Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/446 E. 2021/916 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/446 Esas
KARAR NO : 2021/916

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/07/2021
KARAR TARİHİ : 10/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesini özetle; Müvekkil … Limited Şirketi, Nisbetiye Mah. …Sok. … Apt No:.. D:3 Ulus-Beşiktaş İstanbul adresinde faaliyet yürüttüğünü, şirketin faaliyet konusu, madencilik ve tabii kaynakların işletilmesi, satın alınması, kiraya verilmesi ve anasözleşmesinde yazılı diğer işler olup şirket ağırlıklı olarak mermer ihracatı ile iştigal ettiğini, …’ın şirketin tek ortağı olduğu, şirketi temsil ve ilzam konusunda tek yetkili… olup şirket çalışanlarına ya da üçüncü kişilere şirketi temsil ve ilzam konusunda herhangi bir yetki devri söz konusu olmadığını, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi, davacı … tarafından verilen siparişlere ilişkin avans ödemelerine karşılık davalı tarafın yaptığı mermer teslimatı şeklinde işlendiğini, müvekkil …Limited Şirketi ile davalı şirket arasında devam eden ticari ilişkiden kaynaklanan cari hesap ilişkisine göre; müvekkilce bu zamana kadar yapılan ödemelerden, davalı şirketçe teslim edilen mermer emtia bedelleri mahsup edildiğinde, kayıtlarına göre 21.174,80USD alacağının temerrüt tarihi olan takip tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıl vadeli USD cinsi mevduata uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini müzakereler sonucu 28/06/2021 tarihinde tarafların anlaşamaması ile sonuçlandığını, davalı taraf her ne kadar yetki itirazında bulunmuş ise de; taraflar arasındaki akdi ilişkiyi inkâr etmemiş olup, taraflar arasında mermer satışından kaynaklanan bir sözleşmesel ilişkinin varlığı noktasında da uyuşmazlık bulunmadığını, başlatılan icra takibinde bu sözleşme ilişkisi nedeniyle doğan ve tahsil edilemeyen bir kısım para alacağının tahsilini talep edildiğini, karşı taraf tarafından para borcunun ifa yeri bakımından müvekkilin ikametgahından başka bir yer kararlaştırıldığı iddia ve ispat olunmadığını, borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına , asıl alacak bölümüne takip tarihinden itibaren kamu bankalarının bir yıl vadeli USD cinsi mevduata uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, Likit olan alacak nedeniyle borçlunun haksız itirazı sabit olduğundan takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; davalı şirketin uhdesinde bulunan Burdur ili …ilçesi… Ruhsat,…Erişim numaralı maden sahasında ürettiği ve üretecek olduğu blok mermer/mermerlerin davacı (alıcı) şirket tarafından markalanması, markalanan blok mermerin satışı ve teslimi, ödeme koşulları ile Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Maden Kanunu hükümleri gereğince tarafların hak ve yükümlülüklerinin saptanması hususunda 19.12.2016 tarihli “Mermer Alım Satım Sözleşmesi” akdedildiğini, davacı şirket genel kurulunun, 02.11.2016 tarih ve 33199 sayılı kararıyla;şirket müdürlüğüne 10 seneliğine … Mah. …Sok. No:.. Beşiktaş İSTANBUL” adresinde ikamet eden …T.C. Kimlik numaralı …’nin atanmasına karar verilmiş ve şirket müdürüne şirketi her hususta münferit imzası ile temsil ve ilzam etmek üzere yetki verildiği belirtildiği, İşbu karar 14.11.2016 tarihli ve 9197 sayılı ticaret sicil gazetesiyle ilan edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin imza tarihinde…’nin şirket müdürü olduğu ve münferit imzasıyla şirketi her hususta temsil ve ilzam etmeye yetkili olduğu görüldüğü, her ne kadar davacı şirket, şirketin temsil ve ilzam hususunda tek yetkilisinin … olduğunu iddia etmiş ise de işbu iddia asılsız olmasının yanısıra hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan itibar edilmemesini, bununla birlikte devam eden zamanlarda …, şirketi fiilen yönetmiş olup, davacı şirketin amaç ve konusuna giren mermer ihracatına dair mermer blokların seçimi,pazarlanması, mermer sahalarında markalanacak blok mermerin bedeli, kalitesi,rengi ve ölçüsü hususunda karar vermeye yetkili tek kişi olduğunu, tarafların tacir olduğunu, öncelikle sözleşmedeki yetki şartının geçerli olduğunu, sözleşmeye yetkili kılınan Antalya Mahkemelerinin kesin yetkili olduğu dikkate alındığında dava şartı yokluğu oluşmadığından davanın yetki yönünden usulden reddine karar verilmesine, sunulan sözleşme hükümleri gereğince davalı şirketin, davacı şirkete herhangi bir şekilde borcu bulunmadığını, Davalı şirket uhdesinde bulunan mermer sahasında ihracata elverişli blok mermer üretildiğini, diğer birçok ihracattan farklı olarak blok mermer ihracatlarında davacı şirket gibi alıcılar bizzat mermer ocaklarından taş markalamak sureti ile alım yapmakta olduğunu, Blok mermerlerin markalanması ile diğer alıcı şirketler, markalanan blokları inceleyememekte ve satın alamamakta , öte yandan blok mermerin markalanması sırasında kullanılan boyalar, mermer yüzeyinden çıkartılamadığını, Mermer sektöründe, “Markalamak” ifadesi, blok mermerin incelendiği ve alıcı firma tarafından satın alındığı anlamını taşıdığını, mermer sahasında yerinde inceleme yapılarak alıcı şirketin görevlendirdiği blok eksperi tarafından incelenen blok mermer ölçüleri alınarak markalanır,markalamada blok ölçüleri,istendiği takdirde tonaj,firmanın logosu ve bloğun numarası boyayla eksper tarafından yazıldığını, alıcı firma sıfatında bulunan davacı şirket , davalı şirketin işletmekte olduğu mermer ocağında gerekli incelemeleri yaparak avans bedelinin üzerinde blok mermer markalamış olup sözleşme hükümleri gereğince mermer blokların markalanması ile birlikte mülkiyetin ve zilyetliğinin de davacı şirkete geçtiği, davalı şirketin teslim yükümlülüğünün olmadığı, avans bedelinin üzerinde blok mermerin markalandığı, görüldüğünden davalı şirketin, davacı şirkete hiçbir şekil ve şartta borcunun olmadığını davalı şirketin işletmeci sıfatında bulunduğu maden sahasından avans bedelinin üzerinde blok mermer markalayan davacı şirket, blok mermerleri satın almış olmasına rağmen haksız ve kötüniyetli olarak müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatmış bulunduğunu, davacı şirket tarafından kabul edildiğinden davacının iddia ve taleplerini kabul etmemek kaydıyla ve yukarıda yer alan beyanları tekrarla her halükarda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı şirket tarafından markalanan mermer blokların ağırlık,hacim ve yükseklikleri hesaplanarak düzenlenen çeki listeleri davacı şirket çalışanı tarafından kontrol edilerek imzalanmış bulunduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve çeki listesi dikkate alındığında davacı şirketin avans bedeli iadesi isteminde tamamen haksız olduğu ve müvekkil şirket sözleşme ile tarafına yüklenen tüm edimleri yerine getirmiş olup ;haksız ve kötüniyetli olarak alacak iddiasında bulunan karşı taraf şirketin sözleşme hükümlerini ihlali ve müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatılmasından dolayı müvekkil şirketin uğradığı zararlar, banka ve kredi kurumları nezdinde uğradığı itibar kaybı ve sözleşmede yer alan cezai şart bedeli istemi hususunda fazlaya ilişkin nedenlerle davanın ve davacının tüm istemlerinin reddine karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak iş bu davayı açan davacının asıl alacağın %20’si üzerinden tazminata mahkum edilmesini talep ediyoruz.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; 21.174,80 USD alacağa ilişkin İstanbul … İcra Dairesinin…osyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Hasar faturaları, tespit tutanağı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, arabuluculuk son tutanağı,cari hesap kayıtları, ticari defter kayıtları, tanık, bilirkişi incelemesi,keşif ,yemin ve sair her türlü yasal delillere dayanmışlardır.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… E sayılı takip dosyasında; alacaklı… LİMİTED ŞİRKETİ tarafından borçlu … VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ aleyhine toplam 21.174,80-USD alacağın tahsili için 04/06/2021tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, 11/06/2021 tarihinde süresinde borca, yetkiye ve faize itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 19/12/2016 tarihinde Mermer Alım Satım Sözleşmesi akdedildiği, alıcının… Lmited Şirketi adına … ile satıcı… Limited Şirketi adına … tarafından ilgili sözleşmenin imza altına alındığı, dosya kapsamında 14 Kasım 2016 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin…Limited Şirketinin, şirket müdürlüğü pozisyonuna …’nin atandığı, her hususta münferit imzası ile temsil ve ilzama yetkili olduğunun ilan edildiği, 22 Mart 2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin ilgili firmanın şirket müdürü …’nin müdürlükten istifa edildiği, istifanın kabulüne karar verildiği, müdürlüğünün sona erdiği, şirket müdürü olarakta …’in şirket müdürü olarak atandığı ilan edilmiştir.
İİK 67 maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davalarında yetkili icra dairelerinde açılan takibin yapılması dava şartı olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması şartı ile mahkemece bu hususun re’sen dikkate alınması gerekir, bilindiği üzere İİK 50 maddesinde icra dairesinin yetkili belirlenmesine HMK hükümlerine atıfta bulunmaktadır. (BAM 12. HD. 03/06/2021 Tarih 2021/672 – 2021/334 E.K.sayılı ilamı) İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine hemde mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK 50 maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisinin incelenmesi gerekmektedir. (BAM 13 HD. 27/09/2021 Tarih 2021/847 – 2021/1347 E.K.sayılı ilamı)
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, 19/12/2016 tarihli Mermer Alım Satım Sözleşmesi içeriği ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin uyuşmazlıkların çözümü ve yetkili merci bölümünde 7. maddesinde ihtilafların çözümü için Antalya Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkisinin kabul edildiği, dolayısıyla usulüne uygun icra dairesine yapılmış icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM
1-Usulüne uygun icra dairesine yapılmış icra takibi bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 59,30-TL harcın başlangıçta peşin alınan 2.169,05-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.109,75-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana iadesine,
-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26.maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davada haksız çıkan taraftan karşılanması gerekmekle, 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/ vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
10/12/2021

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır