihtarnamenin 28,05.2020 tarihinde tebliğ edilmesi ile 28.08.2020 tarihine göre fesh edildiği, Tarafların imzaladığı sözleşmede bu hükmün yer aldığı, Davalı şirket Müdürler Kurulu tarafından 06/06/2020 tarihli kararı ile çalışanların iş akitlerinin feshine, … Şubesinin kapatılmasına, bayiliklerin sonlandırılmasına kararı verildiği, Davalı şirketin sunulan 2019, 2020 ve 2021 tarihli Kurumlar Vergisi beyannamelerine göre tasfiye süreci içine girdiği, 2020 yılı sonuna göre davacı dahil çalışan aktif bayisi kalmadığı, elinde satılacak stokların sıfırlandığı, Cirosunun 546 milyon TL.den 1 milyon TLye düştüğü, aktif büyüklüğünün de 2020 yılı sonuna göre %43 azalarak tasfiye sürecine girdiğinin anlaşıldığı, Davalı Şirketin sunduğu ticari defter onaylarına göre, defterlerin VUK göre usulüne Uygun olarak tutulduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı şirketin aldığı işletmesel karar ile Türkiye’deki faaliyetlerini sonlandırma kararı alması nedeniyle tüm bayilerin sözleşmelerinin alınan karara uygun olarak fesh edildiği, davalı şirketin resmi bir karar olmamakla birlikte mali kayıtlar açısından tasfiye sürecine girdiğinin anlaşıldığı bu nedenle feshin haksız olarak kabul edilemeyeceği; yine davalı şirketin davacı acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da Önemli menfaatler elde ettiğini söylemenin zor olduğu (TTK m. 122/1a), takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Davacının davalı şirketten Denkleştirme Tazminatı, Komisyon alacağı ve Manevi zararına ilişkin taleplerinin ispatlanamadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı ile davalı arasında JTD için üretilen zirai tarım makine ve ekipmanlarının satışına ilişkin 14/12/2006 tarihinde bayilik sözleşmesi akdedildiği, sözlemenin süresinin 1 yıl olarak kararlaştırıldığı, taraflardan herhangi birinin yazılı fesih bildiriminde bulunması halinde fesih bildirimini takip eden 3 ayın sonunda sözleşmenin sona erdirileceğinin kararlaştırıldığı, davalı şirketin … 7. Noterliğinin 15/05/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki 14/12/2006 tarihli sözleşmenin ihtarnamenin tebliğindin itibaren 3 ay sonra hüküm doğurmak üzere feshedildiğinin belirtildiği, ihtarnamenin davacıya 22/05/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve 3 aylık sürenin bitimi itibariyle sözleşmenin 22/08/2020 tarihinde feshedildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, davalı tarafından yapılan feshin haksız fesih niteliğinde olduğundan bahisle taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı, komisyon alacağı ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davacının portföy tazminatı talebi yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmede; fesih durumunda TTK.m.122/f.3 maddesi uyarınca aranan koşulların gerçekleşmesi halinde denkleştirme tazminatı istemesi mümkündür. 6102 Sayılı TTK’nın 122.maddesi uyarınca davacının denkleştirme tazminatı talep edebilmesi için sözleşmenin sona ermesi ve bunun davacının kusuruna dayanmaması, müşteri çevresinin genişletilmesi, müşteri çevresinin sağlayıcıya devredilmesi ve sağlayıcının bu müşteri çevresinden önemli menfaatler elde etmesi ve hakkaniyetin gerektirmesi koşullarının bir arada olması gerekmektedir.
Bu husunun değerlendirilebilmesi için öncelikle davalı tarafça yapılan feshin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Davalı şirketin yurt dışında bulunan merkezi tarafından 26/03/2020 tarihinde alınan müdürler kurulu kararına göre Türkiye’deki faaliyetlerinin askıya alınmasına karar verildiği ve Türkiye’de bulunan Müdürler Kurulu’nun da 06/06/2020 tarihli kararı ile Yurt dışındaki müdürler kurulu kararını onayladığı ve çalışanların iş akitlerinin feshine, … Şubesinin kapatılmasına ve bayiliklerin sonlandırılmasına karar verildiği, alınan ve onaylanan işletmesel karar nedeniyle davacı ile davalı arasındaki bayilik sözleşmesinin … 7. Noterliğinin 15/05/2020 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği ve davalı şirketin … Şubesinin de 22/10/2021 tarihli Ticaret Sicil kararı ile kapatıldığı, davalının 2020 yılı ekim ayından itibaren herhangi bir ürün satışının olmadığı,, davalının 2020 yılı eylül ayından önce 46 olan bayi sayısının sıfırlandığı, davalının mali kayıtlarına göre tasfiye kararı alınmamakla birlikte fiilen tasfiye sürecine girdiği, cirosunun ve aktif büyüklüğünün azaldığı belirlendiğinden sözleşmenin feshinin davacının kusuruna dayandığından söz edilemeyeceği gibi davalı tarafça yapılan fesih ise davalının fiilen tasfiye sürecine girmesi nedeniyle sözlemede düzenlenen fesih hükümlerine uygun olarak yapıldığında, taraflar arasındaki sözleşmenin olağan fesih olarak sona erdiği anlaşılmıştır. Davalı tarafça sözleşmeye uygun olarak olağan fesih şeklinde sözleşme sona erdirildiğinden yapılan feshin haksız olduğundan da söz edilemez. Ancak sözleşmenin sona ermesinin davacının kusuruna dayanmaması nedeniyle TTK 122.maddesinde sayılan koşulların gerçekleşmesi halinde davacının denkleştirme tazminatı talep etme hakkı bulunmaktadır. Sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra da davalı şirketin, davacının müşteri portföyünden önemli bir menfaat elde etmeye devam ediyor olması koşulu bakımından yapılan inceleme ve değerlendirmede; somut olayda davalı şirketin fiilen tasfiye sürecine girmesi ve faaliyetlerini devam ettirmemesi nedeniyle davalı şirkete bırakılan bir müşteri çevresinden söz edilemeyeceği gibi, müşteri çevresinin fiili tasfiyeye giren davalı şirkete önemli menfaat sağladığından da söz edilemeyeceği anlaşıldığından denkleştirme tazminatı talebi için TTK 122/fmaddesinde aranan bu koşulun (önemli menfaat elde etme koşulunun) gerçekleştiğinin kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır. denkleştirme tazminatı talebinde ispat yükü davacıda olup davacı, davalının önemli bir menfaat elde ettiğini kanıtlayamamıştır. Bunun yanı sıra somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, davacıya denkleştirme tazminatı ödenmesinin hakkaniyete uygun olduğunu gösteren dosyada herhangi bir delil yoktur. Yukarıda da belirtildiği gibi dekleştirme tazminatı istenebilmesi için aranan koşulların kümülatif olarak gerçekleşmesi gerektiğinden davalı şirketin önemli bir menfaat elde ettiği ve hakkaniyetin gerektirdiği koşulu gerçekleşmediğinden davacının dekleştirme tazminatı talibe yerinde görülmemiştir. Ayrıca dosyada mevcut deliller kapsamında yapılan değerlendirmede davacının komisyon alacağı talebinin ve manevi zararlarının ispatlanamadığı anlaşıldığından davacının bu istemleri de yerinde görülmeyerek davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL harçtan peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca denkleştirme tazminatı ve komisyon alacakları yönünden 200,00-TL ve manevi tazminat talebi yönünden 100,00-TL olmak üzere toplam 300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır