Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/448 E. 2021/908 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/448 Esas
KARAR NO:2021/908

DAVA:Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/07/2017
KARAR TARİHİ:09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında 16/03/2016 tarihinde … … Suyu ürünlerinin Avrupa Bölgesi genelinde satışı ve dağıtımının 5 yıl süre ile müvekkili davacıya söz konusu ürünlerin satışı hususunda münhasır yetki verildiğini, tek satıcılık ilişkii devam ederken, davalı şirket 17/08/2016 tarihinde tek satıcılık sözleşmesini tek taraflı olarak feshettiğini bildirdiğini, davalı şirketin fesih bildiriminde bulunduğu tarihten hemen bir gün sonra 18/08/2016 tarihinde başka bir firmaya sözleşmeye konu malları sattığını ve buna ilişkin fatura kestiğini, davalının tek satıcılık sözleşmesini haksız feshi nedeniyle … 1. Noterliğinin 13/02/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile tek satıcılık bölgesindeki bazı firmalara da ürün verdiğinin tespit edildiği bu nedenle tek satıcılık sözleşmesinin 3.2 maddesi gereğince 100.000 euro cezai şart ile yine sözleşmenin aynı hükmü gereğince sözleşmenin haksız feshi nedeniyle 200.000 TL uğranılan zarar ve mahrum kalınan kar talep edildiğini davalı şirketin müvekkiline gönderdiği ihtarname ile tek satıcılık sözleşmesindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığını sözleşme ve yazışmaların şirket yetkilisinin bilgisi ve muvafakati dahilinde olmadığını iddia ettiğini, beyan ettiği sonuç olarak telafisi imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi için davalının menkul ve gayri menkulleri ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde teminatsız olarak talep miktarınca ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; cezai şart alacağına ilişkin 42.000TL tutarındaki talebini 364.490 TL ıslah ederek arttırmak suretiyle, kar mahrumiyeti alacağına ilişkin 42.000TL tutarındaki talebini 135.261,18-TL ıslah ederek arttırmak suretiyle toplam 406.490TL cezai şart ve toplam 177.261,18TL kar mahrumiyeti alacağını dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının yabancı şirket olduğunu, teminat ödemekle yükümlü olduğunu, yanlar arasında imzalanan sözleşmenin şirket yetkilileri … ait olmadığını, davacının beyanından da anlaşılacağı üzere, her ne kadar hukuken müvekkili açısından muteber bir anlaşma olmayan 16/03/2016 tarihli sözleşmenin 17/08/2016 tarihinde fesih edildiğini, davalı şirketin de 18/08/2016 tarihinde başka bir firmaya mal satışı yaptığının bildirildiğini, o halde 16/03/2016 tarihli sözleşmenin sona ermesinden sonra davacının artık sona eren bir sözleşmeye dayalı olarak cezai şart talep etmesinin hukuken mümkün olmadığını, 16/03/2016 tarihli sözleşmenin 3.2 maddesinin “İş bu sözleşme yürürlükte kaldığı sürece bölge içinde şirket, … Çamaşır suyu satış ve dağıtım hakkını tek satıcıdan başka hiçbir kişi ve/veya kuruluşa vermemeyi taahhüt etmektedir.” şeklinde olduğunu, dava konusu 16/03/2016 tarihli sözleşme 17/08/2016 tarihi itibariyle fesih edildiğini bildirdiğini yani sözleşmedeki “yürürlükte kaldığı sürece” ibaresiyle açıklanan dönemin 17/08/2016 tarihi itibariyle sona erdiiğini o halde sözleşmeyle, “bölge içinde … Çamaşır suyu satış ve dağıtım hakkını tek satıcıdan başka hiçbir kişi veya kuruluşa vermeme” yükümlüğünün de 17/08/2017 tarihinde sona erdiğini, sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini, zararın kabul edilmesi halinde bile müvekkilinin bu zarardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; 16/03/2016 tarihli tek satıcılık sözleşmesi, 17/08/2016 tarihli fesih beyanı ile fatura görüntüleri, … 1. Noterliğinin 13/02/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, … 1. Noterliğinin 03/03/2017 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi, ticari defter ve kayıtlar, taraflar arasındaki mail yazışmaları, keşif, bilirkişi ve tanık deliline dayanmışlardır.
Uyuşmazlık kapsamında davalının ticari defterlerinin incelenmesi için … Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla rapor alınmış olup, Mali Müşavir … 16/05/2018 havale tarihli Talimat raporunda özetle; davacının dava tarihi olan 19/07/2017 tarihi itibariyle 4 aylık 14 döneme ilişkin 177.261,18TL zararının olacağı belirtilmiştir.
Mahkememizce resen seçilen bilirkişiler … ve … tarafından müşterek imzalı 22/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin yabancı firma olduğundan dolayı yabancı dilden Türkçe’ye çevrilmiş ‘apostille’li Türkçe çerileri sunulduğunu, davacın yan tarafından sunulan belgede ‘5.960,80 Euro alacağınız konusunda mutabık durumdayız’ yazısının mevcut olduğunu ve en son 20/07/2016 tarihi itibariyle davalı yana 5.960,80 Euro borçlu olduğunu, davalının sözleşme fesih tarihi olan 17/08/2016 tarihi sonrası 18/08/2016 tarihinde … nolu fatura ile 18/08/2016 tarihinde … …-… …ünvanlı firmaya daha yüksek fiyatla mal satışının mevcut olduğunu, davacının alış fiyatı faturalardan tespit edilmekte ise de satış fiyatları bilinemediğinden alım satı faaliyetinden kaynaklanan karının tespiti mümkün olamamakta ise de davacının davalı şirketten alarak diğer dava dışı şirkete satması halinde kazancının ne olacağından hareketle firmaya yapılan satış tarih ve miktarları karşılaştırılmak ve her 4 ayda bir fatura düzenlenmiş olması dikkate alınmak suretiyle yapılan değerlendirme ile dava tarihi itibari ile davacının 4 aylık 14 dönem, 14 dönem X 3.114.84 Euro=43.607,76 Euro, 43.607,76 Euro X 4,0649=177.261,18TL zararının söz konusu olacağı tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizce 04/11/2020 tarih 2017/… – 2020/… E.K.sayılı ilamı ile “Davanın kısmen kabulü ile davacının 177.261,18-TL zararının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının 42.000,00TL tutarındaki cezai şarta ilişkin talebinin reddine,” karar verildiği, işbu kararın davacı vekilince İstinaf edildiği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 10/06/2021 tarih 2021/939 – 2021/880 E.K.sayılı kararı ile “… Somut olayda, dava dilekçesinde dava değeri 84.000,00.TL olarak gösterilmiş, harç bu değer üzerinden yatırılmıştır. 20/02/2020 tarihinde harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile talebin 583.751,18.TL olarak ıslah edilerek harcın ikmal edildiği, mahkemece yargılamanın tek hakimle yürütülüp tek hakimle karar verildiği, oysa dava değerinin 583.751,18.TL. Olduğu, dosyanın heyete tevdine karar verilmesi gerekirken davanın esastan sonuçlandırılması 5235 sayılı yasanın 5. Maddesine açıkça aykırılık teşkil etmektedir. HMK’nın 355. maddesi gereğince resen gözetileceğinden davacı vekilinin esasa ilişkin diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin, istinaf başvurusunun usulen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a4 maddesi gereğince kaldırılmasına…” karar verilerek dosya Mahkememize gönderilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; tek satıcılık sözleşmesinin feshinden dolayı uğranıldığı iddia edilen zararlar, mahrum kalınan kar ve cezai şart alacağına ilişkindir.
Davacı yan; tek satıcılık sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin 3.2 maddesi gereğince 42.000,00 TL cezai şart ile 42.000,00 TL kar mahrumiyeti alacağını talep etmiş, bilahare 20/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; cezai şart alacağına ilişkin 42.000TL tutarındaki talebini 364.490,00 TL, kar mahrumiyeti alacağına ilişkin 42.000TL tutarındaki talebini ise 135.261,18-TL arttırmak suretiyle toplam 406.490TL cezai şart ve toplam 177.261,18TL kar mahrumiyeti alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, davalı yan ise taraflar arasındaki ticari alım – satım ilişkisinin 2013 Yılından beri devam etmekte olup bu ilişki çerçevesinde davacı taraf, davalı şirketten almış olduğu ürün bedellerini ödememekte, yapılan uyarılara da icabet etmeyerek borçlu bulunduğu halde ürün talep etmekte olduğunu, borcunu ödemeyen davacıyla ticari ilişki sürdürülmesinin hukuken beklenecek bir davranış olmadığından sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini, zararın kabul edilmesi halinde bile davalının bu zarardan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 16/03/2016 tarihli tek satıcılık sözleşmesi ile davalı şirket tarafından satılan … Çamaşır suyunun Avrupa bölgesi genelinde 5 yıl süreyle tek satıcı olan davacı tarafından satış ve dağıtımının üstlenilmesinin kararlaştırıldığı, davalı tarafça sözleşmenin, ürün bedellerinin ödenmemesi ve davacının borcunun bulunduğu halde ürün talep etmesi gerekçesiyle sözleşmenin feshedildiği hususlarında çekişme bulunmamaktadır.
Çekişme; sözleşmenin davalı yanca haklı olarak feshedilip feshedilmediği, buna göre davacının cezai şart ile kar mahrumiyeti taleplerinin yerinde olup olmadığı ve nihayet bunların tutarına ilişkindir.
Somut olayda davalı yan, davacı şirketin almış olduğu ürün bedellerini ödememesini, yapılan uyarılara da icabet etmeyerek borçlu bulunduğu halde ürün talep edilmesini, borcunu ödemeyen davacıyla ticari ilişki sürdürülmesinin hukuken beklenecek bir davranış olmamasını gerekçe göstererek sözleşmenin haklı olarak fesh edildiğini ileri sürmüş ise de; Talimat Mahkemesi aracılığıyla alınan 16/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere sözleşmenin akdedildiği tarihten önce de aynı tutarlarda alacak bakiyesinin mevcut olduğu belirlendiğinden, feshin haklı nedene dayanmadığı kanaatine varılmıştır.
16/03/2016 tarihli tek satıcılık sözleşmesinin 3.2.maddesinde davalı şirketin, sözleşmenin yürürlükte kaldığı sürece sözleşme konusu malın satış ve dağıtım hakkını tek satıcıdan başkasına vermemeyi taahhüt ettiği, aksi halde tek satıcının sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkı olacağı, davalı şirketin, tek satıcıya 10.000 Euro ödemeyi taahhüt ettiği düzenlenmiş olup, cezai şarta ilişkin bu sözleşme hükmünün davacı tek satıcı lehine uygulanabilmesi için ürünün satış ve dağıtım hakkının tek satıcıdan başka bir kişiye verilmesi ve sözleşmenin, tek satıcı tarafından feshedilmesi gerekmektedir. Somut olayda sözleşme haklı bir nedene dayanmaksızın davalı şirket tarafından feshedildiğinden ve sözleşmenin fesih tarihinden sonra davalının başka bir firmaya mal satışı yaptığı tespit edildiğinden, gerek sözleşmenin tek satıcı tarafından değil, davalı şirket tarafından feshedilmesi gerekse de fesih sebebinin malın başkasına satılması olmaması, malın başka firmaya satışının fesihten sonra gerçekleşmesi hususları göz önünde bulundurulduğunda, sözleşmenin 3.2.maddesine göre cezai şartın koşulları oluşmadığından cezai şarta ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının, sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle uğranılan mahrum kalınan kar kaybına ilişkin talebine gelince; gerek talimat mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda gerek Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda; faturalardan davacının alış fiyatının tespit edildiği görülmüş, ancak satış fiyatları bilinmediğinden kar tespitinin yapılamadığı anlaşılmıştır. Satış fiyatı bilinmeden bu hususta tespit yapılamayacağından bilirkişilerin değerlendirmelerine itibar edilmiştir. Davacının zararı 177.261,18TL olduğu hesaplanmış ve sözleşmenin haksız feshi nedeniyle uğranılan zararlar ile ilgili olarak fesih tarihinden sözleşmenin bitiş tarihi arasındaki sürede davacının zarara uğrayacağı açık olduğundan düzenlenen faturalar esas alınarak yapılan hesaplamanın denetime açık ve hüküm kurmaya elverişle olduğu değerlendirildiğinden davanın kısmen kabulüne, 177.261,18 TL’nin 42.000,00 TL.sine dava tarihinden, kalan tutarın ise ıslah tarihi olan 20.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, cezai şarta ilişkin talebin ise reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE, 177.261,18 TL’nin 42.000,00 TL.sine dava tarihinden, kalan tutarın ise ıslah tarihi olan 20.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Cezai şarta ilişkin talebin REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 12.108,71-TL harçtan peşin alınan 1.434,51-TL harcın ve 8.534,20-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.140,00-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 1.434,51-TL peşin harç, 8.534,20-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 10.000,11-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafından yapılan 615,15-TL davetiye / posta gideri, 2.100-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.715,15-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 824,48-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 20.789,81-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(3) maddesi uyarınca 20.789,81-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin talep halinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır